“Çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücrette de sürdüreceÄŸiz”

"Çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücrette de sürdüreceğiz"

"Çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücrette de sürdüreceğiz"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücrette de sürdüreceÄŸiz.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi‘ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.

KonuÅŸmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak baÅŸlayan ErdoÄŸan, Cuma günü İzmir’de bizzat yerinde sevincini paylaÅŸacağı bir müjde vereceÄŸini söyledi.

Geçen yıl 30 Ekim’de İzmir’de acı bir deprem yaÅŸadığını, bu depremde 117 vatandaşın yıkıntılar altında hayatını kaybettiÄŸini anımsatan ErdoÄŸan, hayatını kaybeden vatandaÅŸlara Allah’tan rahmet, yakınlarına baÅŸsaÄŸlığı diledi.

Yitirilen canlıların acısının yüreklerde hala taze olduğunu belirten Erdoğan, depremin ilk anından itibaren, hükümet olarak tüm imkanlarla vatandaşların imdadına koştuklarını, her bir insanın acısını paylaştıklarını, dertleriyle dertlendiklerini, yaraları sarmak için var güçle çalıştıklarını ifade etti.

Deprem anından itibaren bakanların, AFAD’ın, UMKE’nin, Kızılay’ın, TOKİ’nin, ilgili tüm kurumların sahada olduÄŸunu hatırlatan ErdoÄŸan, arama kurtarmadan ilk yardıma, barınmadan giyim, gıda ve eÅŸyaya kadar İzmirli vatandaÅŸların neye ihtiyacı varsa hepsini karşıladıklarını söyledi.

Erdoğan, evleri yıkılan vatandaşları bir an önce yeni yuvalarına kavuşturmak amacıyla hemen harekete geçtiklerini hatırlatarak, şöyle konuştu:

“Elazığ ve Malatya’da olduÄŸu gibi İzmir’de de hızlı bir ÅŸekilde hasar tespit çalışmalarını tamamladık. YaÅŸanan depremin ardından Elazığ’da 23 bin 677 konut ve 2 bin 515 köy evi, Malatya’da 6 bin 287 konut ve 1555 köy evi yaparak 1 yıl geçmeden vatandaÅŸlarımıza teslim etmeye baÅŸlamıştık. DiÄŸer afet bölgelerinde olduÄŸu gibi İzmir’de de aynı hızla konutlarımızı inÅŸa ettik. Bu süreçte İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm, deprem dönüşüm çalışmalarını yürüttük. Hazırlıkları hızla tamamlayarak yıkılan evlerin yerine vatandaÅŸlarımıza sıcak birer yuva olacak konutların temellerini 22 Åžubat’ta attık. Depremden en çok etkilenen Bayraklı’nın 3 Mahallesi’ndeki toplam büyüklüğü 75 bin metrekareyi bulan 7 ayrı bölgede yatırım bedeli 750 milyon lira olan 1391 konut ve 302 dükkan inÅŸa ettik. Bunlardan 596’sı konut ve 145’i dükkan olmak üzere toplam 741 bağımsız bölümün yapımını tamamladık. İnÅŸallah bu konut ve dükkanları 26 Kasım’da, yani önümüzdeki cuma günü vatandaÅŸlarımıza bizzat teslim edeceÄŸiz.”

Geri kalan 795 konut ve 157 dükkanı da en kısa sürede tamamlayarak hak sahiplerine vereceklerinin altını çizen ErdoÄŸan, Bayraklı’da 3 milyon 800 bin metrekare büyüklüğündeki rezerv alanda depremzedeler için yatırım deÄŸeri 1,5 milyar lira olan 3 bin 649 konut ve 51 dükkan yaptıklarını aktardı.

“Her adımın gerisinde mücadele var”

Bu alanın ilk etabında inşa edilen 397 konutu yılbaşında tamamlayarak İzmirli vatandaşlara teslim edeceklerini dile getiren Erdoğan, kalan konutların inşasını da etaplar halinde en kısa sürede bitireceklerini söyledi.

Bugünkü Kabine Toplantısında hak sahibi vatandaşların yapacakları ödemelerle ilgili kararı da verdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“İzmir’de inÅŸa ettiÄŸimiz konutlarımızı ilk 24 ayı ödemesiz, 216 ayı ödemeli olmak üzere 20 yıla yayılan bir vade ile vatandaÅŸlarımıza takdim edeceÄŸiz. Aylık ödemeler 2 artı 1 konutlarda 740 liradan, 3 artı 1 konutlarda ise 1020 liradan baÅŸlayacak. Bir baÅŸka ifade ile İzmirli depremzede vatandaÅŸlarımızı, 2 artı 1 konutları 160 bin lira ile 180 bin lira, 3 artı 1 konutları 220 bin lira ile 260 bin lira arasında maliyetinin çok altında fiyatlarla ev sahibi yapıyoruz. Nasıl 19 yıl boyunca verdiÄŸimiz tüm sözleri tuttuysak, hamdolsun İzmir’de de bir sözümüzü daha yerine getirmenin mutluluÄŸunu yaşıyoruz. Yeni, güvenli, konforlu yuvalarının İzmirli vatandaÅŸlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bu hizmetlerin İzmirimize kazandırılmasında emeÄŸi geçen TOKİ ve AFAD baÅŸta olmak üzere, tüm kurumlarımız ile mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum.”

ErdoÄŸan, Türkiye’nin geçen 19 yılda demokraside ve kalkınmada çok büyük bir deÄŸiÅŸim yaÅŸadığını vurgulayarak, bu deÄŸiÅŸimin etkilerini insanların günlük hayatlarından Türkiye’nin uluslararası alandaki konumuna kadar her yerde görmenin mümkün olduÄŸunu dile getirdi.

Milletin hak ve özgürlükleri ile refahı konusunda yaşanan hiçbir gelişmenin kolay olmadığına işaret eden Erdoğan, atılan her adımın gerisinde, verilen büyük bir mücadelenin ve yapılan fedakarlıkların olduğunu söyledi.

“Tek bir mücadele yöntemi görülmemiÅŸtir”

Çok partili siyasi hayata geçişten sonra milli iradenin üstünlüğünü tanımak yerine tek parti faşizminden beslenen vesayeti güçlendirmek isteyenlerin hep olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları ifade etti:

“Kimi zaman siyasi ve ekonomik krizlerle kimi zaman darbelerle milletimizin sırtına ağır maliyetler bindiren bu sistemin ekonomik boyutu da vardır. Yıllarca dünya ortalamalarının çok üzerinde oranlarla borçlanan, borçlanmak zorunda bırakılan bir ülke olduk. Bu yüksek maliyetin karşılığını da yatırıma, üretime, istihdama kavuÅŸarak deÄŸil, kendi siyasi ve güvenlik politikalarımızı izlemeye kalktığımızda ÅŸantaja maruz kalarak aldık. Parlamenter sistemde hiçbir hükümetin bu ÅŸantaja karşı durabilecek gücü olamadığı için ülkemiz siyasi istikrarsızlık batağına mahkum edildi. Son 19 yıldaki güçlü siyasi irade, bilhassa da CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi verebilecek dirayete, azme ve imkana kavuÅŸtuk. Ülkemizde kurdaki hareketlerin de etkisiyle yükselen enflasyonla veya fiyat artışı ile sonuçlanan ekonomik sıkıntılar elbette vardır. Ama öncelikle sorunun adını doÄŸru koymamız gerekir. Fiyatlardaki düzenli artışı ifade eden enflasyonun olduÄŸu yerde yatırım olmayacağı, üretim azalacağı, istihdam düşeceÄŸi için dengeler bozulur. Buna karşılık sadece kurdaki yükseliÅŸe baÄŸlı olarak kimi ürünlerde ortaya çıkan fiyat artışı ise yatırımı, üretimi ve istihdamı doÄŸrudan etkilemez. Tam tersine kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar. Ülkemizde yaÅŸanan durum tam da budur. Yani fiyat artışıdır. Velev ki bunun adı enflasyon olsa bile dünyaya baktığımızda ülkelerin enflasyonu yenmek için farklı politikalar izlediÄŸini görüyoruz.”

Enflasyona karşı kimi ülkelerin bu noktada faiz artırdığını, kiminin döviz çıkması kullandığını, kimimin enflasyon hedeflemesine gittiÄŸini belirten ErdoÄŸan, “Bugüne kadar tüm ülkelerde geçerli tek bir enflasyonla mücadele yöntemi görülmemiÅŸtir. GeçmiÅŸte enflasyon sorunu bulunmayan ülkelerin ortak özelliÄŸi ise cari açık vermemeleridir. Cari açığı olup da enflasyon yaÅŸamayan ABD gibi ülkelerin avantajı ise paralarının rezerv para olmasıdır.” dedi.

Erdoğan, dünyada bir süredir yaşanan ve salgın süreci ile hızlanan gelişmelerin ekonomik işleyişin klasik iktisat teorileri ile açıklanamayacak yeni bir seviyeye evrildiğine işaret ettiğini kaydetti.

Küresel ekonominin 1929 ve 2008’de büyük krizler yaÅŸadığını anımsatan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Küresel ekonomi, yeni sınamalar karşısında ciddi bir bocalama içindedir. Düşük faiz ve ucuz dolar çılgınlığının Amerika baÅŸta olmak üzere geliÅŸmiÅŸ ülkeler ekonomisindeki sonucu 2008 kriziyle ortaya çıktı. Salgın sürecinde izlenen politikalarla birlikte FED’in 2008 öncesi 750 milyar dolar olan bilanço büyüklüğü bugün 8,5 trilyon dolara ulaÅŸtı.” ifadelerini kullandı.

Buna rağmen küresel ekonomideki handikapların aşılamadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Sonuçta dünya milli gelirinin üçte ikisini oluÅŸturan hizmetler sektöründe salgın döneminde yaÅŸanan çöküşün, imalat sanayisinde de duraksamaya yol açtığı bir gerçekle karşı karşıya kaldık. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerin parasal geniÅŸleme ve negatif faiz uygulamaları ise küresel ekonominin iÅŸleyiÅŸini daha da bozdu. AraÅŸtırmalar, Amerika’daki ÅŸirketlerin yüzde 17’sinin aldıkları kredilerin bırakın anaparasını, faizini bile ödeyemeyecek durumda olduklarını gösteriyor.

Teknoloji ÅŸirketlerinin deÄŸerindeki aşırı yükseliÅŸin de gerçek ekonomiyle ilgisinin olmadığı, geçmiÅŸten beri yaÅŸanan tecrübelerle zaten biliniyor. Aynı ÅŸekilde dünya borsalarındaki ÅŸiÅŸkinlik, basılan fazla paranın kendisine gidecek yer bulamamasından kaynaklanıyor. Fazla paranın yol açtığı bir baÅŸka sorun da geliÅŸmiÅŸ ülke ekonomilerinin ciddi enflasyon rakamlarıyla karşı karşıya kalmasıdır. Üretici fiyatları enflasyonu, Amerika’da yüzde 9’u, Almanya’da yüzde 18,4’ü, Çin’de yüzde 13,5’i, Avrupa BirliÄŸi ortalamasında da yüzde 16,2’yi gördü.”

Alınan tedbirlerle bu üretici enflasyonu rakamlarının tüketici enflasyonuna kısmen daha düşük seviyelerde yansımış olmasının, küresel ekonominin önündeki hayati sorunları ortadan kaldırmadığını bildiren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “GeliÅŸmiÅŸ ülkelerin, küresel ekonominin mevcut iÅŸleyiÅŸinde radikal deÄŸiÅŸiklikler olmadığı sürece faiz artırımına gitmeleri veya parasal daralmaya yönelmeleri zor gözüküyor. Amerika’nın bir yandan aylık 15 milyar dolarlık parasal daralma politikası açıklarken diÄŸer yandan 1,5 trilyon dolarlık altyapı yatırımına izin vererek bu politikayı fiilen ortadan kaldırmasının sebebi de iÅŸte bu durumdur.” dedi.

Erdoğan, Avrupa Birliği tarafında da parasal genişlemeye devam etme ve faiz artırımından uzak durma yaklaşımının hakim olduğunu belirtti.

“Ülkemizi, bu ekonomik kurtuluÅŸ savaşından da zaferle çıkartacağız”

Çin’in de ciddi bir finansal geniÅŸleme politikasıyla parasının deÄŸerini düşük tutmayı sürdüreceÄŸinin anlaşıldığını ifade eden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Karşımızdaki bu tablo bizi bir tercihe zorlamıştır. Ya ülkemizde eskiden beri hakim olan anlayışı sürdürerek yatırımdan, üretimden, büyümeden, istihdamdan vazgeçecektik ya da kendi önceliklerimize göre yolumuza devam ederek tarihi bir mücadeleyi göze alacaktık. Her zamanki gibi biz mücadeleyi tercih ettik. Türkiye, belki de tarihinde ilk defa kendi ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uygun bir ekonomi politikası izleme fırsatı elde etmiÅŸtir.

GeçmiÅŸten beri her alanda olduÄŸu gibi finansal kriz yönetimlerinde de çok büyük birikim ve tecrübe sahibi bir ülke olarak dünyanın içinden geçtiÄŸi ÅŸu kritik dönemin önümüzü açtığı fırsatları deÄŸerlendirmekte kararlıyız. Ülkemizi, eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyor, kendi oyun planımızla devam etme irademizi ortaya koyuyoruz.”

Aynı oyunu vesayetle mücadelede gördüklerini vurgulayan ErdoÄŸan, “Sabrettik ve baÅŸardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelemizde gördük, karşı atağımızı yaptık ve baÅŸardık. Biz aynı oyunu darbe giriÅŸimlerinde gördük, milletimizle birlikte direndik ve baÅŸardık. Biz aynı oyunu uluslararası nice hadisede, nice platformda gördük, güçlü bir duruÅŸ sergileyerek girdiÄŸimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Ülkemizi bunca tuzaktan, bunca badireden nasıl çıkardıysak, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteÄŸiyle bu ekonomik kurtuluÅŸ savaşından da zaferle çıkartacağız.” ifadelerini kullandı.

“Milletimiz için en doÄŸru olanı yapmakta kararlıyız”

Öncelikleri olan istihdamı arttırmanın yolunun yatırımdan, üretimden, ihracattan, büyümeden geçtiÄŸi konusunda hiç kimsenin şüphesinin olmamasını isteyen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Türkiye’nin yaklaşık 200 yıldır baÅŸlattığı her kalkınma hamlesinin önünün darbeyle, vesayetle, krizle kesilerek IMF, Dünya Bankası ve mandacı iktisatçılarımız tarafından aksi istikametle yönlendirilmeye çalışıldığı gerçek iÅŸte budur. Biz geçmiÅŸte uzunca bir süre denenmiÅŸ ama bir türlü sonuç alınamamış yüksek faiz döngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat, büyüme odaklı ekonomi politikamızla ülkemiz ve milletimiz için en doÄŸru olanı yapmakta kararlıyız. Politika faizinin düşük tutulmasını, bunun için memnuniyetle karşılıyoruz.” diye konuÅŸtu.

Kurun piyasadaki hareketlerini, bunun için takipte özellikle kararlı olduklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Yatırımı, üretimi ve ihracatı bunun için teÅŸvik ediyoruz. İstihdamı bunun için gözümüz gibi koruyoruz. Büyümeyi bunun için önemsiyoruz. Felaket tellallarının gürültülerini bunun için dikkate almıyoruz. Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için itibar etmiyoruz. Tüm bunlarla beraber kurdaki yükseliÅŸi bahane ederek, hiçbir mantıklı izahı olmayan fahiÅŸ fiyat artışları yapan fırsatçılara da göz açtırmayacağız, hepsinin de tepesine tepesine bineceÄŸiz.

Altını bir kez daha çizerek ifade etmek istiyorum. Bu politikayla biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, hangi risklerle karşı karşıya bulunduÄŸumuz sonunda ne elde edeceÄŸimizi gayet iyi biliyoruz. Üstelik bu politikayı öyle bir anda da hayata geçirmiÅŸ deÄŸiliz. Bugüne kadar attığımız her adımın, inÅŸa ettiÄŸimiz her eser ve hizmetin, kurduÄŸumuz her altyapının gerisindeki gayelerden biri de iÅŸte bugünlere hazırlık yapmaktır. Bu anlayışla organize sanayi bölgelerini yaygınlaÅŸtırarak ve güçlendirerek, Çin ile Avrupa arasındaki en büyük ve en kabiliyetli imalat sanayisini kurduk. Üniversiteleri, araÅŸtırma, geliÅŸtirme kuruluÅŸlarını ülke geneline yayarak orta ve yüksek teknolojiye dayalı atılımlarımız için insan kaynağı çeÅŸitliliÄŸine gittik.”

İnÅŸa ettikleri yollar, köprüler, tüneller, havalimanları, demiryolları, limanlar ile Pekin’den Londra’ya kadar uzanan bölgenin en güçlü lojistik altyapısının Türkiye’ye ait olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, “İhracatımızı, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanına yayarak ÅŸehirlerimizin tamamının ve on binlerce yeni ÅŸirketimizin bu alana girmesini saÄŸladık. Swap iÅŸlemlerini yakından izlemek suretiyle küresel para cambazlarıyla iÅŸ birliÄŸi yaparak kendi ülkelerini soymayı alışkanlık haline getirenlerin önünü kestik. İşsizlik sigortası ve bireysel emeklilik sistemi gibi uygulamalarla uzun vadeli kaynaklar ürettik. Bireysel yatırımcıların ve geliri döviz olmayanların dolarla borçlanmasına imkan tanımayarak, kur üzerinden kumar oynanmasını engelledik. Terör örgütleriyle mücadeledeki ve afetlere müdahaledeki hızımız ve etkinliÄŸimizle ülkemizin çözüm üretme yeteneÄŸine güveni biz artırdık.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’de geçmiÅŸten farklı olarak bireylerin döviz borcunun deÄŸil, bankalarda ve yastık altında ciddi bir döviz varlığının bulunduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, ihracat ve ithalat iÅŸi olanlar dışında kayda deÄŸer düzeyde döviz borcu olan ÅŸirketin de olmadığını ifade etti.

Bankaların açık pozisyonlarının bulunmadığını, bütçe performansının yüksek seviyede olduğunu dile getiren Erdoğan, büyük altyapı projeleri önemli ölçüde bittiği için yatırımlarda kullanmak üzere acil finansman ihtiyacının da kalmadığını söyledi.

Dünyanın Türkiye’den örnek aldığı yap-iÅŸlet-devret modeli sayesinde devam eden büyük projelerin de kamu finansmanına yük getirmediÄŸini belirten ErdoÄŸan, sektörün gayretli çalışması sayesinde turizm gelirlerinin hızla arttığını kaydetti.

Savunma sanayinin ülkenin en önemli gelir kalemlerinden biri haline dönüştüğünü vurgulayan Erdoğan, Suriye, Libya, Kafkasya gibi istikrarsızlık bölgelerindeki başarılı kriz yönetiminin siyasi ve insani hareket alanını genişlettiğini söyledi.

Karadeniz’de bulunan doÄŸal gazın en önemli döviz gideri olan enerji sorununun çözümü konusundaki umutları güçlendirdiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, “Bu yılın 3. çeyreÄŸinde geçen yılın aynı dönemine göre 2 milyon 288 bin kiÅŸi artan istihdam ile son aylarda fazla vermeye baÅŸlayan cari denge, attığımız adımların amacımıza uygun sonuçlar doÄŸurduÄŸuna iÅŸaret ediyor. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bu tespitimiz ülkemizin bugüne kadar yaÅŸadıklarından çıkardığımız derslere dayanmaktadır.” diye konuÅŸtu.

“Bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor”

Ekonomi politikalarının bir aracı olan faizin seviyesini belirleyecek olanın ülkenin ihtiyaçları olduğuna dikkati çeken Erdoğan, enflasyonun sadece parasal daralma ile düşürülebileceği teorisinin kapalı ekonomiler dışında hiçbir karşılığının bulunmadığını kaydetti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizi mandacı iktisatçıların arzuladığı ÅŸekilde küçültecek, zayıflatacak, insanlarımızı iÅŸsizliÄŸe, açlığa, yoksulluÄŸa mahkum edecek politikaları reddediyoruz. Üstelik bu reddimizi yeni de deÄŸil, uzunca bir süredir ortaya koyuyoruz. Bunun yerine sorunlarımızı kendi çözümlerimizle aÅŸacak adımları atıyoruz. Yeni küresel sistem arayışları ve ülkemizin sahip olduÄŸu güçlü altyapı böyle bir mücadele için bize geçmiÅŸte hiç olmadığı kadar uygun bir zemin sunmaktadır. Uyguladığımız bu politikayla küresel finans çevrelerinin ülkemizi bunca zamandır ekonomik boyundurukları altında tutanların ve onların içerideki tetikçilerinin ÅŸimÅŸeklerini üzerimize çektiÄŸimizin de elbette farkındayız.

Ama ülkemizin ve milletimizin ekonomik kurtuluÅŸu için böyle davranmamız, bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Biz de iÅŸte bunu yapıyoruz, yapmaya da devam edeceÄŸiz. İnÅŸallah önümüzdeki aylardan itibaren bu politikanın insanlarımızın günlük hayatlarındaki olumlu yansımalarını görmeye baÅŸlayacağız.”

“Tamamlama programlarıyla acil insan kaynağı ihtiyacımızı karşılayacağız”

Salgının yeni dalgalar ve yeni bilinmezliklerle dünyadaki etkisini sürdürdüğüne iÅŸaret eden ErdoÄŸan, Türkiye’nin saÄŸlık hizmetlerinden aÅŸağıya kadar her konuda salgınla mücadelede oldukça iyi bir yerde olduÄŸunu söyledi.

Okullarda eğitim ve öğretimin sürdüğünü, iş yerlerinin çalıştığını, vatandaşların günlük hayatlarına herhangi bir sınırlamaya tabi tutmadan devam ettiğini dile getiren Erdoğan, sahip olunan bu imkanlara devam edebilmek için tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

Avrupa’da kısmi kapatmaların gündeme geldiÄŸi bir dönemde sadece biraz daha dikkatli ve özenli davranmaya ihtiyaç bulunduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, aşı olmayanların veya aşısı eksik olanların saÄŸlık kuruluÅŸlarına baÅŸvurmalarını tavsiye etti.

ErdoÄŸan, bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonrada salgınla mücadelede dünyanın önünde giderek Türkiye’yi bu musibetin sıkıntılı sonuçlarından koruyacaklarını ifade etti.

Okullarda eğitim ve öğretime bir haftalık ara tatilin ardından bugün tekrar başladığını, ara tatil döneminde 1170 okulu öğrencilere hizmet verecek yeni kütüphanelerine kavuşturduklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu yılın sonuna kadar ülkemizde kütüphanesi olmayan okul bırakmamayı hedefliyoruz. Aynı ÅŸekilde iÅŸgücü piyasamızın ihtiyaç duyduÄŸu insan kaynağımızı hızla yetiÅŸtirmek için de mesleki eÄŸitim merkezlerini daha aktif kullanacak tedbirleri alıyoruz. Milli EÄŸitim Bakanlığımız ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yıl sonuna kadar mesleki eÄŸitim merkezi olmayan organize sanayi bölgesi bırakmamaya yönelik yoÄŸun bir çalışma içindeler. Bu merkezlerde 6-8 ay gibi kısa süreli tamamlama programlarıyla acil insan kaynağı ihtiyacımızı karşılamayı planlıyoruz. Attığımız bu adımların özellikle genç iÅŸsizliÄŸin süratle azaltılmasına katkı saÄŸlayacağına inanıyoruz.”

“Sosyal yardımlarımızın yelpazesini geniÅŸletiyoruz”

Bu yıl yağışın bol ve bereketli olduÄŸu bir mevsim geçirerek gelecek yıl çiftçinin üretim ve gelir seviyesini daha da yukarıya çıkarmayı ümit ettiklerini dile getiren ErdoÄŸan, Türkiye’nin tarımda dünyanın 206 ülke ve bölgesine 2 binin üzerinde ürün gönderen, yılın ilk 9 ayında 17 buçuk milyar dolar gelir elde eden bir ülke olduÄŸunu vurguladı.

Türkiye’nin tarımsal hasılada dünyada 10. sıradaki yerini daha da ileriye taşımak için çalıştıklarını anlatan ErdoÄŸan, “Kamu işçileri ve memurlarının ücretlerindeki artışlarla baÅŸlattığımız çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücretle de sürdüreceÄŸiz. Kapsamını ve miktarını oldukça yükselttiÄŸimiz sosyal yardımlarımızın yelpazesini hiçbir ihtiyaç sahibi vatandaşımızı dışarda bırakmayacak ÅŸekilde geniÅŸletiyoruz.” diye konuÅŸtu.

Sporcuların uluslararası müsabakalarda gösterdikleri başarıların milletçe herkesi gururlandırdığını ifade eden Erdoğan, bu başarıların kalıcı olması için altyapıdan eğitim ve teşvik programlarına kadar her alanda çok önemli faaliyetler yürüttüklerini söyledi.

UlaÅŸtırma baÅŸta olmak üzere inÅŸası süren büyük altyapı projelerini bir an önce milletin hizmetine sunmak için çalıştıklarını dile getiren ErdoÄŸan, “GeçtiÄŸimiz günlerde yerinde gördüğümüz 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara Otoyolunu belirlenen tarihten bile önce hizmete açmayı ümit ediyoruz.” dedi.

Son dönemde Türkiye’ye kazandırılan kültür, sanat yatırımlarının nesiller boyunca gençler baÅŸta olmak üzere tüm vatandaÅŸlara hizmet verecek abide eserler olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, kapasitelerini büyüten, yeni inÅŸa edilen fabrikalarla organize sanayi bölgelerinin her birinin harıl harıl çalışan üretim merkezlerine dönüştüğünü belirtti.

ErdoÄŸan, üretimdeki her bir istihdamın lojistik ve diÄŸer hizmet sektörlerinde 4’e 5’e kadar çıkan ilave istihdama yol açtığı gerçeÄŸi ışığında ülkeyi büyütmek, güçlendirmek, kalkındırmak için gece gündüz mücadeleye devam ettiklerini kaydetti.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir