Koca: Bugün biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz

Koca Bugün biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz

Koca Bugün biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz

SaÄŸlık Bakanı Koca, “Bugün, biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baÅŸtakinden daha zor bir dönemdeyiz.” dedi.

SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent YerleÅŸkesi’nde gerçekleÅŸtirilen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı‘nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Salgında 6 ayın geride bırakıldığını ifade eden Koca, Türkiye’de virüse 10 Mart’ta rastlanıldığını, 17 Mart’ta koronavirüs sebebiyle ilk kaybın verildiÄŸini, o gün itibarıyla pozitif çıkan test sayısının 98 olduÄŸunu söyledi.

Salgın sebebiyle ölüm gerçeğinin tanındığı ilk vefattan sonra çok şeyin yaşandığını dile getiren Koca, kaybedilen ilk hastadan sonra 7 bin 185 hayatın daha benzer şekilde son bulduğunu belirtti.

Bakan Koca, bugün ağır hasta sayısının 1300’ün üzerinde olduÄŸunu vurgulayarak, toplam vaka sayısının ise 100 binleri bulduÄŸuna, insanlığın olaylardan çıkaracağı derslerin tüm dünyada ihmal edildiÄŸine ve salgının giderek tırmandığına dikkati çekti.

Koca, “Bugün, biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baÅŸtakinden daha zor bir dönemdeyiz.” ifadesini kullandı.

Dünya SaÄŸlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde koronavirüs tanısı konulan kiÅŸi sayısının 29 milyon 500 bini geçtiÄŸini, hayatını kaybeden insan sayısının ise 1 milyona yaklaÅŸtığını hatırlatan Koca, “Salgında İngiltere 41 bin 637, İtalya 35 bin 624, Fransa 30 bin 950, İspanya 29 bin 848, Belçika 9 bin 927, Almanya 9 bin 437 kayıp verdi. Vefat sayımız, Türkiye’nin kıyaslanabileceÄŸi Almanya gibi ülkeler dikkate alındığında, tedavide bir baÅŸarı gösterdiÄŸimizi ortaya koymaktadır.” bilgisini paylaÅŸtı.

Türkiye’nin 6 ay, dünyanın ise 31 Aralık’tan bu yana yaklaşık 9 aydır devam eden salgın mücadelesinde, toplumların duygularının benzerlikler gösterdiÄŸini dile getiren Koca, şöyle devam etti:

“Toplumlar, bu salgını sadece kendi baÅŸlarına gelmiÅŸ bir felaket olarak algılıyor. İnsanlar yaÅŸananlara karşı bıkkınlık, hayatın yavaÅŸlayışına karşı öfke duyuyor. Gençler engellenmiÅŸlik duygularıyla baÅŸ baÅŸa. YaÅŸlılarda ölüm kaygısı, hatta suçluluk duygusu geliÅŸmiÅŸ durumda. Yarının belirsizliÄŸine iliÅŸkin duygu, bugün tüm dünyada belki de en belirgin duygudur.

Asıl ilginç olansa salgının bize getirdiÄŸi izole edilmiÅŸlik hissi ve tüm bu olumsuzlukları sadece bizlerin yaÅŸadığı yanılgısıdır. Gerçekte, düşünüldüğü ÅŸekilde yalnız deÄŸiliz. Sizi düşünen bir aileniz olduÄŸu gibi sizi düşünen güçlü bir devletiniz var. GerektiÄŸinde size çare aramaya hazır bir saÄŸlık ordunuz var. Karamsarlık için neden yok. Hayatsa, normal akışına dönmeye hazırlanıyor. ”

“Pozitif tanı konulmuÅŸ her kiÅŸinin temaslı taraması yapılmıştır”

Türkiye’de Kovid-19 şüphesi olan hastanın telefon edip hastaneden randevu istediÄŸinde, doktordan, ‘Nefesin kesilmeden konuÅŸabildiÄŸine göre tedaviye ihtiyacın yok’ cevabını aldığı bir ülke olmadığına iÅŸaret eden Koca, bazı ülkelerde yaÅŸanılan bu olayların olmasına izin vermeyeceklerine vurgu yaptı.

SaÄŸlık Bakanı Koca, salgının başından bu yana “pozitif” tanı konulan her hastanın gerekli saÄŸlık hizmetini muntazam ÅŸekilde aldığını, almaya da devam ettiÄŸini belirterek, “Pozitif tanı konulmuÅŸ her kiÅŸinin temaslı taraması yapılmıştır. Yapılmaya devam etmektedir. Virüsün iz sürücüleri olan filiasyon ekiplerimizin sayısı 6 binden 11 bin 238’e çıkmıştır. Filiasyon ekipleri, yaptıkları taramayla maruz kaldığınız riski azaltmaya çalışmakta, karantina ve tedavinin önünü açmaktadır.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

“SaÄŸlık çalışanlarımızın yükü dört beÅŸ kat artmış durumda”

Salgınla mücadelede uygulanan tespit stratejisinin sağlık sistemine sorumluluk yüklediğine dikkati çeken Fahrettin Koca, şöyle devam etti:

“Her gün ortalama 100 bin test yapılıyor ve ister taşıyıcı ister hasta olsun sonucu pozitif olan herkesin tedavisi baÅŸlatılıyor. Artan yeni hasta ve ağır hasta sayısı ise bugüne kadar kimsenin tedavi almasına mani olmamıştır. İlk döneme kıyasla saÄŸlık çalışanlarımızın yükü 4-5 kat artmış durumda. Kendinizi bir saÄŸlık çalışanının yerine koyun. Onların cephede sizin için göğüs göğüse çarpışan kiÅŸiler olduÄŸunu bilin. Bu mücadelede onlara verebileceÄŸiniz yegane destek, kendinizi virüsten korumanızdır. Bu desteÄŸi vermek için elinizden geleni yapın. Hastanelerimize hastalığa yakalanmayarak güç verin. Bu savaÅŸta hayati cephe hastanelerimizdir. Bu cephede kayıplarımız oldu. Nadir yetiÅŸen insanlarımızı, ömrünü size adayan evlatlarımızı kaybettik. EÅŸi benzeri olmayan fedakarlıkların sonu artık ölüm olmasın. Size saÄŸlık personelimizden hep iyi haberler verebilmemiz için bize tedbirlere uyarak yardım edin. Yayılımın önünü keserek tüm kayıplarımızı azaltalım.”

“HES uygulamasının indirilmediÄŸi cep telefonu kalmamalı”

Artan tehdide karşı Sağlık Bakanlığının başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde kolaylaştırıcı bazı hizmetler sunduğunu ifade eden Koca, bunlardan birisinin de halen yeterince kullanılmayan HES mobil uygulaması olduğunu söyledi.

Ücretsiz olan bu hizmetten yararlanılmasını isteyen Koca, “HES mobil uygulamasının indirilmediÄŸi cep telefonu kalmamalıdır.” diye konuÅŸtu.

Ücretsiz uygulamanın tüm taşıyıcıları, temaslıları, hastaları içerecek şekilde bölgesel risk haritaları çıkardığını, gidilecek mekanlar için güncel verilerle risk değerlendirmesi yaptığını belirten Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

“HES mobil uygulaması sizin risk yönetim rehberinizdir. Kullanımı ise basit bir telefon iÅŸlemi gibi kolaydır. HES, salgın yönetiminde bizim için de büyük bir iÅŸleve sahip. Karantina koÅŸullarına uyulup uyulmadığını, bu uygulamayla denetliyoruz. Bugüne kadar, izolasyonda olması gerektiÄŸi halde dışarı çıkmaya teÅŸebbüs eden yaklaşık 140 bin kiÅŸi bu sistemle engellenmiÅŸtir. Sorumsuzluk göstererek toplumda risk oluÅŸturan kiÅŸilere karşı bir diÄŸer önlem akıllı bileklik benzer uygulamaları olacaktır. Taşıyıcı ve temasların, bu dönemde özellikle toplum saÄŸlığı açısından izolasyonu zorunlu kılınmıştır.”

“Tedbir bir saÄŸlık ve ahlak kuralıdır”

İnsanın, zatından ötürü değer gördüğü bir toplum ve devlet olunduğunun salgın döneminde daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Koca, şunları kaydetti:

“Bilincinde olmamız gereken esas budur. Salgın maalesef herkes tarafından aynı ÅŸekilde önemsenmiyor. ‘Bana bir ÅŸey olmaz’ anlayışı ortadan kalkmış deÄŸil. Her vakada hastalık tablosunun görülmediÄŸi hepimizin malumudur. Fakat kendisi hasta olmayan taşıyıcılardan virüs baÅŸkalarına bulaÅŸtığında, bazen ağır sonuçlarla karşılaşıyoruz. KiÅŸi kendisini düşünmese bile baÅŸkasını düşünmeye vicdanen, ahlaken mecburdur. Tedbir bir saÄŸlık kuralı ve bir ahlak kuralıdır. Dün itibarıyla 7 bin 186’ya ulaÅŸan kayıp ve 1327 olan ağır hasta sayısı hepimiz için uyarıcı olmalıdır. Her taşıyıcı, her hasta ve sonuç olarak her vaka, vefatlarda olduÄŸu gibi toplum olarak gücümüzden moralimizden, yaÅŸama heyecanımızdan bir ÅŸey eksiltiyor. Salgının toplumu zayıf düşürmesine izin vermeyelim.

Hiç kimsenin “hasta olursam, saÄŸlık çalışanları tedavimi nasıl olsa yapar” kolaycılığına düşmememesi gerektiÄŸinin altını çizen Koca, bunun bir hak ihlali olduÄŸuna iÅŸaret etti.

Sağlık personelinin, ailelerinin yanına döndüğünde, yorgunluktan onları ayıracak vakitleri kalmadığının unutulmaması gerektiğini kaydeden Koca, sağlık çalışanlarının en büyük motivasyonun hasta sayısının giderek azaldığını görmek olduğunu belirtti.

“Onlara destek verelim. Hastalığa yakalanmayarak, umutlarını gerçeÄŸe çevirelim.” diyen Koca, koronavirüsün toplum gündemindeki yerinin arttığını, bunun geçerli nedenleri bulunduÄŸunu söyledi.

Fakat durumun salgının kontrolden çıktığı şeklinde algılanmasının yanlış olacağını vurgulayan Koca, şu değerlendiremelerde bulundu:

“Hastane yükümüzün arttığı, yoÄŸunluÄŸun da etkisiyle saÄŸlık yatırımlarının öne çektiÄŸimiz Diyarbakır, Konya, Van, Adıyaman, Gaziantep, Mardin, Åžanlıurfa, Batman gibi illerimizde yatak kapasitesini ayrıca arttırdığımız doÄŸrudur. Sorunları krize dönüşmeden çözebiliyor olmamız, sorunun kontrol altında olduÄŸunun ispatıdır. DoÄŸru olan yorum da topluma mücadele gücü veren yaklaşım da budur. Toplumun her ferdinin hastalığın yayılmasına razı olduÄŸunu düşünemeyiz. Bizler bu savaÅŸta, herkesin bizlerle aynı kararlılıkta olduÄŸuna inanıyoruz. Tek tek hastaların tedavisiyle ilgilenen, testlerini yapan, ilaçlarını veren, evde yatan hastaları gidip ziyaret eden, arayıp durumlarını takip eden saÄŸlık çalışanlarımıza herkesin minnet duyduÄŸunu düşünüyorum. Gece gündüz çalışan saÄŸlık ordumuzun omuzlarındaki bu yükü azaltmak için tedbir seferberliÄŸi baÅŸlatmak konusunda kararlı olalım. Hastalığa karşı her birimiz yeniden teyakkuza geçelim.”

Maskesiz adım atılmamasını, sosyal mesafe kurallarına uyulmasını, mecbur kalınmadıkça dışarıda kapalı ve kalabalık ortamlara girilmemesini isteyen Koca, geride kalan zamana bakıldığında başarılı günler ve başarısızlıkların bulunduğunu söyledi.

Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kısıt günleri bize kalkan oldu. NormalleÅŸme sürecinde bir bocalama yaÅŸadık ve bunu aÅŸtık. Fakat görünen o ki bayramlar, düğünler, bayram havasında yaÅŸanan olaylar, taziyeler salgın sınavında baÅŸarısızlığa yol açan olaylar, zamanlar oldu. Åžimdi salgının bu gibi fırsatları yakaladığı günler geride kalıyor. Fakat sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaşıyoruz. Grip vakaları salgın açısından çok sakıncalıdır. Zamanımız daha çok kapalı mekanlarda geçeceÄŸi için grip, hastalığın yayılmasını hapşırma ve öksürmelerle kolaylaÅŸtıracak.”

Koronavirüs ve gribin aynı şekilde bulaştığını anımsatan Koca, bir insanın gribe ne kadar kolay yakalanabileceğini herkesin bildiğini söyledi.

Tedbirler uygulanmazsa hastalığın tıpkı grip gibi önü açık şekilde yayılabileceğini vurgulayan Koca, şunları kaydetti.

“Bugünden itibaren tetikte ısrar istiyorum. Åžimdi bugüne kadar duymayı en çok arzu ettiÄŸimiz ÅŸeyi, ama ihtiyatı elden bırakmadan söylemenin vakti geldi. Daha önce de konuÅŸmalarımda vurguladığım gibi tarih sonu gelmemiÅŸ bir salgın kaydetmemiÅŸtir, bitmemiÅŸ savaÅŸ, bitmemiÅŸ salgın yoktur. Bilimsel geliÅŸmeler bu salgının da sonunun yakın olduÄŸuna iÅŸaret etmektedir. İnsan aklı, koronavirüs karşısındaki galibiyetini yakın zamanda ilan edebilecektir. Aşı konusunda dünya kamuoyuna yansıyan bilgiler, umut veren belki de çare bildiren bilgilerdir. Bilim dünyası, yılın sonuna kadar sonuç alınacağı konusunda hemfikirdir diyebiliriz. Åžu anda hazırlık çalışmaları Faz 3 aÅŸamasında olan 9 aşı var. İngiltere, Almanya ve Çin uygulamayı baÅŸlatmış durumdadır. Biz de Türkiye olarak bir yandan kendi aşı çalışmamızı sürdürürken, en erken uygulama için tedarik teÅŸebbüslerimizi baÅŸlattık. Bugün SaÄŸlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye’deki ilk uygulamasına Hacettepe Üniversitesinde 3 gönüllü saÄŸlık çalışanında baÅŸlandı. Demektir ki sonu görülen salgın da son kritik ayları yaşıyor olabiliriz.”

Åžu anda tüm dünyaya “aranan çözüm çok yakın” dedirten aşıyı beklerken daha fazla dikkatli olunmasını isteyen Koca, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“Muhtemelen alacağımız son viraj olan, önümüzdeki aylarda, özellikle hastalığa yakalanmamak gayreti içinde olalım. Salgın çaresi, yeni bulaÅŸmaların bahanesi olmasın. Hastalığa yakalanmayalım ki hiç eza yaÅŸamadan, gerektiÄŸinde aşı çözüm ve ödül olsun. EÄŸer hastalığa yakalanırsak aşının zaten anlamı kalmaz. Çünkü aşı bir tedavi deÄŸil, bulaÅŸmaya karşı koruma yoludur. Ciddi ilerlemeler kaydeden aşı çalışmasının sonucunu beklemek hepimiz için moral ve güç kaynağıdır. Zaferi görüyorsak mücadelede kolaylaÅŸmıştır. SaÄŸlık ordumuz adına sizden istediÄŸim o güne kadar tedbirlere sarılmanız ve direnmenizdir. Bu yaÅŸadığımız hayat böyle kalmayacak, gerçek normalimize döneceÄŸiz. Sizden tedbirlere uyarak bana ve saÄŸlık ordumuza bu mücadelede destek vermenizi istiyorum, sizi sonucu zafer olacak bu savaÅŸta güç birliÄŸine davet ediyorum.”

Yoğun bakım yatak doluluk oranı

Hastanelerdeki doluluk oranlarına ilişkin Koca, şu bilgileri paylaştı:

“Bütün Türkiye için söylüyorum burada yatak doluluk oranı yüzde 51,6 yoÄŸun bakım yatak doluluk oranımız bütün Türkiye ortalaması olarak yer yer bazı illerde bu oranlar farklı olabilir onları da birazdan söylüyor olacağım yüzde 66,3. Ventilatör yani solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 33,6.

İllerimizdeki durum ise kısaca şöyle, en çok vaka olan iller kıyaslamasında son hafta günlük ortalama vaka sayısının son ay günlük ortalama vaka sayısına göre deÄŸerlendirildiÄŸinde en yüksek artış Kayseri yüzde 39,7. Bu ilimizi yüzde 38,84 ile Ankara, yüzde 36,99 ile Mersin takip ediyor. Son 3 günün son hafta ile karşılaÅŸtırılması dikkate alındığında ise artış yaÅŸanan ilimizin olmaması da son derece umut vericidir.”

Koca, hasta sayısında azalış gösteren illere iliÅŸkin, “Artvin’de yüzde 27,71 Bartın’da yüzde 26,37, Ardahan’da yüzde 9,28 ile ciddi düşüşler olduÄŸunu görmüş oluyoruz.” dedi.

Ankara’daki verilere iliÅŸkin bilgileri paylaÅŸan Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Ankara’ya baktığımızda yatak doluluk oranı yüzde 52,9, yoÄŸun bakım yatak doluluk oranı yüzde 64,8, ventilatör doluluk oranı ise yüzde 28,1, son ay günlük ortalama pnömonili yani zatürre vaka oranı ise yüzde 6,02, son hafta zatürre oranı yüzde 3,02, son 3 güne geldiÄŸimizde ise bu zatürre oranının yüzde 2,39’a indiÄŸini görmüş oluyoruz. Bu özellikle zatürre oranı bizim için son derece önemli. Erken filyasyon yapılıp, hastanın erken tespit edilip ve erken tedavinin baÅŸlaması ile zatürrenin azaldığını ve bu azalan pnömoniyi tedavi etmede de baÅŸarılı olduÄŸumuzu gösteren bir tablo.

Son ayda yüzde 6,02’den 2,39 ve hatta son haftaya baktığımızda 3,02’den 2,39’a. Ankara’da bu filyasyonun yoÄŸun yapıldığını, hastaya ulaşılır olduÄŸunu, zatürre oranının düştüğünü ve dolayısıyla hastane yükünün bundan sonra daha da azalacağını göstermesi açısından son derece önemli olduÄŸunu söylemek istiyorum.”

“AÅŸağı doÄŸru düşeceÄŸini rahatlıkla söyleyebilirim”

Koca, Ankara’da son hafta günlük ortalama vaka sayısının, son ay günlük ortalama vaka sayısına göre artış oranının yüzde 38,84 olduÄŸunu belirterek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“Son hafta günlük ortalama yoÄŸun bakım sayısının son ay günlük ortalama yoÄŸun bakım sayısına göre oranı ise yüzde 34,51, son hafta ise hem vaka hem yoÄŸun bakım yani hastane yükü açısından stabil kaldığını, yani Ankara’nın son hafta bir stabil döneme girdiÄŸini ve kontrol altına alındığını söylemek istiyorum. Esas 1 hafta 10 gün sonra düşüşü eÄŸer bu tedbirleri aynı ÅŸekilde devam ettirerek vatandaşımız bu noktada ayrıca destek verme aynı ÅŸekilde izole edilen kiÅŸilerin izolasyonu devam eder ve erken dönemde tedavi baÅŸlanırsa ve baÅŸlama noktasındaki bu gayretimizin de sonuç vereceÄŸini düşünüyoruz. Gelecek haftadan sonra 1 hafta 10 gün içinde bu stabilleÅŸen Ankara’nın durumunun aÅŸağı doÄŸru düşeceÄŸini rahatlıkla söyleyebilirim.”

İstanbul’da yatak doluluk oranının yüzde 55,3 olduÄŸunu, yoÄŸun bakım yatak doluluk oranı 60,2, ventilatör doluluk oranı yüzde 36,9, son ay günlük ortalama zatürre oranının yüzde 6,53, son hafta zatürre oranının yüzde 4,72 olduÄŸunu belirten Koca, son üç gün zatürre oranının yüzde 67 olduÄŸunu, filyasyon ve tedaviye erken baÅŸlanarak sonuç alındığını ve hastane yükünün giderek azaldığını son hafta bu artış trendinin azaldığını ancak önümüzdeki haftaların son derece önemli olduÄŸunu söyledi.

Koca, İzmir’deki verilere iliÅŸkin, “Yatak doluluk oranı 54,1, yoÄŸun bakım yatak doluluk oranı yüzde 72,2, ventilatör doluluk oranı yüzde 47,8 son ay günlük ortalama zatürre oranı 8,38, son hafta bu oran yüzde 5,46’ya kadar düştü ciddi bir düşüş son 3 gün ise yüzde 4,4 inmiÅŸ durumda. İzmir’de de sadece son ayda yarı yarıya zatürre oranının düştüğünü orada da filyasyonun ve tedavinin erken baÅŸlandığını ve sonuç aldın alındığını bir hastane yükünün giderek azaldığını söylemek istiyorum.” diye konuÅŸtu.

Yoğun bakım yatak doluluk oranlarına ilişkin ise Koca, şu bilgileri paylaştı:

“YoÄŸun bakım yataklarımızın doluluk oranlarında az da olsa bir düşme, kısmi bir düşme belirgin deÄŸil buna karşın ventilatör doluluk oranlarımızda ise haftaya göre hafif bir yükselme eÄŸilimini görüyoruz. Standart yatak doluluk oranlarını gösteren kırmızı çizgi hafta sonları gördüğünüz gibi düşüş olmakta, iki tarihte ise dramatik düşüşü görüyoruz. Bu iki tarih biri Ramazan biri Kurban Bayramları, burada da kontrol edilemez bir durumun olmadığını ama yer yer il özelinde bazı sıkıntıların yaÅŸanabileceÄŸini söylemek istiyorum.”

Koca, il bazındaki yoÄŸun bakım yatak doluluk oranlarına iliÅŸkin, “En dolu illerimiz yatak doluluk oranı, yoÄŸun bakım Bartın yüzde 77,32, Batman yüzde 76,4, Sakarya yüzde 76,33, Ordu yüzde 75,98, Samsun yüzde 75,74, Giresun 75,34, Hatay yüzde 74,92 olduÄŸunu görüyoruz yüksek 70’in üzerinde olan illeri söyledim. 3 büyük ilimize de baktığımızda İzmir yüzde 72,5, Ankara yüzde 63,23, İstanbul ise yüzde 59,61 olarak görülüyor.” bilgisini verdi.

Ventilatör doluluk oranlarına ilişkin Koca, şunları kaydetti:

“Yüzde 60’ın üzerinde herhangi bir ilimizin Bartın dışında olmadığını görüyoruz. Bartın’da yüzde 65,08 diÄŸer illerimiz 60’ın altında yüzde 50’nin üzerinde olan illerimiz ise Bilecik yüzde 56,45, Amasya yüzde 56,11, Afyonkarahisar yüzde 55,73, Sakarya yüzde 53, 86, İzmir yüzde 51,4. Tablodan da görüldüğü gibi ventilatör doluluÄŸu ile ilgili genel anlamda bir sorun olmadığı rahatlıkla söylenebilir ama yoÄŸun bakım yatak dolduÄŸunda il bazında yer yer sorunlar yaÅŸanabilir onunla da ilgili zaten tedbirlerimizi alıyoruz.”

Filyasyon çalışması

Temaslardaki filyasyon oranının yüzde 99,6 olduğunu ve temaslı kişilere ortalama 15 saatte ulaşılabildiğini anlatan Koca, filyasyon çalışmasını özellikle günübirlik yapma hedefiyle çalıştıklarını belirtti.

Koca, bu zamana kadar 439 binin üzerinde kişiye filyasyon uygulandığını kaydederek, valiliklerin desteğiyle filyasyon ekipleri ve araç sayılarının her geçen gün artırıldığını söyledi.

Pnömoni (Zatürre) takibini önemsediklerini ifade eden Koca, bu oranının düşmesi durumunda hastaneye yatış, yoğun bakım, entübe ve hayatını kaybeden hasta sayısının da o kadar azalacağına dikkati çekti.

“İllerde pnömoni oranını mercek altına alıyoruz”

Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu’nda özellikle pnömoni oranını verdiklerini anımsatan Koca, “Bu oran önemli bir oran. İller bazında da her ili bu anlamda mercek altına alıyoruz ve bir hedef koyuyoruz. Özelde de yüzde 5’in altını, her ilin ilk planda bu oranını düşürmesini, süreçte 3’ün altına indirmeyi hedefliyoruz.” diye konuÅŸtu.

Koca, bu sonuçların filyasyon çalışması, erken dönemde ilaç kullanımı ve tedaviyle sağlanabileceğini belirterek, dünyanın hiçbir ülkesinde antiviral ilaç dahil olmak üzere bu şekilde tedavi uygulamasının bulunmadığını vurguladı.

Pnömoni oranındaki düşüşe dikkati çeken Koca, “BaÅŸtan vaka sayısı az olduÄŸu için yüzde 70’ler görülüyor ama nisanda yüzde 30’lardan ÅŸu an bu oranın yüzde 5,78’e kadar düştüğünü görüyoruz.” bilgisini verdi.

“Aşı konusunda dünyada yaygın bir ilerleme var”

Üretilen bazı aşıların faz-3 denemelerinin kaç kişi üzerinde yapılacağı ve hangi ülkelerin aşılarının deneneceğine yönelik soru üzerine Koca, aşı konusunda dünyada yaygın bir ilerleme olduğuna dikkati çekti.

Şu an faz-3 çalışması süren 9 aşı bulunduğuna değinen Koca, 6 çalışmada ise hastaya uygulamaların başladığını belirterek, şöyle devam etti:

“Bu baÅŸlayan uygulamalardan biri Çin’de. Bakanlık olarak izin verdiÄŸimiz 2 aşı çalışması oldu. Biri Çin’den ‘Sinovac’ dediÄŸimiz bir aşı. Bugün konuÅŸmamda da bahsetmiÅŸtim, Hacettepe’de 3 saÄŸlık çalışanıyla baÅŸlamış oldu. Ağırlıklı saÄŸlık çalışanları gönüllü olarak katıldı. BaÅŸtan 1200 kiÅŸiye yapılmış olacak. Devamında 10 bin kiÅŸi daha ilave ediliyor olacak. İki aşı yapılıyor; bir baÅŸtan, bir de 15 gün ikinci aşı olmak üzere. Devamında ay sonuna doÄŸru, 28-29’uncu günde antikor geliÅŸimi görülüyor olacak. Dolayısıyla biz bu anlamda 1 ay sonrası için uygulanan bu aşının etkinliÄŸini, antikor geliÅŸtirebilirliÄŸini görmüş olacağız.

Bir diÄŸer aşı Pfizer aşısı. Pfizer’in çalışmasına da bununla ilgili izin verildi. İstanbul’da Çapa ve CerrahpaÅŸa dahil olmak üzere 10’dan fazla merkezde bu baÅŸlıyor. Önümüzdeki günler baÅŸlamış olur. Çünkü izni verilmiÅŸ oldu. Biz bu arada bu aşının da özellikle bizim vatandaşımızda genetik farklar olduÄŸunda aşının etkisi farklı olabilir. Bunu da önümüzdeki 1 ay içinde görmüş olacağız. Ayrıca Rusya’da geliÅŸtirilen bir aşı ile ilgili müracaat oldu. Geçende bahsetmiÅŸtim. Bir, iki eksiÄŸi söz konusuydu. Genel olarak aşının, yapılan çalışmaların uygun olduÄŸunu, hem fare hem maymun yani hayvan çalışmaları hem faz-1, faz-2 insan çalışmaları yapılmış. Olumlu sonuçlar aldığını dosyadan anlıyoruz. Faz-3 için zannediyorum haftaya izin verilebilir bu eksik tamamlandığında.”

“Güven duyduÄŸumuz aşıyı erken dönemde getirme noktasında gayret içindeyiz”

Faz-3 çalışmasına vatandaş üzerinde genetik-bölgesel farklılıklar olabileceği ve bunun etkisini görmek için izin verildiğini aktaran Koca, şu ifadeleri kullandı:

“Sadece bu 3 aşı için deÄŸil, diÄŸer aşılarla ilgili de yakın iÅŸ birliÄŸi ve iliÅŸki içindeyiz. Erken dönemde emin olduÄŸumuz, güven duyduÄŸumuz, sonuç aldığımız aşıyı temin etme noktasında da bir gayret içinde olduÄŸumuzu söylemek istiyorum. Yani sadece bir yere baÄŸlı deÄŸiliz. Birden fazla ülkeyle yakın iÅŸ birliÄŸi ve iliÅŸki içindeyiz. Güven duyduÄŸumuz aşıyı, erken dönemde getirme noktasında da bir gayret içindeyiz. Ben yıl sonuna kadar dünyada birçok ülkede uygulamasının baÅŸlayacağını, bizim de yıl sonuna kadar bunu baÅŸlatabileceÄŸimizi inanıyorum. Bizim ayrıca yerli aşılarımızla ilgili de 13 çalışmamız var. Bu 13 çalışmadan 2’si hayvan çalışmalarını bitirme noktasına gelmiÅŸ oldu. Daha Faz-1 çalışması baÅŸlayan olmamış oldu. Hem rekombinant hem ‘inaktif’ dediÄŸimiz Çin benzeri aşı da bu çalışmaların içinde. Zannediyorum bu yıl için deÄŸil ama gelecek yıl için yerli aşımızı da üretme noktasında oldukça yol alacağımız kanaatindeyim.”

Sokağa çıkma yasağı

Bakan Koca, Bilim Kurulu’nun vaka sayılarının artmasına baÄŸlı olarak sokaÄŸa çıkma kısıtlamasıyla ilgili bir önerisinin olup olmadığı ve bu hafta sonu sokaÄŸa çıkma kısıtlamasının yaÅŸanıp yaÅŸanmayacağının sorulması üzerine, dünyada sokaÄŸa çıkma yasağına benzer kısıtlamalardan uzak kalındığını, bu uygulamaların tercih edilmediÄŸini söyledi.

Koca, şöyle devam etti:

“Türkiye için de ÅŸu an sokaÄŸa çıkma gibi bir yasağın söz konusu olmadığını ve Bilim Kurulu’nun da ÅŸu an öyle bir önerisinin olmadığını söyleyebilirim. İnsandan insana geçen bu virüsün yakın temasla geçtiÄŸini bildiÄŸimiz için maske ve mesafeyi çok söylüyoruz ve hep de tekrara düşüyoruz ama bu bulaşın önlenmesinin en kestirme yolu, mesafe ve mesafeyi koruyamadığımız noktada maske.”

Mesafe ve maskenin çok pratik ve basit iki uygulama olduğunu, bunlarla da sonuç alındığının bilindiğini aktaran Fahrettin Koca, bu nedenle İl Hıfzıssıhha Kurullarının daha çok haraketliliği azaltan, yoğunlaşmanın olduğu durumlar için esnek mesai uygulamaları ve ulaşımla ilgili düzenlemeler gibi birtakım kararlar aldığını söyledi.

Koca, “Bu esnek mesai saat uygulamalarıyla ilgili sadece kamu deÄŸil, Bilim Kurulu özel sektörün de benzer ÅŸekilde bu uygulamanın içinde olmasını zaten öneriyor. Burada özellikle İl Hıfzıssıhha Kurullarının sadece kamu deÄŸil, özel için de benzer ÅŸekilde kararların ilin durumuna, salgının seyrine göre alabileceÄŸini söylemek istiyorum.” diye konuÅŸtu.

Son dönemde vakalardaki yaş ortalamasının düşüşü ve ağır hasta ile ölüm oranlarındaki artışın sebebinin sorulması üzerine Bakan Koca, şunları kaydetti:

“Özellikle son dönem hareketliliÄŸin artmasıyla birlikte gençlerde bu salgının taşıyıcılığının daha yoÄŸun olduÄŸunu görmeye baÅŸladık, yani hareketlilikle bu daha çok arttı ama gençlerde giderek hayatını kaybedenlerin sayısının aynı oranda olmadığını, düşük olduÄŸunu, hiç olmadığını söylemiyorum, son dönem genç yaÅŸta kaybettiÄŸimiz vatandaÅŸlarımız oldu ama genç yaÅŸta kaybettiklerimizin genelde ağırlıkla altta yatan bir kronik rahatsızlığı ya da immün yetmezliÄŸi söz konusuydu. En son hayatını kaybeden öğrencimizin de yakınlarına buradan baÅŸsaÄŸlığı ve Allah’tan rahmet diliyorum, primer immün yetmezliÄŸi olan bir öğrencimizdi. 42 gün gibi bir zaman diliminde epey bu anlamda arkadaÅŸlar yoÄŸun bir çaba içinde oldular, maalesef hayatını kaybetmiÅŸ oldu ama gençlerin bulaÅŸtırıcılığının yüksek olduÄŸunu ve özellikle de kronik rahatsızlığı olan ve yaÅŸlı büyüklerimize bulaÅŸtırma noktasında çok ciddi bir sorun oluÅŸturduÄŸunu, o nedenle herkesin virüs taşıyormuÅŸ gibi maske ve mesafe kuralına uyması gerektiÄŸini düşünüyoruz.”

Koca, gençlerin kendilerini ve yaşlılar ile kronik rahatsızlıkları olan kişileri korumaları ve onlara hastalığı bulaştırma noktasında son derece hassas davranmaları gerektiğini hatırlattı.

Okulların açılması

Fahrettin Koca, okulların gelecek hafta açılacağının hatırlatılması ve bununla ilgili yeni tedbirlerin alınıp alınmadığının sorulması üzerine, hazırlık ve 1’inci sınıflarla ilgili okulların ayın 21’inde açılması ÅŸeklinde bir karar alındığını hatırlattı.

Millli Eğitim Bakanlığı ile Bilim Kurulunun ilgili komisyonunun okulların nasıl açılması gerektiğiyle ilgili bir çalışma yaptığını aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu dönemde 2+5 gün ÅŸeklinde, yani ortalama 5.6 günde kendisini gösterdiÄŸi için belirti verebilir düşüncesiyle hazırlık ve 1’inci sınıflarla ilgili 2+5 gün ÅŸeklinde bir uygulamaya geçilecek. Salgının çok yoÄŸun olduÄŸu illerde ise gerektiÄŸinde İl Hıfzıssıhha Kurulları biliyorsunuz baÅŸlatmama noktasında karar alabilir. Åžu an öyle bir durum yok. Bütün Türkiye’de hazırlık ve 1’inci sınıflar. 3 hafta sonrası için de salgının seyri, bölgesel durumu tekrar deÄŸerlendirilip ona göre kademeli geçiÅŸ olup olmayacağı veya nasıl olacağı tekrar deÄŸerlendirilmiÅŸ olacak.”

Grip ve zatürre aşıları

Grip ve zatürre aşıları için Aile Sağlığı Merkezlerinin arandığı, bunun için yaklaşık 2 hafta sonrasına gün verildiği gibi bazı duyumların alındığının ve bunun doğru olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Koca, şu an pnömokok aşısının yaygın olarak piyasaya verildiğini, pnömokok aşısının kimlere yapılması gerektiğiyle ilgili de bir sorun olmadığını söyledi.

Koca, bu aşının kronik hastalığı olan ve 65 yaş üzeri kişilere yapılması gerektiğini, bunun da zaten ücretsiz yapıldığını aktararak, herhangi bir sorunun söz konusu olmadığını ifade etti.

Pnömokok aşısının her yıl değil 5 yılda bir yapılan bir aşı olduğuna dikkati çeken Fahrettin Koca, şunları kaydetti:

“Bu süreçte yaptırmış olanlar zaten bir daha yaptırmamış oluyor. Grip aşısı daha Türkiye’ye gelmiÅŸ deÄŸil, dünyada da daha uygulaması baÅŸlamadı. Grip aşısının geçen de bahsetmiÅŸtim, dünyada arzının artışı yüzde 20’yi geçmedi ama grip aşısının uygulamasıyla ilgili sanki koronaya karşı koruyan bir korona aşısıymış gibi bir algı oluÅŸuyor, ‘Herkes mutlaka bu aşıyı yaptırmalı’ gibi bir yaklaşım söz konusu. Bu doÄŸru deÄŸil yani dünyada herkese grip aşısı yaptırabilecek bir kapasite de yok, bu doÄŸru da deÄŸil. O nedenle biz, geçen yıla göre daha fazla aşıyı tedarik etme noktasında, yüzde 20 artış deÄŸil, katlarla ifade edilen oranda temin etme durumundayız. Bu aşıyı daha da fazla temin etmek için gayret içindeyiz.

Yani grip aşısını zorunlu yapmamız gereken kiÅŸilere özellikle yapılmasını istiyoruz. Bilim Kurulu da bunla ilgili zorunluluk kimlere ve ücret almadan, ücretsiz yapılmalı konusunu gündemine almış durumda. Onunla ilgili kimlere yapılması gerektiÄŸi tespit edildiÄŸinde de yeterince elimizde olan aşımızla yapmış olacağız. Bu anlamda sorun yaÅŸanmayacağını ama bu yıl için yaygın grip aşısı kullanımıyla ilgili yanlış bir algı var. Bunun doÄŸru olmadığını, zorunlu aşı yapılması gerekenler için de zaten sorun olmadığını söylemek istiyorum.”

“Virüs daha mutasyona uÄŸramadı”

Uyarılara rağmen vatandaşlarda tedbirsizliklerin görüldüğünün, çağrıların eskisi kadar etkili olmadığının iddia edildiği ve buna yönelik yeni bir stratejilerinin olup olmayacağının sorulması üzerine Koca, hassasiyet gösteren çok vatandaşın olduğunu, ancak yer yer hassasiyet gösterilmediğinin de görüldüğünü söyledi.

Bakan Koca, salgının bittiÄŸi, yaz dönemi olduÄŸu için etkisinin az olacağı ve giderek virüsün mutasyona uÄŸrayarak etkisinin azalacağı, “Nasıl olsa hafif geçiriyoruz, çok ciddi bir etkisi olmuyor” yönünde bir yanlış algı olduÄŸuna deÄŸinerek, “Virüs daha mutasyona uÄŸramadı. Laboratuvar ortamında oldu ama daha ciddi anlamda insan bünyesinde etkisini, virülansını azaltacak bir mutasyon söz konusu deÄŸil. Virüsün etkisi devam ediyor. Yaz da kış da devam ediyor.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

“Dünyanın hiçbir ülkesinde 11 bini geçen filyasyon ekibi sahada deÄŸil”

“Hastanede test yapılan vatandaÅŸların kendi istekleriyle ayrıldıkları, ertesi gün bazılarının testlerinin pozitif çıktığı” yönündeki soru üzerine Bakan Koca, ÅŸunları söyledi:

“Biz, özellikle bu salgın döneminde vatandaşımız saÄŸlık kuruluÅŸuna müracaat ettiÄŸinde erken dönemde testinin yapılarak tanısının konulması ve pozitif olan kiÅŸinin evine araçla bırakılmasını öneriyoruz. Bunu yüzde 100’e yakın yapan illerimiz de var, bunu yer yer tam istediÄŸimiz düzeyde yapamayan illerimiz de var. Biz, pozitif olan vakanın evine bırakılmasını organize ediyoruz. Bütün illere de önerimiz ve üzerinde durduÄŸumuz konu bu. Evine giden, gönderilen, götürülen kiÅŸinin filyasyonunu aynı gün yapmak istiyoruz. Temaslı olduklarını tespit etmek istiyoruz. Teması tespit edilenlerden numune alıyoruz. Temaslı olup semptomu olmayan kiÅŸilerle ilgili numune almıyorduk.”

Koca, Bilim Kurulu’nun bugün temaslı olup semptom göstermeyenlerden de numune alınmasını önerdiÄŸini belirterek şöyle devam etti:

“Önümüzdeki dönemde, semptomu olmayan temaslının izole olmasını, izole olduktan 7 veya 8 gün sonra numunesinin alınmasını, eÄŸer negatifse ve semptomu hiç yoksa izolasyonun son bulmasını uygulayacağız. Hasta ve temaslı semptomu olan kiÅŸiyi çaÄŸrı sistemimiz 1,3,7 ve 14’üncü gün aramaya devam ediyor. Semptom deÄŸiÅŸikliÄŸi olan ve hasta olan kiÅŸinin evine hekim gönderiyoruz. EÄŸer hastaneye getirilmesi gerekiyorsa 112 ile hastaneye getiriyoruz. Bu sistemi salgınla mücadele noktasında bütün illerimizde yapıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama söz konusu deÄŸil. Bizim saÄŸlık ordumuz ve sistemimiz saÄŸlıkla mücadele noktasında destanlar yazıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde 11 bini geçen filyasyon ekibi sahada deÄŸil. Dünyanın hiçbir ülkesinde evde izole edilen kiÅŸiler takip edilmiyor, erken dönemde ilaca baÅŸlanmıyor, zatürre oranları düşmüyor. Bizim vaka yükümüz, saÄŸlık sistemimizi etkilemeyen, sürdürülebilir bir vaka yüküdür.”

“Pozitif olan her vaka bizim HES sistemimizde yer alıyor”

Bakan Koca, Ankara Tabipler Odasının sadece Ankara’da 3 bin hastanın olduÄŸu ve Bakanlığın doÄŸru sayıları vermediÄŸi iddiasının sorulması üzerine de ÅŸunları ifade etti:

“Vatandaşımız ÅŸundan emin olsun, biz bu dönemde pozitif olan herkese filyasyon yapıyoruz. Test yapılıp pozitif olan herkesin temaslılarını tespit ederek izole ediyoruz. Bunu gizleyerek salgını önleyebilir misiniz? Pozitif olan her vaka bizim HES sistemimizde yer alıyor. Bunu gizleyerek yapabilir misiniz? Dünyada her 10 kiÅŸiden 8’i belirti göstermiyor, taşıyıcı durumunda. Bir kiÅŸi hafif ve orta geçiriyor, bir kiÅŸi hastane ortamında geçiriyor. Dünyada solunum sıkıntısı olan ancak hastaneye gidebiliyor. Bizde ise 8 kiÅŸinin saÄŸlık sistemine bir yükü yok. Ancak 8 kiÅŸinin riskli olan, kronik rahatsızlığı olan, yaÅŸlı olan kiÅŸilere o virüsü bulaÅŸtırması risk oluÅŸturuyor. Dolayısıyla dünya o 8 kiÅŸiyi izole etmiyor, biz izole ediyoruz. VerdiÄŸimiz tabloda asla bir yanlışlık söz konusu deÄŸil. Biz günlük hasta sayımızı her gün veriyoruz. Bizim taşıyıcılarla deÄŸil, hastane yüküyle uÄŸraÅŸmamız gerekiyor. Vatandaşımız bu noktada müsterih olsun.”

Bir basın mensubunun, “GeçtiÄŸimiz haftalarda Van ve Diyarbakır gibi vaka sayıları yoÄŸun illerde ziyaretleriniz oldu, önümüzdeki günlerde yeni illere ziyaretiniz olacak mı?” ÅŸeklindeki sorusuna karşılık Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Diyarbakır’a son 3 hafta yapılan uygulamaların sonuç verdiÄŸini görmek için gitmiÅŸtim. 6 ilde bölge toplantısı yapmıştık. Diyarbakır’da yüzde 30’lara varan düşüş söz konusu. Mardin’de yüzde 65’lere varan düşüş söz konusu. Åžanlıurfa yarı yarıya düştü. Gaziantep’te benzer ÅŸekilde yarı yarıya düştü. Biz ve vatandaşımız üzerine düşeni yaparsa, herkes sorumluluÄŸunu yapma gereÄŸi içinde olursa bu salgını kontrol etmek kolay olur. Ankara’da benzer ÅŸekilde esnek çalışma mesai uygulamasını daha katı uygulamak kaydıyla önümüzdeki 1 hafta, 10 gün içinde düşüşlerin olabileceÄŸini görüyorum. Son bir haftada stabilleÅŸtiÄŸi ve artmadığını da görüyoruz. Bu hafta da İzmir ve çevre illerine gitme planımız var. Ziyaretleri bütün illerimize ve bölgelerimize yapmak istiyorum. Çalışanlarımızı yerinde görerek onları motive etme noktasında çaba içinde olma gayreti içindeyiz.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir