Varank: Türkiye ile Birleşik Krallık’ın iş birliği AB pazarlarındaki rekabetçi konumumuzu korumada önemli
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Türkiye ile Birleşik Krallık’ın, ekonomi, bilim ve teknoloji alanlarındaki iş birliğini güçlendirmesinin AB pazarlarındaki rekabetçi konumumuzu korumak bakımından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Birleşik Krallık Ticaret Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen Birleşik Krallık Teknoloji Haftası etkinliğinde video konferans yöntemiyle yaptığı konuşmada, etkinliği bilim, teknoloji, ticaret ve yatırım alanlarında güncel bilgi paylaşımlarının ve iş birliklerinin zemini olarak gördüğünü söyledi.
Kovid-19 salgınıyla dijitalleşme ve teknolojik dönüşümün hızlandığını anımsatan Varank, yeni dönemin şartlarına uyum sağlamak ve getirdiği fırsatları değerlendirmeerektiğine dikkati çekti.
Varank, Birleşik Krallık’ın, Brexit sürecinde Türkiye’nin de içinde bulunduğu 60’tan fazla ülkeyle ticarette devamlılık anlaşması imzaladığına ve bunların 1,2 trilyon dolarlık ticareti kapsadığına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
“İngiltere, üretim ve tedarik zincirleri bakımından bizim de en büyük ticaret ve yatırım ortaklarımızdan biri. Özellikle, ihracatımızın lokomotifi olan Türk otomotiv sanayisiyle beyaz eşya ve hazır giyim sektörleri için çok önemli bir pazar. Türkiye, Birleşik Krallık’ın ‘Ready to Trade’ sloganıyla Brexit sonrası dönemde ticaretini ve yatırımlarını geliştirmeyi hedeflediği 13 ülkeden birisi. İngiltere de ülkemizin ticaretini geliştirmek istediği ve desteklediği ‘hedef ve öncelikli ülkeler’ arasında yer alıyor. Ticaret hacmimizin önümüzdeki dönemde güçlenerek büyüyeceğine inanıyoruz.”
“Yatırımcıları Türkiye’nin yükselen cazibesinden istifade etmeye davet ediyorum”
Türkiye ekonomisinin salgın sürecinde güçlü sanayi altyapısı sayesinde iyi bir performans sergilediğini belirten Varank, “Türkiye ekonomisi, 2020’yi IMF tahminlerine göre yüzde 1,2, JP Morgan’a göre ise yüzde 1,9 pozitif büyümeyle tamamlayacak. 2020 son çeyreğinde imalat sanayi üretimi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 10’un üzerinde artış kaydederek G-20 ülkeleri arasında Türkiye’yi zirveye taşıdı.” diye konuştu.
Varank, imalat sanayi PMI endeksi ve OSB’lerdeki elektrik tüketimi gibi öncü göstergelerin de 2021’de sanayi üretimi ve yatırımlardaki artış eğiliminin güçlü bir şekilde süreceğini gösterdiğini ifade etti.
“Pandemi sürecinde küresel tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar, Türkiye’nin Avrupa ve MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) pazarlarına yakınlığı bakımından coğrafi konumunun önemini oldukça artırdı.” diyen Varank, gıdadan temel sanayi ürünlerine kadar, uluslararası taahhütlerini aksatmayan Türk firmalarının zorlu dönemde başarılı bir sınav verdiğini vurguladı.
Varank, yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacakları hukuk ve ekonomi alanındaki reform gündemiyle Türkiye’yi uluslararası yatırımcılar bakımından çok daha cazip kılmayı hedeflediklerine dikkati çekerek, “Tüm yatırımcıları Türkiye’nin yeni dönemde yükselen cazibesinden istifade etmeye davet ediyorum. Bakanlık olarak, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizle birlikte her türlü kolaylığı sağlamaya ve gerekli ortamı oluşturmaya hazırız.” dedi.
“Dönüşümü avantaja çevirebiliriz”
AB’deki gelişmeleri de yakından izlediklerini anlatan Varank, salgınla birlikte AB’nin sanayinin ekolojik ve dijital dönüşümüne yönelik strateji çalışmalarına hız verdiğine, bunu da ekonomik toparlanmanın bir aracı olarak gördüklerine işaret etti.
Varank, sanayinin dönüşümü ve emisyon azaltımı faaliyetlerinin getireceği maliyet karşısında, üretimin üçüncü ülkelere kaymasını önlemek amacıyla AB’nin “Sınırda Karbon” ve “Döngüsel Ekonomi” düzenlemelerini hayata geçirdiğini belirterek, “AB’deki bu gelişmeleri iyi okur ve gerekli önlemleri zamanında hayata geçirebilirsek bu dönüşümü büyük bir avantaja çevirebiliriz. Bu anlamda, Türkiye ile Birleşik Krallık’ın, ekonomi, bilim ve teknoloji alanlarındaki iş birliğini güçlendirmesinin AB pazarlarındaki rekabetçi konumumuzu korumak bakımından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye olarak yenilikçi politikalarla yeni bir büyüme hikayesi yazmak istediklerini vurgulayan Varank, katma değerli üretim ve kritik teknolojilerde atılım yapmayı sağlayacak yol haritalarını hayata geçirdiklerini anlattı.
Varank, 2021-2025’te Türkiye’nin yapay zeka alanındaki çalışmalarını ortak zemine oturtacak Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni hazırladıklarını belirterek, Bakanlığın destek ve teşvik mekanizmalarını, ulusal politikaları destekleyecek şekilde, çözüm odaklı olarak yeniden kurguladıklarını dile getirdi.
“Cömert bir teşvik sistemimiz var”
İnovasyon ve büyümede nitelikli beşeri sermayenin önemine işaret eden Varank, Türkiye’deki mevcut kabiliyetleri daha da geliştirecek insan kaynağına yönelik çalışmalardan bahsetti.
Varank, Türkiye’yi uluslararası bir Ar-Ge ve inovasyon merkezine dönüştürmek için ekosistemi nitelik ve nicelik olarak sürekli geliştirdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Teknoparklardaki firmalara, özel sektörün kurduğu Ar-Ge merkezlerine ve küme yapılanmalarına cazip imkanlar sunuyoruz. Kümelenme programları kapsamında yenilenebilir enerji ve çevre teknolojileri alanlarında Birleşik Krallık ile önümüzdeki dönemde yeni iş birlikleri tesis etmeyi hedefliyoruz. Gelin, sunduğumuz imkanlardan en iyi şekilde faydalanın, inovatif faaliyetlerinizi çok daha verimli bir şekilde ülkemizde yürütün. Teknoparklar ve araştırma altyapılarımızın kapıları sizlere ardına kadar açık.”
Türkiye’de yatırım yapan ve katma değer oluşturan tüm girişimleri yerli veya yabancı ayırt etmeden ülkenin bir değeri olarak gördüklerinin altını çizen Varank, “Teknolojik dönüşümü sağlayacak yüksek ve orta-yüksek teknoloji içeren yatırımların desteklenmesi amacıyla iş yapma ortamını daha yatırımcı dostu hale getirecek pek çok yeni düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Doğrudan yabancı yatırımları da teşvik eden oldukça cömert bir teşvik sistemimiz var. Hedeflerimize ulaşmada her türlü uluslararası iş birliğine açığız.” diye konuştu.
“Birleşik Krallık’tan yatırımcıları ülkemizdeki teknoloji tabanlı girişimlere yatırıma davet ediyorum”
Varank, fon sahibi uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki teknoloji tabanlı erken aşama girişimlerine yatırım yapmalarını kolaylaştırıcı yeni mekanizmalar geliştirdiklerini belirterek, bu amaçla Girişim Sermayesi Destekleme Programı, Bölgesel Kalkınma Fonu, Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonu gibi yenilikçi çalışmalar başlattıklarını anımsattı.
Bu mekanizmaları dizayn ederken odağa alınan ülkeler arasında Birleşik Krallık’ın da yer aldığını söyleyen Varank, “İngiltere, 77 unicorn ile ABD ve Çin’den sonra en çok unicorn çıkaran ülke. Girişim sermayesi fonlarının şirketlere yaptıkları yatırımlarda ise 13,2 milyar dolarla ABD’nin ardından ikinci sırada geliyor. Birleşik Krallık menşeli yatırımcıları ve girişim sermayesi fonlarını, ülkemizdeki erken aşama teknoloji tabanlı girişimlere yatırım yapmaya ve sunduğumuz teşvik mekanizmalarından yararlanmaya da davet ediyorum.” çağrısını yaptı.
“Uzay teknolojilerini birlikte geliştirebiliriz”
Varank, uzay alanında da uluslararası iş birliğinin yoğun olarak görüldüğünün altını çizerek, Türkiye’nin uzaydaki yol haritası olacak “Milli Uzay Programı”nda 10 yıllık vizyon ve stratejik hedefleri ortaya koyduklarını hatırlattı.
Programın başarıya ulaşması ve sürdürülebilirliği açısından uluslararası iş birlikleri geliştirmek gerektiğini anlatan Varank, şöyle devam etti:
“Bu kapsamda, uzay ve havacılık sanayimizi güçlendirecek, uzaya bağımsız erişim imkanı sağlayacak tesis ve teknolojileri birlikte geliştirebilir, insan kaynağımızı artırabiliriz. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda da teyakkuzda olmamız gerekiyor. Bu doğrultuda, 2017’den bu yana Antarktika’daki bilimsel faaliyetlerimize hız kazandırdık. Kıtada geçici bilim yerleşkemizi kurduk. Birleşik Krallık Kutup Araştırma Kurumu ve Rothera Bilim Üssü ile ortak çalışmalar yapabilmek amacıyla TÜBİTAK aracılığıyla görüşmeler başlattık. Nihai hedefimiz, kalıcı bilim üssümüzü kurarak danışman ülke konumuna geçmek. Bu alanda Birleşik Krallık’ın vereceği desteği önemsiyoruz.”
Varank, iki ülkenin AB’nin uluslararası Ar-Ge programlarına katıldığını ve Türkiye’nin bu programda en fazla iş birliği yaptığı 5’inci ülkenin Birleşik Krallık olduğunu ifade ederek, “96 milyar avro bütçeyle yürütülecek Ufuk Avrupa Programına katılım sağlamamız halinde özellikle yeşil mutabakat, döngüsel ekonomi, dijital dönüşüm, yapay zeka, ulaşım, akıllı şehirler, çevre, enerji ve sağlık alanlarında ortak iş birlikleri gerçekleştirebiliriz.” dedi.
Kaynak: AA