YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar: Üniversitelerde örgün eğitim yüz yüze başlayacak

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar Üniversitelerde örgün eğitim yüz yüze başlayacak
YÖK BaÅŸkanı Prof. Dr. Özvar, “2021-2022 eÄŸitim ve öğretim yılında salgının geliÅŸme seyri ve ilgili kurum ve kuruluÅŸların uyarıları da dikkate alınarak üniversitelerde örgün eÄŸitim yüz yüze baÅŸlayacaktır.” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) BaÅŸkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Hacettepe Ãœniversitesi Beytepe Kampüsü Tunçalp Özgen Kongre ve Kültür Merkezi’nde üniversite rektörleriyle ilk kez bir araya geldiÄŸi programda, “Yükseköğretim Kurulunun geleceÄŸe dair yeni vizyonunu” açıkladı.
Konuşmasında yeni eğitim-öğretim yılı üzerinde değerlendirmelerde bulunan Özvar, neredeyse son 1,5 yıl boyunca Kovid-19 salgını nedeni ile yükseköğretimde olağanüstü anlamda ciddi güçlükler ve değişimler ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
Özvar, “Salgın sürecinde öğrendiklerimiz, yükseköğretimin klasik deÄŸerlerini deÄŸiÅŸtirmemiÅŸ olabilir. Ama bu salgının pek çok sektöre olduÄŸu gibi çalışma, üretme ve bilgiyi aktarma biçimimize ciddi etkileri oldu.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Özvar, şöyle devam etti:
“Dijital okuryazarlıktan, çevrim içi ders anlatma tekniklerine, çevrim içi dersleri desteleyecek nitelikte ders notlarından farklı materyallere, çevrim içi konferanslar ve seminerlere, çok ÅŸey öğrendik. Ve hız kazandık. Ãœniversitelerimiz yöntem, içerik ve nitelik anlamında ciddi çalışmalar gerçekleÅŸtirdiler. Ama net olarak ifade etmek isterim ki baÅŸta CumhurbaÅŸkanlığımız ve SaÄŸlık Bakanlığımız olmak üzere ilgili tüm kurumların desteÄŸi ve kararları çerçevesinde halihazırdaki önceliÄŸimiz yüz yüze eÄŸitimdir.”
“Ãœniversite yönetimlerini kutlamak isterim”
Kovid-19 salgınının başlamasıyla birlikte ilk haftalardan itibaren Yükseköğretim Kurulu ve üniversitelerin hızla hareket ederek gerekli tedbirleri almayı başardıklarına işaret eden Özvar, üniversitelerde kurulan koronavirüs komisyonları ile de sahada sürecin basiretle yönetildiğini vurguladı.
Geçen yıl YÖK tarafından üniversiteler ve farklı kurum ve kuruluÅŸlarla görüşülerek hazırlanan Küresel Salgında Yeni NormalleÅŸme Süreci Kılavuzu’nun üniversitelere salgın sürecinde eÄŸitimin devam edebilmesi için çerçeve kararlar sunduÄŸunu dile getiren Özvar, üniversitelerin ilgili kurulları tarafından salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programların farklı uygulamaları özelinde planlama yapılması gerektiÄŸi belirtilerek, üniversite senatolarının karar almada yetkili kılındığını hatırlattı.
Buna karşılık üniversite yönetimlerinin mahalli ÅŸartları dikkate alarak programlarına dair hızla yeni düzenlemelere giderek bir yandan saÄŸlık öncelikli politikalar devreye soktuÄŸunu, diÄŸer yandan eÄŸitim-öğretimin aksamaması için gerekli alt yapı yatırımlarını olgunlaÅŸtırdıklarını anlatan Özvar, “Ãœniversite yönetimlerini, bu olaÄŸanüstü ÅŸartlarda faaliyetlerini aksatmadan ve kesintiye uÄŸratmadan yürütebilmiÅŸ olmaları dolayısıyla Yükseköğretim Kurulu BaÅŸkanı olarak kutlamak isterim.” dedi.
“Ãœniversitelerde örgün eÄŸitim yüz yüze baÅŸlayacaktır”
Kampüslerin tüm ülkede kapanmanın yaşandığı günler hariç açık kaldığını, uygulamalı eğitimlerin bir kısmı ile Ar-Ge çalışmalarının üniversitelerde devam ettiğini aktaran Özvar, hibrit yani karma eğitim modeliyle, çevrim içi uygulamalarla birlikte tedbirler alınarak yüz yüze uygulamalı eğitimlerin de sağlık programları başta olmak üzere çeşitli programlarda yapılabildiğini dile getirdi.
Yine de küresel salgının eğitim ve öğretim süreçlerinde hasarlar oluşturduğunun bir gerçek olduğunu kaydeden Özvar, şöyle devam etti:
“Bu yıl, yani 2021-2022 eÄŸitim ve öğretim yılında salgının geliÅŸme seyri ve ilgili kurum ve kuruluÅŸların uyarıları da dikkate alınarak üniversitelerde örgün eÄŸitim yüz yüze baÅŸlayacaktır. Bununla birlikte yükseköğretim kurumlarımızla koordinasyonun saÄŸlanabilmesi için salgının seyrine göre harmanlanmış eÄŸitim modeli de örgün programlarda halen olduÄŸu gibi kullanılmaya devam edebilecektir. Özellikle uygulamalı eÄŸitimlerin gerekli tüm tedbirler alınarak yüz yüze yapılmasının saÄŸlanması program kazanımlarının elde edilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Teorik derslerin ise salgının seyrine göre yüz yüze veya belirli bir oranda uzaktan öğretimle verilebileceÄŸini hatırlatmakta yarar görmekteyim.”
“Riskler belirlenmeli ve buna göre önlemler alınmalıdır”
YÖK BaÅŸkanı Özvar, kampüslerde eÄŸitim faaliyetlerinin yanı sıra akademik araÅŸtırmalar, çeÅŸitli hizmetler ve idari faaliyetler de yürütüldüğüne iÅŸaret ederek, “Dolayısıyla yükseköğretim kurumları tarafından salgının kontrolünde sadece eÄŸitim yönünden deÄŸil faaliyet alanlarına göre de riskler belirlenmeli ve buna göre önlemler alınmalıdır.” ifadesini kullandı.
Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtların yönetiminin Gençlik ve Spor Bakanlığı uhdesinde olduğunu hatırlatan Özvar, YÖK Başkanlığı olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile temas ettiklerini ve yurtların kullanımı konusunda gerekli açıklamaların yapılmasını beklediklerini söyledi.
Yükseköğretim kurumlarının salgın dönemlerinde yüz yüze eğitimde riski azaltacak ve yayılmayı engelleyecek bazı koşulları sağlaması gerektiğini belirten Özvar, bu doğrultuda dünyada da çeşitli kurum ve kuruluşların enfeksiyonla mücadele için çeşitli önerilerde bulunduğunu ve uygulamaya başladığını aktardı.
Salgının bölgesel ve yerel seyrinin de farklılık gösterebildiğini, yerel otoritelerle yakın iletişimde olunmasının salgının yayılmasının önlenmesi ve kontrolü anlamında önem taşıdığını vurgulayan Özvar, şu bilgileri verdi:
“Dolayısıyla üniversitelerimizden, salgın süreçlerinde eÄŸitim ve öğretimin uygulanmasına yönelik plan yapmaları ve farklı programlar ve uygulamalar için farklı tedbirleri hayata geçirmeleri beklenmektedir. Yükseköğretim Kurulu olarak kampüs ve yerleÅŸkeler için Kovid-19’a yönelik tedbirleri içeren bir Güvenli Kampüs kılavuzu ile eÄŸitim öğretim süreçlerine yönelik ikinci bir rehber, bu yıl güncellemelerle birlikte çerçeve kararlarımızı içeren bu iki rehber uygulamalarda yol gösterici olacaktır. Alınan kararları da içeren bir web sitesi de anlık takipler için yardımcı olacaktır.”
Kampüs ve yerleşkelerdeki Kovid-19 önlemleri
Erol Özvar, yüz yüze eğitime hazırlanırken akademik ve idari personel ile öğrencilerin aşılanmalarının tamamlanmasının teşvik edilmesinin, ayrıca sosyal ve ortak kullanım alanlarında alınması gereken tedbirlere riayet edilmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Kampüs ve yerleÅŸkelerde maske ve mesafe kurallarına uyulması, yurtlarda mümkünse aşılı kiÅŸilerle aşısız kiÅŸilerin ayrı yerlerde kalmasının saÄŸlanması, aşısız bireylerin PCR takiplerinin yapılması, belirti gösterenler için izolasyon odalarının bulundurulması ve hem yurt hem de yerleÅŸkelerde tıbbi danışmanlık verilebilmesi, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ders saatlerinin sınırlı tutulması blok derslerin yapılmaması, mutlaka ara vererek dersliklerin havalandırılmasının saÄŸlanması basit gibi görünen ancak salgının yayılmasını azaltmada büyük önem taşıyan önlemlerdir. Havalandırma koÅŸulları iyi olmayan amfi ve dersliklerle laboratuvarlarda maksimum kiÅŸi sayısı ve kapasitenin aşılmaması, öğrencilerin gruplara bölünmesi de yine önemli uygulamalardır.”
Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün bilgi kirliliÄŸi salgınına dikkat çektiÄŸini, salgın yönetiminde toplumda kanaat önderleri ile birlikte çalışmayı önerdiÄŸini ve maneviyatın desteklenmesinin önemine iÅŸaret ettiÄŸini aktaran Özvar, Amerika’da pek çok üniversitede akıl ve ruh saÄŸlığı açısından danışmanlık hizmetlerinin de verildiÄŸini söyledi.
Özvar, “Küresel salgının, gençlerimiz ile akademik ve idari personelimiz üzerinde oluÅŸturduÄŸu olumsuz etkileri en aza indirmek, avantajları görmelerini saÄŸlamak öncelikli görevlerimiz arasında yer almalıdır. Ãœniversiteler olarak salgınla mücadelede Ar-Ge çalışmalarımıza hız vermeli, çok disiplinli çalışmalı, sosyal bilimlerle birlikte bilgi kirliliÄŸi ile mücadeleye destek vermeli, toplumumuzun ve gençlerimizin yanında olmalıyız.” diye konuÅŸtu.
“Birkaç gün içinde yayınlanmasını beklediÄŸimiz genelgelerle netliÄŸe kavuÅŸacaktır”
Salgınla mücadelenin bitmediÄŸini vurgulayan Özvar, “BaÅŸkalarına karşı sorumluluk taşıdığımızı unutmadan ve birbirimizi destekleyerek inÅŸallah bu afetten de kurtulacağız.” diye konuÅŸtu.
Kampüslerin geçen senelerde olduÄŸu gibi yine açık olduÄŸunu, kütüphane ve diÄŸer imkanlardan üniversite yönetimlerinin belirleyeceÄŸi usullerle öğrencilerin istifade etmeye devam edeceÄŸini aktaran Özvar, “Salgınla mücadele ve mahallinde yükseköğretimi baÄŸlayacak kararlar ilgili bakanlıkların bugüne kadar aldığı kararlar ile kısmen açıklığa kavuÅŸmuÅŸtur ve ilgili diÄŸer hususlar da birkaç gün içinde yayınlanmasını beklediÄŸimiz genelgelerle netliÄŸe kavuÅŸacaktır.” dedi.
Erol Özvar, yeni dönemde YÖK Başkanlığı ile üniversitelerin daha katılımcı ve yakın iletişim ile yükseköğretim hayatına birlikte katkı sağlayacaklarına inandığını dile getirdi.
Üniversiteler ile daha yakından, belki bölgesel yakınlıklar dikkate alınarak belirli zamanlarda başkanlık olarak bir araya gelmeyi ve çalışmayı planladıklarını bildiren Özvar, bu programı yakında ilan edeceklerini belirtti.
“Ãœniversitelerimiz arasında devlet ve vakıf ayrımı yoktur”
“En önemli kamu hizmeti olarak deÄŸerlendirdiÄŸimiz eÄŸitim-öğretim hizmeti vermek bakımından üniversitelerimiz arasında devlet ve vakıf ayrımı yoktur.” deÄŸerlendirmesinde bulunan Özvar, nasıl ki kamu hizmeti bölünemezse kurumların da bölünemez olduÄŸuna dikkat çekti.
Özvar, “EÄŸitim-öğretimin kaliteli verildiÄŸi, ilmi çalışmaların ödüllendirildiÄŸi ve nihayet topluma duyarlı hizmetlerin üretildiÄŸi bütün kurumlarımız hepimizce takdire ÅŸayandır. Bugüne kadar yapılan hizmetleri devam ettirmeyi ve yenilerini onların üzerine koymayı bir vazife telakki ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Niçin üniversitelerimizin dünya ölçeÄŸinde bir baÅŸarı hikayeleri olmasın?” sorusunu yönelten Özvar, “Ben kendi adıma her bir kurumumuzun böyle bir hikayeyi inÅŸa edecek kapasite ve potansiyele sahip olduÄŸuna inanıyorum. Kadim kültür ve medeniyetimizden intikal eden zengin ilmi miras bize bir kez daha muvaffakiyetin ipucunu veriyor. Yeter ki çok çalışalım.” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’a kendisini YÖK BaÅŸkanlığına atadığı için teÅŸekkür eden Özvar, toplantının amacının yüksek öğretim kurumlarının yeni akademik yıl ve eÄŸitim faaliyetleri hakkında istiÅŸarelerde bulunulması olduÄŸunu kaydetti.
Özvar, Türkiye’de bugün itibarıyla 127 devlet ve 73 vakıf üniversitesi ile 4 vakıf meslek yüksekokulunda 8 milyon öğrencinin eÄŸitim aldığını aktararak, “Yeni vizyonumuzun ana hatlarını yükseköğretimde büyük veri, istihdam odaklı üniversiteler, akademik üretkenlik, güçlü akademik performans, üniversite-sanayi iÅŸ birliÄŸine dair yeni modeller, üniversitelerimizin uluslararası etkileÅŸimleri ve nihayet son yılların önemli bir terminolojisi olan bilgi diplomasisinin yaygın kullanılması oluÅŸturacak.” diye konuÅŸtu.
Analitik projelerin baÅŸarılı olabilmesi için iyi liderlerin öncülüğünde veri, teknoloji ve istatistiki bilgilerin önemli rol oynadığına dikkati çeken Özvar, “Yükseköğretime dair elimizde olan devasa miktardaki veriden faydalanabilmek ve üniversitelerimizi küresel bilimsel rekabette güçlendirecek ÅŸekilde dönüştürebilmek ve yönlendirebilmek ancak bu büyük verinin tahlil edilmesiyle mümkün olacaktır. Ä°nanın, bunu baÅŸarmak üniversitelerimizde çok güçlü bir dönüşüm yaratacaktır diye düşünmekteyim.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
“Ãœniversitelerden istihdamı özel bir odak haline getirmeleri beklenecek”
Özvar, yeni dönemde yükseköğretim kurumlarından istihdamı özel bir odak haline getirmelerinin bekleneceğini bildirerek, şöyle devam etti:
“Yeni dönemde bir diÄŸer önemli konumuz, Türkiye’de iÅŸ gücü piyasası ve üniversitelerimizin kendi mezunlarının istihdamlarını izleyen bir yönetim anlayışını harekete geçirmek olacaktır. Ãœniversitelerimizde mezun takip sistemlerinin özenle ve hızla hayata geçirilmesi, bu sistemlere sahip üniversitelerimizde ise aktif hale dönüştürülmesi ve daha iÅŸlevsel kılınmasını dilemekteyim. Ayrıca, bugün ülkemizde de kar amacı gütmeyen birçok organizasyon bu takip sistemlerinin kurulmasında ve iÅŸlemesinde üniversitelerimize katkı verebilmektedir. Yükseköğretim Kurulu olarak paydaÅŸ kurum ve kuruluÅŸlarla tam bir uyum ve eÅŸgüdüm içinde üniversitelerimizin, ülkemizin istihdam kapasitesine nasıl daha nitelikli katkı saÄŸlayacağı sorusu etrafında bir dizi çalışmalar baÅŸlatacağımızı buradan ilan etmek isterim.”
Özvar, istihdam için klasik üniversite eÄŸitim anlayışının dışında hem sırada hem sahada eÄŸitim-öğretimin güncele hızla taşınması gerektiÄŸini dile getirerek, “Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarımızın tüm programlarında alan yeterliklerini de dikkate alarak farklı disiplinlerden seçmeli dersler alınmasına imkan verecek düzenlemeleri yapmaları ve mümkün olduÄŸunca bu seçimlik ders oranını artırmaları elzem hale gelmektedir.” ifadesini kullandı.
Kaynak: AA