SaÄŸlık Bakanı MemiÅŸoÄŸlu: 2025’te hedefimiz, yaklaşık bin yeni Aile SaÄŸlığı Merkezi yapmak

Sağlık Bakanı Memişoğlu: 2025'te hedefimiz, yaklaşık bin yeni Aile Sağlığı Merkezi yapmak

Sağlık Bakanı Memişoğlu: 2025'te hedefimiz, yaklaşık bin yeni Aile Sağlığı Merkezi yapmak

Bakan MemiÅŸoÄŸlu “2025’te hedefimiz, yaklaşık bin yeni Aile SaÄŸlığı Merkezi yapmak, onlara (aile hekimleri) kurumsal kimlikle daha iyi hizmet verecek altyapı oluÅŸturmak. SaÄŸlıklı Hayat Merkezi hedefimiz de var, 100’ün üzerinde yapmak istiyoruz.” dedi.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sağlık muhabirleri ile Bakanlıkta bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Toplumun saÄŸlık okuryazarlığı oranının artırılmasında medya mensuplarının üstlendiÄŸi görevin çok önemli olduÄŸunu vurgulayan MemiÅŸoÄŸlu, saÄŸlık muhabirlerini de saÄŸlıkçıların bir parçası olarak gördüğünü söyledi. MemiÅŸoÄŸlu, “Biz sizleri saÄŸlıkçı olarak kabul ediyoruz. Biz, saÄŸlık muhabirlerini saÄŸlık ordusunun bir neferi olarak görüyoruz ve esasında saÄŸlık okuryazarlığını, saÄŸlığın toplumsal olarak geliÅŸimini, aynı zamanda bu konudaki saÄŸlığın bilgilerini sizler vasıtasıyla bütün toplum öğreniyor. EmeÄŸiniz çok büyük.” diye konuÅŸtu.

Medya mensuplarına teÅŸekkür eden MemiÅŸoÄŸlu, “Sahada olan sizlersiniz. Sizin yaptığınız haberler çok kiÅŸiyi etkiliyor. Öyle olunca da hem toplumun saÄŸlığının geliÅŸimini hem de bizim daha da geliÅŸimimizi saÄŸlıyorsunuz. Hepimiz bu millete, topluma hizmet eden insanlarız. Amacımız daha iyi saÄŸlık sistemi kurmak, daha iyi bir ülke oluÅŸturmak. Onun için de elimizden geleni yapıyoruz.” ” ifadelerini kullandı.

Bakan Memişoğlu, İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde sağlık muhabiriyle her zaman iletişime açık olduklarını dile getirdi.

SaÄŸlık Bakanlığı olarak da aynı açık ve ÅŸeffaf iletiÅŸimi kurmak istediklerinin altını çizen MemiÅŸoÄŸlu, “Maalesef bazen dezenformasyon oluyor, yanlış algılar oluyor. İyi bir iletiÅŸim, iyi bir haberleÅŸme yolu kurmak kesinlikle bizim için deÄŸerli. Sizler bizim için deÄŸerlisiniz. Biz sizi medyadaki saÄŸlık elçileri olarak görüyoruz. Onun için her konuda her zaman iletiÅŸim halinde olmayı isteriz.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

“ÖnceliÄŸim koruyucu hekimlik, birinci basamak”

Memişoğlu, Bakanlık olarak yaklaşımlarının önce insan ve insanın iyiliği olduğunu belirtti.

“Türkiye de dahil insanlara ‘MutluluÄŸun olmazsa olmazı nedir?’ diye sorduklarında ilk parametre saÄŸlık, biliyorsunuz, yani yüzde 65-70 üzerinde insanlar, olmazsa olmazı saÄŸlık olarak tanımlıyorlar hayatlarında. Onun için biz de bu mutluluk kaynağının saÄŸlık olduÄŸunun bilinciyle hareket etmek zorundayız” diyen MemiÅŸoÄŸlu, saÄŸlık hizmeti sunarken insanın rengine, cinsine, fikrine bakmadıklarını bildirdi.

Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“SaÄŸlık hizmeti sunarken, herkese eÅŸit ve insan olduÄŸu için hizmet ediyoruz. Yaklaşımımız, önce insan, insanın iyiliÄŸi diyoruz, toplumun iyiliÄŸi diyoruz, medeniyetin iyiliÄŸi diyoruz ve dünyanın iyiliÄŸi diyoruz. Bugün maalesef dünya biraz kötülük medeniyetinin, kötülüğün hakim olduÄŸu, birbirlerini insanların katlettiÄŸi, naklen yayınlarda 45 bin kiÅŸinin öldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Biz iyilik tarafı olarak bunu düzeltmek için daha çok çalışmamız, birlikte hareket etmemiz, iyi tarafın bir arada hareket etmesi gerektiÄŸini düşünüyoruz. Onun için saÄŸlıkla ilgili de daha iyisini nasıl yaparız konusunda çalışıyoruz. Hep beraber daha iyisini yapacağız.”

