Pakdemirli: İstanbul, İzmir ve Ankara için bu yıl suyla ilgili problem yok

Pakdemirli İstanbul, İzmir ve Ankara için bu yıl suyla ilgili problem yok

Pakdemirli İstanbul, İzmir ve Ankara için bu yıl suyla ilgili problem yok

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, “Ä°stanbul ve Ä°zmir’de bu yıl suyla ilgili problem görünmüyor. Ankara için de önemli bir problem yok. Baraj doluluk oranı Ankara’da yüzde 12, Ä°stanbul’da yüzde 72, Ä°zmir’de de yüzde 76 civarında.” dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası‘nda, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın himayesinde tanıtımı yapılan “1. Su Åžurası“na ve gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.

Dünya nüfusunun 10’da 1’inin içme suyuna eriÅŸemediÄŸini belirten Pakdemirli, “Dünyanın 4’te 1’i de temiz suya eriÅŸemiyor. Tedbir alınmazsa 2030’da dünya nüfusunun yüzde 60’ına yetecek kadar su kaynağı var, 2050’de de dünyanın yarısının susuzlukla karşı karşıya kalma riski bulunuyor. Ãœlkemizde bu kadar büyük riskler yok ama dünya bu kadar büyük risklerle karşı karşıyayken bizim suyu ayrıca konuÅŸmamız gerekiyor.” dedi.

Pakdemirli, 2019’da Tarım Orman Åžurası yapıldığını anımsatarak, tarım konusunun Türkiye’de futbol kadar konuÅŸulan bir konu olduÄŸunu, bu nedenle herkesin bir araya gelerek, ortak akılla konuÅŸulmasını istediklerini söyledi.

Türkiye’nin son 4 aydır suyu konuÅŸtuÄŸunu, bu konunun daha organize ele alınması ve iyi neticeler çıkarılması için Su Åžurası’nın startının pazartesi günü CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın himayesinde CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nde yapılan toplantıyla verildiÄŸini anımsatan Pakdemirli, 7 ay boyunca bu konunun konuÅŸulacağını ifade etti. Pakdemirli, “Su Åžurası’nda, su konusunda geleceÄŸe dönük hangi adımlar atılacak, bunların kararlarını alacağız.” diye konuÅŸtu.

Åžurada konuÅŸulacak konulara deÄŸinen Pakdemirli, ÅŸu bilgileri verdi:

“Çok konu var ama suyun verimliliÄŸi, suyu nasıl yöneteceÄŸimiz, suyun hukuku, arz güvenliÄŸi, atık suyu, suyun kaynakları, kalitesi ve miktarı, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin su kaynaklarına etkisi, bunların uyumu, su kaynaklarının nasıl yönetileceÄŸi, bunların nasıl geliÅŸtirileceÄŸi konuÅŸulacak. Suyun önemli bir kısmı tarımda kullanılıyor, tarımsal sulamayı, depolama tesisleri ile orman ve meteorolojiyi Su Åžurası içinde konuÅŸacağız.”

“1926’da çıkan mevzuat 2021’e uymuyor”

CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi’nden önce Su Kanunu ile ilgili önemli bir hazırlık yapıldığını vurgulayan Pakdemirli, bu konunun taraflarca da ciddi bir ÅŸekilde yoÄŸrulan, ellerinde hazır bir tasarı olduÄŸunu dile getirdi.

Pakdemirli, bu tasarıyı, kamuoyunda yeterince konuÅŸulmadan geçirilmemesi için “Evet bu tasarı var, iyi bir çalışmadır ama Su Åžurası’nda bu hukukun üzerinde tekrar konuÅŸalım” dediklerini ve Åžuradan çıkacak neticelerle Su Kanunu çıkarılmasının hedeflendiÄŸini anlattı.

1926’da çıkarılan mevzuatın 2021’e uymadığını belirten Pakdemirli, bu konuda deÄŸiÅŸiklik yapılması gerektiÄŸini bildirdi.

Pakdemirli, su üzerinde artan baskı olduÄŸuna dikkati çekerek, 1926’daki suyla ilgili beklentiler ve geleceÄŸe yönelik projeksiyonlar ile 2021’dekilerin de birbirine uymadığını, hukukun ve mevzuatın su alanında geliÅŸtirilmesi gerektiÄŸini ifade etti.

Åžu anda Türkiye’de suyun birden çok sahibinin bulunduÄŸuna iÅŸaret eden Pakdemirli, şöyle konuÅŸtu:

“Su Kanunu, suyun sahibinin kim olacağını, bunu kimin koordine edeceÄŸini, suyun kalitesini, tahsisini hangi kurumların kararlaÅŸtıracağını, Türkiye’de havza bazında suların nasıl yönetileceÄŸini, mümkünse tek elden yönetiminin nasıl olacağını ortaya koyacak. Kanun, yetki çatışmalarını ortadan kaldırarak, kayıp-kaçağın önlenmesini de saÄŸlayacak. Kanunları amaç olarak görmemek lazım, bunlar sizin amaçlarınıza hizmet eden araçlardır ama kanunların bugünkü ihtiyaçlara cevap verecek durumda deÄŸillerse mutlaka deÄŸiÅŸtirilmesi gerekir. Su Åžurası’ndan çıkacak neticelerle Su Kanunu çıkarmayı hedefliyoruz. Kanunla suyun tahsisi ve yönetimine iliÅŸkin konular belirlenecek.”

“Biz, su fakiri bir ülke deÄŸiliz ama su stresi yaÅŸayan bir ülkeyiz”

Pakdemirli, Türkiye’nin su durumuna iliÅŸkin de bilgi verdi.

“Biz, su fakiri bir ülke deÄŸiliz ama su stresi yaÅŸayan bir ülkeyiz. Ä°leride iklimsel deÄŸiÅŸikliklerle beraber su fakiri olmaya da aday bir ülkeyiz.” diyen Pakdemirli, Türkiye’de 25 nehir havzasının bulunduÄŸunu, bunların hepsinde teknik olarak biriken 110 milyar metreküp su olduÄŸunu söyledi.

Pakdemirli, Türkiye’nin su ihtiyacının iki yıllık toplamının barajlarda biriktirildiÄŸini belirterek, ÅŸu ifadeleri kullandı:

“Tüm tesislerimizi, her ÅŸeyi devreye alsak, ülkeye düşen, nehirlerde akan suyun en fazla yüzde 50’sini kullanabiliyor olacağız. Aslında önümüzde çok büyük yatırım hamlesi var. Yani ÅŸu anda dünyada stres çeken ülkeler arasında 41’inci sıradayız. Durumumuz kötü deÄŸil ancak dünya ortalamasının altında yağış alıyoruz. 574 milimetre, dünya yıllık yağış ortalamasının altındadır. Suyun da aynı zamanda dörtte üçü tarıma, dörtte biri ev ve sanayi kullanımına gidiyor.”

Türkiye’nin elindeki potansiyelini daha iyi deÄŸerlendirmek için çalıştıklarını vurgulayan Pakdemirli, bu nedenle depolama ve diÄŸer tesislere büyük yatırımlar yapıldığını ve yapılmaya devam edildiÄŸini bildirdi.

“Ankara’da da su sıkıntısı yaÅŸayacağımızı düşünmüyorum”

Pakdemirli, Türkiye genelindeki içme suyu barajlarının doluluk oranlarına ilişkin de şu bilgileri verdi:

“İçme suyu barajlarında 31 Mart 2020’de yüzde 58 doluluk varmış, ÅŸu an yüzde 52 doluluk bulunuyor yani yüzde 10 geriden geliyoruz. Sulama barajlarında geçen yıl 31 Mart’ta yüzde 51 doluluk varmış, bugün yüzde 43 doluluk var. Enerji barajlarında geçen yıl yüzde 48 doluluk varken, ÅŸu anda yüzde 41 doluluktayız. Ankara’daki barajların geçen yıl bugün itibarıyla doluluÄŸu yüzde 23 iken bugün yüzde 12 yani 4,5 ay gözüküyor ÅŸu anda. Ä°stanbul’un yüzde 65 doluluÄŸu vardı geçen sene bugün, ÅŸu anda yüzde 72 doluluÄŸumuz var, 7,5 ay gözüküyor. Ä°zmir’in geçen yıl yüzde 73 doluluÄŸu vardı, ÅŸu anda yüzde 76. Geçen yıla göre Ä°stanbul ve Ä°zmir daha iyi durumda, Ankara daha geriden geliyor. Yağış rejimine baktığımız zaman zaten Ä°stanbul ve Ä°zmir’in Ege’nin ve Marmara’nın yağışlarını topladığını, hala İç Anadolu’nun geriden geldiÄŸini görüyoruz. Ankara’da henüz açılışını yapmadığımız ama devreye aldığımız Gerede Ä°letim Tüneli’miz var. Oradan senede 360 milyon metreküp su geliyor. Ankara’nın yıllık ihtiyacı 400 milyon metreküp civarındadır. Oradan gelen akışla beraber, karın da yaÄŸdığını dikkate aldığımızda akışın düzene girmesiyle Ankara’da sıkıntı yaÅŸayacağımızı düşünmüyorum. Çünkü diÄŸer havzalardan su taşımaya baÅŸladık, Gerede hattı çalışıyor, Ankara’nın da bir sıkıntısı olmayacak.”

Herhangi bir ÅŸehirde su sıkıntı yaÅŸanması durumunda, belediye baÅŸkanlarının kendileriyle görüşmeye geldiklerini belirten Pakdemirli, kritik dönemlerde Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı’nın da geldiÄŸini ve görüşüldüğünü, hesaplarının yapıldığını, bu dönemde hiç yağış alınmasa bile ekim-kasıma kadar idare edecek suyun olduÄŸuna dair karşılıklı mutabakata varıldığını kaydetti.

“Belediyelerimiz de kayıp kaçak oranını düşürmek için ciddi bir çaba içerisinde”

Su konusunda kayıp kaçak oranlarının ve alınacak tedbirlerin sorulması üzerine Pakdemirli, Türkiye’nin nüfusun yaklaşık yüzde 99’una ulaÅŸan temiz içme suyu iletim hattına sahip olduÄŸunu söyledi.

Pakdemirli, 2007’den sonra Devlet Su Ä°ÅŸlerinin (DSÄ°) nüfusu 100 bin altındaki belediyelere de hizmet vermeye baÅŸladığına dikkati çekerek, bu tarihten sonra ciddi bir yatırım hamlesiyle belediyelere içme suyu saÄŸlandığın ifade etti.

Belediyelerin su ile ilgili bütün problemlerini DSÄ°’ye ilettiklerinin altını çizen Pakdemirli, şöyle konuÅŸtu:

“Biz de belediyelere kayıp kaçak oranını soruyoruz. Diyelim yüzde 40. Biz de o zaman ‘git, ÅŸebekeni tamir et, sonra biz sana ek yatırım yapalım’ diyoruz. Suyun bir damlasını zayi etmeden ÅŸehrin giriÅŸine kadar götürüyorsunuz. Yüzde 35-40 kayıp kaçak olması, suyun üçte birinin toprağın altına gömülmesi demek oluyor. Kısıtlı miktarda elde ettiÄŸimiz suyun doÄŸru ÅŸekilde vatandaÅŸa ulaÅŸtırılmaması son derece üzücü. Son dönemde bu konuda saÄŸlam bir duruÅŸ gösterdiÄŸimizden dolayı belediyelerimiz de kayıp kaçak oranını düşürmek için ciddi bir çaba içerisinde.”

Pakdemirli, ÅŸu an kayıp kaçak oranının ortalama yüzde 37 olduÄŸuna iÅŸaret ederek, “Belediyelerin kayıp kaçak oranlarını 2020’e kadar yüzde 30, 2028’e kadar da 25’e indirme hedefleri var. Bu hedefleri tutturamayan belediyelere kurumsal olarak bakış açımız ‘su yok’. Önce tamir ve yenilemeleri yapacaklar.” dedi.

“Cumhuriyet tarihinin 2 katı baraj yapıldı”

Pakdemirli, tarım ve sanayi de suyun verimli kullanılması için yapılan çalışmalara da değinerek, şunları kaydetti:

“Sulama alanında son 20 yılda 255 milyar liralık yatırım yaptık. Yaklaşık 7 bin tesis ve 600 baraj yaptık. Cumhuriyet tarihinde AK Parti iktidara gelene kadar 276 baraj yapılmış. Yani Cumhuriyet tarihinin 2 katı baraj yapıldı. 45 milyar metreküp su depolama yapılabiliyor, bu da Türkiye’nin yıllık ihtiyacının yüzde 10 eksiÄŸi kadar oluyor.”

“Atık suyun tarımda kullanılabilmesi için gidilmesi gereken önemli bir yol var”

Pakdemirli, büyükÅŸehirlere su temini noktasında yaÅŸanan sorunların önüne geçmek için alınacak tedbirlerin sorulması üzerine, “Suyu bir ÅŸekilde arıtıyor olmamız lazım. Bir ÅŸekilde suyu arıtarak kullanmanın yolunu bulmamız lazım. Atık suyu nereye kadar arıtacağımıza karar verecek olan belediyelerin kendi ÅŸebeke ekonomileri. Bence atık suyun tarımda kullanılabilmesi için gidilmesi gereken önemli bir yol var, bu mesafenin mutlaka alınması lazım. Bu konuda biz belediyelerimize destek veriyoruz.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Tüm belediyelerin ihtiyaçlarını 10 yıllık planlar şeklinde çalıştıklarına işaret eden Pakdemirli, bu kapsamda yapılan çalışmaları anlattı.

“Son 10 yılın en sıcak dönemini yaşıyoruz”

Pakdemirli, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin doÄŸal olarak Türkiye’yi de etkilediÄŸine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Son 10 yılın en sıcak dönemini yaşıyoruz. 2020’de meteorolojik bir kuraklık yaÅŸadık. 2021’de de yaÅŸadığımızın aslında adı budur. Akdeniz kuÅŸağındayız, meteorolojik ve tarımsal kuraklık riskinin her zaman yüksek olduÄŸu bölgedeyiz. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi ile ilgili yaptığımız projeksiyonlara göre, Fırat, Dicle ve Konya havzalarında su önümüzdeki 80 yılda yetmemeye baÅŸlayacak. DoÄŸu Karadeniz ve Çoruh havzası dediÄŸimiz kuzeydoÄŸuda su fazlası olacak. Susurluk, Kuzey Ege, Batı Akdeniz, Batı Karadeniz, YeÅŸilırmak, Antalya, Aras ve Van Gölü havzalarında su miktarı yeterli olacak.”

Türkiye’nin ÅŸu an normale göre yüzde 20, önceki yıla göre de yüzde 16 daha az yağış aldığına iÅŸaret eden Pakdemirli, “Sürekli olarak daha az yağış alacak bir ülkeyiz diye hazırlığımızı yapmamız lazım. Tarımda suyun verimli kullanılması konusunda çok büyük gayretlerimiz var. Kapalı sistem sulamalarına yüzde 50 hibe veriyoruz. Sulama yatırımlarında artık kanal ve açık sistem yapmıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir