Bahçeli: İdlib meselesi çözülmeli

Bahçeli İdlib meselesi çözülmeli
MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli, “Ä°dlib meselesi çözülmelidir. Rusya, rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliÅŸtirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün deÄŸil.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisini takip eden muhabirlerle sohbetinde hem bölgesel gelişmeler hem de iç politikaya ilişkin soruları cevaplandırdı.
Ä°ran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD’nin saldırısı sonucunda öldürülmesinde uluslararası hukuka dikkati çeken Bahçeli, ABD’nin yaklaşımının doÄŸru olmadığını söyledi.
“Yani siz kalkar bir ülkenin yetkilisini öldürmeye yeltenirseniz ve bu bir alışkanlık ve uygulama alanı bulan bir anlayış haline dönüşürse o zaman dünya ne olacak?” sorusunu yönelten Bahçeli, “Her terörist faaliyet içerisinde bulunanları ayıklama kabiliyetiniz de yoksa o zaman bir devletin mensuplarının bir baÅŸka ülke tarafından öldürülmesi çok farklı bir uluslararası tartışmayı meydana getirir.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, ‘3. Dünya savaşına doÄŸru mu gidildiÄŸi’ yolundaki bir soru üzerine tüm sorunların diplomasi ile çözüme kavuÅŸturulmasa gerektiÄŸinin altını çizerek şöyle devam etti:
“1. ve 2. Dünya savaÅŸlarının acı tecrübeleri sonucunda hiçbir milletin ve ülkenin kabulde kolaylığı olmayan bir savaÅŸ hali olur. Bu nedenle sorunu daha farklı bir noktada çözmenin, diplomatik yaklaşımlarla uzlaÅŸma zemininde halletmenin yollarının bulması lazım. Yoksa ‘böyle devam etti, bir üçüncü dünya savaşı gelsin’ temennisi OrtadoÄŸu’yu daha karmaşık bir hale getirmekle kalmaz, dünyayı da aynı hale getirir. Bunu telaffuz etmemek gerekir.”
Ä°ran’ın 176 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi uçağı yanlışlıkla vurduÄŸu açıklamasına da tepki gösteren Bahçeli, “Misilleme olsun diye bir füze attılar, bir uçaÄŸa rast geldi ve 176 kiÅŸi hayatını kaybetti. Böyle bir mücadele olmaz, olmaması lazım.” diye konuÅŸtu.
Bahçeli, terörün uluslararası tanımı konusunda ortak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:
“Terörün beslendiÄŸi kaynakların kurutulması, özellikle finans kaynaklarını, silah alım gücünü daraltmak lazım. Teröre destek veren ülkelerin bu destekten vazgeçmeleri lazım. Bu böyle geliÅŸmediÄŸi taktirde yarın ne olacağını kestirmek çok zor olur. Bakın, 2003 yılından bu yana Irak’ta neler oluyor… Suriye’de neler olacağı belli deÄŸil. Libya karışıyor. Ama bütün bunların yanında çatışma alanı olarak bilinen 8 ülke var. 8 ülkenin içerisinde de ülke yöneticilerinin deÄŸiÅŸik suçlamalarla iktidardan ayrılmasını saÄŸlayacak tarzda toplumsal hareketler baÅŸlıyor. Yarın bunlar yaygınlaşır.”
“Hiçbir ülke ‘Fransa, ne oluyor sana’ sorusunu sormuyor”
Fransa’daki sokak hareketlerine de deÄŸinen Bahçeli, şöyle konuÅŸtu:
“Hala polislerin nasıl davrandığı, halkın buna karşı neler yapmak istediÄŸi ortada. Ama hiçbir ülke ‘Fransa ne oluyor sana? Libya ile ilgileniyorsun, Irak ile Suriye ile ilgileniyorsun da kendi halkınla niye ilgilenmiyorsun. Çatışma yönünü hafifletecek tedbirleri niye almıyorsun’ sorusunu da sormuyor. Bunu Fransa Devlet BaÅŸkanı da kendi kendisine soramıyor.”
Türkiye’nin Orta DoÄŸu politikasına destek
Türkiye’nin Orta DoÄŸu’yu doÄŸru okuyan bir siyaset takip ettiÄŸini belirten Bahçeli, “Emperyal anlayışın Türkiye hududunda bir terör devleti kurma gayesine son veren bir anlayışla hareket edilmiÅŸtir.” dedi.
Devlet Bahçeli, Türkiye’nin Orta DoÄŸu’nun muhtelif ülkelerinde meydana gelen tartışmalarda, yol gösterici, itidal tavsiye eden ve zaman zaman da çözüm arayışına giren bir ülke konumunda olduÄŸunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Libya arasında bir koridor oluÅŸturmak suretiyle orada bazı ekonomik menfaatlerin peÅŸinde koÅŸan ülkelere, ‘Türkiye’nin müsaadesi olmadan hiçbir ÅŸey yapamazsınız’ mesajını ortaya koymuÅŸtur. Bu tabii bazı çevreleri rahatsız etmiÅŸtir. Kimleri rahatsız etmiÅŸtir? BaÅŸta Mısır’ı, diÄŸer yandan Batı Avrupa ülkelerini rahatsız etmiÅŸtir, ABD’yi rahatsız etmiÅŸtir. Åžimdi de orada Libya’nın üzerinde Türkiye’nin oluÅŸturduÄŸu zemini bozmak için darbeci bir generalin arkasına takılarak Türkiye’yi mahkum etmeye çalışmaktadırlar.”
Türkiye’nin baÅŸarılı bir diplomasi yürüttüğünün altını çizen Bahçeli, “Åžu an için Moskova’dan kaçan ama Berlin’de yakalanan bir Hafter ile Türkiye zannediyorum Libya’daki ateÅŸkesi de baÅŸaracaktır. Oranın huzur içerisinde olmasını, Libyalıların birlikte yaÅŸadıkları, ülke bütünlüğünün korunduÄŸu bir Libya’nın oluÅŸmasına katkı saÄŸlayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Irak Meclisinin ABD askerlerinin ülkeden çekilmesi kararını da deÄŸerlendiren Bahçeli, ABD’nin bu iradeye saygı göstermesi gerektiÄŸini vurguladı. Bahçeli, “Irak Meclisi ‘ABD artık sen git’ diyor. ABD eÄŸer her ülkedeki iradeye saygı göstermeyi prensip kabul eden bir anlayışla davranıyorsa çekip gitmesi lazım. Ama ‘ben gitmem, çıkmam buradan’ diyor. Böyle bir sakat anlayışı hiçbir ülkenin kabul etmemesi gerekir. Bugün Irak’ta bunun sonucunu alırsa her gittiÄŸi yerden çıkmama anlayışında olur. O zaman ne yapacağız, dünyayı bir ülke mi yönetecek?” diye konuÅŸtu.
Devlet Bahçeli, Irak Anayasasının gözden geçirilerek toprak bütünlüğüne dayanan, siyasi düşünceleri bir araya getiren, demokratik yaklaşımla halka dayalı bir yönetimin teşekkül ettirilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Esad’ı göndermek, yerine halkı getirmek lazımdır”
Suriye’de yeni bir Anayasanın yazılması gerektiÄŸine iÅŸaret eden Bahçeli, “O Anayasaya göre de baÅŸta Suriye’nin toprak bütünlüğü olmak üzere, orada yaÅŸayan halkın temsil kabiliyetinin olduÄŸu bir demokratik seçimle Esad’ı göndermek, yerine halkı getirmek lazımdır.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
MHP Genel BaÅŸkanı Bahçeli, MÄ°T BaÅŸkanı Hakan Fidan’ın Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu’nun başındaki Ali Memlük ile görüştüğünün hatırlatılmasına ÅŸu karşılığı verdi:
“Türkiye büyük bir devlettir. Önemli kurumları vardır. Bu kurumlarda yetiÅŸmiÅŸ çok güçlü elemanları vardır. Bunların Türkiye’nin geleceÄŸi açısından, bekası açısından muhtelif temaslar içerisine girmeleri, bir baÅŸka devletle iliÅŸkiye girmek yerine Türkiye’nin çıkarlarını planlayan bir anlayışa sahip olduklarını ifade ederek kabul etmek lazımdır. Bu konuda hükümet direkt temas kurmasa da birçok yerlerle temasa geçebilecek bir durumda olması lazımdır. Bu görüşmelerde mahsurlu bir taraf yoktur.
Ama, ‘İlle de siz görüşünüz’ gibi bir inada bindirilerek bir baÅŸka siyasi amaç hedefleniyorsa, benim ÅŸu an için gördüğüm, tanıdığım Sayın Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın bu çaÄŸrılara uyarak Esad denilen cani ile oturup görüşeceÄŸine ihtimal vermiyorum. Ä°dlib meselesi çözülmelidir. Rusya, rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliÅŸtirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün deÄŸil.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’la yakın zamanda bir görüşme yapıp yapmayacaklarına yönelik soru üzerine Bahçeli, “Her zaman görüşme ihtimalimiz söz konusu olabilir. Çünkü Cumhur Ä°ttifakı’nın iki önemli kanadıyız. Yeri gelir görüşürüz, yeri gelir birbirimizi dinleriz, yeri gelir biraz sabırlı hareket ederiz. Siyasi iktidarın takip ettiÄŸi politikaları biz de yakından izleriz ve ona göre de Türkiye’nin geleceÄŸi hakkında birtakım kanaatlere sahip olabiliriz. Ama her zaman görüşeceÄŸiz diye bir kural yok.” diye konuÅŸtu.
Sınırı ve kapsamı planlanarak görüşmenin olamayacağının da altını çizen Bahçeli, “O bakımdan bu baÅŸka türlü anlayışlara da sebebiyet verebilir. Biz ittifaktayız, koalisyonda deÄŸiliz.” dedi.
Ä°YÄ° Parti Genel BaÅŸkanı Meral AkÅŸener’in “Esad’la görüşürüm” sözlerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, “Vallahi isabet olur. Bu kadar hevesli birisini de görmedim yani. Esad’a da çok yakın yani gidebilirler. Çok uzak deÄŸil Reyhanlı’dan sonra Halep, sonra Åžam. Esad orada.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerektiÄŸi sözlerine de şöyle açıklık getirdi:
“AraÅŸtırma komisyonunda ısrar etmek ve herkesi oraya da davet etmekte eÄŸer çok kuÅŸku verici davranışlarının üzerini örtmek gibi bir çabaları yoksa zaten bir anlamı olmaz. Kalkıp 5 partiyi bir araya getirdik Mecliste, ne yapacağız hepimiz savcılık mı yapacağız, hakimlik mi yapacağız, kolluk kuvvetlerinin mensupları mı olacağız, birtakım olayları yakından izleyecek tarzda geçmiÅŸte olduÄŸu gibi dinleme falan bu tür iÅŸler mi yapacağız? Böyle ÅŸey olmaz. Bir de bunu çok saptırıyorlar. Ä°ÅŸte zaten bizi düşündüren, CHP’ye olan güvenimizi sarsan nokta burasıdır.”
Bahçeli’den yurtta sulh konseyi vurgusu
15 Temmuz’un arkasındaki yurtta sulh konseyine iÅŸaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Konsey kavramını ele aldığınızda bu bir tek kiÅŸi anlamına gelmez. Konsey kavramının içine neyi dahil etmek istiyorsanız onlar oradadır. Bunların içerisinde darbeyi yapan askerler olduÄŸu gibi darbecilerle hareket eden siviller, bürokratlar olabilir. Darbe baÅŸarılı hale gelirse de ülkeyi yönetecek bir yönetim kadrosunun bulunması lazım. Åžimdi böyle bir durumu biz araÅŸtırıyoruz. Birkaç örnek vermek istiyorum. Türkiye’de yapılan ilk ihtilal 27 Mayıs darbesidir. Bu darbe emir komuta zinciri içinde oluÅŸmuÅŸ bir darbe deÄŸildir. Böyle bir darbeden sonra bunlar bir Milli Güvenlik Komitesi oluÅŸturmuÅŸlardır. Ä°ÅŸte bu komitenin birçok ismi hemen hemen hepsi asker. Yani diyorlar ki, ‘Darbeyi biz yaptık, ülkeyi biz yöneteceÄŸiz. Biz de bir Milli Birlik Komitesi oluÅŸturduk bu yönetecek’. Peki bu komite nasıl yönetecek, bir hükümet oluÅŸturmaları lazım.”
26 Mart 1971-11 Aralık 1971 tarihleri arasında 33’üncü hükümetin görev yaptığını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bu hükümet halktan iradeyle mi gelmiÅŸ? Bu tarihlerde seçim mi olmuÅŸ, seçimlerde bu kabineyi oluÅŸturan ÅŸahıslar aday mı olmuÅŸ? Mesela bakın, BaÅŸbakan Nihat Erim. CHP’den istifa ettirilerek baÅŸbakan yapılan kiÅŸidir. EÄŸer 12 Mart’ta netice alamamış olsalardı, bunların içinde siyasi uzantı kimlerdir diye sorduÄŸunuzda o zaman Nihat Erim baÅŸta gelir. Devlet Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Atilla KaraosmanoÄŸlu bağımsız ama bürokrat. EÄŸer 12 Mart’ta bu beÅŸ general baÅŸarılı olmasaydı bunların hepsini tutuklayıp, adaletin önüne koyup, o zamanki ÅŸartlarda idam falan da geçerliydi, müebbet de vardı, hepsini cezalandırdınız. Peki ben o zaman siyasetin içerisinde olsaydım, deseydim ki bunların içinde siyasi ayak hangisidir? Bir konsey var ama bir siyasi ayak da var. Yani siyasi katılımla ülkeyi yönetmeye talip olmuÅŸ, muhtıracılarla uzlaÅŸmış bir siyasi kadro var. Bu siyasi kadro kimdir diye sorduÄŸumuzda eÄŸer bunlar bakan olmasaydı bilemezdik kim olduÄŸunu. Ama ÅŸimdi biliyoruz.”
Bahçeli, müebbet cezası almış Silivri ve Sincan cezaevlerinde bulunan askerlerin başarılı olsaydı hükümeti kimle kuracaklarını sorduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“CumhurbaÅŸkanları kim olacaktı, baÅŸbakanları kim olacaktı? Yurtta sulh konseyinin unsurları kimler olacaktı? Bunlar hangi partide varsa ortaya çıkartın diyoruz. FETÖ’nün uzantısı siyasi ayağı bunlar olsa gerektir diyoruz. Yoksa ÅŸunlar ÅŸunlar vardı, bunları açıklayınız gibi ifadeler var. Biz nereden açıklayacağız polis miyiz biz? Siyasi ayağı öğrenebilmek için 15 Temmuz’daki darbeyi baÅŸarılı kılabilecek bir geri dönüş mü yapalım? Yurtta sulh konseyi kimlerden oluÅŸuyor görmek için Türkiye’deki siyah beyaz filmi geriye çevirip yeniden mi oynatalım? Ama diyoruz ki kim bunlar kardeÅŸim? CHP’nin içinde varsa çıkartın, MHP’nin içinde varsa çıkartın, bürokraside varsa çıkartın, saÄŸdan soldan görevlendirilmiÅŸler varsa çıkartın. Bazılarını ABD görevlendirmiÅŸ adı bağımsız… Biz bunu soruyoruz. Yoksa CHP’nin kuracağı komisyonun üç üyesiyle bu iÅŸ olmaz.
15 Temmuz’un ruhuna inmiÅŸ, onlarla geçmiÅŸte münasebetleri olan insanlar yurtta sulh konseyini benden çok daha fazla tanıyor olsa gerektir. Biz de diyoruz ki bunu çıkartın, hangi partideyse çıkartın. Ama istismarından artık vazgeçin. Çorbacıyla, tatlıcıyla artık uÄŸraÅŸmayın. Bunlarla uÄŸraşın. Bunların hepsini geçmiÅŸteki olaylara bakarak söylüyoruz.”
CHP Sözcüsü Öztrak’a sordu
CHP Sözcüsü Faik Öztrak’a Ä°lhan Öztrak ile akrabalığını soran Bahçeli, “12 Eylül’de Devlet Bakanı Ä°lhan Öztrak deÄŸil miydi? Bir tanesi var Mehmet ÖzgüneÅŸ, hem 27 Mayıs’ta var hem 12 Eylül’de var. Adam joker.” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 12 Eylül başarılı olunca bu isimlerin hükümet olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“BaÅŸarısız olsalardı askerler gerekli cezaya muhatap olurken bu isimler geldikleri yere saklanmış olsalardı o zaman bunun da siyasi ayağını araÅŸtırıp duracaktık. Åžimdi siyasi ayağı sorup duruyorsun Faik Öztrak. Yahu ÅŸu amcana bir bak bakalım kimdir. Bu siyasi ayak mıdır yoksa baÅŸka bir ayak mıdır? Onun için siyasi ayak kavramını saptırarak, efendim bir siyasi iktidarın içinde efendim ÅŸu kadar vardı ile uÄŸraÅŸmaya gerek yok.”
Bahçeli, bu sorunun kendilerine deÄŸil Sincan’da yatan 40’ın üzerinde orgeneral, tuÄŸgeneral, korgenerale sorulması gerektiÄŸini, bu askerlerin içinde GüneydoÄŸu Anadolu’da sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirilme listesinde yer alanlar bulunduÄŸuna dikkati çekerek, “Bu insanlara neden sormuyorsunuz?” diye konuÅŸtu.
Devlet Bahçeli, “Siz darbeyi yaptınız ama devleti yönetecek halde misiniz deÄŸil misiniz? YönetemeyeceÄŸinizi anladığınız an sivil kadrodan yararlanacak mıydınız? Var ise bunlar kimdi? Daha açık bir soru soruyorum: Yurtta sulh konseyinin asker kesimi bugün Silivri’de, Sincan’da. Burada bir itiraz var mı? Peki sivil bölümü nerede? Çankaya’da mıdır, Bahçelievler’de midir, Ä°stanbul’da mıdır? Neredeyse bulun diyoruz.” dedi.
Yurtta sulh konseyi sadece askerlerden oluÅŸmuÅŸ olsaydı adına “yurtta sulh konseyi” mi, yoksa “milli birlik komitesi”, “silahlı kuvvetler gücü” ya da “silahlı kuvvetler konseyi” mi denileceÄŸi sorusunu yönelten Bahçeli, şöyle devam etti:
“Yurtta sulh konseyi dediÄŸinize göre, bu kavramı ilk kullananın arkasına saklanmayı bana anlatın bakalım. Bu tabir Mustafa Kemal Atatürk’e aittir. Konseyin ismini böyle koyarak, bir vaizin Atatürk’ün arkasına saklanarak orduyu, sekiz ayağı nasıl mahvettiÄŸini niye anlatmıyorsunuz? Söylemek istediÄŸimiz konu budur. Bu konu iyi anlaşılmalı ve araÅŸtırılmalı.”
“Hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz”
Bahçeli, CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun terör örgütü PKK ve PYD’ye yönelik sözlerine iliÅŸkin bir rapor hazırladıklarını belirterek, bu dosyayı savcılara ileteceklerini söyledi.
KılıçdaroÄŸlu’nun “Demirtaş’ın hapiste ne iÅŸi var” sözlerine tepki gösteren Bahçeli, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:
“DoÄŸru hapiste ne iÅŸi var. Tiyatro dururken orada ne iÅŸi var. Sonra bunun tiyatrosuna hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz? Kemal KılıçdaroÄŸlu, Ekrem Ä°mamoÄŸlu, Selahattin DemirtaÅŸ. DemirtaÅŸ cezaevinde bari tiyatroya gittiÄŸinizde deÄŸerli bir artistle yan yana otursaydınız da hanımlar evde sizi seyretseydi. Güzelce sormuÅŸ KılıçdaroÄŸlu, DemirtaÅŸ’ın ne iÅŸi var hapiste. Askerin ne iÅŸi var Libya’da, askerin ne iÅŸi var Suriye’de, askerin ne iÅŸi var Kandil’de, DemirtaÅŸ’ın ne iÅŸi var hapiste. Bu nasıl bir üsluptur.”
Bahçeli, KılıçdaroÄŸlu’nun FETÖ davalarından ceza alan bir grup gazetecinin isimlerini Adana mitinginde “Bir grup gazetecinin ismini okuyacağım, hep beraber burada diyelim tamam mı?” ÅŸeklinde telafuz etmesini eleÅŸtirerek, “Burası Harp Okulu’nun birinci sınıfı mı, Harp Okulu’nun açılış töreni midir? Harp Okulu öğrencilerinin hep beraber ‘Buradayız’ dediÄŸi isim Mustafa Kemal Atatürk’tür. Kemal KılıçdaroÄŸlu bunlar hiç mi aklına gelmiyor, bunları sana kim söyletiyor?” diye konuÅŸtu.
“AK Parti’de 120-180 arasında Bylock kullanan” olduÄŸunu iddia eden KılıçdaroÄŸlu’nu bu isimleri açıklamaya çağıran Bahçeli, “Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına götür ver. EÄŸer vermiyorsan biz sana suç duyurusunda bulunacağız, gel tıpış tıpış ayaklarınla bunların isimlerini ver diyeceÄŸiz.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, KılıçdaroÄŸlu’nun “Piknik yapan teröristleri niye vuruyorsunuz” yönünde sözler sarf ettiÄŸini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların sofralarında kalaÅŸnikof mu var, mermi mi var. Yoksa bizim talebelik dönemimizde öğretmenlerimiz mayıs ayı başında bizi pikniÄŸe götürürdü. Giderken yanımıza bir haÅŸlanmış yumurta, peynir alırdık, üç zeytin, çökelek peynir alırdık. Ama gidip piknik yapan teröristi niye vuruyorsunuz dediÄŸinizde, bunların oturduÄŸu sofraya baktığınızda 40 bine yakın insanımıza çoluk çocuk demeden canilerin kullandığı mermileri bulursunuz. Bunları kalk savcıya anlat.”
KılıçdaroÄŸlu’nun “YPG vatanını kurtarmak isteyen oluÅŸum” dediÄŸini ifade eden Bahçeli, “Bu laf DemirtaÅŸ’ın kullandığından çok mu hafif? Åžu da en son verdikleri FETÖ için önerge. Atatürk ile HDP’yi birbirine karıştırmış bir metin. Buna MHP destek vermez, böyle bir metni kabul etmez.” dedi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Ä°lle de Adil Öksüz bulunsun demeye gerek yok. Savcılar gidecek cezaevindeki komutanlara, ‘Biz sizleri biliyoruz. TSK’de FETÖ’nün esiri olmuÅŸ komutanlarsınız, yurtta sulh konseyini kurarak bir darbe teÅŸebbüsünde bulundunuz, askeri kanat burada, sizlersiniz, bize sivilleri anlatın kimler bunlar’ denilmelidir. Bunu niye sormuyorsunuz? TRT spikerine o metni okutanın kim olduÄŸunu niye sormuyorsunuz? Ä°ÅŸte bizim bu gibi konularda siyasi ayağı sormamızın maksadı bu. Yoksa Mecliste bulunan herkes iki ayaklı. Ama 15 Temmuz’un siyasi ayağı her halde iki ayaktan fazladır. CHP aklını başına alıp yurtta sulh konseyinin araÅŸtırılması için önerge verse daha anlamlı olur.”
“Sizin benim arkamdan gelme ÅŸansınız yok”
Bahçeli, “Siyasi ayağı kimdir? Bunu Sayın Bahçeli imzalasın, biz de arkasından gidelim” diyen CHP’lilere de ÅŸu cevabı verdi:
“Sizin benim arkamdan gelme ÅŸansınız yok. Sizin arkamda dolaÅŸmanıza ben zaten müsaade etmem. Böyle bir önerge ile kalkıp iÅŸin üstünü örtüyorlar. Önergeyi araÅŸtırdığınız zaman sende ÅŸu var, danışmanın ÅŸu, gazeteci bu diye diye iÅŸi sulandıracaklar. Ama ben bir basit soru soruyorum. Yurtta sulh konseyinin askeri kanadı Sincan’da, Silivri’de bazıları da kaçak. Åžimdi bu konseyin sivil kadrosu var mı yok mu, var ise kimlerdir.”
Bahçeli, Yurtta Sulh Konseyinin sivil ayağının bulunmaması halinde kendilerine yetki verilmesini istedi ve “Yetki versinler biz buluruz.” diye konuÅŸtu.
“Yurtta sulh” ifadesinin Mustafa Kemal Atatürk’e ait olduÄŸunu hatırlatan Devlet Bahçeli, “Ãœstünü örtüyorlar. YaÄŸmurluk gibi onu geçirmiÅŸler. 12 Mart’a, 27 Mayıs’a 12 Eylül’e bakıyorsun öyle bir slogan yok. Bizim anlatmak istediÄŸimiz konular anlaşılabilir ve araÅŸtırılması gereken konulardır.” dedi.
Kaynak: AA