Kılıçdaroğlu: Parlamentoya bir yasa getiriyorlarsa destek vereceğiz

Kılıçdaroğlu Parlamentoya bir yasa getiriyorlarsa destek vereceğiz

Kılıçdaroğlu Parlamentoya bir yasa getiriyorlarsa destek vereceğiz

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, ‘Ekonomi ve hukukta yeni reform dönemi başlatıyoruz’ dedi. Ders aldılarsa, eyvallah. Düzeltmek için Parlamentoya bir yasa getiriyorlarsa destek vereceğiz.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, her hafta bir değerlendirme yapacaklarını söyleyerek, “Bütün vatandaşlarımız şundan emin olsunlar, her hafta söylediklerimizin yüzde 100’ü doğrudur. ‘Bir eleştiri yapalım.’ diye konuşmuyoruz. Ciddi bir sorun var.” diye konuştu.

Daha önce “Ekonomide veya hukukta bir sorunu çözecekseniz ve bu sorunun çözümü milletin hayrına olacaksa, CHP olarak biz TBMM’de elimizi kaldıracağız ve ona ‘evet’ diyeceğiz, engellemeyeceğiz.” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Israrla yalnızca söylemde kalan sözler var. Gerçeğe, uygulamaya, yasaya, kararnameye, genelgeye dönüşmüyor. Herkes nasıl çözülecek diye beklenti içinde.” dedi.

“Bir devlet, aile şirketi gibi yönetilemez”

Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığını, sorunları çözecek irade, kapasite, birikim ve liyakatin olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Ama bir kişi ‘Ben her şeyi çözerim. Benim çözmem lazım.’ diyorsa o olmaz. Bir devlet, aile şirketi gibi yönetilemez. Devleti yönetmek için bilgiye, birikime, liyakata, yetişmiş insan gücüne, enerji dolu özel sektöre, yaptığı her harcamanın hesabını kamuya veren kamu kuruluşlarına ihtiyacınız var. Devleti yönetenlerin bir sorumluluk anlayışının olması lazım.”

“İktidar sahaya çıkamıyor”

Geçen hafta 81 ile giden milletvekillerinin hazırladığı KOBİ raporlarını özetlediğini, onların ağzından, yaşanan sorunları ve çözümleri dile getirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Çözümleri neden ifade ediyoruz, anlatıyoruz? İktidar sahaya çıkamıyor, konuşamıyor. Milletvekilleri sahaya çıkamıyor. Çünkü hepsi protesto ediliyorlar. ‘Bizi mahvettiniz.’ diyorlar. O zaman görev bize düşüyor.” dedi.

“Sorunları çözecek en büyük aktör biziz”

Sorun olduğunu, bunun demokrasi içinde çözümü de olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Çözecek en büyük aktör biziz. 83 milyona söylüyorum: Türkiye’nin sorunlarını çözecek olan en güçlü aktör CHP’dir. Bunu büyük bir samimiyetle söylüyorum. Sorun var, çözemiyorlar. Çünkü birikimleri, kapasiteleri yok. Çünkü devlette liyakati bitirdiler, liyakatli elemanları yok. Sorunların altında yığılıp kaldılar. Arada bir nefesleri çıkıyor. Biz çözeceğiz ama. Kararlılıkla, inançla çözeceğiz. Bizim çözme konusunda bilgimiz, birikimimiz var. Bizim kimseye verilecek bir hesabımız yoktur. Hiç kimse bizi malvarlığımızla tehdit edemez. Demokrasiyse demokrasi, sonuna kadar. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimden başlayarak en yaşlımıza kadar hepsinin sorunlarını çözmeye kararlıyız ve çözeceğiz. Arkadaşlarıma söylüyorum, aynı kararlılık, bilgi ve bilinçle anlatacaksınız bunları. Sorun var ama çözümü de var.”

“Oy veriyorsa, hak ediyor”

Tarım Kanununa göre, çiftçiler için bütçeden ayrılacak kaynağın Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 1’inden az olamayacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, bunun bugüne kadar hiç uygulanmadığını ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, 2020 bütçesinde çiftçiye verilen desteğin önemli bir kısmının 2021 bütçesinde kesildiğini savunarak, “Mazot desteği, 2021 bütçesinde, bir önceki yıla göre 177 milyon lira daha az olacak. Çifçiye, gübrede 52 milyon lira, hayvancılık desteklemede 558 milyon lira daha az para verilecek. Niçin? Dışarıdan alıyoruz. Çiftçi bunu hak ediyor mu? Oy veriyorsa, hak ediyor.” dedi.

Çifçtilerin, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının yapılandırılmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Çiftçi kardeşim sen, milletin efendisi olmak istiyorsan, alın terinin karşılığını almak istiyorsan, ‘Mercimeği Yozgat üretsin, benim ülkemin çiftçisi kazansın, yabancı bir ülkenin çiftçisi değil. Gerçekten de milliyetçilik budur’ diyorsan adresin tektir; Cumhuriyet Halk Partisi.” diye seslendi.

Uşak’ta deri işletmecilerine “Yüzde 40 Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ödeyeceksin” denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Yani ihracata vergi koyuyorlar. Büyük itirazlardan sonra 10 Mayıs 2019’da yüzde 40 DFİF’i yüzde 20’ye indirdiler. Şimdi yüzde 20 vergi alıyorlar. Kaldırın kardeşim. Dövize, paraya ihtiyacımız var. Neden, üreticiyi, sanayiciyi, deri işletmecisini cezalandırıyorsunuz? Yine birilerine mi peşkeş çekeceksiniz deri sektörünü? Bunun sıfırlanması lazım.” diye konuştu.

“Milletin önüne acı reçeteyi niye koyuyorsun?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ekonomide reform” ve “acı reçete” ifadelerine değinen Kılıçdaroğlu, “18 yıldır ne yaptın arkadaş? Ne oldu da 18 yılın sonunda milletin önüne acı reçeteyi koyuyorsun? Ne istediysen yaptın.” ifadelerini kullandı.

“Milletin önüne acı reçeteyi niye koyuyorsun?” diye tekrar soran Kılıçdaroğlu, vatandaş tarafından bunun sorgulanması gerektiğini söyledi.

Ekonomide reform yapılacaksa, “Devlette israfa son veriyorum” denmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, gerçekten ihale yapılması ve kim en uygun teklifi verirse ihalenin ona verilmesi gerektiğini söyledi.

“Güzel bir laf, adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun”

Devletin temelinde adaletin olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, 18 yılda milyonların zulme uğradığını öne sürdü.

Gazeteciler, yazarlar, iş insanları, avukatlar, öğrencilerin hapse atıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “Bütün bunlara rağmen çıktı Erdoğan, ‘Ekonomi ve hukukta yeni reform dönemi başlatıyoruz’ dedi. Ders aldılarsa, eyvallah. Düzeltmek için herhangi bir şekilde parlamentoya bir yasa getiriyorlarsa destek vereceğiz. Biz, adaleti savunuyoruz. Herkes için adaleti savunuyoruz. Soru şu, Erdoğan bu sözünde ne kadar samimi? Hukukta reform yapma konusunda Erdoğan ne kadar samimi? Adaletin dibe vurduğunu o da görüyor. Adalet kurumuna güven kalmadığını o da görüyor, adalet kurumunda çalışıp adalet dağıtan hakimler de görüyor. Hakimlerin, savcıların belli odaklardan talimat almadan karar vermediklerini o da biliyor, biz de biliyoruz, dünya da biliyor.” ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün “Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.” sözüne işaret eden Kılıçdaroğlu, “Günaydın beyefendi. Güzel bir laf, adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. Bu konuda adım atacak kim? Sizsiniz kardeşim. Gereğini yaptınız mı, şu ana kadar tık yok. ‘Bundan sonra yapacağız’ diyorlar.” dedi.

Bahçeli’ye eleştiri

Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’yi çok sık eleştirdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

“Ona o görev verilmiş çünkü. Vekillik görevi yaptığı için o görev verilmiş ‘Cumhuriyet Halk Partisiyle sen uğraş, ben ses çıkarmayayım’ diye. Ne derse desin hiç önemli değil. Demokrasi varsa bu ülkede, kırıntısı kaldıysa yasalara göre kurulmuş, faaliyet gösteren, vatandaştan oy almış bütün siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. ‘Ben şu partiye karşıyım.’ Olabilirsin. Bütün siyasi partiler aynı şeyi düşünmüyor zaten. Farklılıklarımız var ama birbirimize saygı göstermek zorundayız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir özelliği var. Biz, bütün siyasi partilerle görüşen tek partiyiz çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz.”

HDP’li Meclis Başkanvekili’nin Meclis’i yönettiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Milletvekilleri ondan söz istiyor. İzin veriyorsa kürsüye çıkıyorsun, vermezse kürsüye dahi çıkmıyorsun. ‘Efendim HDP Meclisi yönetemez’. Yönetiyor. Yönettiği zaman Meclis’e gelme sen de. Bir şey söylüyorsanız bir mantık bütünlüğü olması lazım. Mantık bütünlüğü yoksa söyledikleriniz havada kalır.

Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Kendi vatan toprağındaki dalgalanan bayrağı indirip, Süleyman Şah türbesini kaçırıp, vatan toprağını teröre teslim edenlerin bekçiliğini asla ve asla Cumhuriyet Halk Partililer yapmaz. Çünkü biz gerçek anlamda milliyetçiyiz. Kendisini milliyetçi olarak tanımlayanlar bunların bekçiliğini yapıyorlar. Tank palet fabrikası ordunun göz bebeği, Avrupa’nın en iyi fabrikası. Beş kuruş para almadan tank palet fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çekenler asla milliyetçi olamazlar. Hiçbir milliyetçi, hiçbir ülkücü buna evet demez ama saraya bekçilik yapanlar evet diyebilirler. Ülke ekonomisini Londra’daki bir avuç tefeciye teslim edenlerin bekçiliğini onlar yaparlar, biz asla yapmayız. Biz kendi ülkemizi severiz. Seçim dönemi olduğunda terörist mektubunu okuturlar ve sahip çıkarlar. Sonra da piyasaya çıkıp ‘ülkücüyüm’, ‘milliyetçiyim’ derler. Sen ne ülkücüsün ne de milliyetçisin kardeşim.”

Bu sözlerinin ardından salondaki milletvekillerince bir süre ayakta alkışlanan Kılıçdaroğlu, “İmralı’ya masa kuranlara destek vereceksin, ‘ülkücüyüm, milliyetçiyim’ diyeceksin. Ona karşı çıkana da ‘Sen neden AK Parti’yi desteklemiyorsun’ diyeceksin. Desteklemem. Ben vatanımı seviyorum, bayrağımı seviyorum, milletimi seviyorum, 83 milyonu seviyorum.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, adli yıl açılış töreninin de sarayda değil bağımsız bir yerde olması gerektiğini ifade ederek, “Biz adalete susadık. Yapın doğruları, her türlüğü desteği veririz. Ama yanlışı da her koşulda söyleriz. Samimi inancımı söyleyeyim, kurdun kuzuya adil davranacağına inanırım da bunların adalet getireceğine inanmam.” diye konuştu.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir