Yabancı yatırımcılar normalleşme adımlarıyla alışa geçti

Yabancı yatırımcılar normalleşme adımlarıyla alışa geçti

Yabancı yatırımcılar normalleşme adımlarıyla alışa geçti

Yurt dışında yerleşik kişiler geçen hafta yaklaşık son üç yılın en güçlü hisse senedi ve DİBS alımını yaparken, analistler, söz konusu varlıklara gösterilen talepte ekonomi yönetiminin attığı normalleşme adımlarının önemi rol oynadığını ifade ediyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Haftalık Menkul Kıymet Ä°statistikleri’ne göre yabancılar 2 Ekim haftasında 131 milyon dolarlık hisse senedi, 479,1 milyon dolarlıkta Devlet İç Borçlanma Senedi (DÄ°BS) aldı.

Yabancıların geçen hafta yaptığı hisse senedi alımları 17 Ocak 2020 haftasından, DİBS alımları da 2 Şubat 2018 haftasından bu yana en güçlü performans olarak kayıtlara geçti. Toplamda yaşanan 610,1 milyon dolarlık alım ise 26 Ocak 2018 haftasından bu yana en çok fon girişinin yaşandığı haftaya işaret etti.

Yurt dışında yerleşik kişilerin 25 Eylül itibarıyla 20 milyar 770,8 milyon dolar olan hisse senedi stoku, geçen hafta 20 milyar 980,6 milyon dolara yükselirken, DİBS stoku ise 5 milyar 365 milyon dolardan 5 milyar 916,9 milyon dolara çıktı.

Bununla birlikte yabancılar yılbaşından bu yana 5 milyar 580 milyon dolarlık hisse senedi, 7 milyar 221 milyon dolarlık DİBS satarken, yıl başından bu yana bu varlıklarda yaşanan fon çıkışı 12 milyar 801 milyon dolar oldu.

Yabancıların gerçekleştirdiği alımlar dönüş sinyali olabilir

Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek, konuya iliÅŸkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Türkiye’de son iki hafta içerisinde TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) gelen haber akışının, bilhassa da BDDK nezdindeki baÅŸlıkların yabancı yatırımcı nezdinde karşılık bulduÄŸunu görmek mutluluk verici.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Geçen haftaki alımların algı açısından da sinyal etkisi taşıdığını belirten Gödek, 2020’de DÄ°BS’lerde yaÅŸanan yaklaşık 14 milyar dolarlık portföy çıkışıyla DÄ°BS içerisindeki yabancı payının yüzde 3’lere dek gerilediÄŸini ancak, son gelen verilerde ise repo dahil iÅŸlemlerin 479 milyon dolar net alıma iÅŸaret ettiÄŸini kaydetti.

Gödek, yabancıların DİBS içerisindeki payının böylece 40 baz puan artışla yüzde 3,7’ye yükseldiğine dikkati çekerken, bu gelişmede çeyrek sonu işlemlerinin ve pozisyon ayarlama isteğinin etkisinin olabileceği uyarısında da bulundu.

Tüm çıkışların sona erdiÄŸini ve bundan sonraki sürecin pozitif seyredeceÄŸini söylemek için henüz erken olduÄŸunu dile getiren Gödek, “Ancak, Hazine’nin ÅŸubattan bu yana çıktığı ilk yurt dışı borçlanma ile birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde atılan adımların karşılık bulduÄŸu düşüncesinin teyit edildiÄŸini en azından ÅŸu an için söylemek yanlış olmayabilir. Buradan sonra sürecin benzer ÅŸekildeki adımlarla geliÅŸmesi portföy akımlarının da eÄŸilimi açısından belirleyici olacak.” ifadelerini kullandı.

Orta vadede yabancı talebindeki olumlu seyir devam edebilir

AA Finans Analisti ve stratejist Cüneyt Paksoy da, “Özellikle TCMB ve BDDK’nın adımları sonrası Türkiye sermaye piyasalarıyla ilgili fırsatlar ve bankacılık sektörünün tarihi cazip deÄŸerleme seviyelerinde olduÄŸuna dair raporlar görmekteyiz. Bu baÄŸlamda geçen hafta borsa ve özellikle DÄ°BS tarafında 2018 başından beri en güçlü haftalık giriÅŸ yaÅŸanması tesadüf deÄŸildir. Arkası kesilmedikçe öncü bir sinyal olarak görülebilir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Hisse senedi ile DÄ°BS’lerdeki alımların devamının ve yabancı oranındaki artışın özellikle kur ile faiz tarafındaki dengelenmeyle artacağını ifade eden Paksoy, ekonomi yönetiminin atacağı adımlarla birlikte yabancı yatırımcının algısının olumlu yönde deÄŸiÅŸeceÄŸini kaydetti.

Paksoy, “TCMB’nin fiyat ve finansal istikrar paralelinde sıkılaÅŸtırmacı tarafta kalması, BDDK’nın normalleÅŸme adımlarını tamamlaması, yapısal reform kararlılığı ve üretimle büyüme hikayesinin masada kalması ile birlikte jeopolitik risk baÅŸlıklarının da ılımlı bir tona gelmesiyle yabancı yatırımcı algısının pozitif deÄŸiÅŸimi mümkün olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Bu süreçte biraz daha seçici ve hikaye odaklı bir sermaye dağılımının mevcut riskler baz alındığında daha rasyonel göründüğünü dile getiren Paksoy, şunları kaydetti:

“Kovid-19 salgınıyla birlikte Türkiye de diÄŸer geliÅŸen ülkelerle aynı baskı altında kalırken, DÄ°BS ve hisse senedi tarafında ciddi yabancı satışları ve pay azalımları ile karşı karşıya kaldı. Mevcut durumda DÄ°BS ve banka hisseleri baÅŸta olmak üzere iÅŸlem derinliÄŸi olan büyük hisselerde ucuzluÄŸun getirdiÄŸi hikayeye baÄŸlı olumlu bir yabancı algısının orta ve uzun vadede kademe kademe realize olması beklenebilir.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir