MHP Genel Başkanı Bahçeli: Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım

MHP Genel Başkanı Bahçeli Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım

MHP Genel Başkanı Bahçeli Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım

MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli, “Terörist başı terörün bittiÄŸini, PKK’nın laÄŸvedildiÄŸini söyleyecekse DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.” dedi.

MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli, “Terörist başı, terörün bittiÄŸini, PKK’nın laÄŸvedildiÄŸini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduÄŸunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.” dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuÅŸmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yılının geride kaldığını, yeni bir yüzyıla girildiÄŸini ifade ederek, geçen zamanı ve deÄŸiÅŸen ÅŸartları esas alarak, onca yıldır tebarüz ettikleri tecrübeler ışığında Cumhuriyet’in yeni yüzyılını heba ve israf etmemek için bütün imkanlarla çalışmanın, gelecek nesillere muasır ve müreffeh bir Türkiye’yi miras bırakmanın kararlılığında olduklarını söyledi.

Teklemeye, tembelliğe, tenakuza, tehire, takatten düşmeye hakları olmadığının bilincinde olduklarını belirten Bahçeli, muteber, muzaffer ve mutemet bir siyaset anlayışıyla geleceğin vizyonunu çizmenin bihakkın hevesinde olduklarını kaydetti.

Bahçeli, “EÄŸer vizyon, geleceÄŸi resmetmek, ufuk ötesini görebilmek, uzak veya yakın muhtemel geliÅŸmelerle ilgili öngörü sahibi olabilmek ise biz bunu Allah’ın inayetiyle baÅŸarmanın hedefindeyiz. Elbette hiçbir soruya kolay cevaplar aramıyoruz. Elbette herhangi bir kolaycı yaklaşım peÅŸinde de koÅŸmuyoruz. ‘Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ iradesinden hiç taviz vermiyoruz. ‘Her ÅŸeyden önce Türkiye’ demekten asla vazgeçmiyoruz.” diye konuÅŸtu.

Mehmet Akif Ersoy’un, “Bir damar patlamaya görsün sel götürür memleketi, yoksa göstermeye Rabb’im o elim akıbeti” ifadesini anımsatan Bahçeli, mücadelelerinin damarın patlamaması amacına matuf olduÄŸunu ifade etti.

Bahçeli, günübirlik siyasi hesap ve mevzi kazanımlar arayışında olmadıklarını, milletin huzuru, refahı ve güvenliÄŸinin her ÅŸeyden önce geldiÄŸinin altını çizerek, “Çünkü milletimiz huzursuz ve memnuniyetsizse geleceÄŸe umutla bakamayacağımızın farkındayız.” dedi.

Milletin desteği olmadan hiçbir siyasi hedefin başarıya ulaşamayacağını belirten Bahçeli, halden, dertten, dilekten, sözden, gönülden anlamayanların yüksek hedeflerin yanına dahi yanaşamayacağını söyledi.

Bahçeli, en büyük arzularının, milleti her açıdan layık olduğu şekilde temsil edebilmek, bunun yanında hasretini çektiği gelişmişlik seviyelerine çıkarmak, hatta çağlar üzerine sıçramasına omuz vermek, bu suretle kronik ve konjonktürel sorunları köklü çözümlerle buluşturmak olduğunu ifade etti.

Sadece bugünün sorunlarına kafa yormak ve çare aramakla iktifa edilemeyeceğine, yarınları da düşünmek, sahip olunan fikri ve siyasi misyon eşliğinde milli vizyonu gerçekleştirmenin mücadelesinin verilmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:

“Suya yazı yazmakla vakit kaybedenlerden olamayız. Bazı siyasi fosiller gibi günlük ve güdük söylemlere kapılıp karanlık lobilerin ve kabaran kulislerin eline düşemeyiz. Dereyi görmeden paçayı sıvayanlara, geçeceÄŸi köprüyü yıkanlara, atını arabanın arkasına koÅŸanlara, kavak aÄŸacında balina arayanlara, deniz dibinde sincap araÅŸtıranlara, totoloji batağında biteviye çırpınanlara benzeyemeyiz. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Biz, cumhurla ile Cumhuriyet’i kucaklaÅŸtıran, geçmiÅŸle geleceÄŸi kaynaÅŸtıran, merkez ile çevreyi kavuÅŸturan Cumhur İttifakı’yız. Hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz. YolculuÄŸumuz bir ve birlikte hilale doÄŸrudur.

Dökülen ÅŸehit kanlarıyla bezenen ve dalgalanarak gök kubbeyi kaplayan hilal ile yıldızın ayrılmaz bütünlüğü Türk istiklalinin ebedi güvencesidir. Hiç kimse merak buyurmasın, hiç kimse kaygı veya korkuya kapılmasın, bayrak çekildiÄŸi gönderden inmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihsel varlığını ve hükmü ÅŸahsiyetini tahrip etmeye hiçbir muhasım ve mütehakkim odağın gücü yetmeyecektir. DoÄŸudan batıya, kuzeyden güneye, bir ve birlikte hilale doÄŸru emin ve saÄŸlam adımlarla ilerleyeceÄŸiz. Durmayacağız, duraklamayacağız, dumanlaÅŸmayacağız. Hilal, birliÄŸimizin ve dirliÄŸimizin remzidir, bunu unutmayacağız. Hilal, kardeÅŸliÄŸimizin ve kader ortaklığımızın mesajıdır, bunu hatırımızdan çıkarmayacağız. Hilal, gecenin koyuluÄŸunda Türk milletinin önünü açan ve aydınlatan mehtap ışığıdır, bu gerçeÄŸi de ihmal etmeyeceÄŸiz.

Dikkat ediniz, tarihi detaylarıyla tetkik ettiÄŸiniz vakit göreceksiniz ki haçın girdiÄŸi yerlere hilal bir daha dönememiÅŸtir. Bu nedenle hilalin onurunu, bu onurun mayalandığı milli birlik, milli varlık ve milli güvenliÄŸimizi titizlikle koruma ve kollama mecburiyetiyle hareket etmenin dışında ikinci bir seçeneÄŸimizin olmadığına yürekten inanacağız.”

“Bir ve Birlikte, Hilale DoÄŸru Türkiye Toplantıları”

Mezkur inançlarını tatbik ve takviye etmek maksadıyla ilki 29 Ekim 2024’te Erzurum’da yapılan “Bir ve Birlikte, Hilale DoÄŸru Türkiye Toplantıları”nın 6’ncısının tamamlandığını belirten Bahçeli, geriye 21 toplantı kaldığını anımsattı.

Bahçeli, Ağrı, Muş, Ardahan, Iğdır, Giresun, Bayburt, Sivas, Tunceli, Trabzon, Artvin, Batman, Şırnak, Siirt, Rize, Erzincan, Gümüşhane, Kars ve Erzurum il teşkilatlarının heyecanlı ve yoğun katılımları, divan ve MYK üyeleri, milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katkılarıyla toplantılardan çok başarılı sonuçlar alındığını söyledi.

“Milletin hiçbir ferdini ayırmıyor, ayrıştırmıyor, öteki görmüyorum”

Çoğaldıkça değeri artan tek şeyin akıl olduğunu belirten Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

“Ortak aklı çalıştıramamış, ortak payda kuramamış, ortak bir geçmiÅŸten gelseler bile ortak bir geleceÄŸin rotasına girmemiÅŸ ya da girememiÅŸ toplumların çözülüp dağılmaları muhtemel deÄŸil, mukadder bir neticedir. Tarih bu konuda pek çok ibretlik olaya sahne ve ÅŸahittir. Talih ve tesadüflerin ikramıyla deÄŸil, aklın rehberliÄŸinde milli ve manevi tasavvur ve tefekkür atılımlarıyla zorlu etaplar aşılacak, mütecaviz direniÅŸ mevzileri aşınacaktır.

Bunu birlikte yapmaktan, beraberce başarmaktan inatla kaçmak ve kaçınmak, uyarıyorum ki, felaketlere davetiye çıkarmak demektir. Cansız bir vatan, kansız bir millet, takatsiz bir devlet, sahipsiz bir bayrak düşü kuranlara, bu maksatla beşinci kol faaliyeti içinde olanlara kabus yaşatmak, alayının heveslerini kursaklarında bırakmak hepimizin sorumluluğudur.

Lütfen dikkat buyurunuz, ‘hepimiz’ diyorum, nitekim milletin hiçbir ferdini, anasının dili, kökeni ve yöresi ne olursa olsun hiç kimseyi ayırmıyor, ayrıştırmıyor, öteki görmüyorum.”

“Zaman Türk ve Türkiye Yüzyılı zamanıdır”

Bahçeli, 1839’dan 2024’e kadar geçen 185 yıl içinde, “Tanzimat, Islahat, Birinci MeÅŸrutiyet, İkinci MeÅŸrutiyet, Cumhuriyet ve CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi” olmak üzere 6 dönüm noktası, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık mazisinde de 3 stratejik evre bulunduÄŸuna dikkati çekti.

Bahçeli, 29 Ekim 2023’ten 29 Ekim 2123’e kadar geçecek olan yüz yıllık zaman diliminde altı çizilmesi gereken tarihi eÅŸiklere iliÅŸkin ÅŸunları söyledi:

“İlk olarak, 2053 İstanbul’un fethinin 600’üncü yıl dönümüdür. Hedefimiz, bu tarihte ‘Süper Güç Türkiye’nin tezahür etmesidir. İkinci olarak 2071 Malazgirt Zaferi’nin 1000. yıl dönümüdür. Hedefimiz, fetih mirasının Türk devriyle eklemlenmesi, Türk-İslam coÄŸrafyalarında birliÄŸin ve beraberliÄŸin sınırlardan taÅŸarak çınarlaÅŸmasıdır. Üçüncü olarak, 2077 Anadolu’da kurulan ilk Türk devletinin 1000. yıl dönümüdür. Anadolu Selçuklu Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne ulaÅŸan bin yıllık devlet müktesebatının gelecek bin yıllara ulaÅŸması hususunda 2077 kilit mahiyettedir. Dördüncü olarak 9 Temmuz 2118 CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi’ne resmen geçiÅŸin yüzüncü yıl dönümüdür. Sistem sorunlarından tamamen kurtulmuÅŸ, halk iradesinin ivmesiyle kurumsallaşıp köklü birikime dayanmış, aynı zamanda dünya çapında örnek gösterilen yönetim hayatımızla Türkiye Cumhuriyeti ve gelecek nesiller çok daha huzurlu, çok daha güvenli, çok daha rahat bir hale geleceklerdir. BeÅŸinci olarak da 29 Ekim 2123’tür ki, bu tarih Cumhuriyet’in 200. yıl dönümüdür.”

Gelecek yüz yıllık takvimin işlemeye başladığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

“Zaman Türk ve Türkiye Yüzyılı zamanıdır. Bu yüzyılda özlemini duyduÄŸumuz Türk mucizesi gerçekleÅŸecek, Türk-İslam medeniyetinin timsali Türkiye Cumhuriyeti devleti olacaktır.

Yeni yüzyılda, kuvvetle muhtemeldir ki üzerinde oynanan haritalar yeni baştan çizilecek, ihlal edilen sınırlar belirsizliğe gömülecek, çökmüş devletler minyatür devletlerin doğum sancısı olacak, bölgesel ve küresel istikrarsızlıklar kabuk değiştirse bile mahiyetleri aynı kalacak, belki de nevzuhur patlamalar vasat bulacaktır.

Milli hedefimiz, tıpkısının aynısıyla Osmanlı barışına benzer bir Türk Barış kuÅŸağının kale duvarları gibi etrafımıza çekilmesi, Türk coÄŸrafyalarının ve insanlığın tam bir huzura kavuÅŸmasıdır. Türkiye bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunan sorun çözücü iddiasını güçlendirecektir. İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmet ile sökün eden Osmanlı Barışı, Balkanlar ve Orta DoÄŸu’da adaleti, hoÅŸgörüyü, merhameti, mehabeti, muhabbeti, ahlaki ve medeni iliÅŸkiler ağını kurmuÅŸtur.

İstanbul’un fethinin 600. yıl dönümünde tarihin uyanışına müzahir ÅŸekilde, Asya, Afrika ve Avrupa’da bir Türk Barış ikliminin tekemmül ve tecellisi mümkündür, bunun için de ÅŸimdiden kollar sıvanmalıdır. Osmanlı İmparatorluÄŸu yerel kültürleri ve etnik toplulukları bünyesinde nasıl bir arada tutup barış ve sükunet ortamını tesis etmiÅŸse, ecdadımızın ayak izlerini takip ederek Türk Barış devrinde aynısı yaÅŸanabilecektir.”

“Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım”

Bahçeli, Türk milletinin tarihin hiçbir döneminde asimilasyoncu olmadığını, yaratılanın Yaradan’dan ötürü sevildiÄŸini ve saygı duyulduÄŸunu kaydetti.

“Peki tarihin tekerrürüne hizmet etmek varken, milli beraberlik ve kardeÅŸlik mirasını yaÄŸmalamak için kuyruÄŸa girenlere göz yummak akıl karı mıdır?” diye soran Bahçeli, şöyle devam etti:

“‘Başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz’ sözünün zamana uygun baÅŸka tür ve türevini duymak varken, hala neyle oyalanıyoruz? Tarihin akış istikametinin tersine kürek çekenler nereye ve hangi çevrelerin namı hesabına faaliyet gösteriyor? ÇekildiÄŸimiz tüm coÄŸrafyalar çatışma ve çalkantılarla boÄŸuÅŸurken, içimizi karıştırmaya, milli birliÄŸimizi karartmaya niyet eden iç ve dış ihanetin çıbanbaÅŸlarını nasıl yok sayalım? Bu vebale nasıl ortak olalım? Ne diyelim? Basiretimiz baÄŸlandı mı diyelim? Duymadık, bilmedik, görmedik bahanelerini mi sıralayalım? Türk’ü Kürd’e, Kürd’ü Türk’e kırdırmaya, milleti etnik kabilelere ayırmaya, Anadolu’yu mozaik cehennemine dönüştürmek için fırsat kollayan alçaklara sesimiz çıkmasın mı? GeleceÄŸimizi rehin mi bırakalım? Bağımsızlığımızın çiÄŸnenmesine tepkisiz mi kalalım?

Gözünü kulağını yarın yapılacak ABD başkanlık seçimine çevirenler, yeni başkanın kim olacağıyla ilgili toto oynayanlar, acaba nasıl çıkar devşiririz çetelesi tutanlar, alacakları emperyalist suflelerle, hibe edilecek zalim senaryolarla Türk milletinin ve Türk devletinin hakimiyet sınırlarını gevşetmek için pusuya yatanlar unutmasınlar ki, en büyük gücümüz çelik gibi sağlam milli birliğimizdir, bu birliği yıkıp geçmeyi amaçlayanların sonu da yalnızca mezarlıktır.

Geçen hafta açıkladım, herkes konuÅŸtu, daha da konuÅŸuyorlar. Tekrar söylüyorum, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda terörün kökü kazınacaktır. Kürt kardeÅŸlerimizle tek yüreÄŸiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz.

AğırlaÅŸtırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan terörist başı, terörün bittiÄŸini, PKK’nın laÄŸvedildiÄŸini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduÄŸunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.”

“KardeÅŸlik ve sevgi taşıyoruz”

Bahçeli, tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemenin daha kolay olduğunu ifade etti.

AnlaÅŸmazlıkların çözümünün milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluÅŸturmaktan, sorunlara baÅŸka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçtiÄŸini vurgulayan Bahçeli, “KarmaÅŸa çoÄŸaldıkça, kıvrılıp içinden geçebileceÄŸimiz çatlaklar da çoÄŸalacaktır. İnancım odur ki, çekilen kahırlardan nice lütuflar doÄŸacaktır. Türk ve Türkiye Yüzyılına açılan kapıları sürgülemek isteyenlere toplu vuran yürekler marifetince engel olmalıyız. Yeni yüzyılda, yeni Türkiye ortamında, yeni hayat ve yeni siyaset çerçevesinde, tarihin taÅŸlarını milli gayeyle, insanlarımızın tırmanmak istedikleri mertebelere çıkaracak yolları inÅŸa etmek için döşemeliyiz. İnsanımızın yüreÄŸini bilmezsek, sözcüklerimizi yerleÅŸtiremeyiz. Biz her insanımızın yüreÄŸini bilmekle kalmıyor, yürekten yüreÄŸe dostluk, kardeÅŸlik ve sevgi taşıyoruz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, kemikleşmiş ve köhnemiş zihniyetlerin inatçılığının muhabbet ve hürmet duygularıyla kırılması gerektiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Öz güvenimizi gölgeleyen ürkekliÄŸi bir kenara atarak, mevcut sorunlarımıza kesin çözümler getirmek maksadıyla geçmiÅŸle günümüz arasında temas noktaları bulmalıyız. YaÅŸanan olayları aynı anda bir mikroskop, bir de teleskop merceÄŸi altına yatırarak hem hayatın en kritik yanlarına ışık düşüren ayrıntıları seçmek, hem de büyük ölçekli sorunları uzaktan incelemek gerekmektedir. Böylelikle sanıldığından daha fazla alternatifle karşılaÅŸmamız mümkündür. PeÅŸin hükümlere sırt dönüp aklın ve vicdanın sesine kulak vermeliyiz. Çatışmaya ve yok etmeye deÄŸil, anlamaya ve bir arada yaÅŸamaya dönük bir strateji geliÅŸtirmekten ve bu suretle inisiyatif üstlenmekten çekinmemeliyiz. Politik düzeydeki bir hatayı strateji düzeltemez, stratejik düzeydeki yanlışı taktik adımlar tamir edemez.”

Bahçeli, dünya politikasının esaslarının görülebilen geleceğin güç odaklarına, bunların coğrafi konumlarına, imkan ve yeteneklerine, hedef ve niyetlerine göre belirlendiğini vurguladı.

Bütün stratejik ve politik deÄŸerlendirmelerin tehdit algılarının düzeyiyle alakalı olduÄŸuna iÅŸaret eden Bahçeli, “CoÄŸrafya tehditlerin son aÅŸamasıdır. Türkiye’miz, küresel güçlerin politik amaçlarının güzergahı, yol kavÅŸağı, bazen hedefi, bazen de hareket noktası üzerindedir.” dedi.

Üzerinde yaÅŸanılan coÄŸrafyanın asırlardan beri savaÅŸların çekim merkezi olduÄŸunu ifade eden Bahçeli, “Çok yönlü, çok seçenekli, uzun dönemli ve kademelendirilmiÅŸ politikalarla vatanı müdafaa etmeliyiz.” diye konuÅŸtu.

“Kürt kardeÅŸlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez”

Bahçeli, şunları söyledi:

“Türkiye’nin, bölge ve dünya güçlerinin politikalarının düğümlendiÄŸi ve çözüldüğü jeopolitik konumda bulunmasından dolayı, bilhassa Orta DoÄŸu’daki çetin atmosferi de hesaba katarak tehlikelerin arttığını, etrafımızın sarıldığını görmek, buna göre tedbir almak ertelenemez müşterek bir görevimizdir. Devletin bekası, milletin refahı, vatanın ferahı için dürüst, cesur, kucaklayıcı hamlelere ihtiyaç vardır. Özün kabuk tarafından esir alınmasına, mananın yerine boÅŸ lafların geçmesine, fiktif yaklaşımların anlık hırslarla öne çıkmasına tamam demek milli geleceÄŸimizi riske atmakla eÅŸ deÄŸerdir. Analitik, ahlaki, akli ve empatik kavrayışla, basiretsiz ve isabetsiz telkinlere, yuvarlak ve yıkıcı ifadelere, olay ve olgularla baÄŸdaÅŸmayan aşırı isteklere kapalı durarak bin yıllık kardeÅŸliÄŸimizi pekiÅŸtirmeliyiz. Yeni oyuncuların, deÄŸiÅŸen dengelerin, yükselen güçlerin, karmaşıklaÅŸan ve kaos üreten bölgesel ve küresel denklemin orta yerinde Türkiye’yi fırtınalardan muhafaza etmek boynumuzun borcudur. Hamdolsun, nice saldırı ve sarsıntılara raÄŸmen Türk milletinin tesanüt ve vahdeti bugüne kadar kırılamamış, bundan sonra da kırılamayacaktır.

Türk milletinin vedanamesini yazmak ve ilan etmek için çevremizde hazırlık içinde olanlara aynı safta toplanarak cevap vermek milli namus meselesidir. Sefaletin doruk noktası bir baÅŸkasının iradesine bağımlı olmaktır. Milletimiz esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddetmiÅŸtir. Kürtlerle kucaklaÅŸma asıldır, terörle mücadele esastır, silahlı eÅŸkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaÅŸmak ortak yararımızadır. Kürt kardeÅŸlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeÅŸlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir ÅŸerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez.”

TUSAÅž’a yönelik terör saldırısını anımsatan Bahçeli, “23 Ekim TUSAÅž saldırısı, Türkiye’ye yapılmıştır. 23 Ekim TUSAÅž saldırısı, Türk milletini hedef almıştır.” dedi.

Rahmet ve minnetle anılan beÅŸ ÅŸehidin ve ikisi ağır 19 yaralının acısı ve hüznünün Hakkari’den Edirne’ye, Şırnak’tan Balıkesir’e, Mardin’den İzmir’e ülkenin tamamına çöktüğünü ve herkesi sarstığını belirten Bahçeli, ÅŸunları kaydetti:

“Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediÄŸi neresi varsa orası meÅŸru hedeftir. Kürtler baÅŸka, terör örgütü baÅŸkadır. İkisini birbirine karıştırmak en vahim cinayet, ülkemize ve milletimize yapılacak en ÅŸedit kötülüktür. Kürtler kardeÅŸimizdir, milletimizin eÅŸit ve onurlu mensuplarıdır, terör örgütü ise Türkiye düşmanlarının taÅŸeronu, hunhar maÅŸası, silah tutan kuklasıdır. DEM Parti de kararını derhal netleÅŸtirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaÅŸmalı, nerede durduÄŸunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceÄŸi muammasını açıklığa kavuÅŸturmalıdır. Kahramankazan’a kadar gelerek TUSAÅž’a sızan caniler, bu hainlerin destekçileri ve kiralık bölücü terör örgütü 85 milyon Türk vatandaşının iki cihan düşmanıdır.

Hiç kimse karnından konuÅŸmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciÄŸerinin kaç okka olduÄŸunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaÅŸtınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında ansızın av olacaklarını, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl canciÄŸer kuzu sarması halde bulunduklarını, iÅŸbirliÄŸi yaparak nasıl DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuÄŸumuz mu sanılıyor? Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduÄŸunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiÄŸnenmesinden bahseden aslan parçaları, bunlar bozkurt deÄŸil, aslan da olmaya niyetleri yok. BaÅŸka bir ÅŸey olmaya hevesliler. 1965 yılından bugüne kadar, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeÄŸi daha nasıl açıklayalım?”

“Bu ne yaman bir çeliÅŸkidir?”

TBMM’nin, milli iradenin tecelligahı ve adresinin belli olduÄŸunu belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

“TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye baÄŸlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır? Bir de şöyle sorayım, İmralı adası Türk toprağı deÄŸil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı? Basit bir akıl yürütmesiyle bazı siyasetçilerin eÄŸer varsa düşünme melekelerini harekete geçirmelerini tavsiye ediyorum. Terörist başının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı’da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çeliÅŸkidir? Bu nasıl bir izan eksikliÄŸidir? TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeÄŸinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklıktır. Terörist başının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiÄŸini ve sonlandığını açıklamasından ÅŸimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden baÅŸkası olmaz, olamaz.

Ceset edebiyatı yapanlar, eÄŸer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Cesedini ezmedikten sonra Meclis’e gelemezmiÅŸ.

Diyorlar ki; ‘yeni anayasa hazırlık süreci için tahkimat yapıyormuÅŸuz’, diyorlar ki; Sayın CumhurbaÅŸkanı’mızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuÅŸuz. Bizim evvela hedefimiz yeni yüzyılda terör kamburundan kurtulmaktır. Huzurlu ve mutlu bir millet varlığını temin etmektir. Aklında hala soru iÅŸareti olanlar varsa, son tahlilde diyeceÄŸim de ÅŸudur; EÄŸer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, eÄŸer enflasyon canavarına kesif bir darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa, CumhurbaÅŸkanımız Sayın Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın bir kez daha seçilmesi doÄŸal ve doÄŸru bir tercih deÄŸil midir? Ne yapacağız CHP’nin içinde cumhurbaÅŸkanı adayı için 4 yıl varken adam mı arayacağız? Birbirleriyle huzura kavuÅŸamayanlar, birbirleriyle bir arada yaÅŸayamayanlar Türkiye’nin ayrımcılığını nasıl giderecek, nasıl bir arada yaÅŸayacak. Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılı’nın inÅŸası için Sayın Recep Tayyip ErdoÄŸan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle ve birikimiyle bize göre tek seçenektir.”

MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli, “CHP Genel BaÅŸkanı ÅŸaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır.” dedi.

Bahçeli, Tanzimat’ın ertesinde baÅŸlayan Kürtçülük propagandasının, Türk milletini tesiri altına hemen alamadığını ancak tıpkı bugünkü gibi bölücülükten ve bölünmeden fayda uman ihanet yanaÅŸmalarının meseleyi istismar etmekten de geri durmadıklarını söyledi.

“Sözde Kürt sorunu, insani bir yaklaşım açısından deÄŸil, dün Osmanlı İmparatorluÄŸu’nu bugün de Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamak gayesiyle gündeme getirilmiÅŸ sipariÅŸ bir projedir.” diyen Bahçeli, yaklaşık 1,5 asırlık bir mazisi olan sözde “Kürt sorununun”, Mezopotamya petrol sahasını ele geçirmeye odaklanmış sömürgeci anlayışın, Türkiye ile Rusya arasında kurmayı planladığı tampon devletin maskesi olarak üretildiÄŸini belirtti.

Sözde “Kürt sorunu” etrafında buluÅŸanların önce tarih ÅŸuurundan, sonra da milli vicdandan çok uzaÄŸa savrulanlar olduÄŸunu ifade eden Bahçeli, ÅŸunları kaydetti:

“Aslında olmayan bir sorunu varmış gibi göstermek, daha baÅŸlangıç aÅŸamasında çürük bir zemine basıldığının iÅŸaretidir. Kürt kardeÅŸlerim, ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli dokusunun asıl ve temel unsurlarındandır. Farklılık üzerine kurulan politikaların, ayrımcılığın ve ikinci sınıf vatandaÅŸlık tanımının kundağı olduÄŸu iyi bilinmelidir. Muhalefetin ve bölücü zihniyetin, bu eksende ürettiÄŸi laçkalaÅŸmış ve marazileÅŸmiÅŸ yuvarlak çözüm önerileri mahut bariz gerçeÄŸi asla deÄŸiÅŸtirmeyecektir. Biz beraberce yurdumuza alçakları uÄŸratmadık; hayasız akınlara gövdemizi siper ettik; istiklal uÄŸrunda, namus yolunda beraberce can verdik. Topraklarımızın bağında, bahçesinde; vatanımızın suyunda, yokuÅŸunda; insanımızın gözyaÅŸlarında ve dualarında beraberce bulunduk; ÅŸahlanıp köpüren nehirlerimizde kanlarımız karışarak aktı; aynı tende can, aynı tarihte ÅŸan, aynı kültürde kardeÅŸ olduk.”

Bin yıldan beri bir arada yaÅŸayan ve geniÅŸ bir coÄŸrafi bölgeye yayılan kardeÅŸler arasında mahalli ÅŸartlardan kaynaklı çeÅŸitlilikler bulunmasının doÄŸal olduÄŸunu dile getiren Bahçeli, “Bu durum, sosyolojik ve kültürel deÄŸiÅŸimler sonucunda belirginlik kazanmıştır. Vaki iÅŸbu gerçeÄŸi anlamakta direnen emperyalizmin ÅŸu anki uÅŸakları; Kürt kimliÄŸi, anayasal statü, özerklik, federasyon, ana dilde eÄŸitim ve savunma hakkı konularında ortalığı ayaÄŸa kaldırmaktadır.” diye konuÅŸtu.

Tüm bunların açıkça Türkiye’yi, Türk milletini ve Türk vatanını bölmeye ve parçalamaya dönük hamleler olduÄŸunun altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm taraflara söylemek isterim ki Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır, sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Küresel emperyalizmin hiç deÄŸiÅŸmeyen stratejisi, karşısındaki güçleri dıştan kuÅŸatmak, sanal sorun alanlarını geniÅŸleterek içten çökertmektir. Türk milleti halklar koalisyonu, etnik kökenler mecmuu deÄŸildir. Türk milleti uçurum gibi derinleÅŸen farklılıkların geçici ittifakıyla kurulmuÅŸ yığın veya gevÅŸek topluluk asla olmamıştır. Sorun yaygarası koparanlar, en baÅŸta Kürt kardeÅŸlerimizin canı ve varlığı üzerinde pazarlık yapan namertlerdir.”

“Kürt kardeÅŸlerim oynanan oyunları artık görmelidir”

MHP lideri Bahçeli, partisinin, Kürtleri problem olarak görenlere izin vermeyeceğini ve müsamaha göstermeyeceğini; milletle yekvücut olarak ihanete mızrak gibi saplanmaktan da bir an olsun tereddüt etmeyeceğini vurgulayarak, ayrılmayacak kadar iç içe geçmiş bir millet yapısında, kimliklere göre tabakalar oluşturmak kadar şiddetli bir patlayıcının henüz keşfedilmediğine işaret etti.

“Ne var ki Kürt kardeÅŸlerim oynanan oyunları artık görmelidir. Terör baronlarını hayal kırıklığına uÄŸratmak, milli ve manevi vecibeleridir.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “KardeÅŸlik duygusu tek taraflı taşınacak bir baÄŸ deÄŸildir. Bu, herkesin samimiyet ve sabırla sahiplenmesi gereken manevi ve tarihi bir yükümlülüktür. Bugüne kadar iÅŸ hayatından siyasete, bürokrasiden eÄŸitime, ticaretten tarıma, spordan sanata hakkı yenen, hakkı gasbedilen Kürt kardeÅŸim olmuÅŸ mudur? Åžayet varsa onların sözcüsü olmaya, onların haklarını savunmaya her zaman hazırız ve buradayız.” diye konuÅŸtu.

Bölücülüğün çıkmaz sokak, bin yıllık birliği yıkma emelinin ise hezimete uğramaya mahkum olduğunu söyleyen Bahçeli, Türk milletinin fitne ve fesat yuvalarını bağrından söküp atmaya muktedir olduğunu; gücünün, kendi kaderine bizzat yön vermeye her zaman yeteceğini belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “sokakta bulunmadığını” vurgulayan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaÅŸlık bağıyla baÄŸlı olan herkesin; ırk, dil, din ve mezhep farklılığına bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletinin eÅŸit ve saygın fertleri olduÄŸunun altını çizdi.

Bahçeli, “Türk milletine yeni kimlik ve isim arayışları, yeni vatandaÅŸlık icatları boÅŸ ve nafile teÅŸebbüsler olarak kalmaya her zaman müstahaktır. Türk milleti varsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilelebet payidar kalacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve büyük Türk milletinin varlığına MHP ve Cumhur İttifakı fedakarca sahip çıkacaktır. Türkiye bizimdir, bu aziz vatan hepimizindir. Bunun için haykırarak diyoruz ki; çok yaÅŸasın kardeÅŸliÄŸimiz, çok yaÅŸasın milletimiz, var olsun devletimiz.” deÄŸerlendirmelerinde bulundu.

Devlet Bahçeli, Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine yönelik görevlendirmelerin, demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili olmadığını; bu durumun, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayı gerçekleştiğini söyledi.

Türkiye’de hukukun üstünlüğünün havi ve hakim; yargı kararlarına riayet ve saygının ise mecburi olduÄŸunun altını çizen Bahçeli, “Geçici olarak görevden uzaklaÅŸtırılan belediye baÅŸkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir ÅŸey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır.” diye konuÅŸtu.

“Ucuz numaraları bırakmalısın, ayağını da denk almalısın”

MHP Genel BaÅŸkanı Bahçeli, CHP’nin uzlaÅŸmaz ve provokatif hamlelerinin, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan ile kendisinin en son grup toplantılarında yaptıkları konuÅŸmalarla iyice canlanan kardeÅŸlik ortamının sabote edilmesini hedef aldığını söyledi.

Bahçeli, şunları kaydetti:

“Özellikle ciddi saÄŸlık sorunları olan, yaşı kemale ermiÅŸ bulunan ve köklü bir aileye mensup Kürt aÄŸası Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri, CHP’nin başını çektiÄŸi kara kampanyanın dış baÄŸlantılı mahsulüdür. Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiÄŸi krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiÅŸtir. CHP Genel BaÅŸkanı ÅŸaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. CHP kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibidir. Bu gidiÅŸle kuruması ve derin çatlaklar yaÅŸaması mutlaktır.

Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın CumhurbaÅŸkanımızı suçlaması normalleÅŸme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir. Ayrıca kayyum ataması karşısında Özgür Bey’in, ‘Söz bitmek üzere, bu kötülükle mücadele etmek için ne gerekiyorsa o yapılacak’ sözlerine binaen ben de diyorum ki, ateÅŸ olsan cürmün kadar yer yakarsın, ucuz numaraları bırakmalısın, ayağını da denk almalısın. Siyasette önemli hizmetlerde bulunmuÅŸ, ÅŸu an Genel BaÅŸkanlığı Cenabıallah sana nasip etmiÅŸ. Aklını başına al, CHP’yi sev, Türkiye’yi sev, herkesi sev, sonra da ‘Ben kendimi de seviyorum’ diyebilirsin.”

“CHP’nin başını çektiÄŸi nifak siyasetinin gideceÄŸi bir yer olmadığını” söyleyen Bahçeli, “Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren ÅŸeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye baÅŸkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meÅŸru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır. Devlet seyreder, görmüyor derler; devlet durup bekler, ihmal ettiÄŸini düşünürler; devlet uyur gibi yapar, zaafa uÄŸradığını ileri sürerler; ancak öyle bir zaman gelir ki, muktedirliÄŸini cümle aleme hükümran vasfıyla ispat eder, hıyanetin başına da dünyayı yıkar.” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Mecliste 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinin baÅŸladığını anımsatarak, partisinin milletvekillerinden, bütçe görüşmelerine aktif olarak katılmalarını ve Cumhur İttifakı’nın doÄŸasına uygun siyasi tavırlarını korumalarını istedi.

Devlet Bahçeli’nin, grup toplantısında, Cumhuriyet’in 200’üncü yılını simgeleyen ve üzerinde “2023-2123 Yeni Yüzyıl Yeni Türkiye” yazılı yüzük ve rozet ile isminin yazılı olduÄŸu saat taktığı görüldü.

MHP lideri Bahçeli, toplantı çıkışında bir gazetecinin, “İstanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Ekrem İmamoÄŸlu’na randevu talebine bir yanıtınız olacak mı?” sorusuna, “Ne maksatla randevu talebinde bulundular bilemiyorum. Ama Ekrem İmamoÄŸlu Bey’in siyasetini tasvip etmediÄŸim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum. Çünkü bu görüşmeden istismarla, yanlış yorumlarla Türkiye’de bazı geliÅŸmelere MHP’yi de bulaÅŸtırmak isteyebilirler. Biz daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz.” yanıtını verdi.

Kaynak: AA