Kendisinin de önceliÄŸinin koruyucu hekimlik olduÄŸuna iÅŸaret eden MemiÅŸoÄŸlu, “Benim önceliÄŸim koruyucu hekimlik, birinci basamak. Bunu her seferinde söylüyorum. İnsanların hasta olmadan, saÄŸlığını kaybetmeden kendisine, bedenine bakmasının, saÄŸlıklı kalmasının yönetimini oluÅŸturmak zorundayız.” dedi.

SaÄŸlık Bakanlığının hastalık ortaya çıkmadan çalışma yapması gerektiÄŸini ifade eden MemiÅŸoÄŸlu, “Biz hastalık bakanlığı deÄŸiliz diyoruz hep. Önce koruyucu hekimliÄŸi, koruyucu saÄŸlık kültürünü insanlara öğretmemiz lazım. Burada önemli saÄŸlık çalışanı sizlersiniz. Çünkü toplumun saÄŸlık okuryazarlığını artıracak haberleri yapacak ve onları bilinçlendirecek sizlersiniz. Biz bunları üretirken veya bunları desteklerken sizlerin yardımı olmadan toplumun saÄŸlık okuryazarlığı oranını artırmayı veya saÄŸlıkla ilgili kendilerine bakması gerektiÄŸini öğretemeyiz.” ifadelerini kullandı.

“Normal DoÄŸum Eylem Planı hazırladık”

SaÄŸlık okuryazarlığının artırılmasında medya mensuplarının da sorumluluÄŸunun bulunduÄŸunu vurgulayan Kemal MemiÅŸoÄŸlu, “Çünkü bugün baktığımız zaman Türkiye’nin en büyük sorunlarının obezite, kilo olduÄŸunu görüyoruz, bağımlılık olduÄŸunu görüyoruz. Bu sadece sigara, madde bağımlılığı deÄŸil.” dedi.

Bugünün en önemli bağımlılıklardan birinin dijital bağımlılık olduÄŸunu vurgulayan MemiÅŸoÄŸlu, “Bunun yanında doÄŸurganlık oranının düşük olması, yaÅŸamın hareketsiz olması, sedanter yaÅŸam olması, ÅŸehirleÅŸen, çok kısa sürede, belki 30-40 yılda ÅŸehirleÅŸen bir toplumun yeme alışkanlıklarının, besleme alışkanlıklarının deÄŸiÅŸmeden, yaÅŸam tarzının deÄŸiÅŸmesinden kaynaklanan özellikle hareketsizlik ve kilo sorunumuzun olduÄŸunu hepimiz biliyoruz.” açıklamasında bulundu.

Memişoğlu, fazla kilonun inmeden eklem hastalığına, kalp hastalığına her şeyin nedenlerinden biri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Maalesef Türkiye’de sigara kullanım oranı çok yüksek, özellikle genç kadınlarımız ve çocuklarımız son zamanlarda sigara konusunda maalesef daha fazla kullanır oldular. Sigara akciÄŸer kanserinden KOAH’a kadar her türlü hastalığa etki eden bir madde. Bu nedenle bizlerin topluma bunların zararlarını anlatmamız gerekiyor. Bunun yanında doÄŸurganlık oranı diyoruz, toplum eleÅŸtiriyor bazen ‘Bize neden karışıyorsunuz?’ diye, ama baktığınız zaman çocuksuz olmaz. Ailede kardeÅŸ de önemli. İnsan kardeÅŸle geliÅŸiyor. Paylaşıyorsunuz, mücadele ediyorsunuz, birbirinizi destekliyorsunuz. Lakin biz bu konuya sadece kardeÅŸ tarafından bakmıyoruz. Bir de Türkiye’nin yenilenebilir dediÄŸimiz nüfusunun azalmaması gerekiyor.

Nüfus artış hızı 1,5 demek bu nüfusun azaldığı, yaÅŸlanmasını bırakın azaldığı demek. Bu konuda toplumu bilinçlendirmemiz lazım. Normal DoÄŸum Eylem Planı hazırladık, biliyorsunuz. Ama bunu topluma anlatmamız gerekiyor. Hekiminden, hastasına, gebesinden, aile bütününe iÅŸin normalinin doÄŸum olduÄŸunu, diÄŸerinin ameliyat olduÄŸunu hep beraber anlatmamız gerekiyor. İşte bu tür özellikle koruyucu dediÄŸimiz, hastalanmadan saÄŸlığı koruyacak politikalarımızın sizler tarafından da desteklenmesini ve çok fazla topluma bu konuda mesaj verilmesini arzu ediyoruz.”

“Biz aile hekimlerinin maaÅŸlarını kesmiyoruz”

Her zaman aile hekimlerini destekleyeceklerini söylediklerini aktaran MemiÅŸolu, “Biz aile hekimliÄŸi ile ilgili de aile hekimliÄŸini destekleyeceÄŸiz dedik başından beri. Çünkü aile hekimliÄŸi toplumun ilk baÅŸvuracağı ve en yakınındaki saÄŸlık elçimiz, saÄŸlık hizmeti sunduÄŸumuz kapı.” dedi.

Aile hekimliÄŸiyle ilgili mevzuat, yönetmelik deÄŸiÅŸikliÄŸi yaptıklarını hatırlatan MemiÅŸoÄŸlu, “Bunun yanında 2025 senesinde hedefimiz, yaklaşık bin tane yeni Aile SaÄŸlığı Merkezi yapmak, onlara kurumsal kimlikle daha iyi hizmet verecek altyapı oluÅŸturmak. SaÄŸlıklı Hayat Merkezi hedefimiz de var, 100’ün üzerinde yapmak istiyoruz 2025 senesinde.” diye konuÅŸtu.

Koruyucu hekimliğin, temel sağlığın en önemli unsuru olduğunu dile getiren Bakan Memişoğlu, şunları kaydetti:

“Mevzuatla ilgili de bazen dezenformasyon olabiliyor, yanlış algılar da olabiliyor. Burada ÅŸunu söylüyoruz, aile hekimine kayıtlı nüfusu 3 bin 500’e düşürerek hekimin kendisine kayıtlı kiÅŸilerin saÄŸlıkla ilgili bütün parametrelerini takip etmesini, özellikle yaÅŸlı grubu, ÅŸeker hastası, tansiyon hastası gibi grupları takip etmesini istiyoruz. Yanlış anlaşılma olmasın, biz aile hekimlerinin maaÅŸlarını kesmiyoruz. Biz, aile hekimlerine kendi nüfusunun saÄŸlığına göre daha çok teÅŸvik vermeye çalışıyoruz ve kendi nüfusunun hastalanmamasının temininde etkin rol almasını istiyoruz. Bu nedenle de biz kendisiyle kıyaslıyoruz aile hekimini. EÄŸer nüfusu, kendi sorumlu olduÄŸu nüfusu bir önceki döneme göre daha saÄŸlıklıysa bunu aile hekiminin baÅŸarısı olarak görüyoruz. Çünkü kendi sorumlu olduÄŸu bölgedeki insanlar, kendilerine bakarsa, hastalanmazsa bunu saÄŸlayacak kiÅŸinin aile hekimi olduÄŸunu görüyoruz ve kiÅŸinin kendi sorumluluÄŸunun olduÄŸunu biliyoruz. Onun için bu konuda biz aile hekimlerine güveniyoruz, gelirlerinin de artacağını biliyoruz. Çalışan ve çalışmayan arasındaki farkın da net olmasını istiyoruz. Onun için teÅŸvik vereceÄŸiz, ilave vereceÄŸiz, ücret vereceÄŸiz aile hekimlerine. Bu konuda dezenformasyon olmasını arzu etmiyoruz.”

“Bakanlığımızın hizmetlerini komple check-up yapıyoruz”

Memişoğlu, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden bazı branşlarda randevularda yaşanabilen sıkıntılara ilişkin de açıklamalarda bulundu.

“Randevu konusunda bazı branÅŸlarda sıkıntılar olduÄŸunu biliyoruz, bunları en kısa zamanda çözeceÄŸiz” diyen MemiÅŸoÄŸlu, bugün “SaÄŸlık Bakanlığı Atama ve Yer DeÄŸiÅŸtirme YönetmeliÄŸinde DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımladıklarını anımsattı.

Bakan MemiÅŸoÄŸlu, “Biliyorsunuz Türkiye’de hekim dağılımında 2002 senesinde en geliÅŸmiÅŸ bölge ile geliÅŸmemiÅŸ bölge arasında yedi kat fark vardı. GeliÅŸmiÅŸ bölgelerimizde yedi kat fazla saÄŸlık personeli vardı. Åžu anda 2,5 kat farka düşürdük. Bunu daha aza düşürmek için böyle bir yönetmelik yayımladık.” bilgisini verdi.

Memişoğlu, şöyle devam etti:

“Biz, Bakanlığımızın hizmetlerini komple check-up yapıyoruz. Yani denetleme usullerimizi, saÄŸlık hizmetlerimizi yeniden yapılandırma aÅŸamasındayız. Bu konuda malum yenidoÄŸanla ilgili bir denetleme ve deÄŸerlenme bilimsel komisyonu oluÅŸturduk. Tüm branÅŸlarda bunu yapacağız: Acil, eriÅŸkin yoÄŸun bakım, onkoloji gibi. Hizmet alanlarımızı kontrol ederek iÅŸleyiÅŸi daha etkin hale nasıl getiririz konusunda çalışıyoruz.”

Sağlık turizmine büyük önem verdiklerinin altını çizen Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle saÄŸlık turizmi konusunda biraz daha etkin olmak için USHAÅž üzerinden, USHAÅž’ı yeniden yapılandırarak ve USHAÅž’ı daha etkin hale getirerek saÄŸlık hizmetlerimizi büyütmeyi amaçlıyoruz. SaÄŸlık hizmetinde özellikle kamu tarafının biraz daha geliÅŸmesi gerektiÄŸini düşünüyoruz bu konuda. Koruyucu ve temel saÄŸlık hizmetlerinin yanında benim en önemsediÄŸim ÅŸey, bu konuda sizin desteÄŸinizi de istiyoruz çünkü bu konuda kat etmemiz gereken çok uzun bir yol var, yapmamız gereken iÅŸler var, biz sadece saÄŸlık hizmetini sunan, saÄŸlık hizmetini iyi yapan bir ülke olmak istemiyoruz, biz saÄŸlık hizmetini sunarken saÄŸlık bilimini de bilgisini de üretmek istiyoruz.

Åžu anda Türkiye’nin saÄŸlık çalışanları özellikle hekim grubu gerçekten dünyanın medarıiftiharı olarak görülüyor, bizim dünyadaki medarıiftiharımız; bilgi anlamında, çalışkanlık anlamında. Bunun da toplum tarafından bilinmesi lazım. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. SaÄŸlık hizmetleri son 20 yılda Sayın CumhurbaÅŸkanımızın liderliÄŸinde inanılmaz geliÅŸti ve dünyada Covid-19’da gördük, depremde de gördük ki sizler saÄŸlık hizmetlerinin dünyaya rol model olan bir ülkesinde yaşıyorsunuz. Bunu yapan saÄŸlık çalışanları ve hekim grubu, saÄŸlık sistemimiz. Çok istisnai insanlıktan nasibini almamışların, üstelik de yakalanarak cezaevinde olanların, bunu bir buçuk milyon saÄŸlık çalışanlarımızın hakkını yememesini istiyorum.”

Bebek ölüm hızının bin canlı doÄŸumda 35’lerden 7,1’e düştüğünü belirten MemiÅŸoÄŸlu, “İstanbul için, Türkiye için 9,2’ye düşürülmüş. Prematüre 37 haftanın altında doÄŸan bebeklerimizin yaÅŸam ÅŸansı yüzde 95’in üzerinde çıkartılmış bir saÄŸlık sisteminden, saÄŸlık çalışanlarından bahsediyoruz.” dedi.

“YaÅŸam süresini 78 yaşına çıkartmış bir saÄŸlık sisteminden, saÄŸlık çalışanlarından bahsediyoruz” ifadesini kullanan Bakan MemiÅŸoÄŸlu, “Bunun kötülenmesine veya birkaç tane nasipsiz sebebiyle örselenmesine hep beraber izin vermememiz lazım. Birkaç kiÅŸinin kusuru, caniliÄŸi bu kadar büyük hizmetleri, Avrupa ile dünyadan daha iyi olan hizmetleri ve çalışanları töhmet altında bırakmaması gerekir. Bunu baÅŸaracak sizlersiniz, bizleriz, sorumluluk sahibi insanlar.” diye konuÅŸtu.

“Sorunları yerine tespit ederek daha etkin çözmeye çalışıyoruz”

Göreve geldiÄŸi dört aylık süreçte 28 ÅŸehre gittiÄŸini, sadece kamu deÄŸil, üniversite ve özel sektör dahil tüm saÄŸlık çalışanlarının sorunlarını dinlediklerini, toplantılar düzenlediklerini anlatan MemiÅŸoÄŸlu, “Genel anlamda arkadaÅŸlarımızın taleplerini aldık. Çünkü sonuçta biz, onlar için de buradayız. Onlarla hizmet sunmak, onlara destek vermek, onlarla beraber çalışmak için buradayız, sorunları yerine tespit ederek daha etkin çözmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

SaÄŸlıkta bilimsel çalışmaların yapılmasının ve geliÅŸtirilmesinin önemine dikkati çeken MemiÅŸoÄŸlu, “Üretmemiz lazım, bilim üretmemiz lazım. Bu konuda bir ekosistem oluÅŸturuyoruz.” diye konuÅŸtu.

“TÜSEB’i bu ekosistemi oluÅŸturacak ÅŸekilde dizayn ediyoruz”

Bunun için bilim insanlarını, finansı ve devletin bir araya getirilmesi gerektiğini aktaran Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakın, bilim yapmayacağız sadece, bilim üretmemiz gerekir. Bilim malzemesi üretmemiz gerekir, ilaç üretmemiz gerekir. Onun için biz TÜSEB’i bu konuda, bu ekosistemi oluÅŸturacak ÅŸekilde dizayn ediyoruz. Üreten saÄŸlık demek esasında, gelecekteki 10 sene sonraki, 20 sene sonraki saÄŸlık ekosisteminin en önemli parçası olsun istiyoruz. USHAÅž’ı da yeniden yapılandırıyoruz. Bu iki konu bizim için önemli. Nasıl temel saÄŸlık ve koruyucu saÄŸlık diyorsak, en az onun kadar da üreten saÄŸlık ve saÄŸlık teknolojisini, bilimini Türkiye’de üretir hale getirmemiz gerekir.”

“Zaten ikinci ve üçüncü basamakta isteÄŸe baÄŸlı raporlar ücretli”

Bakan MemiÅŸoÄŸlu, Meclis’e sunulan Aile HekimliÄŸi Kanunu’nda deÄŸiÅŸiklikleri de içeren kanun teklifinde aile hekimlerinden alınacak bazı özel amaçlı raporların ücretlendirilmesinin öngörüldüğüne iliÅŸkin soru üzerine, bu teklife iliÅŸkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına görüş bildirdiklerini ifade etti.

Halihazırda isteğe bağlı raporların zaten hastanelerde ücretli olarak verildiğine dikkati çeken Memişoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İsteÄŸe baÄŸlı raporlar, zaten ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde fiyatlandırmayla yapılıyor. Yani hastaneye gittiÄŸiniz zaman bu raporları ücretli alıyorsunuz. Aile hekimleri bu raporları, ikinci ve üçüncü basamaktaki fiyatlandırması nasılsa, onlardan daha ucuza verebilsin istediÄŸimiz için uygunluk verdik. Bu fiyatlandırılmayan bir rapor deÄŸil, onu bilmenizi istiyorum. Sadece aile hekimliÄŸinde yapılacaksa, ondan da ücret alınmasını istiyoruz. Ücretler de aile hekimliÄŸine ve aile saÄŸlığını merkezlerinin fiziki yapısının düzeltilmesine harcanacak. Yani yeni bir ücret alınıyormuÅŸ gibi algılanmasın. Zaten ikinci ve üçüncü basamakta isteÄŸe baÄŸlı raporlar ücretlidir. Bu raporların aile hekimleri tarafından da verilmesini, verilirken ikinci ve üçüncü basamaktan belirli miktarda daha az alınmasını istiyoruz.”

“Bütün hastanelerde yüzde 10 MHRS kontenjanını aile hekimine açıyoruz”

Aile hekimlikleri ile ikinci basamak hastanelerde entegrasyonu saÄŸlamak istediklerinin altını çizen MemiÅŸoÄŸlu, “Aile hekimliÄŸinde çözülecek veya tedavi edilecek bir hastalığın ikinci ve üçüncü basamaÄŸa gitmeden çözülmesini arzu ediyoruz. DoÄŸru yerde, doÄŸru zamanda, etkin tedaviyi yapacak ÅŸekilde organizasyon yapmaya çalışıyoruz. Hasta eÄŸer aile hekimliÄŸinde tedavi edilecekse, onun acil servise veya ikinci üçüncü basamaÄŸa gitmesine gerek olmasın.” ifadelerini kullandı.

Bakan Memişoğlu, şöyle devam etti:

“Aile hekimiyle şöyle bir yetki açıyoruz; diyoruz ki, sen kendi hastalarına randevu alabilirsin. Ve bütün hastanelerde yüzde 10 kontenjanı, MHRS kontenjanını, bir gün önceki mesai bitimine kadar aile hekimine açıyoruz. Böylece aile hekimlerini kendi hastaları için hastanelerden randevu alabilir hale getiriyoruz. Böylece entegrasyonu saÄŸlayacağız. Önümüzdeki sene itibarıyla karşılıklı haberleÅŸmeyi saÄŸlayacak bir yapıyı inÅŸa edeceÄŸiz. Çünkü ikinci basamakla, birinci basamağın entegrasyonu ve birbiriyle haberleÅŸmesi çok önemli.”

“Uygulamalar aile hekimliÄŸi sistemini daha etkin hale getirecek”

Aile hekimlerine yönelik geleneksel ve tamamlayıcı tıp eğitimlerine ilişkin soru üzerine, kanun teklifinin yasalaşması durumunda, eğitimlere yönelik ikincil mevzuatın çıkarılacağını anlatan Memişoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

“İkincil mevzuatla birlikte eÄŸitimleri de artıracağız. Bu konuda bir sıkıntı olmayacak. Geleneksel tıpla ÅŸu andaki tıbbın entegre olarak çalışması taraftarı olan bir mantıkla yaklaşıyoruz. İnsan saÄŸlığına faydası olacak her türlü uygulamayı yapılabilir hale getirmek için uÄŸraşıyoruz. Bu konuda aile hekimlerinin daha etkin olması için böyle bir mevzuat çıkarıyoruz. Bunun ikincil mevzuatları da kanundan sonra çıkacaktır. Nasıl çalışılacak, nasıl bir sistem kurulacak bunlara bakacağız.” açıklamasında bulundu.

Çıkacak yönetmelikler ve kanun ile temel saÄŸlık hizmetlerinin, birinci basamak saÄŸlık hizmetlerinin öncelikli olması için uÄŸraÅŸtıklarını vurgulayan MemiÅŸoÄŸlu, “Aile hekimlerimizin kaygılarını anlıyorum. 5-6 ay geçtikten sonra çok daha iyi yerlerde olacağımızı düşünüyoruz. Uygulamadan sonra uygulamanın faydalı ve sıkıntılı yönlerini de görmüş olacağız. Öngörümüz, bu uygulamalar aile hekimliÄŸi sistemini daha etkin hale getirecek ve sistemin odağına koyacak. Uygulamadan sonra gerekli takipleri yaparak, iyi yönde revizelere de gidebiliriz.” dedi.

“Aile hekimlerine teÅŸviki iki kat artırdık”

Yeni yönetmelikle “aile hekimlerinin ilaç yazamadığı” ÅŸeklinde dezenformasyonların da yapıldığını belirten MemiÅŸoÄŸlu, düzenlemeye iliÅŸkin ÅŸu bilgileri paylaÅŸtı:

“Bir dönem içinde kendi hasta grubuna yazılan ilaç miktarı, önceki dönemde yazılan ilaç miktarı ile aynıysa veya daha azsa aile hekimine teÅŸvik veriyoruz. Bir dönem önceye kıyasla kayıtlı nüfusun hastaneye gidiÅŸ sayısı aynıysa veya daha azsa bu aile hekiminin o nüfusu daha saÄŸlıklı hale getirdiÄŸi anlamına gelir. Bu noktada teÅŸvik ve ek ödeme veriyoruz. Üstelik bu teÅŸviki iki kat artırdık. Aile hekimine kendi nüfusundaki saÄŸlık sorumluluÄŸunu veriyoruz. Nüfusunu saÄŸlıklı tutan aile hekimleri baÅŸarılı olmuÅŸ demektir. Hiçbir hekimin tedavi iÅŸleyiÅŸine müdahale etmeyiz ve ilaç yazmasına engel olmayız. ‘Biz ilaç yazamıyoruz, Bakanlık yasakladı’ deme niyetinin hoÅŸ olmadığını düşünüyorum.”

“Yöneticileri bir önceki döneme göre kıyaslıyor, baÅŸarı endekslerini ölçüyoruz”

Bakan MemiÅŸoÄŸlu, çalışan ve hasta memnuniyetine yönelik bir baÅŸka soru üzerine, “Ekim ayından bu yana İl SaÄŸlık Müdürlerimizi, İlçe SaÄŸlık Müdürlerimizi ve BaÅŸhekimlerimizi belli parametrelerle takip ediyoruz. Çalışan memnuniyeti, hasta memnuniyeti, müracaat oranları konularını elektronik sistem üzerinden deÄŸerlendiriyoruz. Yöneticileri bir önceki döneme göre kıyaslıyor, baÅŸarı endekslerini ölçüyoruz. Bu endeksleri kendileri de görebiliyor. Kamu hastaneleri ve saÄŸlık turizmiyle ilgili çalışmalarımız devam edecek. Bazı mevzuat deÄŸiÅŸiklikleri yapacağız.” dedi.

“Toplum sezaryeni bir doÄŸum ÅŸekli olarak algılıyor”

Doğurganlık oranındaki düşüş ve sezaryen ameliyatlara ilişkin soruya karşılık sezaryenin bir ameliyat yöntemi olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, sosyoekonomik nedenler, şehirleşmenin etkileri ve ailenin küçülmesi gibi öne çıkan birçok hususun doğurganlık oranını etkilediğini söyledi.

Bakan MemiÅŸoÄŸlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte bu konuyla mücadele ettiklerinin altını çizerek, “Primer sezaryen oranı, Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün açıkladığı veriye göre 10 doÄŸumdan yalnızca bir veya ikisinde olabilir. Ancak bizim primer sezaryen oranımız her iki doÄŸumdan birinde olacak ÅŸekilde. Toplum sezaryeni bir doÄŸum ÅŸekli olarak algılıyor.” ifadelerini kullandı.

“Ebelerin etkinliÄŸini artıracak mevzuat çalışmamız var”

Bu kapsamda yeni bir mevzuat hazırlığında olduklarını bildiren Memişoğlu, şöyle konuştu:

“Ebelerimizi daha aktif hale getirip hamilelikte, doÄŸumda ve doÄŸum sonrasında annenin daha çok desteklenmesi için çalışıyoruz. Annenin bu duygusal döneminde anneyi doÄŸuma hazırlaması gereken kiÅŸi ebedir. Ebelerin etkinliÄŸini artıracak bir mevzuat çalışmamız da var. Bu hafta veya önümüzdeki hafta yayımlanacaktır. Ebelerin etkin olmasını istiyoruz. GebeliÄŸin özellikle son üç ayında, annelik duygusunun daha yoÄŸun yaÅŸanmaya baÅŸladığı aÅŸamada, ebelerin gebeleri doÄŸuma hazırlamalarını istiyoruz.

Yalnızca anne deÄŸil, bebek açısından da normal doÄŸumun önemli faydaları olduÄŸunu söylüyoruz. DoÄŸurganlık oranı ile ilgili Bakanlıklar olarak elimizden geleni yapıyoruz. Biliyorsunuz annelerin izin sayıları artırıldı. Ücretsiz izinler kaldırılarak ücretli izin haline getirildi. Bunlarla ilgili çalışmalar devam ediyor. Annelere ve anne adaylarına doÄŸumun fizyolojik bir olay olduÄŸunu anlatmak için hep beraber çaba harcamalıyız.”

“Primer sezaryen oranının yüzde 20’nin üzerine çıktığı hastanelerle ilgili daha çok çalışacağız”

Sezaryen konusundaki toplumsal talebin deÄŸiÅŸtirilmesinin, bu konuda bilinç ve farkındalık oluÅŸturulmasının önemine iÅŸaret eden MemiÅŸoÄŸlu, “Sezaryenin bir ameliyat olduÄŸunu, doÄŸum ÅŸekli olmadığını topluma anlatmamız lazım. Tıbbi olarak 10 doÄŸumdan bir veya ikisinde ameliyat gerekebilir. Sekizinde ameliyat gerekmeyen fizyolojik bir olayda, birçok doÄŸum sezaryenle gerçekleÅŸiyorsa bu alanda bir sıkıntı var demektir.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

Normal doğumu bütünsel olarak destekleyecek birçok parametrenin kullanılması gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, şöyle konuştu:

“Hastaneler, hekimler, anne adayları ve toplum ölçeÄŸinde deÄŸerlendirmeler yaparak normal doÄŸum konusundaki ön yargıları deÄŸiÅŸtirmemiz gerekiyor. Burada en duygusal olan anneler. EÄŸer anneleri iyi hazırlarsak, annelerin doÄŸumla ilgili cesaretini artırırsak bu sorunların çözüleceÄŸini düşünüyorum. Primer sezaryen oranının yüzde 20’nin üzerine çıktığı hastanelerle ilgili daha çok çalışacağız.”

“Özel hastaneler mevzuatını tamamen yeniliyoruz”

Bakan Memişoğlu, özel hastanelerdeki işleyişe ilişkin sorulara karşılık, şunları kaydetti:

“Özel hastaneler mevzuatını tamamen yeniliyoruz. Özel hastanelerde mevzuat açısından bazı deÄŸiÅŸikliklere ihtiyaç olduÄŸunu görüyoruz. Kamu hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastanelerin tamamı aynı standartta hizmet vermek zorunda. Aynı bilimsel çalışma ile aynı ÅŸekilde tedavi etmek zorunda.

Özel hastanelerde çok iyi örnekler, dünya çapında yapılan ameliyatlar var. Sezaryen oranları noktasında özel ve kamu ayrımı yapmıyoruz. Primer sezaryen oranları ile ilgili incelemelerimiz doÄŸrultusunda 2025’te daha etkin olacak, anne adaylarının normal doÄŸuma teÅŸvik edilmesi için çaba harcayacağız. Ebelerle ilgili teÅŸvik edici unsurlar da getirmeyi planlıyoruz.”

“SaÄŸlık alanında üretim yapacak herkesi destekleyeceÄŸiz”

Bakan MemiÅŸoÄŸlu, geçtiÄŸimiz günlerde Türk bilim insanı Dr. Özlem Türeci ile Bakanlıkta görüştüğünü anımsatarak, “Biz bu ülkede bilim insanını destekleyeceÄŸiz. 10. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda yurt dışında çalışmış çok baÅŸarılı bilim insanlarıyla toplantı yaptım. Onlar buraya gelecekler, yabancı yatırımcılara da buraya gelmelerini ve yatırım yapmalarını söylüyorum. Türkiye bir saÄŸlık pazarı deÄŸil artık, Türkiye saÄŸlık alanındaki üretimin ortağı.” dedi.

TÜSEB’le bu konuda çalışmalar yapıldığını ifade eden MemiÅŸoÄŸlu, konuÅŸmasına ÅŸu sözlerle devam etti:

“Yabancı olup Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen veya Türk olup yurt dışında yatırım yapmak isteyen herkesi en iyi ÅŸekilde destekleyeceÄŸiz. Bilimden bilim üretecek, saÄŸlık alanında üretim yapacak, katma deÄŸer yaratacak herkesi destekleyeceÄŸiz. Bilimden bilim üreterek finansal gelir elde edebilecek bir yapıyı oluÅŸturacağız. Bilim yapmak deÄŸil, bilim üretmekten bahsediyorum. Yeni bir söz söyleyeceÄŸim, yeni bir ÅŸey üreteceÄŸim, yeni bir ÅŸey buldum, iddiam var diyen herkesi yurt içi ve yurt dışında en iyi ÅŸekilde destekleyeceÄŸiz.”

“İyi hekimlik yapan hekimlerimize sahip çıkacağız”

Hekimlerin değerli ve hassas insanlar olduğuna, eğitiminde çok emek vererek zorlu süreçlerden geçtiğine, sonrasında da 24 saat insanların iyiliği için uğraştığına, kendilerini insanlığın iyiliğine adadığına dikkati çeken Memişoğlu, hekimliğin manevi tarafı, hazzı, empati duygusunu geliştirme zorunluluğu da olan bir meslek olduğuna işaret etti.

Hekimlerin başkasının derdiyle dertlenen bir yapısının olduğunu dile getiren Memişoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Hekimlerimizin deÄŸerli olmasını istiyorum; onlar da kendilerini deÄŸerli hissetmek istiyor. Biz iyi hekimlik yapan hekimlerimize sahip çıkacağız. Hastasına sahip çıkan, adanmışlık duygusu olan her hekimin arkasında duracağım. Bir Bakan olarak söylüyorum; ikinci ve üçüncü basamakta hastaya bakmak için deÄŸil, tedavi etmek ve hastayı sahiplenmek için çalışan hekimlerin arkasında duracağız. Hastaya bakmak için deÄŸil, tedavi etmek ve sahiplenmek için hekimlik yapacağız. Çok net söylüyorum, hastasına sahip çıkan, onun derdiyle dertlenen, empati kuran tüm hekimlerimizin arkasındayım. Hekimler çok deÄŸerli. Hekimlik, duygu ve adanmışlık mesleÄŸi.”

Sağlık Bakanı Memişoğlu, ayrıca aile diş hekimliği konusunda üç ilde pilot uygulama yapıldığını, göz ve plastik cerrahi gibi bazı branşlardaki randevu sıkıntılarını gidermek için çalışma yürütüleceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA