Türkiye’nin ilk yerli aşısı TURKOVAC ile bilimsel bilgi teknolojiye dönüştürüldü
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Akdoğan, bilimsel bilginin üretilmesi ve bunun teknolojiye dönüşmesinin çok önemli olduğunu, dolayısıyla artık Kovid-19 özelinde bunun teknolojiye çevrilmesi gerektiğini belirtti.
SaÄŸlık Bakanlığı, Türkiye SaÄŸlık Enstitüleri BaÅŸkanlığı (TÃœSEB) ve Erciyes Ãœniversitesi iÅŸ birliÄŸi ile geliÅŸtirilen ilk yerli inaktif Kovid-19 aşısı “TURKOVAC”ın yaygın kullanım öncesi son aÅŸama olan Faz-3 çalışmalarına ilk gönüllülerin aşılanmasıyla baÅŸladı.
Pandeminin ilan edildiÄŸi ilk günden bu yana salgınla mücadelenin kilit taşı olan aşı çalışmaları, SaÄŸlık Bakanlığı ile TÃœSEB’in koordinasyon ve desteÄŸiyle gerçekleÅŸtirildi.
Salgını kontrol altına alabilecek formüller arasında, bilimsel altyapısı, teknolojisi ve AR-GE aÅŸamasından nihai ürüne kadar her basamağı ülkeye ait olacak ilk Kovid-19 yerli aşısı “TURKOVAC”, TÃœSEB’in bilimsel ve mali destekleriyle birçok paydaÅŸ ve bilim insanının özverili çalışmalarıyla geliÅŸtirildi.
“Faz-3 çalışması 40 bin 800 gönüllüyle devam edecek”
TÃœSEB BaÅŸkanı Prof. Dr. Erhan AkdoÄŸan, AA muhabirine, SaÄŸlık Bakanlığının e-Nabız’a eklediÄŸi “Aşı Çalışması İçin Gönüllü Ol” butonu üzerinden bugüne kadar yaklaşık 900 bin baÅŸvuru alınan, belirlenen tıbbi kriterleri saÄŸlayan aday gönüllü sayısı ise 40 bin 822 olan aşının Faz-3 çalışmalarına iliÅŸkin bilgi verdi.
Geçen yılın mart ayında Kovid-19 süreciyle beraber TÃœSEB’in öncelikli olarak aşı projelerini fonlamaya, desteklemeye baÅŸladığını belirten AkdoÄŸan, halihazırda 7 projenin desteklendiÄŸini, sürecin devam ettiÄŸini aktardı.
AkdoÄŸan, bunun yanı sıra özellikle Kovid-19 tanı merkezlerinin kurulması noktasında da TÃœSEB’in çok aktif bir rol aldığını, 400’den fazla personelle 20 kovid tanı merkezinde test süreçlerinin devam ettiÄŸini ifade ederek, ÅŸunları kaydetti:
“7 desteklenen yerli aşı projesinden Faz-1, Faz-2 çalışmaları TÃœSEB sponsorluÄŸunda, desteÄŸiyle devam eden Erciyes Ãœniversitesindeki Prof. Dr. Aykut Özdarendeli hocamız tarafından geliÅŸtirilen ve Sayın CumhurbaÅŸkanımızın tensip ve takdirleriyle ismi TURKOVAC olarak belirlenen aşımızın, ilk yerli aşımız olarak Faz-3 çalışmasına geçildi. Bu çalışmamız gerçekten büyük bir emek sonucu ortaya çıktı. Size ÅŸunu söyleyebilirim, en az 200’den fazla kiÅŸinin bu sürece katkı saÄŸladığını görüyoruz ve süreç de aslında devam ediyor. Faz-1 çalışmalarında 40, Faz-2 çalışmalarında 250 gönüllü alındı ve Faz-3 çalışması 40 bin 800 gönüllüyle devam edecek. Gönüllü alımı baÅŸladı ve ÅŸu anda devam ediyor. Gönüllü olmak için belki dünyada ilk defa yapay zeka tabanlı olarak e-Nabız sistemimizden ki dünyanın en güçlü dijital saÄŸlık sistemlerinden bir tanesi e-Nabız, gönüllüler alınıyor ve bu yapay zeka tabanlı karar destek sistemiyle beraber dışlanma kriterleri olarak tarif ettiÄŸimiz sonuçlarla beraber gönüllerden, ‘Gönüllü olabilir misin? Olamaz mısın?’ın cevabını öncelik olarak bu algoritma veriyor. Daha sonra da gönüllü olmak isteyen vatandaÅŸlarımıza birkaç tane anket sorusu sorularak ne kadar etkili bir gönüllü olduÄŸuna dair de bir veri oradan çıkmış oluyor. Bundan sonra tekrar bir manuel deÄŸerlendirme süreci ortaya çıkıyor ve gönüllülük süreçleri baÅŸlamış oluyor.”
Çalışma 30 merkezde yapılacak
Prof. Dr. Erhan AkdoÄŸan, çalışmanın 30 merkezde devam edeceÄŸini, klinik araÅŸtırmanın koordinatörlüğünü Hacettepe Ãœniversitesinden Prof. Dr. Serhat Ãœnal’ın üstlendiÄŸini aktararak, “Tabii bunun bir ön süreci var etik kurullar SaÄŸlık Bakanlığımızın Türkiye Ä°laç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun da burada onayıyla beraber bu çalışmanın baÅŸladığını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra yurt dışında da Faz-3 çalışmaları yapılacak. Bu noktada özellikle Azerbaycan, Kırgızistan ve Pakistan’da Faz-3 çalışmalarının yapılabileceÄŸini söylemek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Bu konuda bazı ülkelerle de görüşmelerin devam ettiğini, bilimsel çalışmanın sonucunda gerekler yerine geldiği anda acil kullanım onayına da geçilebileceğini dile getiren Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bilimsel bilginin üretilmesi ve bunun teknolojiye dönüşmesi çok önemli bir ÅŸey. Bu süreçte bizim bilim adamları olarak şöyle bir tanımlamamız vardır; bugünün bilimi yarının teknolojisi olur. Dolayısıyla artık Kovid-19 özelinde bu bilimsel bilgiyi teknolojiye çevirdik dememiz gerekiyor. Åžu anda tabii bu özellikle laboratuvar ortamında veyahut da küçük ölçekte üretilen aşının büyük ölçek çalışmalarında baÅŸarılı olundu. Ãœretime devam ediliyor. Faz-3 çalışması bittikten sonra daha seri üretime geçmemiz gerekiyor. Burada biz TÃœSEB olarak çok güzel ve Türkiye’de ilk defa yeni modeller de geliÅŸtirdik.”
AkdoÄŸan, sürecin iÅŸ birliÄŸi içerisinde olan kurum ve kuruluÅŸların eÅŸgüdümü kapsamında devam ettiÄŸini ifade ederek, “Yani biz bir teknolojiye ulaÅŸmış durumdayız bu müjdeyi milletimize vermekten hem mutluluk hem de gurur duyuyorum.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
“GeleceÄŸe çok umutla bakıyoruz”
Prof. Dr. AkdoÄŸan, “Özellikle ülke olarak savunma sanayinde yakalamış olduÄŸumuz müthiÅŸ bir baÅŸarı var. Yani çok kısa sırada yüzde 25 yerlilik oranlarını yüzde 75’lere bunu taşıyabildik. SaÄŸlık için de ÅŸu anda aynı, müthiÅŸ bir konsantrasyonla devam ediyoruz ve buna ne kadar ehemmiyet verilmesi gerektiÄŸi bir kez daha ortaya çıkmış durumda. Bu noktada Türkiye’de bilimsel bilgi noktasında herhangi bir sıkıntımız yok. Bizim çok güçlü bir saÄŸlık ekosistemimiz var.” diye konuÅŸtu.
Şehir, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinin klinik araştırmalarının, çalışmaların yapılmasında büyük bir güç olduğuna işaret eden Akdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Ãœniversitelerimiz biyoteknolojik araÅŸtırmaların yapılmasında büyük bir güç ve bunların doÄŸru ÅŸekilde fonlanması ve bir strateji çerçevesinde hareket etmeleri noktasında çok iyi bir yoldayız. Hızlı bir biçimde bu alanı da geniÅŸletiyoruz. Dolayısıyla bunun bir sonraki adımı teknoloji ve bu noktada biz pandemi sürecinde ilaç noktasında ve aşı noktasında ne kadar hızlı hareket edebildiÄŸimizi, fabrikalarımızı üretim tesislerimizi ne kadar hızlı bir biçimde yapılandırabildiÄŸimizi, Türk insanının o pratikliÄŸi o ince zekası, o ferasetiyle beraber ne kadar hızlı bir biçimde aksiyon alabildiÄŸini görmüş ve müşahede etmiÅŸ oluyoruz. O nedenle geleceÄŸe çok umutla bakıyoruz. Bu noktada çok ciddi stratejik yol haritaları belirlenmiÅŸ durumda. Bunlar izleniyor ama Kovid-19 buna ayrı bir ivme getirdiÄŸinde bütün dünya için söylememiz lazım ülkemiz için de söylememiz lazım. Bu noktada çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
Kaynak: AA