Sözcü gazetesi sahibi ve yazarları hakkındaki davanın gerekçeli kararı açıklandı

Sözcü gazetesi sahibi ve yazarları hakkındaki davanın gerekçeli kararı açıklandı

Sözcü gazetesi sahibi ve yazarları hakkındaki davanın gerekçeli kararı açıklandı

Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay, yazarları Emin ÇölaÅŸan ve Necati DoÄŸru ile genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz’ın da aralarında bulunduÄŸu 9 sanığın yargılandığı ve hükme baÄŸlanan davanın gerekçeli kararı tamamlandı.

Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay, yazarları Emin ÇölaÅŸan ve Necati DoÄŸru ile Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz‘ın da aralarında bulunduÄŸu 9 sanığın yargılandığı ve hükme baÄŸlanan davanın gerekçeli kararında, “17-25 Aralık sistemli ve organize operasyon, MÄ°T tırlarının durdurulması ve son olarak da 15 Temmuz darbe girişimi dönemlerinde örgüte adeta can simidi olarak aynı algı faaliyetini üstlendiği, bu konuda yüzlerce algı içeren haberler kamuoyuna sistematik ve süreklilik içerecek şekilde duyurulduğu, bunların gazetecilik faaliyeti kapsamında olamayacağı anlaşılmıştır.” ifadelerine yer verildi.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Aralık 2019 tarihinde davaya ilişkin verdiği kısa kararın gerekçesini yazma işlemini tamamladı.

Mahkeme heyetince hazırlanan 165 sayfalık gerekçeli kararda, iddianame, savcılık mütalaası, tanık beyanları, sanık savunmaları, gazete kupürleri, FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütüne iliÅŸkin bilgiler, delillerin deÄŸerlendirilmesi, sanıkların hukuki durumu ile kısa karar yer aldı.

Davaya konu haber kupürlerine ve konularına yer verilen gerekçeli kararda, gazetenin 30 Mayıs 2015’te hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olan ve tamamen FETÖ/PDY mensuplarının planlı ve organize şekilde devlet aleyhine casusluk faaliyeti kapsamında MÄ°T’e ait tırların durdurulması eyleminin görüntülerini, hakkında kısıtlılık kararı bulunmasına rağmen kamuoyuna manşetten duyurduğu aktarıldı.

Gazetenin bu görüntüleri paylaşarak FETÖ’nün oluşturmak istediği “Türkiye’yi terör örgütlerine silah yardımı yapıyor” algısına hizmet eder nitelikte olduğu belirtilen kararda, gazetenin bu görüntüleri kamuoyuna verirken de örgütün asıl amacına hizmet eder nitelikte vatana ihanet başlığını kullandığı vurgulandı.

“‘Naylon darbe!’ yazısı örgütsel algıyı yayma hedefine hizmet etmiÅŸtir”

Gerekçeli kararda, FETÖ’nün medya yapılanması ile ilgili hazırlanan raporun sonuç bölümünde, medya yapılanmasının amaçlarından birinin de “Devletin, ülkenin geleceğini ilgilendiren milli konularda tersine algı yapmak” olduğuna iÅŸaret edilerek, ÅŸu deÄŸerlendirme yapıldı:

”Sözcü gazetesinde yapılan bu tür haberlerin de amacı budur. Gazete yapmış olduğu bu haberle örgütün emellerinin değişik kitlelere ulaşmasına yardım etmiş, örgütün elini güçlendirme adına örgüte yardım etmiştir. Yine 15 Temmuz darbe girişimden hemen sonra Sözcü gazetesi aynı şekilde örgütün algı faaliyetlerine sahip çıkarak, algı faaliyetlerinin toplumun farklı kesimlerine yayılmasını çabalamıştır. Şöyle ki; toplumda tanınmış gazetenin yazarı olan dosyamız sanığı Necati Doğru’nun darbe girişimin hemen akabinde 17 Temmuz 2016 tarihinde gazetede yayınlanan ‘Naylon darbe!’ başlıklı yazısı içeriğinde, ‘Naylon darbeciler! İktidarı devirmeye kalktılar. Daha da güçlendirdiler. Yoksa bu tezgahlanmış bir darbe miydi? Danışıklı dövüşten bir kalkışma mıydı? Sen kalk Cumhurbaşkanına darbe yaptım diye TRT’de bildiri okut, git Genelkurmay Başkanını tutukla! Tankla TOMA’yı tokuştur. Başarısız darbe yap. Kabak gibi tutuklan. Üstün çıplak! Elin arkadan kelepçeli. Yere yüzükoyun uzan. Merak ediyorum: Bu darbecilerin tamamı, süzme saf Fethullahçı subaylar mıdır? Kutulardan dolar çıktığı o 17 – 25 Aralık döneminden bu yana sürekli Fethullahçı avı yapıldı, çok sayıda Fethullahçı tutuklandı. Buna rağmen orduda emir – komuta zincirini kırıp darbe girişimine başvuracak bu kadar çok Fethullahçı subay nasıl gizli kaldı… ” şeklinde ifadeler kullanarak, 15 Temmuz darbe girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının sosyal medya üzerinden başlatmış olduğu ‘kontrollü darbe, hayali darbe, darbe tiyatrosu’ gibi örgüt üyeleri tarafından kurgulanan örgütsel algıyı yayma hedefine hizmet etmiÅŸtir.”

“FETÖ/PDY’ye yardım eylemini işlediği anlaşılmıştır”

Özellikle sanığın söz konusu yazısının gazetede yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra örgüt mensuplarınca sosyal medyada retweet edilerek yayılıp geniş toplum kesimine ulaştırılmaya çalışıldığı anlatılan gerekçeli kararda, örgüte ait sosyal medya hesaplarının sanığın yazısını sahiplenerek daha önceden kendilerinin yaptığı yalan paylaşımların ve algının doğru olduğu konusunda sosyal medyada ikna çabalarına girdikleri dikkate alındığında, Sözcü gazetesi ve Sözcü internet haber sitesi tarafından kamuoyuna sunulan birçok haber, köşe yazısının gazetenin yürüttüğü algı faaliyetlerini ortaya koyabilecek deliller kapsamında olduğu vurgulandı.

Gerekçeli kararda, yapılan değerlendirme sonucunda Sözcü gazetesinin 17-25 Aralık sürecinden başlayarak 15 Temmuz 2016 tarihinden yaşanan darbe girişiminden sonrada da devam eden haberleri bir bütün olarak incelendiğinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaç ve ideallerine hizmet eder vaziyette olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:

”Özellikle örgütün meşru hükümeti devirmek için girişmiş olduğu 17-25 Aralık sistemli ve organize operasyon, MÄ°T tırlarının durdurulması ve en son olarak da 15 Temmuz darbe girişimi dönemlerinde örgüte adeta can simidi olarak aynı algı faaliyetini üstlendiği, bu konuda yüzlerce algı içeren haberler kamuoyuna sistematik ve süreklilik içerecek şekilde duyurulduğu, bunların gazetecilik faaliyeti kapsamında olamayacağı, örgüt tarafından toplumun başka kesimlerinde oluşturulmak istenen ve tüm topluma yaymayı amaçladığı algının Sözcü gazetesi tarafından yapıldığı, böylelikle gazetenin her ne kadar örgütle arasında organik ve hiyerarşik anlamda bağ yok ise de, kamuoyunda örgütün stratejileri doğrultusunda algı faaliyetleriyle bilerek ve isteyerek örgütün amacına hizmet ettiği, bu kapsamda Sözcü Medya kurumunun FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütüne yardım eylemini işlediği tüm dosya kapsamında toplanan delillerden anlaşılmıştır.”

Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay, yazarları Emin ÇölaÅŸan ve Necati DoÄŸru ile genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz’ın da aralarında bulunduÄŸu 9 sanığın yargılandığı ve hükme baÄŸlanan davanın gerekçeli kararında, ”Sözcü gazetesi, örgütün kara propaganda hesabı olan ‘fuatavni’, ‘haramzadeler’ ve buna benzer, örgüt hedefine uygun atılmış tweetleri hiçbir teyide ihtiyaç hissedilmeksizin gazetenin internet sitesinde yayımlamış, topluma duyurmuş, örgütün kara propaganda hesabının popülaritesini artırmış, örgüt üyelerini belli alanlara yönlendirmiştir. Böylelikle örgütün gündem oluşturma, hukuku yanıltma ve mağduriyet algısı yaratmasına yardım etmiştir.” denildi.

SoruÅŸturmanın nasıl baÅŸlatıldığına da yer verilen gerekçeli kararda, Sözcü gazetesinin 01 Ocak 2016 tarihli sayısında 1. sayfada ve sürmanşetten yayınlanan “2016 FALINIZ – TABLODA GÖRDÜĞÜNÜZ İLK 3 İSİM BU YIL DA HAYATIMIZDA OLACAK!.. ” başlığıyla verilen bulmaca tablosunda, ” TAYYİPİC, ÖLRECEP, YERDOĞAN, YEZIT, ” şeklindeki kelimelerin bariz bir şekilde verilmesinden dolayı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldığı anımsatıldı.

Kararda, gazetenin internet sitesinde 15 Temmuz 2016 saat 16.00 sıralarında “Sözcü ErdoÄŸan’ı Buldu” haberi ve sonrasında 12 ayrı müşteki vatandaşın da yaptıkları ayrı ayrı şikayetlerle “Gazetenin cumhurbaşkanına yapılmaya çalışılan suikast girişiminin yerini belirterek yardım ve yataklıkta bulunduğunu, cumhurbaşkanını hedef gösterdiğini, Sözcü gazetesinin yayınlarıyla terör yandaşlığı yaptığını, kamuoyunda algı oluşturmaya çalıştığı yönünde ihbarlar geldiÄŸi” ifade edilerek, ihbarlar üzerine baÅŸlatılan soruşturma ve diÄŸer soruÅŸturma arasındaki fiili ve hukuki irtibat olması nedeniyle dosyaların birleştirildiÄŸi kaydedildi.

Basın özgürlüğü ve basın özgürlüğünün sınırlarına iliÅŸkin konulara deÄŸinilen gerekçeli kararda, ”Basın özgürlüğü, anayasamızda ve AİHS’de ifade özgürlüğü başlığı altında düzenlenmiş, özgürlük alanı geniş tutulsa da milli güvenlik, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, özel hayatın gizliliği gibi sayılan sebeplerle sınırlandırmaya tabi tutulmuştur. Ama sınırlama yapılırken yapılan sınırlamanın kanunlarla düzenlenmiş olması, izlenen meşru amaçla orantılı olması ve demokratik bir toplumda gerekli olması aranmaktadır. Dava konusu köşe yazıları ve gazetenin internet sitesinde yapılan paylaşımlar değerlendirilirken bu kriterler esas alınarak değerlendirme yapılacaktır.” ifadelerine yer verildi.

FETÖ’nün medya yapılanması ve medyayı kullanması

FETÖ/PDY’nin medya yapılanmasının anlatıldığı ve buna iliÅŸkin rapora da yer verilen gerekçeli kararda, her türlü koşul ve ortama uygun taktik ve strateji geliştirebilen örgütün başarısız darbe girişimden sonraki süreçte de FETÖ ile mücadelede alınan mesafeye karşı tamamen deşifre olmayı engellemek ve tabanını güçlü tutmak adına özellikle örgüt üyeliği/liderliği ve darbe girişimiyle ilgili yargılama ve soruşturmaları itibarsızlaştırıp örgüt faaliyetlerine meşruluk kazandırmak, toplumsal tepkiselliği engelleyip destek sağlamak, FETÖ ile mücadele noktasında olumsuz bir algı oluşturmak, etkin pişmanlık çözülmelerini engellemek ve örgüte karşı olan kitleler üzerinde korku ve kaos meydana getirmek amaçlarıyla her kesimden kendine yakın gördüğü, toplumda ön planda olan destekçileri aracılığıyla gerek yazılı ve görsel basını, gerekse sosyal medyayı kitleler üzerindeki gücü itibariyle etkin şekilde kullanmaya devam ettiÄŸi kaydedildi.

Örgüt elemanlarınca Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal medya araçları ve sanal alemde zaman zaman sahte hesaplar kullanılarak FETÖ ile mücadele noktasında soyut ve mesnetsiz içerikte, komplo teorileri üzerine kurgulanmış şekilde paylaşılan yazılar ve görüntülerin kamu düzeni açısından ciddi bir tehlike oluşturduğu anlatılan gerekçeli kararda, hatta toplumsal hassasiyetin üst seviyede olduğu ve olağanüstü hal şartlarının da devam ettiği terörle mücadele sürecinde kitleleri yönlendirmede ve algı oluşturmada son derece etkili bir yöntem olan sosyal medya üzerinden yapılan bu tür paylaşımların toplumda kutuplaşmalara, korkuya ve çekingenliğe neden olduğu vurgulandı.

Gerekçeli kararda, 17-25 Aralık 2013’te meşru hükümeti devirmeyi amaçlayan ve bu hedefine ulaşamayan FETÖ/PDY’nin bu süreçten sonra yapılan hukuka aykırı operasyonların toplum nezdinde haklıymış gibi gösterilmeye çalışılması için yeni sosyal medya hesapları açıldığına iÅŸaret edilerek, bu hesaplar üzerinden toplumda algı faaliyetleri baÅŸlatan terör örgütünün bu hesaplarının en başlıcaları “fuatavni”, “haramzadeler” ve “başçalan” olduğu belirtildi.

Bu hesaplarla örgütün asıl amacının toplumda algı faaliyeti olduğu, sürekli bu hesaplardan yalan bilgiler ve montajlanarak değiştirilmiş ses kayıtları ve görüntüler paylaşıldığı, aynı şekilde örgütün gazetesi olan Zaman, Bugün gibi gazeteler aracılığıyla da bu algı faaliyetine yönelik haberlerin kamuoyuna servis edildiği aktarılan gerekçeli kararda, örgüte ait kanallardan da sürekli olarak algı faaliyetinin devamına yönelik programlar düzenlendiği kaydedildi.

Gerekçeli kararda, bu aşamada özellikle örgütün kendi tabanı ve sempatizanları dışında algı faaliyetlerinin tüm toplumda yayılması amacıyla birtakım çabalara girdiği anlatılarak, sosyalist ya da milliyetçi çizgide görünen ve örgütten tamamen fikir ve jargon olarak ayrı bulunan, toplumda tanınmış birtakım kişileri kullanan örgütün bu kişiler vasıtasıyla yalan haberleri ve algı faaliyetleri yürüttüğünün yaşanılan süreçte anlaşıldığı vurgulandı.

”FETÖ, farklı dünya çizgisindeki medya kuruluşlarını amaçları için kullandı”

Özellikle medyanın toplumu etkileme gücünü bilen FETÖ’nün kendi tabanını ve sempatizanları dışında toplumda kalan kesimleri, 17-25 Aralık hukuksuz operasyonlarına inandırmak amacıyla farklı fraksiyon ve dünya çizgisindeki medya kuruluşlarını ideal ve amaçları için kullandığına iÅŸaret edilen gerekçeli kararda ÅŸunlar kaydedildi:

”FETÖ/PDY mensuplarının bir kısmının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün adeta sözcülüğünü ve propagandasını yapan çeşitli basın ve yayın kuruluşlarında muhabir, gazeteci, köşe yazarı gibi sıfatlar altında yaptıkları çeşitli yayınlarda ve yazılarda örgütün gerçek yüzünü ve amacını gizleyerek adeta bu silahlı terör örgütünü vatandaşların dini duygularını da istismar etmek suretiyle eğitim ve hayır işleriyle uğraşan legal ve yasalara uygun şekilde faaliyet gösteren bir yapıymış gibi göstermek suretiyle kamuoyunda bu örgüt yararına itibar kazandırıcı, kamuoyu tarafından benimsenmesi ve sempati duyulmasını sağlamaya yönelik faaliyette bulundukları anlatılarak, bu amaçlarını gizlemek için de Anayasa ve 5187 sayılı Basın Kanunu ile teminat altına alınan basın özgürlüğünü bir araç olarak kullandıkları, gerçek amaçlarını gizledikleri sabittir.”

Gerekçeli kararda, terör örgütlerinin, toplumda algı yönetimi yaparak eylemlerine ve amacına meşruluk kazandırmak, örgütün faaliyetlerine toplumsal tepkileri engelleyip destek sağlamak ve örgüte karşı olan kitleler üzerinde korku meydana getirmek amacıyla medyayı kullandığı vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:

”Her terör örgütlenmesi gibi FETÖ/PDY’nin de televizyon, gazete, matbaa, haber ajansı, internet siteleri, sosyal medya hesapları gibi medya organları bulunmakta olup bu medya organlarını örgütün amacına uygun şekilde kullanmakta ve toplumda algı oluşturmaktadır. Örgütün sosyal medya hesaplarında örgütün yazılı ve görsel basınıyla eş zamanlı, örgüt amacı doğrultusunda propaganda yapılan çok sayıda yazı bulunduğu ve örgütün dedikodu/propaganda hesabından yapılan paylaşımların topluma duyurularak algı oluşturulmuştur.

Sözcü gazetesi, örgütün kara propaganda hesabı olan “fuatavni”, “haramzadeler” ve buna benzer, örgüt hedefine uygun atılmış tweetleri hiçbir teyide ihtiyaç hissedilmeksizin gazetenin internet sitesinde yayımlamış topluma duyurmuş, örgütün kara propaganda hesabının popülaritesini artırmış, örgüt üyelerini belli alanlara yönlendirmiştir. Böylelikle örgütün gündem oluşturma, hukuku yanıltma ve mağduriyet algısı yaratmasına yardım etmiştir.”

“Kullanılan dil ve üslup incelendiÄŸinde, örgütün kullandığı yayın çizgisi ile aynıdır”

Sözcü gazetesi sahibi Burak Akbay, yazarları Emin ÇölaÅŸan ve Necati DoÄŸru ile genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz’ın da aralarında olduÄŸu 9 sanığın yargılandığı davanın gerekçeli kararında, “Sözcü gazetesinin yayın çizgisi, haber içerikleri, internet haber sitesi üzerinden yapılan haberler, kullanılan dil ve üslup incelendiÄŸinde, örgütün kullandığı yayın çizgisi ile aynıdır.” ifadesi kullanıldı.

Ä°stanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, Sözcü gazetesinin 27 Haziran 2007’de sanık Burak Akbay tarafından Atatürkçü-ulusalcı yayın politikası söylemiyle kurulan bir gazete olduÄŸu, gazetenin kuruluÅŸundan itibaren muhalif ve tanınan birçok gazeteciyi bünyesine aldığı, “Sözcü susarsa Türkiye susar” söylemini ön plana çıkartarak kendine Atatürkçü, laik kitle oluÅŸturduÄŸu vurgulandı.

Sözcü gazetesinin özellikle 17-25 Aralık sürecinden sonraki yayın politikasına dikkat çekilen gerekçeli kararda, yapılan inceleme sonucu gazetenin yayın çizgisinin, haber içerikleri, internet haber sitesi üzerinden yapılan haberler, kullanılan dil ve üslubun Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kullandığı yayın çizgisiyle aynı olduÄŸu kaydedildi.

SoruÅŸturma aÅŸamasında alınan bilirkiÅŸi raporuna göre, örgütün kara propaganda içeren sosyal medya hesaplarından yapılan tamamen yalan paylaşımların Sözcü gazetesine ait internet sitesinden, çok kısa bir süre sonra aynı üslup, aynı yazı içeriÄŸi ve hatta aynı baÅŸlıkla birebir kamuoyuna servis edildiÄŸi aktarılan kararda, “Özellikle FETÖ/PDY örgütünün amaç ve ideallerine hizmet ettiÄŸini ortaya koymaktadır.” denildi.

Kamuoyunu aydınlatma görevi olan basının özellikle, haber kaynağı ve haberin içeriğini araştırması gerektiği anlatılan kararda, şu ifadelere yer verildi:

“Yani tamamen uydurma, montajlanmış, hakkında yayın yasağı getirilmiÅŸ haberleri kamuoyuna sunmadan önce bu haberlerin gerçekliÄŸi konusunda araÅŸtırma yapma yükümlülüğü vardır. Örgütün algı faaliyeti çerçevesinde sunduÄŸu tüm haberlerin, birkaç dakika sonra Sözcü gazetesine ait haber sitesinden hemen kamuoyuna duyurulması, basının kamuoyunu aydınlatma görevi kapsamında olmayıp, algı yürütme faaliyeti kapsamındadır. Ãœstelik Sözcü gazetesi tarafından bu kapsamda algı içeren haberler bir kaç defa deÄŸil yüzlerce olup, uzunca bir zaman dilimine yayılmıştır. Böylelikle, Zaman gazetesi kapatılmasından sonra örgüt tarafından algı faaliyetlerini yürütme görevi Sözcü gazetesi tarafından yapılmaya çalışılmıştır. ”

Sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi

Kararda, sanıklarının hukuki durumlarının, basın özgürlüğü yönünde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararları ve örgüte yardım konusundaki Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararları doğrultusunda değerlendirildiği vurgulandı.

Sanıklardan Emin ÇölaÅŸan’ın 29 Ekim 2015 tarihli makalesinin ilgili kısımlarında, “…Buradan açıkça söylüyorum… Bugüne kadar hakkında nice yazılar yazıp mahkemelik olduÄŸum, Fethullah ekibinin, baÅŸka bir deyiÅŸle cemaatin, terörle ilgisi olduÄŸuna hiçbir zaman inanmadım. Åžimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler. (Fethullahçı Terör Örgütü) Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde, aslı astarı olmayan yani bir dandik örgüt yarattılar. Hiç kimse bu sözde terör örgütünün silahlı eylemi gerçekleÅŸtirdiÄŸini bilmiyor! Devlet belgelerinde, savcılık iddianamelerinde ve mahkeme kararlarında böyle bir bilgi ve belge yer almıyor. Taktik çok ilginç! Hükümete karşı olanları terör örgütü ilan edeceksin…” ÅŸeklinde ifadeler olduÄŸu aktarılan kararda, ÇölaÅŸan’ın devam eden ve makalenin tamamına yakın bölümünde FETÖ’yü savunan ve maÄŸdur edildikleri izlenimini veren yazı yazdığı ifade edildi.

ÇölaÅŸan’ın 24 Aralık 2013 tarihindeki röportajının, ”Bizim baÅŸaramadığımızı Fethullah’la ekibi baÅŸardı” baÅŸlığıyla yayımlandığı bilgisi verilen gerekçeli kararda, sanığın bu röportaj yazısında, 17 Aralık 2013 tarihli kumpas operasyonunu desteklediÄŸine iliÅŸkin görüş açıkladığı kaydedildi.

Kararda, “Sanığın bir anlamda meÅŸru hükümetin devrilmesine iliÅŸkin kurgu operasyonlarını desteklediÄŸi, önemli olan hükümetin devrilmesi amaç ve gayesinde olduÄŸu, bunu yapmaya çalışan örgüt hakkında desteÄŸini ve yanlarında olduÄŸunu belirttiÄŸi, böylece organik baÄŸlılık içerisinde bulunmasa da örgütün amaç ve ideallerini benimseyerek bilerek ve isteyerek örgüte yardım iradesinde olduÄŸu anlaşılmıştır.” ifadesi kullanıldı.

“FETÖ hükümlüsünün faksını yayımladı”

ÇölaÅŸan’ın 16 Mayıs 2017 tarihli Sözcü gazetesindeki makalesinde kadın kapalı cezaevinden, FETÖ’den hüküm giyen Fadime Danışman tarafından kendisine gönderilen faksı aynen köşesinde yayımladığı vurgulanan gerekçeli kararda, 6 Mart 2016 tarihli yazısında da ÇölaÅŸan’ın FETÖ’nün desteklenmesi gerektiÄŸini açıkça belirttiÄŸi anlatıldı.

Gerekçeli kararda, sanık ÇölaÅŸan’ın paylaÅŸtığı yazılarla, siyasi iktidarın cemaati bitirmek için yapıyla uÄŸraÅŸtığı ve FETÖ’nün herhangi bir terör eylemleriyle ilgisinin olmadığı algısı oluÅŸturduÄŸuna dikkat çekilerek, ÅŸu deÄŸerlendirme yapıldı:

“ÇölaÅŸan’ın hükümeti zayıflatıp yıkma amacıyla yapılan kumpasları destekler nitelikte beyanda bulunması ve son yazısında FETÖ üyeliÄŸi suçundan hakkında adli iÅŸlem yapılan bir ÅŸahsın yazısını yayınlayarak haklarında tutuklu olarak soruÅŸturma, kovuÅŸturma yürütülen bazı kiÅŸilerin maÄŸdur olduÄŸuna dair düşüncesini belirterek kamuoyunda FETÖ yapılanması hakkındaki olumsuz algıyı azaltmaya, terör örgütüyle yapılan hukuki mücadeleyi sekteye uÄŸratmaya çalışması, örgüt kurumlarına hukuksuz olarak el konulduÄŸu ve iÅŸ adamlarının tutuklandığı izleniminin verilmesi, sanığın yarım asra yakın gazeteci olarak Türkiye’nin sayılı gazetelerinde çalışması, hitap ettiÄŸi kitlenin geniÅŸliÄŸi dikkate alındığında paylaşılan yazıların basın özgürlüğü kapsamında deÄŸerlendirilemeyeceÄŸi, fiili kalkışma olayından sonra bile ‘örgüt dili’ kullanarak saÄŸladığı katkı, sanığın bilerek ve isteyerek örgütün bizzat kendine yardım ettiÄŸi kanaati oluÅŸturmuÅŸtur.”

Necati DoÄŸru

Sanık Necati DoÄŸru’nun da Sözcü gazetesinde 8, 17 ve 28 Temmuz 2016 tarihlerinde yazdığı yazılara dikkat çekilen kararda, 8 Temmuz tarihli yazıda, “FETÖ’ye ait ÅŸirketlere usulsüz ÅŸekilde el konulup kayyum atandığı, yapılan iÅŸlemlerde diÄŸer cemaatlerin elinin olduÄŸu, kendi adamlarına getiri saÄŸlamak adına kayyum atandığı” görüşlerini sunduÄŸu aktarıldı.

Kararda, DoÄŸru’nun 17 Temmuz tarihli, “Naylon darbeciler” baÅŸlıklı yazısında, “darbenin FETÖ tarafından yapılmadığı” izlenimini verdiÄŸi belirtilerek, 28 Temmuz tarihli “12 Gün” isimli yazıda da DoÄŸru’nun, “Naylon Darbeciler” tezini güçlendirir ÅŸekilde yazı yazdığı ve bu yazıda da, “her ne kadar yönetenler farklı konuÅŸsalar da halkın inanmadığı” tezini savunarak, FETÖ’nün medya yapılanmasının amacına uygun davrandığı, FETÖ’ye karşı yapılan iÅŸlemleri itibarsızlaÅŸtırma gayretiyle doÄŸrudan FETÖ’ye yardım ettiÄŸi deÄŸerlendirmesi yapıldı.

“15 Temmuz’daki haberin saati rastlantı deÄŸil”

Sözcü gazetesi muhabiri Bekir Gökmen Ulu’nun 15 Temmuz 2016 günü saat 16.25’de, “Sözcü ErdoÄŸan’ı buldu” baÅŸlıklı haberinin, gazetenin internet sitesinde yayımlandığı bilgisi verilen gerekçeli kararda, haber içeriÄŸinde CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın kaldığı yer, koruma, ulaşım gibi konularda detaylı bilgiler verildiÄŸi ve ErdoÄŸan’ın kaldığı yerin her açıdan fotoÄŸrafının servis edildiÄŸi anlatıldı.

Gerekçeli kararda, bu haber ve sanıkla ilgili şu değerlendirme yapıldı:

“Haber saati itibarıyla, FETÖ fiili olarak harekete geçmeden sanığın, Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaÅŸkanının bulunduÄŸu yeri aniden haber yapması, her ne kadar CumhurbaÅŸkanının Marmaris’te olduÄŸu yönünde bazı yerel basında haberler çıksa da, CumhurbaÅŸkanının o ana kadar bulunduÄŸu coÄŸrafi yerin ayrıntılı mevkisi ve konumunun kamuoyunca bilinmediÄŸi, bilindiÄŸi üzere örgüt üyelerinin birkaç saat sonra Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik silahlı kalkışmaya giriÅŸtikleri, Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca yürütülen soruÅŸturmalarda darbeyi planlayan FETÖ üyelerinin CumhurbaÅŸkanını almak istedikleri sırada bulunduÄŸu yerle ilgili arayışlarının olduÄŸu, bunun bilinmemesi/tespit edilmemesi halinde, bulmalarına yarayacak baÅŸka planlarının olduÄŸuna dair bilgilerin elde edildiÄŸi, bir anlık kalkışmaya halkın destek vermesi ihtimali göz önüne alındığında haberin halkı yönlendirmeye açık olduÄŸu, aynı ÅŸekilde kalkışmaya katılan örgüt üyesi askerlerin de iÅŸini kolaylaÅŸtırmaya yarayan içeriÄŸin olması, özellikle haberin yapılış saatinin rastlantı olmayacağı göz önüne alınarak sanığın FETÖ’nün içindeki hiyerarÅŸik yapıya dahil olmamakla birlikte bu örgüte bilerek – isteyerek yardım ettiÄŸi kanaatine varılmıştır.”

Yılmaz, Çetin, Arı ve Yücekaleli

Sözcü gazetesinde çıkacak her türlü haberin kontrol ve onayının Genel Yayın Yönetmeni sanık Metin Yılmaz’a baÄŸlı olduÄŸu aktarılan gerekçeli kararda, sanık Yılmaz’ın basın kanunundaki cezai sorumluluÄŸu gereÄŸi FETÖ’nün içindeki hiyerarÅŸik yapıya dahil olmamakla birlikte bu örgüte bilerek – isteyerek yardım ettiÄŸi kanaatine varıldığı bildirildi.

Gazetenin internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni olan sanık Mustafa Çetin ile internet sitesi Haber Koordinatörü Yücel Arı’nın da aynı ÅŸekilde sorumlu oldukları belirtilen gerekçeli kararda, Sözcü gazetesinin baÄŸlı bulunduÄŸu Estetik Yayıncılık isimli ÅŸirketin muhasebe görevlisi Yonca Yücekaleli hakkında da, “Vergi Denetleme Kurulu BaÅŸkanlığı’nın 2 Aralık 2016 tarihli raporundaki kayıtlara göre, Burak Akbay’ın ve Estetik Yayıncılık isimli ÅŸirketin banka hesaplarında yapılan incelemelerde tespit edilen para transferlerinin ÅŸirkette muhasebe görevlisi olması sebebiyle sanık tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸi, ÅŸirketin ve ÅŸirkete baÄŸlı yargılama konusu gazetenin mali iÅŸlerini yönettiÄŸi, yönetim tarzının FETÖ’ye baÄŸlı kurum ve kuruluÅŸların yönetimiyle birebir aynı olduÄŸu, gazetenin FETÖ’nün esaslı amaçları doÄŸrultusunda hareket edildiÄŸi dikkate alınarak sanığın FETÖ içindeki hiyerarÅŸik yapıya dahil olmamakla birlikte bu örgüte bilerek – isteyerek yardım ettiÄŸi kanaatine varılmıştır.” ifadesi kullanıldı.

Olgun’un beraati

“Sözcü ErdoÄŸan’ı buldu” baÅŸlıklı haberin yayımlandığı 15 Temmuz 2016’da gazetenin internet sitesi Yazı Ä°ÅŸleri Müdürü olan sanık Mediha Olgun’un, çıkan haberlerden cezai sorumluluÄŸunun bulunduÄŸu belirtilen gerekçeli kararda, bu sanığın Ä°stanbul Emniyet Müdürlüğünde 2 Ocak 2017 tarihli beyanına vurgu yapıldı.

Olgun’un, “Sözcü ErdoÄŸan’ı buldu” baÅŸlıklı haberi, haber koordinatörü Yücel Arı’nın isteÄŸiyle halen cezaevinde bulunan Bekir Gökmen Ulu tarafından yapıldığını ve Sözcü gazetesi internet yayın yönetmeni Mustafa Çetin’in bilgisi dahilinde yayınlandığını söylediÄŸi anlatılan gerekçeli kararda, Olgun’un “…Bu ve bu tarz haberler benim onayımdan geçmemektedir….” ÅŸeklinde beyanda bulunduÄŸu aktarıldı.

Gerekçeli kararda, şüpheli sıfatıyla ifade veren sanıklar Mustafa Çetin ve Yücel Arı’nın da Olgun’un beyanlarını doÄŸruladığı ifade edildi.

Kararda, gazetenin internet sitesinde çıkan haberin, sanığın kontrolü ve bilgisi dışında çıktığının anlaşıldığı belirtilerek, isnat edilen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle sanığın beraatine karar vermek gerektiği kaydedildi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir