Soylu: DEAÅž’ın 2020’de 152 terör eylemi engellendi

Soylu DEAŞ'ın 2020'de 152 terör eylemi engellendi

Soylu DEAŞ'ın 2020'de 152 terör eylemi engellendi

İçiÅŸler Bakanı Soylu, “DEAÅž’ın 2020’de 152 terör eylemi engellendi. 26.8 ton bomba…” dedi.

İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu, “Güzel bir haberle baÅŸlayalım. Bugün 17’nci aileyle Irak’ın kuzeyinden getirdiÄŸimiz Serkan AkkuÅŸ buluÅŸacak. Ä°nÅŸallah yarın.” dedi.

Bakan Soylu, TGRT Haber’de katıldığı Gündem Özel programında gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.

“Ehliyet sahibi olan vatandaÅŸlar ehliyetlerini, yeni nesil kimlik kartları ile birleÅŸtirebilecek mi? Son tarih nedir?” sorusu üzerine Bakan Soylu, programa güzel bir haberle baÅŸlamak istediÄŸini belirterek, bugün 17’nci aile ile Irak’ın kuzeyinden getirdikleri Serkan AkkuÅŸ’un buluÅŸacağını söyledi.

Bakan Soylu, şunları ifade etti:

“Güzel bir haberle baÅŸlayalım. 186. gün olması lazım bugün Diyarbakır annelerinin. Türkiye’de ve dünyada teröre karşı, uluslararası sisteme karşı, bölgenin istikrarsızlaÅŸtırılmasına karşı ana yüreÄŸiyle kendi evlatlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bir taraftan kendi evlatlarına sahip çıkıyorlar, bir taraftan baÅŸka evlatların terör örgütüne katılmaması için aslında o çıplak gerçeÄŸi o cesur yürekleriyle beraber ortaya koyuyorlar. Bugün 17’nci aileyle Irak’ın kuzeyinden getirdiÄŸimiz Serkan AkkuÅŸ buluÅŸacak. Ä°nÅŸallah yarın. Buraya gelmeden önce Sayın CumhurbaÅŸkanımızı Diyarbakır annelerinde bir kavuÅŸma var diye aradım. Daha sonra babası Fahrettin Beyi aradım. Yaklaşık bir yıldır orada, o çadırda duruyor. Annesi ile de konuÅŸtum. Büyük bir psikolojik galibiyet, büyük bir fiili galibiyet ve terörü destekleyen bütün unsurlar… Bu, o annelerin zaferi. Ä°nÅŸallah hepsiyle ilgili böyle sonuçlar alabilmek nasip olur.”

Bakan Soylu, bu kavuşmanın yarın (bugün) gerçekleşeceğini aktararak, şunları söyledi:

“Bu akÅŸam saat 17.50 itibariyle giriÅŸ yaptı 6 kiÅŸi. Bu, terör örgütünün içini karıştıran, PKK’yı psikolojik olarak çökerten ve hareket kabiliyetini, iletiÅŸim kabiliyetini daraltan çok önemli bir adım. O da bu yıl yaklaşık 162 oldu. Yani 162 kiÅŸi terör örgütünden bu yıl itibariyle, 3 yılda 700’ü aÅŸtı sadece ikna metoduyla. Ne yapıyoruz? Ailesiyle temasa giriyoruz. Muhakkak aileleriyle temas kuruyorlar. Ailesiyle temasa girdikten sonra onu nasıl bu tarafa getirilebileceÄŸi konusunda çabayı gerçekleÅŸtiriyoruz ve ardından da onu getiriyoruz. Bu, terör örgütüne, daÄŸa gitmelerini azaltıyor.”

Soylu, neredeyse 3 yılda 11 bin 900 kiÅŸinin daÄŸa çıktığını, bu rakamın ise bugün 41 kiÅŸi olduÄŸunu belirterek, “Bu ÅŸu demektir; peki kaç kiÅŸi gelmiÅŸ bu yıl? 156 kiÅŸi. Biz terör örgütünün içine daha fazla giriyoruz daha fazla ikna ediyoruz. Terör örgütünün buradaki gençlerimizi ve çocuklarımızı ikna etme kabiliyeti, devÅŸirmeye çalıştıklarını Türkiye’ye getirme kabiliyetimizden daha az. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyguladığı politikanın ne kadar doÄŸru olduÄŸunu, ne kadar isabetli olduÄŸunu ve ne kadar da iyi bir ÅŸekilde evrildiÄŸini gösteren en temel fotoÄŸraflardan bir tanesi.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Bu yıl pandemi dolayısıyla geliÅŸlerin üç ay boyunca ciddi ÅŸekilde durduÄŸunu anlatan Soylu, “Bizim tahminimiz bu yıl 300 civarındaydı ama biz bu yıl 200’ü tamamlarız. Temasta bulunduÄŸumuz aile sayısı 8 binin üzerinde.” dedi.

“Sol terör örgütlerinden de getirdiklerimiz var”

Jandarma ve polisin bir teröristi teslim almadan önce yürüttüğü çalışmaya iliÅŸkin bilgi veren Bakan Soylu, “ArkadaÅŸlarını, çocukluÄŸunu, ailesini, özelliklerini, her ÅŸeyini… Bu Türkiye’de kapsamlı olarak yapılan bir çalışma ve muhteÅŸem bir çalışma. Sol terör örgütlerinden de getirdiklerimiz var. Tüm bunlara yönelik çok baÅŸarılı bir çalışma yürüyor.” diye konuÅŸtu.

“Türkiye’ye geçen sene 200’ün üzerinde terörist girdi dışarıdan”

“VerdiÄŸiniz rakamlarda Türkiye’deki PKK’lı sayısı 400’ün altına düştü. Şöyle diyenler de var; ‘Bunlar aslında Suriye’ye gittiler. YPG’ye katıldılar.’ Bu böyle midir yoksa hakikaten azaldılar mı?” sorusu üzerine Bakan Soylu, ÅŸu yanıtı verdi:

“Meseleyi bazıları küçümsemek için böyle bir deÄŸerlendirme yapıyor. KeÅŸke olsa da göstersem. Bizim elimizde terör örgütünün Türkiye yapılanması var. Suriye yapılanması var, Kuzey Irak yapılanması var, Ä°ran yapılanması var. Bizim elimizde bütün yapılanması var. Türkiye’ye geçen sene 200’ün üzerinde terörist girdi dışarıdan. Bu sene 80 civarında. Biz daÄŸa 41 terörist gitmeyle bir azaltma gerçekleÅŸtirmedik. Aynı zamanda telsiz konuÅŸmalarını, yakaladıklarımızın ifadelerini alıyoruz, bazıları günlük tutuyor. Bütün bunların üzerinden yürüyoruz.

Allah razı olsun CumhurbaÅŸkanımızdan. Özellikle Ä°HA konusunda ne mücadale verdiÄŸini biliyorum. Ä°nÅŸallah tarih bir gün bu mücadelenin gerçek hikayesini anlatır. Ama ülke için baÅŸardı, ülkenin birliÄŸi için baÅŸardı. Dünyada Ä°HA teknolojisini bizden daha iyi kullanan kimse yok. Çok yaptığımız iÅŸ var. Onların bir kısmı kendi içimizde gerçekleÅŸen iÅŸler. Onun için Şırnak ve Hakkari bizim için önemli bir bölgedir. Åžu anda orada görev yapan paÅŸalarımızın tamamı gönüllü gittiler. Kiminin 5, kiminin 6’ncı ÅŸarkı. Ama bitirmeye gittiler.”

“PKK bitti ne zaman diyeceÄŸiz?” sorusuna karşılık Bakan Soylu, “Biz size ekim ayında Allah nasip ederse bir rakam veririz.” yanıtını verdi.

“Avrupa’dan PKK’ya katılanlar sayısında azalma var mı?” sorusu üzerine Soylu, son zamanlarda yaptıkları tespite göre katılımın çok fazla olmadığını söyledi.

Özellikle çocuk terörist devÅŸirilmeye çalışıldığını belirten Soylu, “BirleÅŸmiÅŸ Milletler ile gittiler anlaÅŸma imzaladılar ‘biz bundan sonra çocuk terörist kullanmayacağız’ diye. Dünyanın neresinde böyle bir terör örgütü ile BirleÅŸmiÅŸ Milletler anlaÅŸma imzalar. Dünya sessiz kaldı ben ÅŸaÅŸkınlık içindeyim.” dedi.

“Artık konuÅŸamıyorlar. Korkuyorlar”

PKK’nın telsiz kestirmelerinin 14 binden, 372’ye düştüğünü aktaran Bakan Soylu, “Bu ne demektir biliyor musunuz? Artık konuÅŸamıyorlar. Korkuyorlar.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’nin ekonomisinin sıçrama dönemine doÄŸru geldiÄŸini düşündüğünü belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin alt yapısı, oluÅŸturduÄŸu dinamik ve getirdiÄŸi süreç, büyük bir sıçramayı beraberinde getiriyor. Burada bizim boÅŸ bir yerimiz var. DoÄŸu ve GüneydoÄŸu, kapasitemizin boÅŸ olduÄŸu bir yer. Yani diyelim ki Türkiye’nin tamamında yüzde 30 kapasite boÅŸluÄŸu varsa, GüneydoÄŸu’da bu kapasite yüzde 55-60. Orada biraz daha mesafe alabilme kabiliyetimiz söz konusu. Tam da burada mesafe alabileceÄŸimiz bir zaman dilimi içindeyiz.

Bugün DoÄŸu Akdeniz’deyiz, bugün Ä°HA yapıyoruz, bugün Çanakkale Köprüsü yapıyoruz. Libya’dayız. Bizim burnumuzu, Allahınızı seversiniz Afrin’e sokarlar mı? Bizim burnumuzu Kuzey Irak’ta 25-30 kilometre öteye götürdüler mi? Okyanus ötesinden ABD ‘Dur nereye gidiyorsunuz?’ der. Avrupa’nın bütün mekanizması ayaÄŸa kalkar. Bugün Türkiye, elde ettiÄŸi güçle, alt yapısıyla, ekonomik biriktirdiÄŸi alanla birlikte büyük bir sıçrama ülkesidir. Buradaki en önemli noktalardan bir tanesi de hele bu salgının çok büyük bir faydası olacak. Özellikle tekstilde DoÄŸu, GüneydoÄŸu ve Orta Anadolu’da önümüzdeki dönemlerde çok büyük sıçramalar yaÅŸanacak.”

Bakan Soylu, Akıncı ile birlikte havada durabilme ve gözetleme kabiliyetinin çok daha fazla olacağını belirterek, “Bu ÅŸunu saÄŸlayacak, terör örgütünün kırsalda etkinliÄŸi tamamen azaltılmaz. Ben hep kırsaldan bahsediyorum ama ÅŸehirlerde de çok önemli operasyonlar yapılıyor.” dedi.

Terör örgütünün sürekli olarak taban tutabilmek için eylemlerini kendi adına önemli bir süreç olarak gördüklerini aktaran Bakan Soylu, “Ä°stihbaratımız her yönüyle muhteÅŸem çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

Yerli ve milli yazılımla parmak izi

Bakan Soylu, bundan 5 yıl önce Kırıkkale’de pilot olarak yeni kimlik kartlarıyla ilgili bir proje baÅŸlattıklarını hatırlatarak, ÅŸunları kaydetti:

“2017’nin başında bunu 81 vilayette baÅŸlattık. Åžu ana kadar 58 milyon yeni Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı verdik. Bu kimlik kartının içinde bir biyometrik resim var bir de parmak izi var. Bu parmak izlerimizi iÅŸleyen yerli ve milli sistem deÄŸil, yabancı bir sistem. HAVELSAN ile POLSAN bir araya geldiler güzel bir ÅŸirket kurdular, yılbaşından itibaren artık kendi parmak izlerimizi milli ve yerli bir yazılımla kendimizin iÅŸleyeceÄŸi yep yeni bir sisteme giriyoruz.”

Kimlikler ile sürücü belgelerini bir araya getirmeyi planladıklarını anlatan Bakan Soylu, “Ehliyet ile kimlik ikisi bir arada. Nüfus idaresine gidiyor. Diyor ki ‘ben bu ehliyeti buna yükletmek istiyorum.’. Süresi bitene kadar kullanabilecek. Yeni kimlik alacaklar için bir daha nüfus idaresine gitmenin de ihtiyacını ortadan kaldırdık. BaÅŸka bir ÅŸey daha yaptık. ArkadaÅŸlar TÃœBÄ°TAK ile görüşüyor. Buna e-imzayı da yükleyeceÄŸiz. 5 milyonun üzerinde Türkiye’de e-imza olduÄŸu söyleniyor. Aynı zamanda SGK, saÄŸlık gibi ÅŸeyleri yüklemek için görüşmeler yapıyoruz. Ocak ayından sonra ilk zaman dilimine yetiÅŸtirmek istiyoruz.” dedi.

“Bizim dilimiz düşünceyi saklamaz”

Bakan Soylu, Anayasa Mahkemesi (AYM) BaÅŸkanı Zühtü Arslan’ın, kendisine cevaben yaptığı açıklamanın sorulması üzerine, AYM BaÅŸkanı ile kiÅŸisel bir sorununun olmadığını ifade etti.

Ancak, karşı karşıya kaldığı meseleyi kendi üslubuyla ifade etmeye çalıştığına dikkati çeken Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hepimiz ülke için çalıyoruz. Bizim dilimiz düşünceyi saklamaz, belki problemimiz bu olabilir. Ne varsa onu ifade etmeye çalışırız. AYM ne zaman kuruldu? AYM’nin ilk kurucuları Menderes’i asanlardır. Biz bu sistemi tartışmazsak yaptığımız iÅŸlerin hiçbir ehemmiyeti kalmaz. Türkiye kaç yıl başörtüsünü tartıştı? AYM burada ne yaptı? Kendi görevi olmayan bir meseleyi iptal eti. Refah Partisi’ni kim kapattı, ne yaptı Refah Partisi bu ülkeye? Nerede bu özgürlük? 367 garabetini de AYM saÄŸladı. 17-25 Aralık nasıl geldi bu ülkeye? Bunu biri söylesin. Bütün bunlardan sonra derdiniz nedir, bugün ne oluyor da tekrar bir bisiklet tartışması baÅŸlattınız? Bir AYM üyesinin bisikletini gösterip, anayasanın 137. maddesini ortaya koyup, ‘hukuka kimse müdahale edemez’ gibi sadece PR üzerinden tweet atması son derece sakil bir davranıştır. EÄŸer bu davalar görülürken İçiÅŸleri Bakanı olarak, ‘Benle alakası var, buna şöyle bakın’ dersem bu tweeti atarsın ve ‘yargıya kimse müdahale edemez’ dersin. Ancak ben böyle bir ÅŸey yapmamışım ki. Tam tersi bitmiÅŸ, benim sonradan haberim olunca bir reaksiyon ortaya koymuÅŸum. EleÅŸtirme hakkı her zaman var, ben eleÅŸtirmiyorum ki senin arkadaÅŸların eleÅŸtiriyor. Öyle bir hava oluÅŸturuluyor ki sanki biz buna müdahale etmiÅŸiz de bu da anayasanın 137. maddesine aykırı gelmiÅŸ de öyle bir istifham oluÅŸturmaya çalışmışlar. Bu büyük bir haksızlıktır.”

Soylu, hendek olaylarında ortaya konulan bildiriyi hatırlatarak, “Orada onlarca, yüzlerce evlat ÅŸehit ve gazi oldu. Bu memleket kolay mı kurtarıldı? Bu insanlar niye ÅŸehit oluyorlar? Rezil bir bildiri bu. Ä°lk derece mahkemeler bunlara, ‘Siz suç iÅŸlediniz, terör örgütü ile eÅŸdeÅŸ bir tavır ortaya koydunuz’ diyor. AYM ise buna ‘düşünce özgürlüğü’ diyor. Aynen ErdoÄŸan’a ve devlete hakaret edenlere düşünce özgürlüğü dediÄŸi gibi buna da ‘düşünce özgürlüğü’ diyor. Biz bu ülkenin varlığı için kendini feda edenlere ne diyeceÄŸiz? Bana, ‘AYM ile niye böyle sert bir polemiÄŸe girdin, acaba kiÅŸileri mi hedef aldın?’ diye soruyorlar. Hayır kiÅŸileri hedef almadım. Bu günde bana laf yetiÅŸtirip, güya istiskal etmeye çalışan birtakım deÄŸerlendirmeler ortaya koyuyorlar. Ben onları kendime ÅŸeref mahyası olarak kabul ederim.” ifadelerini kullandı.

Soylu, şunları kaydetti:

“Åžekerle zehri bir araya koyuyorlar. Bu ülkede 15 Temmuz’u kim yaptı, fabrika işçisi mi yaptı? Kim yaptı? Kamu bürokrasisi. Kamudan çıkmadı mı? Bir tarafta yargı, bir tarafta TSK’nin içine girmiÅŸ hainler deÄŸil mi? Bir tarafta polisten ve jandarmadan ayıkladıklarımız deÄŸil mi? Devlete gelmiÅŸ sızmışlar ve ülkemizi satmışlar. Peki ne olmuÅŸ da bunlar girmiÅŸler. Biz 15 Temmuz’dan sonra bir karar aldık, ‘devlete güvenlik tahkikatıyla adam alalım’ dedik. Bundan masum bir istek yok. Markete adam alırken bile ‘kim?’ diye bakıyorsun. Bir derdimiz ve endiÅŸemiz olmasa bunu ortaya koymayız. Bunu bir tehdit olarak algılıyorum. Özgürlüğümüze, hukuk devletimize bir tehdit olarak algılıyorum. 15 Temmuz’da da bu anayasa yok muydu? Peki nasıl darbe yapmaya kalktılar? Biz devlete adam alırken kılı kırk yarmalı mıyız, yarmamalı mıyız?”

“Huzur içerisinde yaÅŸamayı savunan taraf biziz”

Sosyal medyanın manipülatif bir tarafı olduÄŸunu söyleyen Soylu, “15 Temmuz sonrası Siber’e ‘Sen birtakım suçlar tespit edebilirsin, bir kavga gördün diyelim, burayı tespit et ve hakime git, yetki al, sonra gel bu suçluları ilgili birimlere bildir, yakala ve hemen tekrar hakime götür.’ Yani iki defa hakime gidiyor. Neden? Siz dışarıda bir olay gördünüz, polissiniz diyelim. Müdahale etmemeniz mi lazım? Veya hırsız gördünüz, ‘Abi bir dakika, ben hakimden izin alacağım, gelip seni yakalayacağım’ mı demek lazım? Siber’de böyle bir düzenleme yapıldı. Bu Meclis’te yapılan düzenlemeden sonra dedi ki ‘Hayır, sen önce hakimden izin alacaksın olayı görünce. Ä°nsanlar birbirlerini yesinler. Ondan sonra tekrar kim olacağını tespit edeceksin, sonra tekrar gelip yakalayacaksın, suç unsuru da varsa cezasını vereceksin.’ Ölme eÅŸeÄŸim ölme, yonca bitince yersin. Bitti mi hayır. Bunlar benim alanlarımla ilgili.” ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu, Türkiye’nin en temel meselelerinden birinin göç olduÄŸunu ifade ederek ÅŸunları kaydetti:

“Gene bir kanun var diyor ki ‘EÄŸer birisi yabancı terör savaşçısıysa, kamu düzenini bozacağını düşünüyorsanız ve bu yurt dışından sizin ülkenize kaçarak gelmiÅŸse, sizin hükümranlık olarak bunu ilgili ülkeye iade etme hakkınız var.’ AYM dedi ki “Hayır, senin böyle bir hakkın yok.’ Adam DEAÅž’lı, gelmiÅŸler Suriye’ye girmiÅŸler. Pilot bir karar çıkarıp dedi ki ‘Mahkemeye baÅŸvurmadan sen bunu yurt dışı yapamazsın, deport edemezsin.’ Kimi deport edemeyeceÄŸim? Yabancı terörist savaşçıyı.”

27 Mayıs 1960 darbe döneminde hakimlik yapan Salim BaÅŸol’un AYM sitesinde hala yazıyor olmasının hatırlatılması üzerine Soylu, “Darbenin meÅŸruiyetini saÄŸlayan üniversite akademisyenlerinin de ÅŸu anda Ä°stanbul Ãœniversitesinde kürsüleri var.” açıklamasında bulundu.

AYM’nin aldığı bir kararı eleÅŸtirmenin suç olmadığını söyleyen Soylu, “Herkesin özgürlüğünü savunurken, benim özgürlüğüme halel getirmek herhalde doÄŸru bir ÅŸey deÄŸil. Can Dündar’ı kim saldı, ne yapıyor ÅŸimdi? Ne kadar Türkiye karşıtı varsa hepsinin ÅŸemsiyesini yapmaya çalışıyor, hepsiyle beraber iÅŸ birliÄŸi yapmaya çalışıyor. Demin tweet atmış, ‘Benim tarafım AYM’dir, hukuk devletidir. Soylu polis devletinin temsilcisidir.’ Nereden çıktı polis devleti hadisesi? Özgürlüğü savunmaya çalışan, terörü Türkiye’den tasfiye eden ve herkesin huzur, refah içerisinde yaÅŸamayı savunan taraf biziz.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’de bir yılda ortalama 45 bin gösterinin düzenlendiÄŸi, emniyet güçlerinin bu gösterilere müdahale oranının yüzde 1,5 olduÄŸu bilgisini veren Soylu, 2020 yılında bu oranın 1000’de 1 olduÄŸunu söyledi.

Soylu, “Bir HDP’li çıksın desin ki ‘Biz ÅŸu meydanı istedik, vermedin’ Yeter ki terör örgütüyle ilgili bir flama, bilmem ne olmasın. Buyurun kim yaparsa yapsın. VermiÅŸiz ÅŸu meydanlarda istediÄŸin gibi istediÄŸini yapabilirsin. Yürümek istiyorsan, ona ait de yol veriyoruz. Diyoruz ki ‘Ä°stanbul-Ankara yolunda yürüme.’ Gezi olaylarında yolları kapattılar mı, ana yolları? Peki 5-10 gün öyle gitse ülke ekonomisi ne hale gider, insanlar iÅŸlerine nasıl gider, kamu düzeni, güvenliÄŸi ne olur? Kamu düzenini saÄŸlamamızın yegane sebebi, hukuka riayet edebilmek ve özgürlüğü saÄŸlayabilmek.” dedi.

Eski Ä°stanbul Jandarma Komutanı Hüseyin KurtoÄŸlu’nun FETÖ maÄŸduru olduÄŸunu ve KurtoÄŸlu’nun ÅŸu an Van AsayiÅŸ Bölge Komutanı olduÄŸunu hatırlatan Soylu, maÄŸduriyetin nasıl kaynaklandığını şöyle anlattı:

“KurtoÄŸlu’nun paÅŸa yapılmaması için çentik atıyorlar. Bu da yargıya gidip, ‘Bana haksızlık yaptınız’ diyor. Ancak Yargıtay ‘Hayır, sana haksızlık yapılmadı’ diyor. Daha sonra Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) ÅŸikayet ediyor. Anayasa 148 çok açık. Diyor ki ‘Yargıtay’da görev suçu nedeniyle eÄŸer bir süreç söz konusu olursa buna AYM bakar.’ Sonuç olarak diyor ki tarihi bir sorumluluk olarak bu görevi aldığını söylüyor. ‘Sonuç olarak Anayasa’nın 148. maddesince, kararda sözünü ettiÄŸimiz gerekçelerle görevini kötüye kullandığı iddiasıyla yargılanmaları istenen Yargıtay eski üyelerinin Yüce Divan’da yargılamaktan kaçınıldığı kanaatine varılmıştır.’ Bunu kim söylüyor? Anayasa’nın hükmü olmayan görevi yerine getireceksin, hükmü olan görevi yerine getireceksin. Peki böylece neyi kapattılar? 4 FETÖ’cü üyeyle ilgili veya bu FETÖ’cülerin de dümenine girmiÅŸ üyelerle ilgili en az iki yıldan daha fazla ceza almalarını engellediler.”

“AYM BaÅŸkanı’nın aldığı komiser yardımcılarının yüzde 41’ini FETÖ’den ihraç ettim”

AYM BaÅŸkanı’nın eskiden Polis Akademisi BaÅŸkanlığı görevinde bulunduÄŸunu dile getiren Soylu, “AYM BaÅŸkanı’nın aldığı komiser yardımcılarının yüzde 41’ini ben uzaklaÅŸtırdım, ihraç ettim FETÖ’den. Demek ki devlete adam alınırken dikkat edilmesi lazım. Ben bilerek aldı demiyorum ama bir ÅŸeyi iptal ederken 50 yıl geçmiÅŸine bakmana gerek yok. BaÅŸka bir ÅŸey daha var, esas itibarıyla bir de Erzurum Ãœniversitesi ile yapılan bir protokol var, birtakım polis memurlarının direkt amirliÄŸe geçmelerini temin edecek. O daha büyük bir felaket.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’de yaşı 30 ila 70 arasında olan neslin anarÅŸi, yokluk, faizler, Amerika’nın parmak sallaması gibi tarihi olarak birçok olayları gördüğünü kaydeden Soylu, artık bir sonraki neslin böyle olumsuzluklar görmemesini temenni ettiklerini söyledi.

Soylu, “Türk yargısı büyük bir sınav veriyor ve çok baÅŸarılı bir sınav veriyor. FETÖ soruÅŸturmaları, PKK, KCK soruÅŸturmaları, DEAÅž soruÅŸturmaları dahil herkes elini taşın altına koyuyor. Bugün, asayiÅŸte, terörde, uyuÅŸturucuda bu ülkenin güvenliÄŸinde geldiÄŸimiz noktaya bakalım.” dedi.

“Yunanistan 6 aylık çocukları denize atıp öldürttü, AÄ°HM sesini mi çıkardı?”

Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Oradan bir arkadaÅŸ diyor ki, ‘Bizim bu kararı almamızın gerekçesi AÄ°HM’den ret yememek’ diyor. Anayasa Mahkemesi, AÄ°HM’nin ÅŸubesi mi? Önemli olan senin o noktaya gitmeden önce bu ülke adına, orada onun ihlali olmaması adına ortaya koyacağın tavırdır. AÄ°HM, Leyla Åžahin kararında ne yaptı? Yunanistan 6 aylık çocukları denize atıp öldürttü, AÄ°HM sesini mi çıkardı ya da Avrupa’nın bir ülkesi sesini mi çıkarttı? Evrensel deÄŸerler başım üzerine ama nedir bu Batıcılık hayranlığı? Bizim medeniyetimizin fikri cari bir fikirdir. Biz doÄŸrusunu gerçekleÅŸtirmeye çalışalım.”

“Türkiye’de 125 bin kiÅŸi FETÖ’den ihraç edildi”

FETÖ soruÅŸturmaları kapsamında Türkiye’de 125 bin kiÅŸinin kamudan ihraç edildiÄŸi bilgisini veren Soylu, “Bunun kaçı İçiÅŸleri Bakanlığı biliyor musunuz? 16 bakanlık var, 44 bin kiÅŸisi. Bir ÅŸey söylüyorum. Geçen gün bir kaymakam açığa alınması oldu deÄŸil mi? Bu nasıl bir süreç? Ankara’dan sadece size iki örnek vereyim. Ankara sınırları içerisinde bu yıl sadece tespit ettiÄŸimiz FETÖ’cü 1600 kiÅŸi. 2019’da 2 bin kiÅŸi. Daha yeni tespit. Bunu nasıl tespit ediyoruz? Mahrem imamlar, ifadeler, gaybubet evleri, çalışma evleri, ardışık arama soruÅŸturmaları, ankesör soruÅŸturmaları, operasyonel hat soruÅŸturmaları diye ayrı kompartımanımız var. SoruÅŸturma yapıyoruz ve hepsinden her gün bir ÅŸey çıkıyor. ByLock. Åžu ana kadar 2 milyon 200 bin dijital veriyi çözdük.” diye konuÅŸtu.

Soylu, dijital verilerde çözülemeyenlerin de olduğunu belirterek ağır hasarlı olanlara rağmen oradan gelenler ve yeni ankesör soruşturmalarından gelenler olduğunu söyledi.

Ankesör soruşturmalarındaki başarı

Ankesör soruşturmaları hakkında bilgi veren Soylu, şöyle devam etti:

“Bu soruÅŸturmalardan kusurlu ve suçlu bulduÄŸumuz 19 bin 189 kiÅŸinin yüzde 39’u 7 bin 454 kiÅŸisi dedi ki ‘Evet biz bu iÅŸi yaptık.’ Dünyada hiçbir soruÅŸturmada ‘Ben bu iÅŸi yaptım.’ diyen bir sonuca yüzde 39-40 gibi oran yakalansın gelsinler benim alnıma ÅŸaplağı yapıştırsınlar. Bunlar etkin piÅŸman olup ‘Ben bu iÅŸi yaptım.’ diyor. Dünyada bir soruÅŸturmada böyle bir sonuç yok. Demek ki biz doÄŸru bir iz üzerinden gidiyoruz. Bugüne kadar kaç kaymakam ihraç ettiÄŸimizi de sorarsanız. Vali yardımcıları, hukuk iÅŸleri, kaymakam, vali, müfettiÅŸ var. Toplam rakam 1700. Bu 1700’ün yüzde 36-37 gibisini ihraç ettik. Bu 1700’ün 853’üne soruÅŸturma açtık.”

Soylu, açığa alınan Erkan İsa Arat hakkında ise şunları söyledi:

“Önce AÄŸrı Tutak Kaymakamı, kayyumu. Hakkında bir ifade var. Bu ifade kuvvetli bir ifade deÄŸil. ‘Ä°ÅŸte ÅŸuradaki ev sohbetlerinde gördüm.’ diye bir ifade var. Olabilir. Bir iki ev sohbetine gitmiÅŸtir, terörle iliÅŸkisi olmaz. Örgütün içerisinde olmaz. Buna ait soruÅŸturma açılmış. Sonra ne zamanki ankesör geldi. Bizim oturup deÄŸerlendirmemiz Ahlat’tan sonra oldu. O törenden sonra. Netice itibarıyla getirdiler, oturduk, 2-3 gün üzerinde çalıştık. Sonra baktık ki bunu tutabilmek mümkün deÄŸil. 2-3 gün çalıştık ve meseleyi hitama erdirdik. Bir iki sohbete gittiÄŸi konusunda bir ifade var. Ama öyle çok ifadeler var. Tutak Kaymakamı olarak görevlendirmiÅŸiz zaten. Oradan almış Ahlat’a getirmiÅŸiz. O bölgedeki görevi sona ersin diye. ByLock gördüğünüz zaman operasyonu yapıyorsunuz. Ä°fade olduÄŸu zaman, ev sohbetine gittiÄŸi zaman, belki davet edilmiÅŸtir. Ondan sonra gitmemiÅŸtir. Onun dışında baÅŸka bir ÅŸey yoksa bunu izlemeye alıyorsunuz. Sonra operasyonel hat çıktığından itibaren veya yeni bir ‘Biz ÅŸunu bu tarihte gördük, bu ev abisiydi, talebe mesulüydü.’ dedikten itibaren bunlar güçlü karineler. Hemen alırsın bunun incelemesini yaparsın, bunu tedbiren… Bunu söyleyenler de önemli ölçüde mahkemelerde ifade verenler. Biz mahkemelerin ifadelerine bakıyoruz ama tek bir iÅŸle de gitmiyoruz. Her türlü yaklaşık 6-7 iliÅŸkinin tamamına bakıyoruz. Bununla ilgili böyle bir deÄŸerlendirme var mı yok mu, gibi ifadeler var. Bunları tahkim ettiÄŸimiz anda da…”

FETÖ ile yurt içinde ciddi sonuçlar elde edildiÄŸini dile getiren Soylu, “İçeride mengeneyi sıkıştırdık. İçerde hareket kabiliyeti daraldı. Bunun neye faydası oldu biliyor musunuz? Benim beklentimden biraz önce oldu. Esas FETÖ’cüler dışardadır. Bunu defalarca söyledik. Amerika, Avrupa ve diÄŸer ülkelerdedir. Dışarıdaki FETÖ’cülerde gruplaÅŸmalar, hizipleÅŸmeler, dağılmalar, birbirilerine iftiralar ciddi bir ÅŸekilde baÅŸladı. Biz içerideki mengeneyi iyi sıkarsak, iyi bir noktaya getirirsek buradan vazgeçmezsek inanıyorum ki buradan FETÖ’yü tasfiye eden bir süreç ortaya çıkar.” dedi.

Selefi gruplar

Soylu, kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ãœnlü’nün, bazı derneklerin silahlandığı iddiasına iliÅŸkin de deÄŸerlendirmelerde bulundu.

Her söylenen bilgiyi ciddiye aldıklarını ifade eden Soylu, ayakta durulmasının sebebinin de bu olduÄŸunu söyledi. Soylu, iÅŸlerinin bilgiyi yönetmek olduÄŸunu belirterek “Bizim görevimiz bilgiye analiz etmek. Buradan bir ÅŸey çıkarmak. Önemli bir çalışma yaptık. Türkiye’de Selefi Ä°nancına Dayalı RadikalleÅŸmenin Kaynaklarının Analizi. 1,5 yıldır yapılıyor. Sadece bu deÄŸil 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020’ye kadar ÅŸunlara mensup 5 bin kiÅŸiyi gözaltına aldık. Bursa’da baÅŸka bir emir aldık. Operasyonlar yapıyoruz. Devam ediyoruz. Bursa’da bir uzi yakalandı. Ä°stanbul’da Ayasofya’ya ve birtakım derneklere yönelik operasyonlar vardı, onlar yakalandı. Yani, burada bir hareketlilik söz konusu ama uzun zamandan beri… Ben zaten DEAÅž’la ilgili bir hareketlilik olunca kamuoyuna söylüyorum. Bunlar 1,5 yıl önce yine olmuÅŸtu, yine söylemiÅŸtim. Åžimdi yaklaşık 15-20 gün önce Giresun’da tekrar söyledim.”

Soylu, bu soruşturmalarda kanıt bulmaya çalıştıklarını belirterek sonunda kanıtı da bulduklarını söyledi. Elindeki dosyaları gösteren Soylu, selefilerle alakalı 47 dosya olduğu bilgisini verdi. Soylu, devletin yıllardır bu gruplarla yaptığı mücadelenin bir haritası olduğunu anlatarak dosyalardan birini açarak içeriğini gösterdi.

2015, 2016, 2017, 2018, 2019’a dikkati çeken Soylu, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:

“Bu tarihler DEAÅž’ın karşı tarafta hamleleÅŸtiÄŸi ve Türkiye’nin siyasal istikrarsız hale getirilmeye çalışıldığı tarihler. Bunların hepsiyle… Yaklaşık 28 dernek ve vakfa operasyon yaptık. 350 kiÅŸiyi gözaltına alıp, tutuklamışız. Türkiye’de bu mücadele devam ediyor. Ama atladığımız olabilir. Bizim bilgiye her zaman ihtiyacımız var. GöremediÄŸimiz var. PerÅŸembe ve cuma günlerinden birinde bildiklerini anlatacak. ‘Devlet bir kiÅŸinin ifadesini…’ Evet bir kiÅŸinin ifadesi de bizim için önemli. Belki baÅŸka bir ÅŸey görüyor. Belki bir deÄŸerlendirme ortaya koydu. Ben bilmek zorundayım. Burada bu mücadele çok güçlü bir ÅŸekilde geçiyor. Daha DEAÅž’ın 2020’de 152 terör eylemini engelledik. 26,8 ton bomba…”

 

UyuÅŸturucuyla mücadelede gelinen noktaya dair deÄŸerlendirmelerde bulunan Soylu, “81 bin 494 binaya iÅŸlem yaptık. Bunların önemli bir bölümünü yıkıyor veya rehabilite ediyoruz. Çünkü bu binalar metruk, genellikle uyuÅŸturucu kullananların sığındıkları binalar. 2 yılda bir Türkiye’de büyük bir araÅŸtırma yapılır. Oradan verileri alırız. 2017’den itibaren baÅŸlattık narkolog diye bir araÅŸtırmamız var. Kimi yakalıyorsak hepsine anket yaparız.” diye konuÅŸtu.

Soylu, uyuşturucuyla mücadelede hazırlanan ve yürütülen diğer projeler hakkında bilgiler vererek FETÖ, PKK ve uyuşturucuda finansa dayalı operasyonların devam edeceğini söyledi.

Van’da iki köylünün helikopterden atıldığı iddiası

“Van’da iki köylünün helikopterden atıldığı iddiaları var. Meclis’e de soru önergesi olarak getirildi. Böyle bir iddia var, bu gerçek mi?” sorusu üzerine İçiÅŸleri Bakanı Soylu, ÅŸunları söyledi:

“Mahmut yüzbaşının ÅŸehit olduÄŸu bir operasyon yapıldı. Bu operasyonda bir gün önce akÅŸam oraya yakın hava desteÄŸi istedik. F-16’larla orayı bombaladılar. Ertesi sabah oraya gidip cesetlerle karşılaÅŸacağımızı tahmin ediyorduk. Ama bu böyle olmayabilir de. CoÄŸrafya zor bir coÄŸrafya, kayalıkların arasına girer, tesir etmez. ArkadaÅŸlar kuÅŸattı ve oraya girdiler. Neticede çatışma baÅŸladı. 2 teröristi, 3 ÅŸehit arkadaşımız etkisiz hale getirdi. Kendileri etkisiz hale getirdi. MaÄŸaranın içerisine girdiler. MeÄŸer, maÄŸaranın köşesinde bir terörist duruyor, ateÅŸ açıyor ve 3 arkadaşımız ÅŸehit oluyor. Sonra oradan fırsattan istifade edip soldan sıvışarak kaçıyor. Tabii operasyon geniÅŸliyor. Dere yatağında bunu yakalıyorlar. Bu arada da 30-50 metre ileride birisini daha görüyorlar. Suya bir ÅŸey attığını görüyorlar. Bunu öldürüp onu da kovalamaya baÅŸlıyorlar. Bu kovalamaca sürüyor, silahı olmayınca da öldürmüyorlar. O esnada orada bahsettiklerine göre kayalıklardan düşüyor. Yaralanıyor.

Öldürdükleri üçüncü kiÅŸiyi, yaralı başçavuÅŸ veya astsubayı artı bunu ve diÄŸer kiÅŸileri helikoptere koyuyorlar… Bu arada Ä°HA ile de takip ediyorlar. Bunlar bir evden çıkıp buraya geldi. Bu evle de bunların irtibatları ortaya çıktı. Sonra alıp götürüyorlar helikoptere koyuyorlar ve helikopter iniyor. Helikopter herkesle beraber iniyor. Neticede helikopter aÅŸağı iniyor. Benim iÅŸim helikopterle gezmek. Helikopter inmeden kapısı açılmaz. Kapı açılıyor ve oradan bir adım mesafesidir. Bunları alıp hastaneye götürüyorlar, 2 kiÅŸiyi. Bu iddia ortaya çıktığı andan itibaren hemen Van Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı soruÅŸturma açtı. Bunda ne var? Bu iddiayı boÅŸta bırakmak doÄŸru deÄŸil. Olay bu. Oradaki ÅŸehit olan 3 askerimizi öldüren kiÅŸinin yaklaşık 40-50 metre…”

“Kadın cinayetlerinin bir tanesine bile tahammülümüz yok”

Kadın cinayetlerine ilişkin yapılan çalışmalarla ilgili soruya Soylu şu yanıtı verdi:

“Aile Bakanlığı, kadın cinayetleri konusunda ve aile içi ÅŸiddete yönelik bizim patron. Biz, Aile Bakanlığının partnerleriyiz. Biz iÅŸin önleyici kolluk noktasındayız. Ama üzerimizdeki yük de az bir yük deÄŸil. Özellikle son zamanlarda aile içi ÅŸiddet ve kadına ÅŸiddet yönünde çok büyük bir farkındalık var. Hepimiz bunun için çırpınıyoruz, olmasın diye. OlduÄŸu zaman da ihbar ve kamuoyuyla paylaÅŸmak çok yüksek seviyede. Paylaşılması esas itibarıyla meseleleri yakalamamız ve engellememiz açısından çok önemli. Türkiye’de kadın cinayetleri meselesini maalesef istismar edenler var. Biz aile yapısı güçlü olan bir milletiz. Elbette ki kadın cinayetlerinin bir tanesine bile tahammülümüz yok. Meseleyi sürekli olarak kadın cinayetleri üzerinden aileyi geri plana iten bir anlayışa getirmeye çalışanlar var. Türkiye’nin genel kültürel açısından sıkıntılı bir durum.”

Yılbaşında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Adalet Bakanlığıyla bir araya gelerek bir eylem planı oluÅŸturduklarını kaydeden Soylu, “Eylem planımızda birinci olarak, toplam 1005 polis merkezi amirliÄŸinde, aile içi ÅŸiddete karşı mücadele büroları olsun ve bunları eÄŸittik. Åžunu dedik, ‘Bu ihbarı aldıktan sonra kimseyi barıştırmıyorsunuz, tedbir alıyorsunuz, sizin göreviniz barıştırma deÄŸil, tedbir almak.’ Her gün arayacaksınız. EÄŸer bir ÅŸiddet görme durumu varsa, koruma kararı alınacak. Ä°kincisi, önleyici tedbir kararı. Önleyici tedbir kararı yüzde 72 artış gösterdi. Åžu anda yüzde 29 bir azalış söz konusu. Yerli ve milli kelepçe yapılıyor, onu da üzerimize aldık.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Saldın döneminde toplu ulaşımla ilgili gerekli tedbirleri aldıklarını ve denetimleri sürdürdüklerini kaydeden Soylu, maske takmanın bir hak olduğunu söyledi. Maske, mesafe ve temizlik kuralını hatırlatan Soylu, insanların birbirine destek olması ve empati yapması gerektiğini vurguladı.

Polislerin 3600 ek gösterge ve özlük hakları ile ilgili soruya cevap veren Soylu, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın bu konuda talimatı olduÄŸunu, ilerleyen süreçte bu talimatın gereÄŸinin yerine getirileceÄŸini söyledi.

“BırakabileceÄŸim en büyük miras, CumhurbaÅŸkanımızla birlikte çalışma ÅŸerefi”

Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Ãœlkelerin güçleri vardır. Siyaset biliminde buna ‘Milli Güç’ deriz. CumhurbaÅŸkanımız, Türkiye’nin milli gücüdür. Türkiye’nin attığı adımlar, Türkiye’nin cesur olması, Türkiye’nin terörle mücadelesi, Türkiye’nin hayallerinin gerçekleÅŸmesi görülecek. 2012 yılında AK Parti’ye girdim. Yarını önemseyenler olabilir. Ä°nsanların gelecek hayalleri çok doÄŸal. Ama benim ÅŸahsi kanaatim Türkiye’nin bu dönemi için bugün önemlidir. Bu dönemi iyi atlatmak da tecrübesiyle, bilgisiyle, dünyayı bilmesiyle, halkını, milletini iyi tanımasıyla Tayyip ErdoÄŸan ile mümkündür. Bu bir nasip meselesidir. CumhurbaÅŸkanımızla çalışıyoruz. Benim bırakabileceÄŸim en büyük miras, CumhurbaÅŸkanımızla birlikte çalışma ÅŸerefi. Bundan sonrasını istiyor deÄŸilim. CumhurbaÅŸkanımızla beraber, tabii kendi takdirleridir, o ne derse bizim için talimat olur. ‘Sen buraya kadar’ derse, başım üzerine. Hayatım boyunca sonuna kadar sadık ve baÄŸlı olacağım, o ayrı. Mezar taşımda hiçbir ÅŸey yazmasın ama benden sonra bilsinler ki, bu adam Tayyip ErdoÄŸan ile beraber çalıştı, bitirdi, defteri kapandı. Biz bugünü ErdoÄŸan’ın liderliÄŸinde baÅŸarılı bir ÅŸekilde geçersek, kim ne yaparsa yapar, yarın bir gün Türkiye’nin önünde yapacağı çok iÅŸ var, o iÅŸleri yapabilme kabiliyetine bu ülkenin evlatları sahip olur.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir