Bayraktar Kızılelma yeni bir harekat tasarısının habercisi

Bayraktar Kızılelma yeni bir harekat tasarısının habercisi

Bayraktar Kızılelma yeni bir harekat tasarısının habercisi

Kızılelma insansız hava harp sisteminin 2023’te ilk uçuÅŸ testinin yapılacak olması, Türk savunma teknolojileri yolculuÄŸunun çok kritik bir eÅŸiÄŸe geldiÄŸini gösteriyor.

GeçtiÄŸimiz günlerde Baykar’ın, MIUS/Kızılelma insansız hava harp sisteminin 2023’te ilk uçuÅŸ testini yapacağını açıklaması, Türk savunma teknolojileri yolculuÄŸunun çok kritik bir eÅŸiÄŸe geldiÄŸini gösteriyor. Ulaşılması için birçok zorluÄŸun aşılması gereken bu hedef, baÅŸarılı olduÄŸu takdirde Türkiye’nin savunma teknolojileri kabiliyeti açısından yeni bir dönem anlamına gelecek.

Söz konusu sistemi deÄŸerlendirirken dikkat edilmesi gereken 2 analitik çerçeve var. Bunlardan ilki, kategorizasyonu doÄŸru yapmak, yani Baykar’ın Kızılelma ile tam olarak ne yapmaya çalıştığını iyi anlamak. Ä°kincisi, bu sistemin Türkiye’ye kazandıracağı kabiliyeti isabetle analiz edebilmek gerekiyor.

Kızılelma ne değil?

Kızılelma, Milli Muharip Uçak ya da F-16V modernizasyonu projesinin bir alternatifi de değil. Aksine, insanlı uçaklarla müşterek harekat icra edebilecek yüksek yetenekte bir insansız sistemden söz ediyoruz.

Önce Kızılelma’nın ne olmadığından baÅŸlayalım. Kızılelma, Bayraktar TB-2 ya da Akıncı’nın “geliÅŸtirilmiÅŸ” bir versiyonu deÄŸil. Dahili silah istasyonları, geliÅŸmiÅŸ yapay zeka algoritmaları, turbofan motor teknolojisi gibi bir kombinasyon, görev portföyü açısından farklı bir düzlemi gösteriyor.

Kızılelma, Milli Muharip Uçak ya da F-16V modernizasyonu projesinin bir alternatifi de değil. Aksine, insanlı uçaklarla müşterek harekat icra edebilecek yüksek yetenekte bir insansız sistemden söz ediyoruz. Bu konuyu detaylı olarak açıklayacağız ancak önce ilk turbofan motorlu insansız Türk uçağının belirtilen segmentteki seçeneklerine bir göz atalım.

Her şey planlandığı gibi giderse, Türk Deniz Kuvvetleri, robotik sistemler ağırlıklı bir donanma havacılığı kapasitesiyle stratejik bir güç projeksiyonu platformunu buluşturacak.

Anladığımız kadarıyla Kızılelma’nın motor konfigürasyonu konusunda Baykar, Akıncı SÄ°HA’da izlediÄŸi yöntemi, yani tedricen daha güçlü çözümlere yönelmeyi tercih edecek gibi görünüyor. Akıncı’nın A, B ve C varyantları, her bir versiyonda daha güçlü motorlar kullanacaklar. Yine benzer ÅŸekilde, Kızılelma’nın ilk varyantı Ukrayna menÅŸeili AI-25 motorla havalanacak ve subsonik hıza sahip olacak. Baykar internet sitesinde, bu uçağın 0,6 mach seyir hızında olacağını belirtiyor. Ä°kinci Kızılelma varyantı ise yine Ukrayna yapımı AI-322 motorlarıyla uçacak. Afterburner (art yakıcı) yeteneÄŸine de sahip bu motor ile Kızılelma’nın çok daha hızlı (muhtemelen transonik hızda) uçmasının beklendiÄŸi söylenebilir.

Kızılelma’nın, Bayraktar TB-3 ile TCG Anadolu’dan iniÅŸ-kalkış yapabilmesi de hedeflenmiÅŸ. Bunun için kanca yardımı ve yakalama kabloları gerekecektir. Her ÅŸey planlandığı gibi giderse, Türk Deniz Kuvvetleri, robotik sistemler ağırlıklı bir donanma havacılığı kapasitesiyle stratejik bir güç projeksiyonu platformunu buluÅŸturacak. Ayrıca Kızılelma’nın AESA radarı gibi geliÅŸmiÅŸ bir sensör yeteneÄŸine sahip olacağını da belirtelim.

Kızılelma harekat tasarısı: Türk “Loyal Wingman” projesini inÅŸa etmek

Tam da bu noktada Kızılelma’nın görev portföyüne iliÅŸkin doÄŸrudan ve analitik bir soru sormak, konuyu netleÅŸtirecektir. Bir düşük görünürlük unsuru olan dahili silah istasyonuna sahip, transonik hızda uçabilen, Bayraktar TB-2 ya da Akıncı gibi uzun süre havada kalması beklenmeyen ama manevra yeteneÄŸi çok daha yüksek, en önemlisi, geliÅŸmiÅŸ yapay zeka algoritmalarına sahip bir insansız uçağı neden istersiniz?

Soruya yanıt vermek için Anglo-Amerikan askeri literatürde ön plana çıkan “loyal wingman” kavramını iyi anlamak gerekiyor. Esasen bir projenin adı olan ancak artık bir hava harp konseptini tanımlamak için kullanılan “loyal wingman”, 5. nesil (örneÄŸin F-35) ve henüz envantere girmeyen 6. nesil uçaklarla (örneÄŸin Tempest) birlikte müşterek harekat icra edebilen, otonomi seviyesi yüksek insansız platformlara karşılık geliyor.

“Loyal wingman” çerçevesinde, düşman hava savunmasının baskılanmasından (SEAD), tehlikeli hava sahalarına penetrasyona kadar, pilotlar için risk teÅŸkil eden birçok görevin, insansız sistem öncelikli icra edilmesi öngörülmekte. Yine söz konusu insansız platformların, görüş-ötesi hava-hava füzeleri ve seyir füzeleri gibi akıllı, hassasiyeti yüksek ve uzun menzilli harp yükü taşıması, taarruzi seçenekleri büyük ölçüde artıracak. Loyal wingman konseptinde, insanlı uçağın ve pilotunun, örneÄŸin 2030’lu yıllarda Kızılelmalar ile uçan bir Milli Muharip Uçak’ın, klasik bir savaÅŸ uçağından çok uçan komuta-kontrol ve harekat idare merkezi gibi görev yapacağını bilmemiz gerekiyor.

Ayrıca Baykar’ın yanı sıra Anka ve Aksungur gibi çok kıymetli projelere imza atan TusaÅŸ’ın da düşük görünürlüklü bir insansız savaÅŸ uçağı projesi yürüttüğünü belirtelim. Yani milli savunma sanayisi, Türk hava harp kapasitesi için yeni bir paradigma üretiyor. EÄŸer bu hedef baÅŸarılabilirse, Milli Muharip Uçak da istenilen düzey ve takvimde envantere kazanılabilirse, 2030’larda Türk Hava Kuvvetleri, farklı bir deÄŸere dönüşecek.

Ayrıca yukarıda vurgulanan yüksek hedeflere ulaÅŸana kadar, aradaki dönemi sorunsuz atlatmanın çok kritik olduÄŸunu da belirtelim. Türkiye’nin F-16V modernizasyonuna ihtiyacı var ve tüm diplomatik imkanlar kullanılarak bu ara-çözüm tedarik edilmeli.

Kızılelma’nın yapay zeka kapasitesi üst düzey ve sofistike

Bayraktar Kızılelma düzeyinde planlanan bir sistemin, etrafındaki “evrene” iliÅŸkin zeki bir algısı olacak ve söz konusu algı, geliÅŸmiÅŸ algoritmalar ile sürekli ÅŸekillenmeye devam edecek, yeni ÅŸeyler öğrenecek ve öğrendiÄŸi ÅŸeyler arasında yeni korelasyonlar kuracak.

Baykar’ın açıkladığı Kızılelma vizyonunun en önemli bileÅŸeninin yapay zeka kapasitesi olduÄŸunun altı bir kez daha çizilmeli. “Loyal wingman” otonomisi düzeyinde insansız bir uçağın gereksinim duyacağı yapay zeka seviyesi, kelimenin tam anlamıyla “üst düzey” ve sofistike, Türk savunma sanayinin bugüne kadar tecrübe etmediÄŸi bir aÅŸama. Dolayısıyla en zor eÅŸik de bu olacak.

Bazı yaklaşımlar, otonomi seviyesi çok yüksek yapay zeka ile robotik sistemlerin sistematik biçimde oluÅŸturdukları iÅŸ birliÄŸinin potansiyel sonuçlarının, bugünkü canlılık çeÅŸitliliÄŸinin köklerinin dayandığı “Kambriyen patlaması” dönemiyle benzeÅŸtirilebileceÄŸini belirtiyor. Benzer çalışmalar, makine öğrenimi ve nöral aÄŸlara iliÅŸkin birikimimiz geliÅŸtikçe, biyosistemlere ve hatta “yaÅŸamın kendisine” olan bilimsel bakışımızın dahi yeniden ÅŸekillenebileceÄŸini iddia ediyor.

Daha somut ifade etmek gerekirse, Bayraktar Kızılelma düzeyinde planlanan bir sistemin, etrafındaki “evrene” iliÅŸkin zeki bir algısı olacak ve söz konusu algı, geliÅŸmiÅŸ algoritmalar ile sürekli ÅŸekillenmeye devam edecek, yeni ÅŸeyler öğrenecek ve öğrendiÄŸi ÅŸeyler arasında yeni korelasyonlar kuracak. Bahse konu paternlerin bir kısmını, yani Kızılelma’nın neyi nasıl öğrenip nasıl davranışlar geliÅŸtireceÄŸini, bizatihi sistemi tasarlayanların bile hemen tam olarak anlayamaması ihtimal dahilinde. Ve ancak tüm bu geliÅŸmiÅŸ yapay zeka manzumesi sonucu insanlı-insansız takım çalışması mümkün olacak. Dahası, harekat sahasına dair verileri çok yüksek bir hızda iÅŸlemesi ve paylaÅŸabilmesi gerekiyor. Åžunu unutmayalım, hava harp modellemesi ve icrası, en zor segmentlerden biri. Zira hava harp ortamında saniyeler uzun bir süre demek.

Yapay zeka unsurlarının yanı sıra, datalink (veri bağı) güvenliÄŸi ve etkinliÄŸi ile aÄŸ-merkezli harekat performansının da kritik belirleyenler olacağını vurgulayalım. Kızılelma’nın görev yaptığı sektörlerde sadece Milli Muharip Uçak olmayacak. Türk erken uyarı ve elektronik istihbarat uçakları, hava savunma sistemlerinin sorumluluk sahaları, ileride envantere girecek olan hava savunma firkateynleri, denizaltı savunma harbi görevi icra eden Aksungur SÄ°HA ya da keÅŸif-gözetleme görevindeki Bayraktar TB-2, TCG Anadolu’dan kalkış yapan bir TB-3 gibi karmaşık bir ortamdan söz ediyoruz. Özetle, bilgi üstünlüğü ve muharebe aÄŸlarının geliÅŸmiÅŸlik seviyesi en önemli çerçeveler olurken, yapay zeka ve elektromanyetik spektrumdaki kabiliyet de en kritik iki belirleyen olacak.

Tüm bunların baÅŸarılması zor. Tüm bunların baÅŸarılması sadece endüstriyel performans ile deÄŸil, eÄŸitim sisteminden, akademi-sektör iÅŸ birliÄŸine kadar birçok farklı parametreye baÄŸlı. Türkiye’nin Ulusal Yapay Zeka Strateji Belgesi hedefleriyle de doÄŸrudan ilintili.

Ama umutlu olmak için de birçok neden var. En nihayetinde, Türk robotik harp sistemlerinin Suriye’den KarabaÄŸ’a kadar baÅŸardıkları da geçmiÅŸte hayal edilmesi zor eÅŸiklerdi. DoÄŸru ve zeki bir çalışma ile Kızılelma eÅŸiÄŸi de geçilebilir.

İstikamet Kızılelma

Anımsanacağı üzere Zeytin Dalı Harekatı sırasında, basının “Ä°stikamet neresi?” diye sorduÄŸu bir TSK personeli, tankın üzerinden “Ä°stikamet kızılelma” yanıtını vermiÅŸti. Türk askeri stratejik kültürünün cisimleÅŸmiÅŸ tasviri olabilecek bu sahne, ÅŸimdi geliÅŸmiÅŸ bir silah sisteminde tekrar edecek. MIUS, üretim hattına girerken, artık Kızılelma olarak anılacak.

Kızılelma, Türkler için hem epik bir anlam taşır hem de semantik olarak bugün kullandığımız ÅŸekliyle “grand-strateji” benzeri bir kapsama karşılık gelir. Türklerin ata yurtlarından getirdikleri baÅŸka adlar da var. ÖrneÄŸin, Aybüke. Ay ışığının güzelliÄŸine atıfta bulunan bu adın sahibi genç bir müzikolog ve öğretmen Aybüke Yalçın, Zeytin Dalı Harekatı’na katılan Türk askerinin “Kızılelma” yanıtından 7 ay önce, Zeytin Dalı Harekatı’nın mücadele ettiÄŸi terör örgütü PKK tarafından ÅŸehit edilmiÅŸti.

Batman’da ÅŸehit olan genç bir öğretmen, Afrin’i terör unsurlarından temizlemek üzere intikal halindeyken “Ä°stikamet Kızılelma” diyen bir asker ve Türkiye’nin yeni robotik harp sistemine Kızılelma adı verilmesi birbirinden bağımsız geliÅŸmeler gibi görünebilir. Ancak bunlar, esasen, ülkenin mevcut güvenlik ortamının da özetidir. Türk Devleti, Aybüke Yalçın gibi baÅŸka pırıl pırıl deÄŸerlerini korumak ve yaÅŸatmak için, Kızılelma’ya sahip çıkmak zorunda. Kızılelma’ya sahip çıkabilmek için ise bilimsel düşünceye önem veren bir savunma teknolojileri planlaması ve doÄŸru bir askeri siyasa gerekiyor.

***

[EDAM Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Dr. Kasapoğlu, ABD merkezli düşünce kuruluşu Jamestown Foundation bünyesinde Avrasya Bölgesi Askeri Meseleleri analisti olarak çalışmalarını sürdürmektedir] ​​​​​

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir