Kılıçdaroğlu: Biz toplumun her kesimini kapsayan bir siyaseti hayata geçirmek istiyoruz

Kılıçdaroğlu Biz toplumun her kesimini kapsayan bir siyaseti hayata geçirmek istiyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti olarak toplumun her kesimini kapsayan bir siyaseti hayata geçirmek istediklerini ve bunun mücadelesini verdiklerini söyledi.
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, Genel Merkez’de gerçekleÅŸtirilen Parti Meclisi (PM) toplantısının açılışında yaptığı konuÅŸmada, 37. OlaÄŸan Kurultay‘da “2. Yüzyıla ÇaÄŸrı Beyannamesi”nin oy birliÄŸiyle kabul edildiÄŸini söyledi.
Beyannamenin içeriÄŸine dair bilgi veren KılıçdaroÄŸlu, metnin oy birliÄŸi ile kabul edilmesinin her partiliye sorumluluk yüklediÄŸine dikkati çekti. KılıçdaroÄŸlu, “Bu sorumluluÄŸun birinci aktörü benim, ikinci aktörü MYK üyeleri, üçüncü aktörü de sizler olacaksınız yani Parti Meclisi üyelerimiz olacak. 2. Yüzyıla ÇaÄŸrı Beyannamesi’ni toplumun her kesimine hiçbir ayrım yapmadan gidip aktarmamız gerekiyor.” dedi.
ÇaÄŸrı beyannamesinin ana omurgasını ilk Anayasa’nın birinci maddesi olan “Egemenlik milletindir” sözünün oluÅŸturduÄŸunu aktaran KılıçdaroÄŸlu, hiçbir kiÅŸiye, sınıfa, zümreye egemenliÄŸin verilmesini asla kabul etmediklerini vurguladı.
KılıçdaroÄŸlu, yüzde 41,6’sı yenilenen Parti Meclisinin, 39’u erkek 21’i kadın 60 kiÅŸiden oluÅŸtuÄŸunu, yaÅŸ ortalamasının ise 48 olduÄŸunu bildirdi.
“Sorunu çözmeye birileri talip olmalı”
Kılıçdaroğlu, toplantıyı televizyon, sosyal medya ve radyodan takip eden vatandaşlara da seslenerek, şunları söyledi:
“Biz toplumun her kesimini kapsayan bir siyaseti hayata geçirmek istiyoruz, bunun mücadelesini veriyoruz. EÄŸer sorun ortaksa o sorunu çözmeye birileri talip olmalı. Biz Cumhuriyet Halk Partisinin Parti Meclisi üyeleri olarak Türkiye’nin 18 yıldır çözülemeyen, belki de onlarca yıldır çözülemeyen sorunlarının çözümüne talibiz. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyoruz. KiÅŸinin kimliÄŸi, inancı, yaÅŸamı farklı olabilir, Türkiye’nin herhangi bir coÄŸrafyasında yaÅŸabilir, köyde, kentte, kasabada, ilçede yaÅŸayabilir ama bir sorunu varsa o sorunun çözümüne talip olan bir partiyiz. Biz yeni Parti Meclisi olarak bu sorunları çözmeye talip olduÄŸumuzu herkese anlatmak zorundayız.”
Cumhuriyet Halk Partililerin siyaseti bir zenginleÅŸme aracı olarak görmediÄŸini dile getiren KılıçdaroÄŸlu, “Siyaset bana ne verecek?” düşüncesinde olmadıklarını, “Biz siyasete hangi katkılarda bulunabiliriz?” dediklerini ifade etti.
“Siyaseti temiz, ahlaklı zeminde yürütmek zorundayız”
Kılıçdaroğlu, iktidar partilerinin siyaseti zengileşme aracı olarak gördüğünü ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz siyaseti halka hizmet aracı olarak görüyoruz. Bu nedenle biz siyaset yaparken zenginleÅŸmiyoruz aslında mal varlığımızı açıklıyoruz ama onlar korkularından mal varlıklarını bile açıklayamıyorlar. Hatta yeri, zamanı gelince herhangi bir ülkenin devlet baÅŸkanı çıkıp ‘Mal varlığını açıklarım ha’ diye tehdit edince sesleri dahi çıkmıyor. O nedenle siyaseti temiz zeminde, ahlaklı zeminde yürütmek zorundayız.”
Siyasetin, var olan sorunları görme ve “Sorunları nasıl çözeceÄŸiz?” düşüncesini içselleÅŸtirme olduÄŸunu belirten KılıçdaroÄŸlu, şöyle konuÅŸtu:
“Aslında bugün Türkiye’deki bütün sorunları 83 milyonumuz yaşıyoruz, hep beraber yaşıyoruz. Bu sorunlar nasıl çözülecek, kiminle çözülecek, kimlerle çözülecek? Hükümet dediÄŸiniz organ kimlerden oluÅŸuyor? Bir kiÅŸiden mi, bakanlardan mı? Yoksa bir kiÅŸi her ÅŸeye kadir mi, her ÅŸeye muktedir mi? O bir kiÅŸi bütün bu yetkileri toplamasına karşın neden sorunları çözemiyor? Özellikle iktidar partisine oy veren ve iktidar partisini destekleyen partilere ya da partilere oy veren vatandaÅŸlarıma seslenmek isterim. 18 yıldır yönetiyorlar, Türkiye’nin hangi sorununu çözdüler? Bana bir Allah’ın kulu çıkıp desin ki ‘Ben Türkiye’nin ÅŸu sorunu vardı ve ben bu sorunu çözdüm.’ Hangi sorunu? Yok böyle bir ÅŸey.
Ayrıca siyaset geleceÄŸi öngörme sanatıdır. GeleceÄŸi öngörürsünüz. Dünya nereye gidiyor? Türkiye nereye gidiyor? Biz çaÄŸdaÅŸ dünyadan kopuyor muyuz, yoksa orayı aşıp daha ileriye gitme gibi bir hedef mi ortaya koyduk? EÄŸer siyaset dar alana sıkışmış ve kendi fasit dairesi içinde politika üretmeye çalışıyorsa onun Türkiye’ye de dünyaya da hiçbir yararı olmaz. Yarar saÄŸlamak istiyorsa o fasit dairenin dışına çıkıp, her düşünceyi rahatlıkta oturup, dinlemesi gerekiyor.”
“Yeri geldiÄŸinde evimizi otel gibi kullanırız”
KılıçdaroÄŸlu, siyasetin bir özveri alanı olduÄŸuna da deÄŸinerek, “Siyaset kolay bir ÅŸey deÄŸildir. Siyaset yapan arkadaÅŸlarımın doÄŸru dürüst aile hayatları bile yoktur. Yeri geldiÄŸinde evimizi otel gibi kullanırız. Sabah, öğle, akÅŸam bazen dışarıda, bazen baÅŸka ülkede, bazen falan ilde, köyde, kırsalda çalışırız, 24 saat. Sorun varsa, soruna kilitleniyorsan, sorunun kaynağına gidiyorsan, sorunu yaÅŸayanları dinliyorsan, onlar hangi sorunlarla karşılaÅŸtılar ve o sorun onlar için ne tür maliyetler ortaya çıkardı, bunu görüyorsan o zaman sen gerçekten temiz bir siyasetçisin, düzgün bir siyasetçisin, özveride bulunan bir siyasetçisin. Ayak ayak üstüne atıp ‘Efendim iÅŸte ben gideceÄŸim, 6 ay tatil yapacağım’ demeyeceksiniz, diyemezsiniz. Siyasete giriyorsanız 24 saat telefonunuz açık olacak.” ifadelerini kullandı.
Siyasetin aynı zamanda topluma adanmışlık olduğunu da aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“İçinde yaÅŸadığınız toplumun daha görkemli bir yaÅŸam sürmesini saÄŸlarsınız, onu amaçlarsınız, hedefiniz o olması lazım. Herkesin huzur içinde yaÅŸadığı bir Türkiye’yi düşünün. Bizim idealimiz herkesin huzur içinde yaÅŸadığı bir Türkiye, herkesin mutlu olduÄŸu bir Türkiye, kavgalarını olmadığı bir Türkiye. Böyle bakmak gerekiyor. O nedenle siyaset bir çatışma alanı deÄŸildir, bir uzlaÅŸma alanıdır. Siyaseti çatışma alanından, kavga alanından çekip sorunları çözmek için bir uzlaÅŸma alanına dönüştürürseniz bundan karlı çıkan sadece ülke olur. Hepimiz karlı çıkarız, bu iÅŸin zararlısı olmaz. Kavga alanı yaratıp, ‘Kendi tabanımı bloke edeceÄŸim, baÅŸka bir yere gitmesin’ diye özel bir çaba içine girerseniz, ülkeyi ayrıştırırsınız ve bölersiniz ve insanların saÄŸlıklı düşünmesini engellersiniz.”
“Yetkin kadrolarla çalışmak zorundasınız”
Kılıçdaroğlu, oy vermeyen vatandaşa da saygı duyulması gerektiğini, insanları kaybetmenin değil kazanmanın önemli olduğunu belirtti.
Siyasetin yetkin kadrolarla çalışma alanı olduÄŸunu söyleyen KılıçdaroÄŸlu, “İster iktidar ister muhalefet siyasete giriyorsanız yetkin kadrolarla çalışmak zorundasınız. İşini bilen kadrolarla çalışmak zorundasınız. 21’inci yüzyılda hiç kimse ‘Ben her ÅŸeyi biliyorum’ diyemez. Hiç kimse her ÅŸeyi biliyor olamaz. 21’inci yüzyılda geliÅŸmiÅŸliÄŸin tanımı nedir? GeliÅŸmiÅŸliÄŸin tanımı ÅŸudur; küçük ayrıntılarda iÅŸ bölümüne giden ülke geliÅŸmiÅŸ ülkedir. Yetkin insanlarla çalışmak siyasetçinin topluma güven vermesi açısından da son derece deÄŸerlidir.” diye konuÅŸtu.
“Her vatandaşın başımızın üzerinde yeri var”
KılıçdaroÄŸlu, önerilerini sunmaya devam edeceklerini belirterek “Siyasi iktidara, ‘Hiç kimseyi ötekileÅŸtirmeyin.’ dedik. KimliÄŸi, inancı, yaÅŸam tarzı farklı olabilir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaÅŸayabilir ama hepimiz bu vatanda ve bayrağımızın altında özgürce yaşıyorsak kimseyi ötekileÅŸtirme hakkımız yoktur. Bunu defalarca söyledim.” diye konuÅŸtu.
Parti Meclisi üyelerinden bunu gittikleri her yerde dile getirmelerini isteyen KılıçdaroÄŸlu, “Biz hiç kimseyi ötekileÅŸtirmiyoruz. Bu ülkede yaÅŸayan her vatandaşın bizim başımızın üzerinde yeri var. EksiÄŸimiz, yanlışımız varsa söylesin. Eksikten ve yanlıştan ders çıkarmasını bilen bir siyaset anlayışını gütmek istiyoruz.” dedi.
“Vebali de günahı da onlara oy verenlerdedir”
KılıçdaroÄŸlu, iktidarı, “Kimse aç ve açıkta kalmasın. Herkesin bir gelecek güvencesi olsun.” diye uyardıklarını belirterek, ÅŸunları söyledi:
“Bugün geldiÄŸimiz noktaya bakın. Bir kiÅŸi 18 yıldır Türkiye’nin hemen hemen her noktasına egemen. Bürokrasiden toprağına kadar. Valisi, kaymakamı her ÅŸeyi kendi emrinde. EÄŸer 18 yıldır siz ülkeyi yönetiyor ve 18 yıldır hala on binlerce çocuk yataÄŸa aç giriyorsa bir derdimiz var demektir.
AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeÅŸlerime seslenmek istiyorum, bu ülkede 18 yıldır yönetiyor ve bir çocuk yataÄŸa aç giriyorsa ve çocuk açlıktan ölüyorsa bunun vebali de günahı da onlara oy verenlerdedir. Bu kadar açık, net söylüyorum. Devleti, ülkeyi yönetenler bir çocuk yataÄŸa aç gidiyorsa uyumazlar. Hemen ulaşırlar, her türlü ihtiyacını karşılarlar, geleceÄŸini güvence altına alırlar. Bunu yapmamız gerekiyor.”
“10 milyonun üzerinde iÅŸsizimiz var”
İşsizlik rakamlarına da deÄŸinen KılıçdaroÄŸlu, “18 yıldır ülkeyi yöneteceksiniz, 10 milyonun üzerinde iÅŸsizimiz var. 600 bin üniversitelerden mezunumuz çıktı. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır.” dedi.
Kılıçdaroğlu, PM üyelerinden gittikleri her yerde bunu anlatmalarını isteyerek, şunları kaydetti:
“Özellikle fakir aile çocuklarını bulup, onları uyuÅŸturucuya alıştırıyorlar sonra torbacı yapıyorlar ve piyasaya salıyorlar. İktidar 18 yıldır bu memleketi yönetiyor. Ne oldu, nasıl oldu da fuhuÅŸ ve uyuÅŸturucu bu kadar arttı? Nasıl oldu da kadınlara ÅŸiddet bu kadar yüksek boyutlara ulaÅŸtı? Kimin vebali, günahı var? Kim bu ülkeyi yönetiyor? Hepimizin sorması lazım. Hiçbir çocuk yataÄŸa aç girmesin. Bunu her yerde söyleyin. Her çocuk bizim çocuÄŸumuzdur ve bir çocuk yataÄŸa aç giriyorsa sorumlusu Lale Devri’ni yaÅŸayanlardır. Biz ne dedik? Herkesin yaşı ne olursa olsun bir gelecek güvencesi olmalı, Aile Destekleri Sigortası’nı kuracağız. Böyle bir kurum olacak dedik. Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaÅŸayıp 21. yüzyılda gelecek güvencesi olmayan bir kiÅŸiyi bile bırakmayacağız. Herkesin bir gelecek güvencesi olacak.”
“Hepimizin oturup düşünmesi lazım”
KılıçdaroÄŸlu, daha önce Adana’da intihar giriÅŸimi polisler tarafından engellenen bir vatandaşın açıklamasını anımsatarak ÅŸunları kaydetti:
“Ben size 21. yüzyılın Türkiyesi’nden gerçek bir fotoÄŸrafı veriyorum. 18 yıldır bu ülkeyi yöneteceksiniz. 10 milyonun üzerinde iÅŸsiziniz olacak, bütün dünyayla kavgalı olacaksınız Orta DoÄŸu’da kan akacak ve siz silahları vereceksiniz, memlekette huzur kalmayacak. Bunu hepimizin oturup düşünmesi lazım.”
“Temiz siyaset” vurgusu
CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu, “Siyaseti kirlilikten arındıralım, siyaset temiz insanların, düzgün insanların iÅŸi olsun. Siyaset gerçekten topluma adanmışlık ilkesini benimseyen insanların alanı olsun.” dediklerini ve Siyasi Ahlak Kanunu çıkarmayı teklif ettiklerini ancak iktidarın bunu kabul etmediÄŸini söyledi.
VatandaÅŸların Türkiye Büyük Millet Meclisine güveninin yüzde 1,2 olduÄŸunu ve bu durumun çok acı bir tablo olduÄŸunu dile getiren KılıçdaroÄŸlu, “Bu Meclis hani gazi meclisti, KurtuluÅŸ Savaşı’nı yöneten meclisti, bu Meclis ‘Egemenlik bilakayduÅŸart milletindir’ diyen meclisti, cumhuriyeti kuran meclisti. Nasıl oldu da vatandaşın gözünde yüzde 1,2 itibarı olan bir kuruma dönüştü. Sorumlusu kim? EÄŸer rüşvet alan adamı milletvekili yaparsan, para karşılığı iÅŸ takipçiliÄŸi yapanı milletvekili yaparsan, parlamentoya getirirsen, bakan yaparsan, yolsuzluklar alıp başını gider ve sesini çıkarmazsan, bu Meclis bu konuma gelir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
KılıçdaroÄŸlu, devletin liyakatla yönetilmediÄŸini, iÅŸin ehline verilmesi gerektiÄŸini belirterek, “Senin dünya görüşünü paylaÅŸan çok sayıda, gerçekten konunun uzmanı bir sürü insanımız var. Yurt dışında doktora yapmış, master yapmış Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun olmuÅŸ çok kiÅŸi var. Neden bunları devletin kadrolarında alıp yetiÅŸtirmiyorsun?” diye sordu.
Dış politikada bir iflasla karşı karşıya kalındığını, Dışişleri Bakanlığının devre dışı olduğunu, kimsenin Dışişleri Bakanlığından bürokratların görüşünü almak gibi bir düşüncesi bulunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Büyükelçi olmak kolay mı, genel müdür, üniversitede akademisyen olmak kolay mı? Bütün bunları attılar bir tarafa, dolayısıyla, damattan Hazine Bakanı, rüşvetçiden, iÅŸ takipçilerinden büyükelçi yaptılar. Yanlış bunlar. Bir Kızılay yöneticisi eleÅŸtiriyor, ‘Güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmaz’ diyor, kendisi de AK Parti’li, hemen AK Parti’den atıyorlar. Åžimdi ben AK Parti’ye oy veren vatandaÅŸlara seslenmeyecek miyim? Bu yapılanın haksızlık olduÄŸunu o görüyor, dillendiriyor ama partiden atılıyor. O zaman orası iÅŸ takipçiliÄŸi karşılığında rüşvet alanların yuvası mı oluyor acaba. Öyle bakmak lazım. Dürüst insanların, ahlaklı, insanların dışlandığı bir parti niteliÄŸine mi geldi orası?”
“3,5 milyon insan günde 39 lirayla geçinmek zorunda”
Kemal KılıçdaroÄŸlu, bir salgın süreci yaÅŸandığını, bununla ilgili eleÅŸtiri getirmediklerini, her toplantıda “bu süreçten nasıl çıkılır, neler yapılması gerekir” madde madde bunu saydıklarını ancak büyük bir kısmının yapılmadığını belirtti.
İş yeri kapananlara kısa çalışma ödeneÄŸi verildiÄŸini hatırlatan KılıçdaroÄŸlu, “KiÅŸi çalışırken ayda 10 bin lira alıyor. ‘Sana 1168 vereceÄŸiz…’ Asgari ücret alıyor diyelim, ‘Hayır asgari ücret de vermeyeceÄŸiz sana 1168 lira yani günde 39 lira vereceÄŸiz.’ 3-3,5 milyon insan ÅŸu anda günde 39 lirayla geçinmek zorunda. Åžimdi ben 83 milyona seslenmek istiyorum, çoluk çocuk dahil, vicdanı olan herkese seslenmek istiyorum. Günde 39 lirayla kim, hangi aile geçinebilir? Verdikleri para da işçinin kendi parası, iÅŸsizlik sigortası. KardeÅŸim yapıyorsan bari, asgari ücret ver.” ifadesini kullandı.
Bugün 18 yılın sonunda Türkiye’nin Lale Devri’ni yaÅŸayanlar ile ekmek mücadelesi verenler olmak üzere iki katmanlı bir toplum haline geldiÄŸini ileri süren KılıçdaroÄŸlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Lale Devri’ni yaÅŸayanlar belli, para pulla onların ilgisi yok, cepleri dolar, her ÅŸeyleri var, yedi sülalelerine yetecek kadar siyasetten mal varlığı da edindiler. Bunların hiçbir derdi yok, iÅŸsizlik, yoksulluk diye bir dertleri hiç yok. Ekmek kavgasında olanların derdi var. Lale Devri’ni yaÅŸayanlar, sömürü düzeninden, alın terini sömürerek hayatlarını sürdürüyorlar. Öbürleri, alın teri döküyorlar, akÅŸam evime ekmek götürebilir miyim diye. Günde 39 liraya mahkum olan insan, iÅŸ de bulamıyor, çalışamıyor da. Çünkü çalıştığı zaman, iÅŸinden ayrıldığı fabrikadan kıdem tazminatı alamayacak. EÅŸi, çocuÄŸu veya kendi hastalandığı zaman doktor da bakmayacak ona. Senin sigorta primin yatmamış diyecek. O kadar derin bir krizin içinde ki toplum, toplum bunun ne kadar farkında bilmiyorum.”
“Cumhuriyetin 100’üncü yılında cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız”
KılıçdaroÄŸlu, CHP’nin sıradan bir parti olmadığını, güçlü tarihi kökleri bulunan Kuvayımilliye geleneÄŸine sahip kendi ülkesi ve insanının üstüne titreyen bir gelenekten geldiklerini kaydetti.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a bir çaÄŸrıda bulunan KılıçdaroÄŸlu, “Sayın ErdoÄŸan, hala bu milleti seviyorsan, bu milletin periÅŸan olmasını istemiyorsan ilk yapacağın iÅŸ o sosyete damadın görevine son vermektir. Bu kadar. Onu savunmaya kalkma, zaten berabersiniz ben onu gayet iyi biliyorum. Suçu onun üzerine yıkıyorsun bazen, bazen de savunuyorsun. Bu sosyete damadın ekonomiden anladığı falan yok, bunun bir eli yaÄŸda bir eli balda. Dolayısıyla bunun görevden alınması toplumu rahatlatacak. Senin parti tabanını da AK Parti’lileri de rahatlatacak.” ifadelerini kullandı.
2’nci Yüzyıla ÇaÄŸrı Beyannamesi
CHP’nin 37’inci OlaÄŸan Kurultayı’nda kabul edilen 2’nci Yüzyıla ÇaÄŸrı Beyannamesi’nin ayrı bir önemi bulunduÄŸunu, Türkiye’nin yeniden inÅŸa edilme ve halkçılık ilkesinin gereÄŸi olarak demokrasi ile cumhuriyetin taçlandırılma beyannamesi olduÄŸunun altını çizen KılıçdaroÄŸlu, beyannamenin dağıtımının baÅŸlayacağını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Cumhuriyetin 100’üncü yılında cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız. Bu bizim sözümüzdür, sizin sözünüzdür, hepimizin sözüdür. Bunu yapacağız. Biz bu hedefe kilitlenirken bizi engellemek isteyeceklerdir. Onların görevi bu zaten. Hiç önemi yok. Bizi hapisle tehdit edecekler, milletvekillerimizi bazen hapse atacaklar. Atmazsalarsa namerttirler. Bizi linç giriÅŸimleriyle korkutmak isteyecekler. Linç giriÅŸimi de 3 kez, 5 kez, 100 kez bulunmazsanız namertsiniz. Hepsiyle mücadele edeceÄŸiz. 4 koldan üstümüze gelecekler. İsterse 4 kol deÄŸil, 400 koldan gelsinler, mücadele edeceÄŸiz. Engellemek için her türlü iftirayı atacaklar, bütün kutsal deÄŸerlerimizi kendi özel çıkarları için istismar edecekler.”
Cumhuriyet Halk Partisinin bu ülkenin sarsılmaz sigortası olduğuna işaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çünkü biz çiftçiyiz, köylüyüz, işçiyiz, emekliyiz, sanayiciyiz, eve hizmet götüren kuryeyiz, apartman görevlisiyiz, saÄŸlık çalışanlarıyız, devlet memuruyuz, biz halkız, halktan ve haktan yanayız. Bizi baÅŸka bir partiyle kıyaslamazsınlar. Çünkü biz tepeden tırnaÄŸa Kuvayımilliyeciyiz. Biz siyaseti halka adanmışlık üzerine yaparız. Bize göre ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzeni bu ülke getirinceye kadar mücadele eden bir siyasi partiyiz. Ahlaklı bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla Türkiye coÄŸrafyasına dağılıp, bunları anlatma görevimiz var. Bu parti meclisinin böyle bir sorumluluÄŸu var. Bireysel çıkarlar, bireysel hesaplar bu sistemin tamamen dışında olmak zorundadır.
İster sıradan üyesi ol, istersen genel baÅŸkanı ol, memleket bu haldeyken baÅŸka bir ÅŸey sorulamaz. Her birimizin tek tek Türkiye coÄŸrafyasında çalışması lazım. Anlatacağız, halka umut vereceÄŸiz. Bütün bu sorunları aÅŸarız. Fazla deÄŸil 18 yılda memleketi bu hale getirdiler, 5 yılda Türkiye’yi bu bölgenin yıldızı yapacağız. Bunu büyük bir azim ve kararlılıkla dile getireceÄŸiz 5 yılda. Çünkü biz, siyaseti halk için yapıyoruz, herkes için yapıyoruz.”
Kaynak: AA