Kılıçdaroğlu: Bizim eksiğimizi bize gösteren özgür medyadır
KılıçdaroÄŸlu, “Bir gazetecinin, düşüncelerini açıkladı diye tehdit edilmesi, saldırıya uÄŸraması, dövülmesi asla kabul edilemez. Gazeteciye kalkan her el demokrasiye kalkmış demektir.” dedi.
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, CHP Meclis Grup Toplantısı’nda konuÅŸması öncesi, Bitlis’in Tatvan ilçesindeki helikopter kazasında ÅŸehit olan askerler için saygı duruÅŸunda bulunuldu.
KılıçdaroÄŸlu, daha sonra 5 Mart 2020’de Saadet Partisi’nden istifa eden Ä°stanbul Milletvekili Nazır Cihangir Ä°slam’a, CHP rozeti taktı.
Ardından partililere hitap eden KılıçdaroÄŸlu, usta oyuncu Rasim Öztekin’in hayatını kaybettiÄŸini hatırlatarak, “Kendisi tiyatronun ve sinemanın çok deÄŸerli bir aktörüydü. Ailesine, sevenlerine ve sanat camiasına baÅŸ saÄŸlığı dilerken onu unutmayacağımızı ifade ediyoruz.” diye konuÅŸtu.
Sanat dünyasının ve sanatçıların bir toplum için ne kadar deÄŸerli olduÄŸunu bildiklerini belirten KılıçdaroÄŸlu, “Herkes sanatçı olamaz. Sanatçıları kaybetmek bir toplum için gerçekten de acı bir tablodur.” ifadesini kullandı.
Gazeteci Levent Gültekin’in dün saldırıya uÄŸradığını anımsatan KılıçdaroÄŸlu, “Saldırıya tepki veren, öncelikle iki kadın. O iki kadına yürekten teÅŸekkür ediyorum. Gerçekten olaÄŸanüstü bir ÅŸey.” dedi.
Gültekin’in, düşüncelerini özgürce yazdığını, kalemini satmadığını söyleyen KılıçdaroÄŸlu, “Kendisi televizyonlarda, internet sitelerinde, bazen gazetelerde düşüncelerini özgürce ifade eder. Bir gazetecinin, düşüncelerini açıkladı diye tehdit edilmesi, saldırıya uÄŸraması, dövülmesi asla kabul edilemez. Gazeteciye kalkan her el demokrasiye kalkmış demektir. Olayı böyle deÄŸerlendirmek, yorumlamak lazım.” deÄŸerlendirmelerinde bulundu.
Gültekin’in, “Son zamanlarda sürekli tehdit alıyordum. Kendimden daha çok memleketim adına üzülüyorum.” sözünü aktaran KılıçdaroÄŸlu, “Ä°nsan Hakları Eylem Planı’nın açıklandığı bir ortamda halen bu saldırılar oluyor ve saldırıyı yapanlar bir ÅŸekliyle elini kolunu sallayıp sokaklarda geziyorlarsa bu eylem planının bir ÅŸeye yaramadığı da açıkça anlaşılıyor.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Gazeteciler Müyesser Yıldız ve Ä°smail Dükel’in de yargılandıkları davalardan ceza aldığına iÅŸaret eden KılıçdaroÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
“Özellikle Müyesser Hanım uzun süre cezaevinde kaldı. Olmayan belgeden ve olmayan devlet sırrından ötürü yargılandılar ve mahkum edildiler. Ä°nsan Hakları Eylem Planı’nın açıklanmasından hemen sonra böyle bir tablonun ortaya çıkması gerçekten son derece acı. Asıl sorgulanması gereken, rütbeli olan birinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ä°stihbarat BaÅŸkanlığına getirilmesidir ve sonra bunun FETÖ’cü olarak itirafçı olmasıdır. Bunu buraya kim getirdi? Savcı sorgulayacaksa bunu sorgulaması lazım. Kim getirdi? O rütbeyi buna kim verdi? Bu makamı bunlara kim tahsis etti? Gazetecilerle uÄŸraÅŸacağınıza bu konularla uÄŸraşın.
Ãœstelik bir telefon görüşmesi, bir astsubay. Psikolojik tedavi görüyor. Böyle birinin sözlerine itibar ediyorsunuz ve gazetecileri hapse atıyorsunuz. Müyesser Hanım, tam 5 ay, hak etmediÄŸi bir ortamda yaÅŸamını sürdürdü. DoÄŸru deÄŸil. Birlikte mücadele edeceÄŸiz. Bütün gazeteci arkadaÅŸlara, basın çalışanlarına, kalemini satmayanlara, düşüncelerini özgürce ifade eden bütün gazetecilere selam gönderiyoruz. Siz kaleminizi satmadığınız sürece kimi eleÅŸtirirseniz eleÅŸtirin biz her zaman yanınızda olacağız ve sizlerle beraber olacağız. Bizim özgür medyaya ihtiyacımız var. Bizim eksiÄŸimizi bize gösteren özgür medyadır. O medyanın mensuplarına her zaman saygı duyacağız.”
Åžehir Ãœniversitesinin Marmara Ãœniversitesine devredilmesi
KılıçdaroÄŸlu, Åžehir Ãœniversitesinin Marmara Ãœniversitesine devredilmesine karar verildiÄŸini anımsattı. Ãœniversite personelinin maÄŸdur olmayacağı yönünde açıklamalar yapıldığını belirten KılıçdaroÄŸlu, CumhurbaÅŸkanlığı Kararnamesi ile üniversite çalışanları için mülakat yapılması kararı alındığını ve bu ÅŸekilde söz konusu personelin maÄŸdur edileceÄŸini savundu. Kemal KılıçdaroÄŸlu, “Bir taraftan bunu yaparken, öbür taraftan da demokrat dünyaya kendi saygınlığınızı ifade etmek için oturacaksınız, Ä°nsan Hakları Eylem Planı açıklayacaksınız, ‘Gelin buna inanın.’ diyeceksiniz. Biz inanmıyoruz. Bunları yaptığınız sürece bizim inanma ÅŸansımız da yoktur.” diye konuÅŸtu.
Eski Ordu Valisi Seddar Yavuz’a hakaret ettiÄŸi iddiasıyla Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Ekrem Ä°mamoÄŸlu hakkında açılan davayı hatırlatan KılıçdaroÄŸlu, Yavuz’un 12 tanığının ikiÅŸer kez dinlenirken Ä°mamoÄŸlu’nun 10 tanığından sadece 4’ünün dinlendiÄŸini söyledi. KılıçdaroÄŸlu, “Kendisinin yanında olan Ordu Milletvekilimiz var. Önce ‘DinleyeceÄŸiz.’ diyorlar, sonra onu da dinlemiyorlar. O kadar acelesi var ki iddianameler hazırlanıyor, veriliyor. Hakimin önünde dosya. Dosyada ayrıca iki bilirkiÅŸi raporu var. EÄŸer Ä°nsan Hakları Eylem Planı gerçek anlamda uygulanıyor ve gerçek anlamda muhataplarına ulaÅŸmışsa bu davadan süratle bir beraatin çıkması lazım.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“O faizlerin tamamını sileceÄŸiz”
CHP lideri KılıçdaroÄŸlu, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın geçen yıl nisanda “Çiftçilerimiz ekilmemiÅŸ tek karış toprak bırakmayacak.” ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin ise “Ãœrününüz tarlada, serada; etiniz, sütünüz ise elinizde kalmayacak. Gerekirse devlet olarak biz alırız.” dediÄŸini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siz alırsanız biz de çiftçi de memnun oluruz. GereÄŸi yapıldı mı? Tam 3 toplantıdır söylüyorum; NevÅŸehir, NiÄŸde ve Polatlı’da kuru soÄŸan patates ambarlarda çürüdü. Niye almıyorsunuz? Söz verdiniz, çıktınız televizyonlara. Bir devletin saygınlığı nasıl ölçülür? VerdiÄŸi sözün arkasında durarak. Verdikleri sözü ÅŸimdi tutmuyorlar. Bütün çiftçi kardeÅŸlerime sesleniyorum, size verdikleri sözü tutmuyorlarsa bunlara gerekli dersi sandıkta vermek zorundasınız. Biz iktidara geldiÄŸimizde hiç meraklanmayın, sizin bu devletten, AK Parti hükümetlerinden 210 milyar lira alacağınız var. Biraz kredi verildi, faizler yükseliyor. Faizler ertelendi. O faizlerin tamamını sileceÄŸiz. Bankalara ve Tarım Kredi’ye olan ana paranızı da makul ölçülerde taksitlendireceÄŸiz. Bunlar yapamazlar ama biz yapacağız. Bunlar tefecilere çalışırlar, biz alın terine, emeÄŸe çalışacağız.”
“Servisçilerin plaka tahdit taleplerini haklı buluyorum”
CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu, Ä°stanbul’da servis sektörü çalışanlarının toplantısına katıldığını belirterek servisçilerin plaka tahdit taleplerini haklı bulduÄŸunu ve bu konuda onları desteklediÄŸini aktardı. Bu sırada kendisine iki farklı olay anlatıldığını söyleyen KılıçdaroÄŸlu, bir servisçinin maddi imkansızlıklar nedeniyle ailesiyle birlikte intihar giriÅŸiminde bulunmak üzereyken bundan vazgeçirildiÄŸini belirtti. BaÅŸka bir servisçinin ise maddi imkansızlıklar nedeniyle çocuklarının istediklerini alamadığını, bu nedenle çocukları uyuduktan sonra evine gittiÄŸini söylediÄŸini dile getiren KılıçdaroÄŸlu, şöyle devam etti:
“21. yüzyılın Türkiyesi’nde insanları bu noktaya getiren kimdir? Anayasada öngörülen sosyal devletin gereklerini yerine getiremeyenler kimlerdir? Saraylarda yaÅŸayanların bir eli yaÄŸda, bir eli baldayken minibüsünü, servis aracını aylardır çalıştıramayan, 5 kuruÅŸ elde edemeyen insanlara ne zaman, nerede ve kimler yardım edecektir? Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında olan devlet demektir. Niçin, hangi gerekçeyle yardım yapmıyorsunuz? Bu konuyu beni dinleyen hiçbir arkadaşımın, kardeÅŸimin unutmasını istemiyorum. Bir baba ‘Çocuklarım uyuduktan sonra eve gideceÄŸim, onlara verdiÄŸim sözü yerine getiremedim.’ diyorsa 21. yüzyılın Türkiyesi’nde hepimizin oturup düşünmesi lazım. Kim, kimler yönetiyor bu ülkeyi? Bu kadar derin uçurum nasıl oluÅŸtu?”
“Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸini saÄŸlayarak yola çıkacağız”
Kemal KılıçdaroÄŸlu, salonda kendisini izleyen sivil toplum kuruluÅŸlarından kadınlara hitaben “Burayı bir kır bahçesine döndürmüşsünüz. Çiçekler var aramızda, kadınlar var.” dedi.
Kadınların hayatın her alanında yer aldığını vurgulayan KılıçdaroÄŸlu, kadının, insanlığın geliÅŸmesi ve büyümesi, dilin öğretilmesi, duyguların öğretilmesinin annelerce gerçekleÅŸtirildiÄŸini ifade etti. KılıçdaroÄŸlu, kadınların toplumun ikinci sınıf vatandaşı olmadığının altını çizerek “Kadınlar birlikte yaÅŸadığımız, aÄŸladığımız, sevindiÄŸimiz, tasada ve kıvançta birlikte ve eÅŸit olduÄŸumuz bir ortamda hepimizin huzuru, bereketi olur. Hepimiz huzur içinde o ülkede yaÅŸarız. Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸini saÄŸlayarak yola çıkacağız.” sözlerini sarf etti.
Kadınların taleplerini birilerinin duymak istemediğini savunan Kılıçdaroğlu, kadınların, sosyal güvenceli iş istediklerini ve bu taleplerin sonuna kadar haklı olduğunu dile getirdi.
Kemal KılıçdaroÄŸlu, Kadıköy’de esnaf ziyareti sırasında bir kadının 10 yıldır dul olduÄŸunu ve 4 çocuÄŸu bulunduÄŸunu, CumhurbaÅŸkanlığına gönderdiÄŸi iÅŸ talebine iliÅŸkin mektuplarının hiçbirine cevap alamadığını söylediÄŸini aktardı. KılıçdaroÄŸlu, “Yardım istemiyor, onuruyla çalışmak ve kazanmak istiyor. Sosyal devletin bunu saÄŸlaması gerekiyor. Çünkü Anayasa diyor ki ‘Çalışmak herkesin hakkıdır.’ ‘Erkeklerin hakkıdır.’ demiyor. O hakkı teslim edecek olan, devleti yönetenlerdir. ‘CumhurbaÅŸkanına 10 mektup gönderdim, bir cevap dahi alamadım.’ Saraydan senin sorununu bilen, ilgilenen, çocuklarının hangi pozisyonda büyüdüğünü bilen var mı? Yok.” diye konuÅŸtu.
“Kadınlar, erkeklere göre yüzde 15,8 daha düşük ücret alıyor”
CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu, son bir yılda 571 bin kadının iÅŸinden olduÄŸuna dikkati çekerek “Bunların büyük bir kısmı da kayıt dışı. Çünkü kadının iÅŸine kayıt dışıyken son vermek çok daha kolay. Öbürünün iÅŸine son verince bir sürü paralar ödeyeceksiniz. Kadın da aksini iddia edemiyor, elinde belge yok.”deÄŸerlendirmesini yaptı.
Ä°ÅžKUR üzerinden iÅŸ bekleyen üniversite mezunu kadın sayısının 472 bin olduÄŸuna iÅŸaret eden KılıçdaroÄŸlu, “Ä°ÅžKUR’da bekleyen, çalışmak isteyen kadınların sayısı 1 milyon 400 bin ve iÅŸ yok.” dedi.
Kadınların eşit işe eşit ücret talep ettiklerini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, yüksekokul ve üzeri eğitime sahip kadınların, erkeklere göre yüzde 15,8 daha düşük, ilkokul ve altı eğitim gören kadınların, erkeklerden yüzde 38,6 daha düşük aylık aldığını söyledi.
KılıçdaroÄŸlu, kadınların iÅŸ güvenliÄŸi talep ettiÄŸini de dile getirerek “2013-2020 yılları arasında 965 kadın iÅŸ kazası sonucu hayatını kaybetti. Demek ki iÅŸ güvenliÄŸi olması lazım. Kadının bu talebi haklı. Bu talebin yerine getirilip getirilmediÄŸini ilgili bakanlık denetleyecek. Ä°lgili bakanlık bu konuda üstüne düşen bütün görevi yapmıyor. Kadınlar, iÅŸ güvenliÄŸi isterken iÅŸ güvenliÄŸini saÄŸlama yükümlülüğü olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sorumluluÄŸunu da hatırlatmak zorundadırlar.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Kadınların sendikalı olmak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, örgütlü olanların daha güçlü olduklarını, kadınların bu taleplerini de haklı bulduğunu söyledi.
Türkiye’de sosyal devletin gereÄŸi olarak kreÅŸ imkanı sunulması gerektiÄŸine iÅŸaret eden KılıçdaroÄŸlu, yerel seçimlerde belediye baÅŸkanlarına, yoksul mahallelerden baÅŸlayarak kreÅŸ yapmaları talimatı verdiÄŸini anlattı. Bu kreÅŸler sayesinde kadınların, çevresini ve yaÅŸadığı kenti tanıma imkanına sahip olabileceÄŸini ve arkadaÅŸlarıyla bir araya gelebileceÄŸini kaydeden KılıçdaroÄŸlu, “Yasaların ve anayasanın tanıdığı bu hak, yeteri kadar yerine getirilmiyor. O zaman sosyal devlet gereÄŸini yapmıyor.” dedi.
KılıçdaroÄŸlu, kadın konukevlerinin, sığınmaevlerinin sayısının az, kapasitelerinin düşük olduÄŸunu, Türkiye’de 10 bin kadına 1 yer düştüğünü iddia etti. Bunun vicdani ve ahlaki olmadığını, yasaya raÄŸmen gereÄŸinin yapılmadığını, bu konuda yüzlerce ÅŸikayet bulunduÄŸunu ifade eden KılıçdaroÄŸlu, “Bizim belediyelerimiz yapıyor. ‘Gerekirse kapasiteyi büyütün.’ diyoruz ama büyük bir sıkıntı var.” diye konuÅŸtu.
Kadınların kendilerine yönelik ÅŸiddetin sonlandırılmasını talep ettiÄŸini ve yasaların gereÄŸinin yerine getirilmesi gerektiÄŸini bildiren KılıçdaroÄŸlu, Samsun’da çocuÄŸunun önünde ÅŸiddete uÄŸrayan kadının görüntülerini sonuna kadar izleyemediÄŸini anlattı. Bunu hiçbir vicdanın kabul etmeyeceÄŸini vurgulayan KılıçdaroÄŸlu, “Kadınlar ne istiyorlar? Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi istiyor kadınlar.” dedi.
Kadınlar mücadele ettiÄŸi sürece destek vermenin görevleri olacağını dile getiren KılıçdaroÄŸlu, toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi konusunda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün, Toplumsal Cinsiyet EÅŸitliÄŸi Ulusal Eylem Planı’nı 2008’de hazırladığını söyledi. KılıçdaroÄŸlu, YÖK’ün de Toplumsal Cinsiyet EÅŸitliÄŸi Tutum Belgesi hazırladığını ve üniversitelere gönderdiÄŸini ancak bunların tozlu raflarda kaldığını ifade ederek “Kadını ikinci sınıf gören bir anlayışı sonlandırmak zorundayız.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“YoksulluÄŸu bitirmenin yolu Aile Destekleri Sigortası’dır”
YoksulluÄŸu bitirmenin temel yolunun, Aile Destekleri Sigortası’nın mutlaka hayata geçirilmesi olduÄŸunu ifade eden KılıçdaroÄŸlu, bu konuda 1971’de söz verildiÄŸini ancak 50 yıl geçmesine raÄŸmen çıkmadığını söyledi. KılıçdaroÄŸlu, kadınların “Bu yasayı niye çıkarmıyorsunuz” diye her siyasetçiye sorması gerektiÄŸini belirterek bu sigorta dalıyla Türkiye’de yaÅŸayan her bireyin “Ben aç kalmayacağım, konteynerlerden çöp toplamayacağım, pazar artıklarını toplamayacağım” deme noktasına geleceÄŸini savundu.
Bu sigorta dalının çıkması için bütün hazırlıkları yaptıklarını anlatan KılıçdaroÄŸlu, geçen dönem verdikleri bu yasa teklifini, yenileyeceklerini aktardı. KılıçdaroÄŸlu, kadın örgütlerinden, Aile Destekleri Sigortası konusunu çok daha güçlü ÅŸekilde seslendirmesini istedi. KılıçdaroÄŸlu, kadınların daha güçlü olması, çalışması ve üretmesi için CHP’li belediyelere, kadın kooperatiflerinin kurulmasına öncülük yapılması talimatı verdiklerini söyledi. Bir bakanın “Kadınlar çalışıyor diye iÅŸsizlik artıyor” dediÄŸini ve bu kiÅŸinin 21. yüzyılda bakanlık yaptığını öne süren KılıçdaroÄŸlu, “Kadını insan olarak, üreten kiÅŸi olarak görmüyor. Ä°kinci sınıf vatandaÅŸ görüyor. ‘Ne demek çalışmak? Oturacaksın evde.’ Bunu da kadınların asla unutmasını istemiyorum. Sandığa giderken özellikle unutmasını istemiyorum. Bu zihniyetin deÄŸiÅŸmesi lazım.” dedi.
Kadınların siyasette de eşitlik istediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizde yüzde 30 cinsiyet kotası var. Bir kanun teklifi hazırladık, bunun Siyasi Partiler Kanunu’na girmesi için. Siyasi Partiler Kanunu’na girsin ki her siyasi parti zorunlu olarak bunu uygulasın. Teklifi hazırladık, kadın örgütleriyle görüştük. Kadın örgütleri dedi ki ‘Niye yüzde 30 yapıyorsunuz, niye yüzde 50 yapmıyorsunuz?’ ‘Siz böyle istiyorsanız biz yüzde 50 yaparız.’ dedik. Yüzde 50 olarak hazırladık. Yüzde 50 cinsiyet kotası. Ama tabii listenin sonlarında deÄŸil. Kadınlar ikinci bir ÅŸey daha istiyorlar. ‘Fermuar sistemi olsun.’ diyor kadınlar, dolayısıyla ‘EÅŸitliÄŸi gerçek anlamda saÄŸlayalım.’ diyorlar. Bu konuda kadın milletvekillerimiz bir kanun teklifi hazırladılar. Dün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadın milletvekillerimizle birlikte ben de bu teklifi imzaladım. Teklif TBMM BaÅŸkanlığı’na verildi. O arada yeni bir öneri geldi kadınlardan, dediler ki ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ise o gün neden tatil olmuyor?’ Onu da saÄŸladık. Bu ne demek, kadınlar demokrasi istiyor demek. Kadınlar hayatın her alanında eÅŸit çalışmak ve mücadele etmek istiyor. Dolayısıyla kadının seçme ve seçilme hakkı varsa önündeki engellerin bir ÅŸekilde kaldırılması lazım. Bu Siyasi Partiler Kanunu’na girdiÄŸi andan itibaren sorun kendiliÄŸinden büyük ölçüde çözülecektir ve her siyasi parti buna uymak zorunda kalacaktır.”
“Bu çok önemli bir çalışma olacak”
CHP Kadın Kolları’nın da bir uygulama yaptığını, Türkiye’nin neresinde olursa olsun herhangi bir kadın ÅŸiddete uÄŸradığında, sorunla karşılaÅŸtığında buraya telefon edebileceÄŸini anlatan KılıçdaroÄŸlu, bazı barolarla da iÅŸbirliÄŸi yapılıp protokoller imzalandığını aktardı.
CHP’li kadın milletvekillerinden, diÄŸer partilerin kadın milletvekilleriyle konuÅŸup “Biz bunu yaptık, sizden de destek istiyoruz.” demelerini isteyen KılıçdaroÄŸlu, grup baÅŸkanvekillerinin de diÄŸer partilerin grup baÅŸkanvekilleriyle görüşmesini talep etti. KılıçdaroÄŸlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“EÄŸer gerçekten Ä°nsan Hakları Eylem Planı hazırladıysanız, eÄŸer bunu gerçekten hayata geçirmek istiyorsanız bunun bir göstergesi var. Bunu hep birlikte yapalım. 306 kadın örgütüyle konuÅŸurken buradan o 306 kadın örgütüne de seslenmek isterim. Bizim parlamento içinde gösterdiÄŸimiz çabaları parlamento dışında siz de gösterin. Kadın örgütleri kendi içlerinde 5-10 kiÅŸilik ekipler hazırlasınlar, bütün partilerin grup baÅŸkanvekilleri ve milletvekilleriyle konuÅŸsunlar ve bu teklifin hayata geçmesine katkıda bulunsunlar. Bu çok önemli bir çalışma olacak. Bizim siyaset tarihimizde önemli bir çalışma olacak, dünya siyaset tarihinde de bir ilk olacak. Bu ilki baÅŸardığımız andan itibaren emin olun bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceÄŸiz.”
Yüzde 90 maliyetle borçlanma iddiası
KılıçdaroÄŸlu, bir hükümet kendi ülkesinde altın veya döviz üzerinden borçlanıyorsa bunun ağır bir maliyeti olduÄŸunu, buna iktisat literatüründe “ilk günah” denildiÄŸini ifade etti. Buna “ilk günah” denmesinin temel nedeninin, resmi parası yerine yabancı bir parayla veya altınla borçlanmak olduÄŸunu dile getiren KılıçdaroÄŸlu, bunun yüksek risk taşıdığını öne sürdü.
Türkiye’nin altınla ve dövizle borçlanmak zorunda kaldığı bir noktaya geldiÄŸini iddia eden KılıçdaroÄŸlu, şöyle konuÅŸtu:
“27 Åžubat 2019’da altın sertifikası çıkardılar. Damat o zaman ekonominin başında, 27 Åžubat 2019’da yani altın sertifikasının çıktığı tarihte altının gramı 223 liraydı. Sertifikalar çıktı, parası olanlar aldı. Altın sertifikasının ödenme tarihi 24 Åžubat 2021. Ödenme tarihinde altının gramı 223 liradan 414 liraya çıktı. Yüzde 85 artış var. 2 yılda altında yüzde 85 artış. Kim ödeyecek, devlet ödeyecek. Onun üzerine bir de yüzde 4 faiz var. Maliyet yüzde 90’a çıkıyor. Yüzde 90 ile bir devletin borçlanması ne demektir. Siz kendi ülkenizde, kendi vatandaşınıza Amerikan doları üzerinden, altın üzerinden borçlanıyorsunuz. Çünkü size, iktidara güvenmiyorlar.”
DiÄŸer ülkelerde eksi, sıfır ya da yüzde 1 faizle, Türkiye’de ise yüzde 90 faizle borçlanma olduÄŸunu ifade eden KılıçdaroÄŸlu, bu parayı herkesin ödediÄŸini söyledi. KılıçdaroÄŸlu, ödenen vergilerin bir avuç insana gittiÄŸini iddia ederek, hiç kimsenin yüzde 90 maliyetle borçlanmayacağını belirtti.
TÜİK verilerine göre, kiÅŸi başına gelir 2013’te 12 bin 519 dolarken 2019’da 9 bin 42 dolara düştüğünü dile getiren KılıçdaroÄŸlu, aradaki farkın, yüzde 90 maliyetle yapılan borçlanmanın patronlarına, tefecilerine gittiÄŸini savundu. KılıçdaroÄŸlu, ÅŸunları söyledi:
“Soru ÅŸu; Böyle bir devlet yönetimi olur mu? Bu kadar yükü vatandaÅŸ çeker mi? Buradan bütün vatandaÅŸlarıma, AK Parti’ye, MHP’ye oy veren kardeÅŸlerime özellikle seslenmek isterim. Elinizi vicdanınıza koyun, bu söylediÄŸim rakamları bana inanmıyorsanız, girersiniz Hazinenin rakamlarını oradan alırsınız. TÜİK’in rakamları var oradan alırsınız. Bu konuda yayın yapan çok sayıda akademisyen var, onların makalelerine bakabilirsiniz. Oy verdiÄŸiniz ve tek başına 19 yıldır iktidar yaptığınız bir siyasi parti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarının sırtına yüzde 90 maliyetli bir yük getiriyorsa bu yük nereye kadar çekilir ve biz bu yükü çekmek zorunda mıyız yoksa sandığa gidip bu yükü bizim sırtımıza koyanlara ders mi vereceÄŸiz?”
Her alanda sorun olduğunu, 19 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin işsizlik yarattığını öne süren Kılıçdaroğlu, 10 milyonu aşkın işsiz bulunduğunu söyledi.
KılıçdaroÄŸlu, Türkiye’nin üretimden koparıldığını iddia ederek, “Allah’ın izniyle iktidar olduÄŸumuzda göreceksiniz Türkiye’nin her karışı bereketli olacak. En temel mücadele alanımız iÅŸsizlik olacak, herkesin iÅŸi gücü olacak. Herkes üretecek, herkes alın teri dökecek ve herkes kazanacak. Siyasiler, saray, sarayın beslemeleri, Londra’daki tefeciler, bu milletin sırtına yüzde 90 maliyeti yükleyenler deÄŸil, biz kazanacağız, beraber kazanacağız, beraber mücadele edeceÄŸiz.” diye konuÅŸtu.
KılıçdaroÄŸlu, yeni, ahlaklı, adalete dayalı, insana saygı gösteren, kadın-erkek ayırmadan, herkesi eÅŸit gören bir anlayışı Türkiye’ye egemen kılmak gerektiÄŸini vurgulayarak bu yapıldığında Türkiye’nin büyüyeceÄŸini ve güçlü olacağını ifade etti. KılıçdaroÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
“ErdoÄŸan eline almış mikrofonu, prompterden kopmuÅŸ, prompter yok. Çıkmış sahnenin önüne konuÅŸuyor. Kimden bahsedecek? DoÄŸal olarak benden bahsedecek. ErdoÄŸan ‘Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız’. Buyur. ‘Sen ne zamandan beri ÅŸu anda devletin aşıları parayla sattığını söylüyorsun.’ Hiç öyle bir ÅŸey söylemedim ama nereden duyduÄŸunu da anlayamadım. Devam ediyor; ‘Bu ne utanmazlıktır, ne vurdumduymazlıktır.’ Yalan söyleyenler utanırlar. Ya ben yalan söylemedim, aslında öyle bir laf da etmedim. Düşünün, bu kiÅŸi devleti yönetiyor. Devam ediyor; ‘Sen vatandaÅŸ Kemal diye söylüyordun. Sıra bana gelirse gidip aşımı yapacağım. Sıram gelirse aşı olacağım diyordun. Neden gidip aşı oldun?’ Sıram geldi de onun için gidip aşı oldum. Allah akıl fikir versin. Ä°ÅŸte bu zihniyet devleti yönetiyor.”
Öte yandan KılıçdaroÄŸlu, CHP’ye katılan Ä°stanbul Bağımsız Milletvekili Nazır Cihangir Ä°slam’a da parti rozetini taktı.
Toplantıyı, salondaki sivil toplum kuruluşlarından kadın temsilciler de izledi.
Kaynak: AA