Taliban’ın 2001’de alıkoyduÄŸu gazeteci Ridley: Batı medyası gerçeklikle ilgisi olmayan görüntülerle dünyayı yanıltıyor

Ä°ngiliz gazeteci Ridley, Batı medyasında Afganistan’daki gerçeklikle ilgisi olmayan çok sayıda görüntü olduÄŸunu belirterek, “Ya dünyanın geri kalanını yanıltmayı seçiyorlar ya da Batı’nın cehaletiyle dünyanın yanıltılmasına yol açıyorlar.” dedi.

Afganistan’da 2001 yılında Taliban tarafından yakalanan ve 11 gün alıkonulan Ä°ngiliz gazeteci ve yazar Yvonne Ridley, Afganistan’daki son geliÅŸmelere iliÅŸkin görüşlerini AA muhabirine anlattı.

Ridley, tüm dünyanın Afganistan’da olup bitenler hakkında merak içerisinde olduÄŸunu belirterek, “Batı medyasında gerçekten korkunç ve dramatik manÅŸetler var. Bence bu, sahada neler olduÄŸuna dair yanıltıcı bir izlenim veriyor.” diye konuÅŸtu.

Taliban’ın geçmiÅŸte Afganistan’ı yönetme hırsı olmadığını ve bölgeyi ilgilendiren uluslararası diplomasiyi anlamamak gibi büyük hatalar yaptığını ifade eden Ridley, Taliban’ın bugün daha az yıpratıcı ve daha kapsayıcı göründüğünü söyledi.

Ridley, tanınmış uluslararası gazetecilerin de aralarında bulunduÄŸu birçok basın mensubunun Afganistan hakkında gerçek dışı propaganda yaptığını vurgulayarak, “Batı medyasında Afganistan’daki gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan çok sayıda görüntü, film ve çekim var. Ya anlıyorlar ve dünyanın geri kalanını yanıltmayı seçiyorlar ya da Batı’nın kibir ve cehaletiyle, dünyanın geri kalanının yanıltılmasına yol açıyorlar. Bu tür tehlikeli propagandalar, sadece son günlerde Kabil havaalanında ortaya çıktığını gördüğümüz korku dolu ve kaotik sahneleri körüklüyor.” ifadelerini kullandı.

Ä°nsanların korkularını yok saymadığını dile getiren Ridley, “Yüzlerindeki bakış ve korku elle tutulur cinsten ve gerçek. Bunun farkındayım çünkü Taliban tarafından alıkonulduÄŸumda tam olarak böyle hissetmiÅŸtim, onlardan çok korkmuÅŸtum. Bu korkunun farkındayım ama ben de bir propaganda kurbanıydım. Dönemin ABD BaÅŸkanı George W. Bush ve Ä°ngiltere BaÅŸbakanı Tony Blair bize, bunların acımasız, kötü insanlar olduÄŸunu ve kadınlardan nefret ettiÄŸini söylemiÅŸti. Ä°lk geceyi saÄŸ atlatacağımı bile düşünmüyordum.” açıklamasında bulundu.

“Ä°ÅŸin içinde bir sürü baÄŸnazlık, önyargı ve ırkçılık var”

Ridley, Taliban’ın kentte kontrolü ele almasının ardından Kabil havaalanında yaÅŸananlara deÄŸinerek, ÅŸunları kaydetti:

“Bu görüntüler gerçekten zor. Batılı izleyiciler, önce hepsinin çıkmasını istiyor, sonra ise ‘bunlar koyu tenli insanlar, sakalları var, onları ülkemizde istiyor muyuz’ diye düşünüyorlar. Ä°ÅŸin içinde bir sürü baÄŸnazlık, önyargı ve ırkçılık var. Hem Taliban’ı eleÅŸtirmek isteyen hem de Afganların Ä°ngiltere’ye gelmesini arzu etmeyenler çok karışık duygulara sahip. Yani vaziyet korkunç. Ä°ngiltere, ABD ve diÄŸer ülkeler iÅŸaretleri fark edip bu insanları dışarı çıkarmalı, haftalar önce onları çıkarmak için düzenlemeler yapmalılardı. Batı’nın ‘ÅŸaşırdık’ demesinin oldukça samimiyetsiz olduÄŸunu düşünüyorum. Görüntüler kimseye bir iyilik yapmıyor, çok kötü bir tanıtım. Batı için, Taliban için de iyi bir görünüm deÄŸil, beyin göçü var, en iyi profesyonellerinden bazılarını kaybediyorlar. Öte yandan ayrılmak isteyen herkesin gitmesine izin verilmesi gerektiÄŸini düşünüyorum. Ancak Pakistan’daki arkadaÅŸlarım bana çok büyük bir Afgan mülteci akını beklediklerini ama bunun henüz gerçekleÅŸmediÄŸini söyledi. Yani Kabil’deki insanlar paniklese de kırsaldakiler daha çok ‘bekleyip görelim’ diye düşünüyorlar.”

Kadınların Taliban yönetimi altında eÄŸitim görmediÄŸine dair tartışmalara da deÄŸinen Ridley, “Taliban, kadınların eÄŸitiminin üniversite seviyesine kadar devam edeceÄŸine dair güvence verdi. Vaatlerini yerine getirmelerini umalım ama bazı gerçeklerden de bahsetmek lazım. 20 yıllık ABD ve NATO iÅŸgali nelere yol açtı? Sahadaki gerçeklere bakalım. Ãœniversiteler sözde herkese açık. Gerçek ÅŸu ki Afgan kadınlarının yüzde 2’si üniversiteye gidiyor. Bunlar da ayrıcalıklı, seçkin kadınlar. Kimin baÅŸta olduÄŸu önemli deÄŸil, onlar her zaman baÅŸarılı olacaklar ve onlar adına mutluyum. Ama Afgan kadınlarının yüzde 84’ü hala okuma yazma bilmiyor. Bu bir baÅŸarı hikayesi deÄŸil.” dedi.

Bazı insanların deÄŸiÅŸimin zaman alacağını savunduÄŸunu ifade eden Ridley, eski Zimbabwe Devlet BaÅŸkanı Robert Mugabe’nin 20 yılda Zimbabwe kadınlarını tüm Afrika’nın en eÄŸitimlileri haline getirmesini örnek göstererek, “Mugabe bile baÅŸarabildiyse, Batı, Afgan kadınlarına verdiÄŸini söylediÄŸi tüm güç ve desteÄŸe raÄŸmen bunu neden gerçekleÅŸtiremedi? Nedenini söyleyeyim. Çalışan sınıflara yardım etmekle ilgilenmedikleri için.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

“Taliban sözüne sadık kalmazsa asla affedilmeyecek”

Ridley, Taliban’ın vaatlerini yerine getirmesi gerektiÄŸinin altını çizerek, “Taliban sözüne sadık kalmazsa asla affedilmeyecek. Sözlerinizi duyduk. Åžimdi onu uyguladığınızı görelim. Sadece büyük ÅŸehirlerin zengin, güçlü, nüfuzlu kadınlarını deÄŸil, tüm kadınları onurlandırdığınızı görelim. Bu vaadi, Afgan kadınlarına, ÅŸimdiye kadar seslerini duyuramayan milyonlarca Afgan kadınına sunun.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Afganistan’da Müslümanlık adı altında kötü muameleye maruz kalan birçok kadın olduÄŸunu dile getiren Ridley, “Ä°slam’dan bahsediyorlar. Bir Müslüman olarak biliyorum ki Ä°slam’da zorla evlilik diye bir ÅŸey yoktur. Afganistan’daki bu kültürel uygulamalardan kurtulmak lazım. Ä°slami deÄŸerleri öne çıkaracaksanız zorla evlendirmelerden kurtulun. Aile içi ÅŸiddeti suç saymaya baÅŸlamak bir baÅŸlangıç olabilir.” ifadelerini kullandı.

Ridley, Taliban’ın hatalarını görmek için 20 yılı olduÄŸunu, bu sebeple özellikle imzaladıkları Doha AnlaÅŸması’nın da etkisiyle Afganistan’ın terörizmin merkezi olmasına izin vermeyeceklerine inandığını söyledi.

ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık varlığının, bu ülkenin bir ulus kurucu olmadığını bir kez daha kanıtlandığını ifade eden Ridley, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biliyorsunuz, askeri kampanyalarına 2 trilyon dolar harcadılar, Afganistan’da eÄŸitime, saÄŸlık hizmetlerine veya refaha 1 trilyon dolar harcadıklarını hayal edin. Ama bunun yerine orduya 2 trilyon dolar harcadılar, Taliban için bir ordu yarattılar ve Taliban’ın artık bir Hava Kuvvetleri var. 20 yılı Taliban’dan kurtulmak için harcadılar. Ve yaptıkları ÅŸey, geri getirip onlara bir ordu vermek.”

Ridley Taliban’ı övmek gibi bir amacı bulunmadığını, ideolojilerinin takipçisi olmadığını belirterek, “Ben yalnızca doÄŸruları söyledim. Ä°nsanların bundan hoÅŸlanmadığını görüyorum, insanlar bundan rahatsız oluyor. DoÄŸruyu söylediÄŸim için özür dileyemem.” dedi.

Afganistan’ın bölgedeki ticaretin önemli bir parçası olma potansiyeli taşıdığının altını çizen Ridley, “Afgan kadınlarının enkazdan çıktığını, güçlü ve bağımsız olduÄŸunu görmek istiyorum. Görmek istediÄŸim ÅŸey bu. Afganistan’dan farklı bir anlatı veren baÅŸka görüntüler görmek istemiyorum. Bu ülkenin barışa kavuÅŸmasının zamanı geldi, kendini yeniden inÅŸa etmesinin zamanı geldi. Afgan halkına bir ÅŸans verin ve büyük oyunu unutun. Yeni bir Afganistan’ın enkazdan yükseldiÄŸini görelim.” diye konuÅŸtu.

Yvonne Ridley, 2001’de Pakistan’dan Afganistan’a geçmeye çalışırken Taliban tarafından yakalanmıştı. Ä°ngiliz gazeteci, Taliban tarafından 11 gün alıkonulmasının ardından serbest bırakılmıştı.

Ridley, Taliban ile yaÅŸadığı deneyimi anlatan bir kitap dahil bir dizi esere imza attı. Ridley, Suriyeli kadın mahkumlara yönelik insani yardım çalışmaları ve Arakanlı mültecilere karşı iÅŸlenen savaÅŸ suçlarının kanıtlarının toplamasına yardımcı olması sebebiyle 2019’da Nobel barış ödülüne aday gösterildi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir