Sağlık Bakanı Koca: Türkiye koronavirüs sınavından şu ana dek yüzünün akıyla çıktı

Sağlık Bakanı Koca Türkiye koronavirüs sınavından şu ana dek yüzünün akıyla çıktı

Sağlık Bakanı Koca Türkiye koronavirüs sınavından şu ana dek yüzünün akıyla çıktı

SaÄŸlık Bakanı Koca, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) iliÅŸkin, “Türkiye bu sınavdan ÅŸu ana dek yüzünün akıyla çıktı. Bizi bu noktaya, tedbirlere uyum ve titizlik getirdi.” dedi.

SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent YerleÅŸkesi’nde video konferansla gerçekleÅŸen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı‘nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Koronavirüs mücadelesinin hep birlikte verildiÄŸini, baÅŸarının 83 milyon olarak herkesin olduÄŸunu belirten Koca, “Hepimiz çok iyi biliyoruz bu mücadelede düzen, dikkat, disiplin vazgeçilmezdir. Mücadele kesintiye uÄŸramadan muntazam devam etmelidir. Taviz vermezsek istediÄŸimiz sonucu kısa sürede alabiliriz.” diye konuÅŸtu.

Geride kalan günlerin kolay geçmediÄŸini, “Hastalık korkusu acaba bizi ilelebet esir mi alacak?’ denilen anlar olduÄŸunu, “Salgında bir yakınımı kaybeder miyim?” diye endiÅŸe edildiÄŸini, çocuklar ve büyükler adına kaygı duyulduÄŸunu, hastalığa yakalananlar için “Ya iyileÅŸmezse?” diye düşünüldüğünü anlatan Koca, bir yakınını kaybedenlerin salgın günlerinin en büyük acısını yaÅŸadığını söyledi. Koca, “O acı da hepimiz sizinleyiz. Bilin ki elimizden gelen her ÅŸeyi yaptık.” dedi.

Ramazanın hiç alışık olunmadığı bir ÅŸekilde yaÅŸandığını, eskiden olduÄŸu gibi ailelerin, dostların bir araya gelemediÄŸini, sakin, mütevazı iftar sofralarının kurulduÄŸunu belirten Koca, “Bu yılki ramazanın benzersiz bir tarafı var. Hastalığa karşı her gün yeni birbirinden iyi haberler alıyorsunuz. Bu duygularla ramazanınızı kutluyorum.” ifadelerini kullandı.

“Bizi bu noktaya, tedbirlere uyum ve titizlik getirdi”

Salgının dünya genelinde 210 ülkeye yayıldığını ve hayatı değiştirdiğini anımsatan Koca, geçen yılın aralık ayında işin bu noktalara varabileceğinin akıllardan geçmediğini dile getirdi.

Koca, “Ä°lk resmi beyan 31 Aralık tarihinde yapılmıştı. Türkiye saÄŸduyusunu tam zamanında ortaya koydu. Bakanlığımız 10 Ocak 2020’de Halk SaÄŸlığı Genel Müdürlüğü bünyesinde acilen bir operasyon merkezi kurdu. 15 Ocak 2020’de bu yeni bulaşıcı hastalığa karşı bir rehber hazırlayıp yayımladı. Bizim riske karşı hareket planımız, hastalığın ülkemizde görüldüğü tarihten, 11 Mart’tan tam 50 gün öncesine dayanmaktadır.” açıklamasında bulundu.

Gelinen noktada dünyadaki durumu Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün (DSÖ) rakamlarıyla anlatan Koca, şöyle devam etti:

“Dünkü veriler itibarıyla dünyada toplam 3 milyon 152 bini aÅŸkın koronavirüs hastası bulunmaktadır. Hastalık sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı dünyada 218 bini geçmiÅŸtir. DSÖ verilerine göre, ülkeler bazında iki güncel veriyi paylaÅŸmak fikir verici olacaktır. Can kaybının 59 bini aÅŸtığı Amerika’da dün 25 binden fazla yeni vaka açıklanmıştır. Sadece New York’da dün 521 kiÅŸi hayatını kaybetmiÅŸtir.”

Türkiye’den çok önce salgının baÅŸladığı Ä°ngiltere’de son bir gün içinde açıklanan yeni vaka sayısının 3 bin 996, hayatını kaybeden kiÅŸi sayısının 586, Ä°talya’da ise yeni vaka sayısının 27 bin 298 olduÄŸuna iÅŸaret eden Koca, “Åžunu sormalıyız ve sorunun cevabı üstünde durmalıyız. Dünyada hala kontrol edilemez bir güç olmaya devam eden koronavirüsü Türkiye nasıl geriletti ve gözle görülecek düzeyde kontrol altına aldı?” dedi.

Koca, hep birlikte elde edilen başarının bazı nedenleri, stratejisi ve kimi önemli detaylarına ilişkin şunları söyledi:

“Bakanlığımız muhtemel bir riske karşı operasyon merkezini 10 Ocak’ta kurdu. Bilim Kurulumuzu da yine aynı gün olan 10 Ocak 2020’de kurduk. DSÖ’nün hastalığı pandemi olarak ilan etmesinden tam 31 gün önce. Bu süreçte Çin’deki ilk vakadan itibaren dünyadaki geliÅŸmeleri, tecrübeleri izlemeye aldık. Yol haritamızı belirledik, saÄŸlık kurumlarımızı salgın ihtimaline karşı hazırladık. Salgının baÅŸlangıç döneminde özellikle yurt dışı giriÅŸlerine karşı uyguladığımız tedbirler hastalığın Türkiye’ye geç girmesini ve ciddi zaman kazanmamızı saÄŸladı. Ä°lk vakamızın tespit edildiÄŸi 11 Mart tarihinden sonraki süreçte kademe kademe uygulanan tedbirler sonuçlarda çok etkili oldu.

Diyebilirim ki Türkiye bu sınavdan ÅŸu ana dek yüzünün akıyla çıktı. Bizi bu noktaya, tedbirlere uyum ve titizlik getirdi. BaÅŸarının tamamını özetleyecek olursam, üç madde sıralayabilirim. Tedbir, tespit, hızlı tedavi.”

“Yayılımı önlerken baÅŸarılı tedaviye zemin ve imkan oluÅŸturduk”

Bakan Koca, filyasyon yönteminin başarıdaki payının büyük olduğunun altını çizdi.

11 Mart’taki ilk vakadan itibaren her yeni hastanın temas çevresinde virüsün izinin sürüldüğüne dikkati çeken Koca, “Filyasyon dediÄŸimiz bu iz sürme yöntemiyle hastalığı taşıyan kiÅŸinin son iki gün içinde temasta olduÄŸu herkese ulaÅŸmaya çalışıp gerekli olanların testlerini yaptık. Tespit ettiÄŸimiz yeni hastaları hastalığın onlardan baÅŸkalarına geçmesine fırsat tanımadan izole ettik. 11 Mart’tan bu yana test kapasitemizi sürekli arttırırken hiçbir testi tesadüfen yapmadık. Testi, hastalığın kiÅŸiden kiÅŸiye bulaşıp yayılmasını önlemek için kullandık.” bilgisini verdi.

Koca, sözlerine şöyle devam etti:

“83 milyonluk bir ülkede yaygın tarama testleri yapmak yerine şüphelilere odaklandık. Test için doÄŸru uygulama, hasta ile temas hikayesi olan kiÅŸilere odaklanmaktır. Ä°htiyaç oranında test sayımızı artırdık. Bu uygulamanın daha isabetli olduÄŸuna inanıyoruz. Şüphelilere odaklanmak yerine yaygın tarama yapan ülkeler istenen sonucu alamadı. Bu isabetli uygulamın örnek olacağını umuyoruz.

Biz filyasyonu büyük bir aÄŸ kurarak gerçekleÅŸtirdik. Güncel veriyle söylersek sahada görev yapan filyasyon ekibi sayımız 5 bin 849’dur. Bu ekipler bugüne kadar hastaların temas zincirlerinde yer alan 468 bin 390 kiÅŸiyi tespit etmiÅŸtir. Her vakaya ortalama 4,5 temaslı kiÅŸi düşmektedir. Bunların yaklaşık yüzde 99’una, yani neredeyse tamamına ulaşılmış ve takipleri yapılmıştır. Bugüne kadar filyasyon ekiplerimizce takipleri yapılan kiÅŸi sayısı ise 464 bin 434’tür. Hastalığın yayılmasını uyulan tedbirlerle ve bu yolla önledik. Salgının tümüyle önlenmesinde de izlenecek yol yine budur. BaÅŸarıdaki bu faktör, filyasyon faktörü önemini son vakaya kadar koruyacaktır.”

Bu süreçte hastane ihtiyacının da baştan planlandığına işaret eden Koca, muhtemel yatak ve yoğun bakım ihtiyacını göz önünde tutarak özel hastane, kamu ya da üniversite hastanesi ayrımı yapmaksızın alt yapısı yeterli tüm hastanelerin birer pandemi hastanesi olarak görevlendirildiğini hatırlattı.

YoÄŸun bakım ve ventilatör konusunda gerekli takviyelerin ve kapasite artışının saÄŸlandığını ifade eden Koca, “Acil olmayan, ertelenebilir durumda olan hastalarımızı erteleyip hastane yataklarımızı pandemiye hazır hale getirdik. Yatak doluluk oranlarımızı yüzde 60’lardan yüzde 30’lara indirdik. SaÄŸlık altyapısının bu ÅŸekilde hazır hale getirilmesi bize kontrolün elimizde olması gücünü verdi. Yayılımı önlerken baÅŸarılı tedaviye zemin ve imkan oluÅŸturduk.” açıklamasında bulundu.

“BaÅŸarısı kanıtlanmış yöntem hekimlerimizce geliÅŸtirilen yöntem olmuÅŸtur”

Bakan Koca, koronavirüsle mücadelede temaslıların gözetim altında tutulduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

“Åžikayeti olan kiÅŸilerin takibinde ise son derece titiz davranıyoruz. Tedavisi hastane ÅŸartlarında yapılması gereken hiçbir vakayı, hastanın durumu ağır deÄŸil düşüncesiyle evine göndermedik, göndermiyoruz. Durumu stabil hastalarımızın tedavisi aile hekimi gözetiminde evde devam ediyor.

Türkiye, hastalığın yayılmasına karşı elde ettiÄŸi baÅŸarının aynısını tedavide de göstermiÅŸtir. Hekimlerimizin gözlemleri ve tecrübeleri neticesinde Kovid-19 hastaları için uyguladığımız tedavi dünyanın birçok ülkesinden farklılıklar göstermiÅŸtir.”

Süreç içinde tecrübe kazandıkça ve yeni sonuçlar elde ettikçe hekimlerin ve Bilim Kurulunun görüşleri doÄŸrultusunda Kovid-19 hastalığına yaklaşımda önemli deÄŸiÅŸikliklere gittiklerini aktaran Bakan Koca, “Kovid-19 hastaları için uyguladığımız baÅŸarısı artık kanıtlanmış yöntem hekimlerimiz tarafından geliÅŸtirilen bir yöntem olmuÅŸtur. Hekimlerimiz ve Bilim Kurulumuzun görüşleri doÄŸrultusunda Kovid-19 hastalığına yaklaşımda tüm dünya için önemli deÄŸiÅŸikliklere gittik.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

‘Biz tedaviyi belirti gösteren hemen herkese, mümkün olan en erken aÅŸamada uyguluyoruz’

SaÄŸlık Bakanlığının alınan sonuçlara göre neredeyse her hafta tedavi yaklaşımını daha da iyi hale getirdiÄŸini vurgulayan Koca, Çin’den ilk günlerde edinilen tecrübelerle temin edilen antiviral ilaçların, bilinen kullanımını deÄŸiÅŸtirerek daha olumlu sonuçlar alındığını belirtti.

Bunun baÅŸka ülkelere de yaygınlaÅŸmasının hasta kaybını düşüreceÄŸine olan inancını dile getiren Koca, “Dünyada tıbbın bildiÄŸi ilaçlardan kullanım ÅŸekillerini deÄŸiÅŸtirerek bambaÅŸka sonuçlar aldık size daha önce bahsettiÄŸim iki ilaçla ilgili geliÅŸtirdiÄŸimiz yaklaşımla kullanımların, salgınla mücadele eden tüm ülkelerde yaygınlaÅŸmasını umuyoruz. Hasta kaybının bizdeki gibi düşecek olduÄŸunu düşünüyoruz.” diye konuÅŸtu.

Yeni tip koronavirüs tedavisinde doğrudan virüse etkili bir ilacın henüz geliştirilmediğine işaret eden Koca, adı geçen ilaçların virüsün etkisini azaltıcı, tahribatını önleyici, hastanın virüsle mücadele sürecini kolaylaştırıcı özellik taşıdığını anlattı.

Koca, özellikle hidroksiklorokin adlı sıtma ilacını, önceden tedbiren temin edip, stokladıklarını aktararak, bu hazırlığın 11 Mart’tan önce gerçekleÅŸtiÄŸini söyledi.

Bu ilaçların ve özellikle Çin dahil olmak üzere getirilen antiviral ilaçların da farklı uygulamalarla tedavide kullanıldığını anımsatan Koca, doktor ve bilim insanlarının ilaç kullanımındaki öncü tutumundan bahsetti.

Hidroksiklorokin tedavisine, Amerikan Gıda ve Ä°laç Kurumu daha ilacın hastalığa karşı kullanımına onay vermeden önce baÅŸlanıldığını aktaran Koca, “Çin’den getirdiÄŸimiz antiviral ilaçta ise Çin’de olduÄŸu gibi ciddi vakalarda kullanımında sonuç almadığımızı gördük. Süreçte bu ilacın kullanımını farklılaÅŸtırmış olduk. Yani yoÄŸun bakımda ciddi vakalara deÄŸil, yoÄŸun bakım öncesi pnömoni geliÅŸen hastalara kullanmaya baÅŸlayarak sonuç aldığımızı gördük.” bilgisini paylaÅŸtı.

Bakan Koca, tedavi konusunda Türkiye’nin dünyadan bir farkı daha olduÄŸunu belirterek, şöyle konuÅŸtu:

“Birçok ülkede tedavi, sadece hastaneye yatırılan, hatta yoÄŸun bakıma alınan hastalarla sınırlı tutuluyor. Virüsü taşıyan, semptomu olan diÄŸer insanlara ise tedavi uygulanmıyor. Biz tedaviyi belirti gösteren hemen herkese, mümkün olan en erken aÅŸamada uyguluyoruz. Muhtemelen tüm vakalarda tedaviye erken aÅŸamada baÅŸlamanın bir sonucu olarak hastalarımızda zatürreye gidiÅŸ oranı azalmış durumdadır. Bu yaklaşımla Türkiye’de vakaların pnömoniye dönüşme oranında yüzde 70’ten, yüzde 15’e büyük bir düşüş gerçekleÅŸmiÅŸtir. Bu durum yoÄŸun bakım ihtiyacımızda da azalmaya yol açmıştır.”

Koca, dünyadaki uygulamanın “yoÄŸun bakım hastalarının ventilatöre erken baÄŸlanması yönünde” olduÄŸunu hatırlatarak, “Deneyimlerimiz bize tersinin yararlı olduÄŸunu gösterdi. Artık hastalarımızı ventilatöre erken deÄŸil ileri aÅŸamada baÄŸlıyoruz. Tedavide gösterdiÄŸimiz bir diÄŸer geliÅŸme ise yoÄŸun bakım hastalarımızı erken aÅŸamada da artık entübe etmiyoruz. Bunun hastalığın seyrini önemli oranda deÄŸiÅŸtirdiÄŸini görüyoruz.” dedi.

Pnömoni, yani akciğer iltihabının kritik bir durum olduğuna dikkati çeken Koca, Kovid-19 hastalarında pnömoni oranı ne kadar düşürülebilirse ölüm oranının da o derece düştüğünü bildirdi.

“Hekimlerimizin yaklaşımı dünyada bir ilk”

“Hekimlerimizin pnömoni oranını düşüren yaklaşımı dünyada bir ilktir.” diyen Koca, bu yeni yaklaşımın da salgınla mücadele eden ülkelerde uygulanacağını umduklarını kaydetti.

Bilim insanlarının yol gösterici yayınların hazırlığı içinde olduğunu da vurgulayan Koca, şöyle devam etti:

“Hastanın yoÄŸun bakıma geçiÅŸi söz konusu olmadan sürekli, yüksek akımlı oksijen uygulamasını da gerçekleÅŸtiriyoruz. Böylece eski yöntemle oluÅŸan akciÄŸer hasarlarını önlemiÅŸ oluyoruz. Yüksek akımlı oksijen uygulaması, ölüm oranlarındaki düşüşün sebeplerinden biri olmuÅŸtur. YoÄŸun bakımdaki hastalarda vefat oranlarımız ise yüzde 58’den yüzde 10’a, entübe hastalardaki vefat oranımız ise yüzde 74’ten yüzde 14’e geriledi. Bu baÅŸarıların arkasında bahsettiÄŸim hekimlerimizin özen ve dikkati, tedavi yaklaşımlarımız, bilimsel yaklaşımlar, hekimlik sanatının ustalıkları var.”

GeliÅŸmelerin hasta kayıp oranının azalmasında da aynı derecede etkili olduÄŸunu aktaran Koca, “Türkiye’de ÅŸu ana kadar hasta kayıp oranı yüzde 2,58’dir. Salgındaki vefat oranı ile ülkemiz Avrupa ülkeleri içinde en düşük vefat oranına sahiptir. Dünyada 80’inci sırada yer almaktadır. Bu Türk tıbbının baÅŸarısıdır.” dedi.

Sağlık Bakanı Koca, her akşam, günlük koronavirüs tablosunda hızlı bir iyileşme gördüklerini dile getirerek, olumsuz her göstergenin gerilediğini, iyiye işaret eden her şeyin daha fazla dikkat çektiğini söyledi.

EÄŸer tedbirlere uyulmayıp, sokaÄŸa çıkma kısıtı ihlal edilseydi, gençler ve büyükler evde kalmayı görev bilmeseydi, kısıt olmayan günlerde dışarı çıkma isteÄŸine direnilmeseydi bugünkü baÅŸarı ve iyimserliÄŸin yakalanamayacağını kaydeden Koca, “Hepimizi her akÅŸam üzen sonuçlarla baÅŸ baÅŸa kalırdık. SaÄŸlık ordumuzun baÅŸarısı da sınırlı kalırdı. Tedavideki yeniliklerimiz ise yeni hastalar üzerinde uygulanır, asıl sonuca hizmet etmezdi, büyük baÅŸarının kahramanı sizlersiniz.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Hekimlerin ve hemÅŸirelerin ise bu baÅŸarıyı kiÅŸi başına düşen hekim ve hemÅŸire sayısının az olmasına raÄŸmen elde ettiÄŸini dile getiren Koca, “SaÄŸlık çalışanlarımıza gösterdikleri, salgın sürecinde göstermeye devam edecekleri özveri için daima müteÅŸekkiriz.” diye konuÅŸtu.

“Son 24 saatte iyileÅŸen hasta sayısının yeni tanı konan hasta sayısından artık iki kat fazla olduÄŸu bir noktadayız.” ifadesini kullanan Koca, koronavirüs salgınına karşı ÅŸu ana dek kazanılan baÅŸarının üç faktör sayesinde saÄŸlandığını belirtti. Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Bu faktörlerden ilki tedbirlere uyum gösteren 83 milyondur. Hayatınızı salgın hastalığın zorunlu kıldığı yeni ÅŸartlara göre tanzim ettiniz, size minnettarım. Bu faktörlerden ikincisi, hastalarla temas etmiÅŸ kiÅŸilerin taranması, yani filyasyon yönteminin baÅŸarı ile uygulanmasıdır. Filyasyonla her vakanın temasları bulunup, gözetim altına alınmış, hastalığın kiÅŸiden kiÅŸiye yayılması önlemiÅŸtir. Faktörlerden üçüncüsü, tedaviye olabildiÄŸince erken baÅŸlamamız, ilaç kullanımında, yoÄŸun bakımda önemli farklılıkları ortaya koymamızdır. BaÅŸta hekimlerimiz olmak üzere tüm saÄŸlık personelimizin canları pahasına gösterdikleri çabadır, çığır açıcı uygulamalara gitmemizdir, dünyada benzeri olmayan hekimlerin, onların zekasıdır.”

Fahrettin Koca, salgının baÅŸlangıcında Türkiye’nin, virüsün ülkeye giriÅŸini geciktirebilen az sayıda ülkeden biri olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ilk günlerde vakalarda hızlı bir artış görüldüğünü, kayıpların herkeste büyük üzüntüye yol açtığını, hastalar için endiÅŸe duyduklarını, salgına karşı birlikte ciddi önlemler aldıklarını, kararlı olduklarını ve bir gün bile kontrolü hastalığın eline vermediklerini söyledi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın liderliÄŸinde siyasi iradenin tam bir koordinasyon içerisinde tedbirlere destek verdiÄŸini anlatan Koca, özel ve kamu tüm kurumların bu mücadelede yerini aldığını, güçlü saÄŸlık sistemi ve fedakar saÄŸlık personelinin bu süreçte güvenli dayanakları olduÄŸununu ifade etti.

Virüsün ülkeye girişinin beşinci haftasından sonra mücadelede izlenen yöntemin başarıya ulaştırdığının verilerle de anlaşıldığını belirten Koca, şunları kaydetti:

“BeÅŸinci haftada hastalığın seyri deÄŸiÅŸti. Günlük koronavirüs tablosundaki yeni veriler, bize her gün umut veriyor. Bu umudu sonuca çevirmek zorundayız. Unutmamalıyız 11 Mart’tan bugüne geldiÄŸimiz nokta kesin baÅŸarı noktası deÄŸildir. Önümüzdeki günler, eski günlerin aynısı olmayacaktır. BaÅŸarı, tedbirleri artık terk edeceÄŸimiz bir baÅŸarı deÄŸildir, tedbirlere sarılmamızı gerektiren bir baÅŸarıdır. Unutmamalıyız günlük koronavirüs tablosunda yeni vaka sayısı henüz sıfır deÄŸildir. Aramızda halen virüsü taşıyan, yeni tanı konan insanlar var, olmaya da devam edecektir. Hastalık bitmedi, o halde mücadele devam etmelidir. Elbette hayat da normale yaklaÅŸarak devam edecek. Bunun sınırları mücadelemizdeki baÅŸarıya baÄŸlıdır. Ä°nanıyoruz ki her gün bir önceki günden daha iyi olacak. 83 milyon insanımıza sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.”

“Pik döneminde olduÄŸumuzu söyleyebilirim”

Koca, normalleÅŸme süreciyle ilgili takvimin nasıl iÅŸleyeceÄŸine iliÅŸkin soru üzerine, bu konunun bütün bakanlıklarla ilgili olduÄŸunu söyledi. Bilim Kurulu’nun daha çok tavsiye ve öneride bulunan bir kurul olduÄŸunu belirten Koca, bu tavsiye ve önerilerin görüş haline getirilerek, bir karar noktasına gidildiÄŸini söyledi.

Bakan Koca, normalleÅŸmenin hangi tedbirlerle yapılacağı ile ilgili Bilim Kurulu’ndan birtakım görüşler alındığına iÅŸaret ederek, “Bunlar ilgili birimlerde tartışılarak, daha sonra bu kararlar açıklanmış olacak. Özellikle bu ay boyunca birtakım tedbirleri devam ettirerek nasıl bir normalleÅŸme yapılacağı ile ilgili hazırlıklar tamamlanınca açıklamalar ilgililerce yapılmış olur.” diye konuÅŸtu.

65 yaÅŸ üzeri vatandaÅŸların sokaÄŸa çıkmalarına iliÅŸkin nasıl bir plan oluÅŸturulduÄŸu konusunda ise Bakan Koca, “65 yaÅŸ ile ilgili konu, gündem konusu oldu. 65 yaÅŸ üstü büyüklerimiz, çınarlarımız hiç olmazsa bir kaç saat gezmeleri, dolaÅŸmaları, araç kullanmadan yakın mesafe anlamında yapılabilir mi, böyle bir serbestlik söz konusu olabilir mi, diye gündem oldu. Bununla ilgili daha net bir öneriye dönmedi. Bu da bir yaklaşıma gelirse o durumda zaten görüş olarak CumhurbaÅŸkanımıza da sunulmuÅŸ olur. Karar noktasına o durumda gelir, diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Ä°ngiltere’de, çocuklar arasında son 3 haftada koronavirüsle baÄŸlantılı, yoÄŸun bakımda tedavi gerektiren yeni bir hastalığın görüldüğü ifade edilerek, bu konunun Ä°ngiltere SaÄŸlık Bakanı ile yaptıkları görüşmede gündeme gelip gelmediÄŸinin sorulması üzerine Koca, “Bu konu ile ilgili gündem olmadı. Herhangi bir hastalık belirtisi ve bulgusu olan bir kiÅŸinin, koronavirüsle karşılaÅŸtığında, onunla enfekte olabilirliÄŸi söz konusu. Önemli olan koronavirüsün yaptığı, bildiÄŸimiz etki dışında yaptığı, etkiye sebep olup olmadığı ile ilgili benim bir bilgim yok.” dedi.

Koca, “Alınan tedbirlerin ardından virüs ile ilgili bulaÅŸ oranı deÄŸiÅŸti mi? Avrupa tedbirleri gevÅŸetti. Virüsün bulaÅŸ oranı arttı mı?” sorusuna, “Bununla ilgili yeni bir deÄŸiÅŸiklik yok. Biz bulaÅŸ oranının yüksek olduÄŸunu biliyoruz. O nedenle teması son derece önemli görüyoruz. Temasın korunmasını, bu dönemde bulaşı solunum yoluyla ağırlıklı olduÄŸu için de maske kullanımını son derece önemsiyoruz.” yanıtını verdi.

“Vaka sayılarında pik noktaya ulaşıldı mı? Ä°kinci dalga riski var mı?” sorusu üzerine Koca, “Pik döneminde olduÄŸumuzu söyleyebilirim. Düşüş trendine de girdiÄŸini görüyoruz. Bunun kalıcı olması önemli. O nedenle de bu dönemde özellikle temas ve mesafe son derece önemli, bu anlamda gerekli tedbirlere uyum gösterilmezse yeni bir pik dalgasına yol açabilir. Åžu an bizim gördüğümüz, bu tedbirlerle pik dalgasının herhangi bir olabilirliÄŸinin olmadığını söyleyebilirim.” diye konuÅŸtu.

“Ä°sveç’ten getirilen Türk vatandaşının iki çocuÄŸu da pozitif çıktı”

Ä°sveç’ten ambulans uçakla getirilen Emrullah Gülüşken adlı hastanın, kendisinin hemÅŸehrisi olduÄŸu iddialarının hatırlatılması üzerine Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Benim hiçbir akrabalık bağım yok. Hiç tanımıyorum. Aracı olanlardan da hiçbir akrabam veya tanışık olduÄŸum biri olmadı. Sosyal medyadan bu bilgilendirme yapıldı. Devamında bu bilgi bana ulaÅŸtı. Sayın Ä°sveç Büyükelçimizle de görüşerek, bu hastanın Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor mu, diye de konuÅŸtum. Kendileri bu hastanın özellikle Türkiye’de tedavi edilmesinin gerekli ve uygun olduÄŸunu ifade ettiler. Türkiye’ye getirilmiÅŸ oldu. Åžu anki tedavi durumu ise Ankara Åžehir Hastanesinde devam ediyor. Ä°ki gün yoÄŸun bakımda kaldı. Bu hastanın getirilmesinde en büyük sebeplerden biri de ciddi bir solunum sıkıntısı olmamasına raÄŸmen altta bir kardiyak, kalp rahatsızlığının olduÄŸunun söylenmiÅŸ olmasıdır. Bizim yaptığımız takiplerle de geçmiÅŸ dönemde muhtemelen akut romatizmal ateÅŸ dediÄŸimiz bir tabloya baÄŸlı kapak sorunlarının olduÄŸunu biliyoruz.”

Hastanın 3 çocuÄŸunun da getirildiÄŸini hatırlatan Koca, “Büyük kızında ve 10 yaşında olanda da pozitif görüldü. Bu, Ä°sveç tarafında bilinen bir durum deÄŸildi. Sadece babanın pozitif olduÄŸu biliniyordu. Ä°ki çocuÄŸunda da pozitif çıktı. Küçük olan 7 yaşındaki çocuÄŸa yapılan testte negatif çıktı. Ä°ki gün sonra servise alınarak takibi yapıldı. Solunum sıkıntısı olmayan ve takibi yapılan hastalarımız.” ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, ambulans uçakla sadece Ä°sveç’ten hasta getirilmediÄŸine iÅŸaret ederek, “Bu süreçte daha dün Rusya’dan bir tıp öğrencisini getirdik. Tedavisi yapılmayan bir hastaydı. Bize talebi yapıldığında, endikasyon gereÄŸi getirmiÅŸ olduk. Bir hafta önce Fransa’dan 33 yaşında solunum cihazından çıkarılmak istenen bir hastayı getirdik. O hasta dün itibarıyla solunum cihazından çıkarıldı. Konya’da bir hastanemizde, ÅŸu an tedavi altında. Bu hasta da bir siyasi partimizin baÅŸkanı tarafından aracı olunarak getirilen bir hastaydı. Bu anlamda biz dünyada devlet tarafından ücreti karşılanarak, vatandaÅŸtan para almadan hava ambulansı hizmeti veren tek ülkeyiz.”

’83 milyonun bu mücadelenin içinde yer alması gerekiyor’

Ä°sviçre’de koronavirüs tedavisi gören bir Türk kadınının Türkiye’ye gelmek istemesine iliÅŸkin talebinin sorulması üzerine Koca, hastanın durumununun sürekli takibiyle ilgili yapılan görüşmelere yönelik cep telefonu mesajlarını okudu.

Pazar gününden itibaren hastayla ilgili bilgi aldıklarını, söz konusu kiÅŸi, kardeÅŸi ve iki çocuÄŸunun Kovid-19 olarak deÄŸerlendirildiÄŸine yönelik 7 Nisan’da tanı konulduÄŸunu anlatan Koca, baÅŸkonsolosluÄŸun onlarla devamlı görüştüğünü, birkaç gün önce de Türk bir hekime muayene edildiklerini bildirdi.

Koca, hekimin, ailenin durumunu kötü olarak nitelendirmediÄŸini ve ÅŸu an için uçak ambulansla Türkiye’ye getirilmelerine gerek olmadığı görüşünü paylaÅŸtığını aktardı. Bugün de ailenin saÄŸlık kontrolünde, Türk hekimin yaptığı muayenede tomografi de çekildiÄŸini belirten Koca, hekimin “Yapılan tıbbi tetkik ve görüntüleme sonuçlarına göre, Yasemin Özkeser Yaman, Kadir Özkeser, Furkan Kapaklıkaya, Enes Kapaklıkaya adlı kiÅŸilerin genel saÄŸlık durumları hastaneye sevk edilmeyi gerektirmemekte olup, Ä°sviçre’de yapılan bütün tedaviler yeterlidir. Türkiye’ye sevk endikasyonu yoktur.” ÅŸeklindeki raporunu okudu.

Salgınla mücadeleyi, siyaset üstü yapmaya gayret gösterdiklerini vurgulayan Koca, “83 milyonun, bu mücadelenin içinde yer alması gerekiyor. Hiç kimsenin mücadelenin dışında kalmaya hakkı yoktur. Dolayısıyla üzerimize düşen, Bakanlık olarak yapılması gereken ne ise gereÄŸini yapma noktasında bir gayret içinde olduk. Lütfen bu konuları siyasete alet etmeyelim, istismar etmeyelim.” diye konuÅŸtu.

Taşıyıcılık ve yaygınlığın tespitine ilişkin örneklem yöntemiyle çalışma başlatıldı

Bakan Koca, “test yapma kriterlerinin deÄŸiÅŸmesi, hedefin, sadece hastayı bulmak deÄŸil taşıyanı da tespit etmek olması gerektiÄŸi”ne yönelik görüşlerin anımsatılarak, “Evlerde test yapmak mümkün olur mu? Böyle bir planlama gündeminizde mi?” sorusuna karşılık, ÅŸunları ifade etti:

“Yapılmak istenen ÅŸu; biz toplumda özellikle TÜİK’le birlikte yaygınlığı, taşıyıcılığı, varlığını bilmek istiyoruz. Bununla ilgili örneklem yöntemiyle bir çalışma baÅŸlatıldı. Zannediyorum 3-5 gün veya bir hafta içerisinde bu konu da netleÅŸmiÅŸ olur. Dolayısıyla o durumda toplumdaki yaygınlık, bulaÅŸtırıcılık ve taşıyıcılık durumuna göre de alınması gereken yeni bir tedbir olup olmadığı da Bilim Kurulu’nun gündemine gelmiÅŸ olur. Bizler de size aktarırız.”

“Daha az vaka görülen bazı illerimizde tedbirleri biraz daha gevÅŸetebiliriz”

Ä°stanbul gibi riskli yerlerde, vaka sayıları düşerken, ek tedbirlerin uygulanıp uygulanmayacağı ve il il vaka sayıları sorulan Koca, “Ä°stanbul ile ilgili uygulanan tedbirler dışında ÅŸu an özel bir tedbirimiz yok. Vakalarımızın yüzde 60’a yakını Ä°stanbul’da. Ä°stanbul, ne Vuhan ne bir Avrupa kenti ne de bir Amerika eyaleti gibi olan bir yer deÄŸil.” dedi.

20 milyona yakın nüfusu olan Ä°stanbul’un yerleÅŸiminin, örneklediÄŸi ülkelerden çok farklı olduÄŸuna, bu ilde torundan dedeye kadar bir arada yaÅŸamanın fazlalığına iÅŸaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Buna raÄŸmen 5. haftada Türkiye’deki vakaların yüzde 60’ının görüldüğü Ä°stanbul’un kontrol altına alınmış olması çok büyük baÅŸarı. EÄŸer Avrupa, Ä°stanbul kenti gibi bir yeri kontrol etme noktasında ÅŸu an yaptığını yapmış olsaydı, herhalde baÅŸka bir sonuçla karşı karşıya kalırdı. Dolayısıyla ÅŸu dönemde ilave bir tedbiri ÅŸu an önermiyoruz. Ama her zaman söylediÄŸimiz gibi, teması, mesafeyi ve izolasyonu son derece önemsiyoruz.

Bunun dışında önümüzdeki dönem daha az vaka görülen bazı illerimizde tedbirleri biraz daha gevÅŸetebiliriz. Bu tamamen, önümüzdeki dönem vaka seyrine göre konuÅŸulabilecek, gündeme alınabilecek, Bilim Kurulu’nun da bu anlamda önerisini alarak yol alabileceÄŸimiz bir yaklaşım.”

“Toplu çalışılan yerlerde test yapılmasını planlıyoruz”

Bakan Koca, açıklanan test sayılarına ilişkin bir başka soru üzerine, bu sayıların kişi bazlı olduğunu söyledi.

“Ä°zinli çalışan iÅŸ yerleri söz konusu. Buralarda da koronavirüs belirtileri gözüktüğü söyleniyor. Filyasyon sistemi yerine çalışan iÅŸ yerleri ile ilgili bir test yapılacak mı?” sorusuna karşılık Koca, “Ä°ÅŸ yerleri, normalleÅŸme dönemi ile ilgili OSB’ler dahil olmak üzere birtakım toplu çalışılan yerlerde test yapılmasını planlıyoruz. Hatta Gebze’de bu anlamda kurduk, bunu da yaygınlaÅŸtırmak istiyoruz. Yani birçok sektörün benzer ÅŸekilde test yapılabilirliÄŸini saÄŸlayarak normalleÅŸmeye doÄŸru geçelim istiyoruz.” diye konuÅŸtu.

“SaÄŸlık çalışanı enfekte sayımız 7 bin 428”

Koca, sağlık çalışanları içerisinde koronavirüs saptanan vaka sayılarına ilişkin soruya, şu sözlerle yanıt verdi:

“Åžu dönemde maalesef enfekte olan, sahada yoÄŸun özveri, gayret ve fedakarlıkla çalışan saÄŸlık çalışanlarımızın sayısı fazla oldu. Toplam, birilerinin söylediÄŸi kadar deÄŸil daha fazlası maalesef. SaÄŸlık çalışanı enfekte sayımız 7 bin 428. Yani 1 milyon 100 bin saÄŸlık çalışanımız içinde 7 bin 428 kiÅŸi. Ortalama vakalarımız içindeki oranı yüzde 6,5’a yakın. Avrupa’daki ortalama yüzde 10-11’lerde. Gönül, bu dönemde hiçbir çalışanımızın enfekte olmayıp, hayatını kaybetmemesini dilerdi. Çalışanlarımız için bu dönemde ne yapmamız gerekiyorsa bir gayretle yaptığımızı düşünüyorum. Hayatını kaybeden, hem saÄŸlık çalışanlarımız hem bütün vatandaÅŸlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baÅŸsaÄŸlığı ve sabır diliyorum.”

SaÄŸlık Bakanı Koca, Ä°stanbul Eczacı Odası’nın, Ä°stanbul’da, kamu kurum ve kuruluÅŸlarında çalışanlar ile herhangi bir iÅŸ yerinde SSK’lı olarak çalışanların eczanelerden dağıtılan ücretsiz maske sisteminden faydalanamayacağına iliÅŸkin açıklaması sonrasında, çalışanların nasıl maske temin edebileceÄŸine yönelik soru üzerine, çalışanlar dahil 20-65 yaÅŸ arası herkese, özellikle belli sayıda çalışanı olan iÅŸletmelere maske gönderildiÄŸini vurguladı.

Koca, “Büyük iÅŸletmelerle ilgili de valilik üzerinden ayrıca göndermiÅŸ oluyoruz. Bu anlamda ‘göndermiyoruz’ ÅŸeklinde bir yaklaşım olmadığını söylemek istiyorum.” dedi.

“Adana’da yoÄŸun bakım yatak sayılarının yetersiz olduÄŸuna” iliÅŸkin iddiaların anımsatılması üzerine Koca, şöyle konuÅŸtu:

“Maalesef bu konu da siyasetin konusu oldu. Adana ile ilgili daha önce de söylemiÅŸtim, daha önce verdiÄŸim ifade Adana’daki doluluk oranıydı. Türkiye’deki yatak doluluk oranı 10 bin kiÅŸide 28. Adana’da kaç? Türkiye ortalamasının üzerinde olan yüzde 32. Yani toplam 10 bin kiÅŸiye düşen yatak sayısı, Türkiye’de 28 iken, Adana’da 32. Ortalamanın üzerinde. YoÄŸun bakım yatağı ne durumda? Türkiye’de özellikle 100 bin kiÅŸiye düşen yoÄŸun bakım yatak sayısı 49, Adana’da 63. Neresi yeterli deÄŸil?”

“Maskeyle ilgili ÅŸu an, daha çok ücretsiz olması düşünülüyor”

Bazı vatandaÅŸların kod gelmediÄŸi için eczaneden maske alamamaktan ÅŸikayet ettikleri aktarılarak, maske satışı yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı yönündeki soru üzerine Koca, maskenin Türkiye’de ücretsiz dağıtılmasının hedeflendiÄŸini belirtti.

Vatandaşın maskeye ücret vermesini istemediklerini ifade eden Koca, “Dünyada da bu yaklaşımı sergileyen kimse yok. Maske üzerinde ne gibi mücadelelerin olduÄŸunu da biliyorsunuz. Maskeyle ilgili herkese 20 ile 65 yaÅŸ arası kod gönderiliyor, bu kodla maske alınabiliyor. Dolayısıyla bu anlamda kendilerine kod gitmemiÅŸ vatandaÅŸlarımızın eczaneye giderek sormaları gerekmiyor, kendilerine kod geldiÄŸinde eczaneye gitmelerini önemsiyoruz. Bu anlamda sorun olmadığını söylemek istiyorum. Maskeyle ilgili ÅŸu an, satışla deÄŸil daha çok ücretsiz olması düşünülüyor.” diye konuÅŸtu.

“Her rakamın bir can olduÄŸunu unutmayalım”

Ölümlerle ilgili, son günlerde siyasetin konusu yapılmaya baÅŸlanan bir durum olduÄŸunu belirten Koca, “Burada her rakamın bir can olduÄŸunu unutmayalım.” ifadesini kullandı.

Bu rakamların, mücadelede en önemli paya sahip vatandaÅŸlardan gizlenemeyeceÄŸini dile getiren Koca, “Çünkü siz gizlediÄŸiniz rakamlarla mücadelede tedbirleri vatandaÅŸtan alamazsınız.” dedi.

Ölüm raporlarını gurur kaynağı hekimlerin hazırladığını, onlara güvenilmesi gerektiğini aktaran Koca, geçen yıl 1 Ocak-29 Nisan arasında ölüm sayısının 160 bin 888 olduğunu, bu yıl aynı dönemdeki ölüm sayısının 163 bin 191 olarak kayıtlara geçtiğini ifade etti.

Arada 2 bin 303 fark bulunduÄŸunu, koronavirüsten hayatını kaybeden kiÅŸi sayısının ise 2 bin 992 olduÄŸunu belirten Koca, “Nerede bu hayal ölümler? Lütfen bu konuyu istismar etmeyelim. Ölümlerin kimlerin yüreÄŸini nasıl yaktığını biraz düşünelim.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün kodlamasıyla, bütün dünyanın verdiÄŸi ÅŸekliyle pozitif vakaları bildirdiklerini ama şüpheli görülen, PCR’si negatif hastaları da asla tedaviden mahrum etmediklerini vurgulayan Koca, ÅŸunları kaydetti:

“Onlara da tedaviyi aynı ÅŸekilde uyguluyoruz, hatta filyasyonu uyguluyoruz sahada. Fakat Dünya SaÄŸlık Örgütü, 16 Nisan’a kadar bütün dünyaya PCR’ı pozitif olan vakaların bildirilmesi ÅŸeklinde bir kod tanımlaması yapmıştı. 16 Nisan’dan sonra ise PCR’ı yapılmayan şüphelendiÄŸiniz vakalara bir kod tanımlaması ilave edildi, özellikle PCR’ı yapmayan ülkeler için. Ãœlkemiz için de PCR’ı yapılmamış olan bir vaka varsa ve şüpheliyse biz onu da zaten pozitif bildirmiÅŸ oluruz. Dolayısıyla PCR’ı yapılmış olan ve de negatif olan bir vaka, baÅŸka sebepler olabilir diye araÅŸtırılmalı, pozitif olan vakalar PCR yapıldıysa bildirilmeli ÅŸeklinde genel bir kural. Bununla ilgili Dünya SaÄŸlık Örgütü’ne 3 gün önce biz yine yazı yazdık, ‘Yanlış mı yapıyoruz?’ diye. Dünya SaÄŸlık Örgütü’nden 24 Nisan’da bize gelen yazı bununla ilgili bir sorun olmadığı ÅŸeklinde. Lütfen ölümler üzerinden siyaset yapmayalım. Bugüne kadar yapmadık, çünkü bu mücadelenin herkesi kapsayacak ÅŸekilde yapılması gerektiÄŸine inandık. Çünkü bu bir salgındı, bu bir saÄŸlık sorunuydu. Yılı aylara, günlere bölerek sayıların verilmesi hiçbir ÅŸekilde doÄŸru deÄŸil.”

Koca, ayrıca ölüm rakamlarının her dönem aynı olmadığını bazı aylar 30 bin bazı aylar 50 bin olabileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir