Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız. Amerika, Batı deÄŸil, 1 numara biziz.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, “Åžahadetleriyle dinimizin temeli olan bu ezanlar, tarihimizin mukaddes emaneti ve hürriyetimizin müseccel alametidir. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki istiklalimiz de istikbalimiz de sevgisiz, vatansız, bayraksız ve ezansız olmayacaktır.” dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı ile Uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni’nde konuÅŸtu.

Sözlerine, “Bu müstesna zamanda bizleri buluÅŸturan, rahmetiyle kalplerimizi kaynaÅŸtıran yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Alemlere rahmet, insanlığa rehber ve müminlere örnek olarak gönderilen Hazreti Peygamberimize, onun ehlibeytine ve ashabına selam olsun.” ifadeleriyle baÅŸlayan ErdoÄŸan, asırlardır ilimle, irfanla, hikmetle yolu aydınlatan alimleri, arifleri ve gönül erlerini hürmetle ve tazimle yad ettiÄŸini belirtti.

İslam’ın izzetini her ÅŸeyin üstünde tutan, i’la’yi kelimetullah uÄŸruna canlarını feda eden aziz ÅŸehitleri rahmetle andığını, gazilerin her birine ÅŸahsı, milleti ve ülke adına şükranlarını sunduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, cumayı cumartesiye baÄŸlayan gece kavuÅŸulacak Leyle-i Mevlid’in tüm insanlık adına hayırlara vesile olmasını diledi.

Seneidevriyesi için toplanılan Veladet-i Nebevi’nin, yüce Allah’ın yer yüzüne saÄŸanak saÄŸanak indirdiÄŸi rahmetinin bir tecellisi olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, “Var edenin adıyla insanlığa inen nur, bir gece yansıyınca kente Sibir dağından, toprağı kirlerinden arındırır bir yaÄŸmur. Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından, rahmet vadilerinden boÅŸanır abıhayat, en müstesna doÄŸuÅŸa hamiledir kainat.” dizelerini de okuyarak, şöyle devam etti:

“Zulmetin çöplüğünü temizleyen, çirkefin gövdesini parçalayan, yeryüzünü nurlu bir kandil gibi aydınlatan bu müstesna doÄŸuÅŸun bir senei devriyesine daha bizleri ulaÅŸtırdığı için Rabbimize hamdediyorum. Bizleri peygamber sevgisi ile buluÅŸturan yüce Allah’ın, mahÅŸer gününde de resulünün livaül-hamd ismiyle müsemma sancağı altında da toplanmayı bizlere nasip eylesin. Mevlid-i Nebi Haftası açılış programı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Programı teÅŸrif eden siz kıymetli misafirlerimizle bu muhabbet iklimine gönlünü rabt eden herkese teÅŸekkür ediyorum.”

“Tam teslimiyet içinde sevgililer sevgilisinin izinden giden bir ümmet olmanın adayları olacağız”

“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl” dizelerini de aktaran ErdoÄŸan, muhabbetin ruhunda sevgililer sevgilisinin bulunduÄŸunu, ülkenin ve İslam coÄŸrafyasının farklı bölgelerinden Uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’na katılan Kur’an bülbüllerinin her birini ÅŸahsı ve millet adına ayrı ayrı tebrik ettiÄŸini söyledi.

Mevlid-i Nebi Haftası boyunca “Peygamberimiz, cami ve irÅŸat” teması altında yapılacak programların baÅŸarılı geçmesini dileyen ErdoÄŸan, programların icrasında görev alacak müftülere, vaizlere, imamlara, müezzinlere ve Kur’an kursu öğreticilerine de teÅŸekkür etti.

Cenab-ı Hakk’ın, kendi sevgisine nail olmanın yolunun, Hazreti Peygamberi sevmekten geçtiÄŸini haber verdiÄŸini dile getiren ErdoÄŸan, bu yüzden millet olarak İslam’la müşerref olunan günden beri Hazreti Peygamberin her ÅŸeyden fazla sevildiÄŸini, ona herkesten fazla hürmet edildiÄŸini vurguladı.

Bunun da istismarının olmayacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Onun için de bizler, istismarcı olarak deÄŸil tam teslimiyet içinde sevgililer sevgilisinin izinden giden bir ümmet olmanın adayları olacağız. Kutlu nebinin adı anıldığında gönüllerimizde bir rikkat oluÅŸur, kalplerimiz onun muhabbetiyle çarpar. Allah’a kulluÄŸumuzu ve ibadetlerimizi hayat kılavuzumuz olan Peygamber Efendimiz rehberliÄŸinde ve örnekliÄŸinde ifade ediyoruz. Allah’a hamd ile baÅŸladığımız her sözümüzü ve duamızı ona salat ve selam ile sürdürürüz. Åžahsi hayatımızdan beÅŸeri iliÅŸkilerimize, evlerimizden mabetlerimize kadar hayatımızın her sayfasına onun nübüvvet ışığı yansır. Peygamber Efendimize duyduÄŸumuz derin muhabbet; kültürümüzde, sanatımızda, edebiyatımızda belirgin bir ÅŸekilde kendini gösterir. Asırlardır gök kubbemizde yankılanan Ezan-ı Muhammedi, ona olan sadakatimizin sembolüdür.”

“Bu millet ezanına sahip çıktı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ezanın bir zamanlar Türkçe okutulduğunu da anımsatarak, şunları kaydetti:

“Bir zamanlar birileri bizim ezanımızı aslından deÄŸiÅŸtirerek, TürkçeleÅŸtirerek o ÅŸekilde söylemediler mi? Ama daha sonra elhamdülillah, aslına rücu etti ve bugünkü haliyle ‘Allahu ekber, Allahu ekber’ diye nidalar yükselmeye baÅŸladı. ‘Bu ezanlar ki ÅŸehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.’ Zannettiler ki susturacağız, zannettiler ki durduracağız. Ne susturabildiler ne durdurabildiler ve bu millet ezanına sahip çıktı. Åžahadetleriyle dinimizin temeli olan bu ezanlar, tarihimizin mukaddes emaneti ve hürriyetimizin müseccel alametidir. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki istiklalimiz de istikbalimiz de sevgisiz, vatansız, bayraksız ve ezansız olmayacaktır.”

Erdoğan, aziz milletin mayasındaki Allah ve peygamber aşkı ile yüreklerin genişlediğini, onu seven herkesin kalplerinde yerini bulduğunu belirterek, bu yüzden dünyadaki tüm Müslümanlara karşı derin bir muhabbet beslediklerini ve tüm ezilenlere karşı merhamet duyduklarını ifade etti.

Asya’dan Afrika’ya, Kafkaslardan Balkanlara, Hint Okyanusu’ndan Batı Sahra’ya kadar nerede bir Müslüman varsa gönüllerinin ve akıllarının orada olduÄŸunu, Bosnalı, Azerbaycanlı, Afganistanlı kardeÅŸlerin sevinci ile sevinerek, kederiyle kederlendiklerini belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Arakanlı, Sudanlı, Yemenli yetimin acısı bizim acımızdır. Filistinli çocuÄŸun gözyaşı, Afrikalı annenin feryadı bizi yaralar. Çünkü biz Peygamberimizin, Aleyhissalatu vesselam buyurduÄŸu hakikat gereÄŸi, Müslümanları bir bedenin azaları olarak görür, bir binanın tuÄŸlaları olarak biliriz. Dünyadaki tüm mazlumlarla aramızda hiçbir bıçağın kesemeyeceÄŸi, hiçbir ateÅŸin yakamayacağı, hiçbir tuzağın yıkamayacağı bir baÄŸ vardır. Merhum Mehmet Akif, bu sarsılmaz bağı dizelerinde şöyle anlatır: ‘Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciÄŸerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım, çiÄŸnerim, çiÄŸnenirim. Hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.’ Bu anlayışla Somali’den Libya’ya, Pakistan’dan Ukrayna’ya kadar nerede kanayan bir yara varsa durdurmak için çalışıyor gayret gösteriyoruz. Hangi inanca mensup olursa olsun, mazluma sahip çıkmayı, zalimin karşısında dimdik durmayı kendimize görev telakki ediyoruz.”

Türkiye’nin yakın çevresiyle birlikte dünyanın farklı köşelerinde yürüttüğü kalkınma yardımı ve insani diplomasi faaliyetlerinin arka planında bu tasavvurun olduÄŸunu kaydeden ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız. Amerika, Batı filan deÄŸil, 1 numara biziz. Dünya, beÅŸten büyüktür derken de herkes için daha adil bir dünya mümkün derken de inancımızın bize emrettiÄŸi bu anlayışı ifade ediyoruz. Merhametini yitirmiÅŸ bir çaÄŸda, Diyanetimizle, TİKA’mızla, AFAD’ımızla, sivil toplum kuruluÅŸlarımızla düşkünlerin, bir lokma ekmeÄŸe muhtaç fakirlerin, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri emperyalistler tarafından sömürülen mazlum halkların imdadına biz koÅŸuyoruz. Bugün Türkiye denilince, akla ekonomisi, savunması, askeri imkan ve kabiliyetleri yanında vicdanıyla, merhametiyle, insani krizler karşısındaki ilkeli duruÅŸu ile öne çıkan bir ülke geliyor. Ay yıldızlı al bayrağımız dalgalandığı her yerde vatandaÅŸlarımızın yanı sıra orada yaÅŸayanlar için de güveni ve adaleti temsil ediyor. KardeÅŸlerimiz baÅŸta olmak üzere yüz milyonlarca mazlum ve masumun da umudu haline gelmenin ağır sorumluluÄŸunu yüreÄŸimizde hissediyoruz. Rabbime bizleri böyle bir inancın, böyle bir medeniyetin alicenaplığı ile maruf, böyle asil bir milletin mensupları kıldığı bu ülkeye hizmetkar olma ÅŸerefi bahÅŸettiÄŸi için sonsuz hamdediyorum.”

Hemen her gün insanlık olarak yeni bir krize, yeni bir gerilime uyanıldığını, salgının yıkıcı etkilerini henüz atlatamadan, iki komÅŸu ülke arasında patlak veren kanlı savaşın acı sonuçlarının tecrübe edildiÄŸini belirten ErdoÄŸan, insanlık için refah, huzur, barış ve özgürlük asrı olmasını umut ettikleri 21’inci asrın tam anlamıyla bir buhranlar çağına dönüştüğünü söyledi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Batı’da ürkütücü boyutlara varan İslam ve yabancı düşmanlığı, veba gibi yayılan nefret suçları, sosyal ve siyasi çalkantılar, masum çocukları hedef alan kanlı eylemlerin bu yeni çağın alametifarikaları haline geldiÄŸini kaydetti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşte Yunan feribotlarından, denizlerdeki o masum zavallı insanları nasıl Ege Denizi’ne gömdüklerini, nasıl Akdeniz’e gömdüklerini izliyoruz deÄŸil mi? İzliyoruz. Peki dünyanın sesi çıkıyor mu? Hayır. Bizim fırkateynlerimiz koÅŸuyor, onlara ulaşıyor ve onları denizden kurtarıyor. Çünkü biz Müslümanız ve Müslümanlığımızın gereÄŸini yerine getiriyoruz. Åžimdi çıkmış, Yunanistan’ın BaÅŸbakanı Amerika’dan yardım istiyor. Neye karşı yardım istiyor, Türkiye’ye karşı. Ne yaparsan yap, biz gereÄŸi neyse bunu her zaman yapacağız, yapmaya hazırız.”

Yıllardır insanlığa kurtuluş reçetesi olarak sunulan materyalist ideolojilerin çare olmadığı, bilakis insanlığı ekonomik, siyasi ve ahlaki olarak felakete sürüklediğinin gün geçtikçe daha iyi anlaşıldığını belirten Erdoğan, insan fıtratını hiçe sayan, sapkın akımların küresel güçlerin de teşvik etmesiyle günden güne yayıldığının altını çizdi.

Toplumun temel yapı taşı olan aile müessesesinin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir saldırı altında olduğunu gördüklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim aile yapımızı ÅŸu anda tehdit etmeye çalışmıyorlar mı? Çalışıyorlar. Aile yapımıza karşı bu akÅŸam, bu kutlu akÅŸamdan, burada ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Milletleri millet yapan güçlü ailelerdir. İşte bu güçlü aile yapımızı korumak suretiyle Allah’ın izniyle aile yapımızı sarsmak isteyenlere en güzel cevabı bu mübarek gecede veriyoruz. Böyle çirkin, garip, gureba akımlar karşısında siz dik durdukça Allah’ın izniyle bu milleti kimse yıkamayacaktır. Öyle ki, geliÅŸmiÅŸ denilen pek çok ülkede evlilik kurumu iÅŸlevini neredeyse tamamen yitirmek üzeredir. Çocuklara ÅŸefkat ve merhamet, yaÅŸlılara hürmet gibi bizi diÄŸer canlılardan ayıran insani vasıflarımız yok olma tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehditlere istikbalimizin teminatı olan gençlerimiz maalesef çok maruz kalıyorlar. Genç nesiller, tüm kötülüklerin anası olan içki ve alkolden uyuÅŸturucuya, ekran bağımlılığından nihilizme kadar çok ciddi sorunlarla boÄŸuÅŸuyor. EÅŸref-i mahlukat olan insan yaratılış gayesinin farkına varamadığı için bunalımların girdabında sürüklenmekten kendini kurtaramıyor. İnsanlığı içine düştüğü karanlıktan aydınlığa çıkaracak olan yegane reçete din-i mübin-i İslam’ın ve Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın çaÄŸlar üstü mesajlarıdır.”

Hazreti Muhammed’in 14 asır önce zulmün, haksızlığın, cehaletin toplumları esir aldığı bir dönemde ilahi vahyin aydınlığında insanlığın önüne yeni bir ufuk açtığını vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“İnsan onurunun hiçe sayıldığı, kadının, kız çocuklarının, yetimin ve kimsesizlerin hor ve hakir görüldüğü cahiliye karanlığını İslam’ın nuru ile Asr-ı Saadet’e dönüştürmüştür. Efendimiz, sadece vahiye aracılık etmemiÅŸ, Kur’an-ı Kerim’i hayatının her aÅŸamasında yaÅŸayarak bize örnek olmuÅŸ, tavsiyeleri ve sünnet-i seniyyesi ile dünya ve ahiret saadetinin anahtarını vermiÅŸtir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim’de Allah Resulü Müslümanlarla birlikte tüm insanlık için ‘Üsve-i Hasene’ yani en güzel örnek olarak gösterilmiÅŸtir.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, gençliÄŸinden yaÅŸlılığına, ticaretinden idareciliÄŸine, aile reisliÄŸinden davet metoduna kadar hayatının tüm safhalarıyla Hazreti Muhammed’in yegan önderi, sultanı ve rehberi olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

“Adalet, merhamet, barış, esenlik, güven ve kardeÅŸlik dini olan İslam, sadece Müslümanların deÄŸil, bütün insanların huzur ve selametini ister. Hem bu dünyanın hem de ahiretin yegane kurtuluÅŸ çaresi olan İslam dininin mensupları olarak, bize düşen vazife elimizdeki reçeteyi sahih bilgi, doÄŸru yöntem ve güzel bir üslupla tüm insanlığa ulaÅŸtırmaktır. Bunun yolu da 14 asırdır olduÄŸu gibi Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam ‘siretine bakmaktan nebevi irÅŸat ve davet metodunu takip etmekten geçiyor. Allah’ın elçisi cehaletin pençesinde kıvranan insanları 1400 yıl önce İslam’a nasıl davet ettiyse, nasıl felaha çağırdıysa, nasıl onları ikna ettiyse esasen bugün bizim de yapmamız gereken aynısıdır.”

İstismarcılara aldanmayacaklarını, onların oyunlarına gelmeyeceklerini ve hakikat dininin İslam olduğunu, dini istismar etmek isteyenlere en güzel cevabı yaşayışlarıyla vereceklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimize hitaben ‘Biz Müslümanlara dinine daveti nasıl yapılması gerektiÄŸini öğretiyor’ Ali İmran suresi 159. Ayette bu hususta şöyle buyuruyor ‘Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiÄŸi merhamet sayesinde yumuÅŸak davrandın, eÄŸer kaba katı kalpli olsaydın hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi’ evet Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam hayatı boyunca insanların en merhametlisi en yüce gönüllüsü olarak tebliÄŸ vazifesini yerine getirmiÅŸtir. Hazreti Peygamber, insanlara daima nezaketli ve müşfik davranmıştır. Ümmetini ikaz ve irÅŸat ederken hep yumuÅŸak bir dil kullanmış, muhatabı ne yaparsa yapsın kırmamış, kınamamış, asla öfkelenmemiÅŸtir. Åžahsına yönelik hürmetsizlikler karşısında bile sabrederek, soÄŸukkanlı kalarak, bizlere örnek olmuÅŸtur. Hazreti AyÅŸe validemize yaptığı ÅŸu tavsiye hanım kardeÅŸlerim için bu tabii çok çok önemli bizler için deÄŸil mi bizler için de önemli, Peygamber Efendimizin davet yolunu gösteren en güzel örneklerden biridir ‘Ey AyÅŸe Allah Refiktir.’ Rıfkı, yani yumuÅŸak davranmayı sever. Sertlik ve benzeri hallere vermediÄŸi ecri yumuÅŸak huyluluk ile yapılan iÅŸlere verir. Allah bütün iÅŸlerde yumuÅŸak davrananları sever.”

“FETÖ’nün DEAÅž’tan hiçbir farkı yoktur”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Hazreti Muhammed’in karşısındaki insanların gönülleri ile zihinlerine de hitap ettiÄŸini iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti:

“Sorulan sorular ne kadar yersiz, uygunsuz olsa da muhatabını kırmadan ve onu incitmeden kafasındaki istifhamları gidermeye çalışmıştır. Asırlar boyunca Peygamberin izinden giden alimlerimiz ve ariflerimiz insanları İslam’a bu ÅŸekilde davet etmiÅŸler. KardeÅŸlerim, nebevi davet metodu tamamen merhamet ve ÅŸefkat üzerine kuruluyken, maalesef bugün gerek ülkemizde gerekse İslam dünyasında kimi zaman son derece sıkıntılı durumlara ÅŸahitlik ediyoruz. DEAÅž vari tekfirci örgütler ile FETÖ gibi sapkın yapıların gayri İslami yaklaşımlarını burada ifade etmek gereÄŸi dahi duymuyorum. Onların amacı dini kavramları istismar ederek emperyalistlere taÅŸeronluk yapmaktır. Zahirde ayrı gözükse de FETÖ’nün DEAÅž’tan hiçbir farkı yoktur. Biri diÄŸerinin ruh ikizidir. Bunların hepsi de tıpkı PKK gibi İslam ve Müslüman düşmanı çevrelerin farklı görünüm ve söylemlerle sahaya sürdüğü piyonlardır. Biz bu katil sürülerinin yularını kimlerin elinde tuttuÄŸunu çok iyi biliyoruz, 15 Temmuz gecesini unutmadık, unutmuyoruz 252 yavrumuz, vatandaşımızın ÅŸehit olduÄŸu geceyi unutmuyoruz. 2 bin 200 civarında gazimizi unutmuyoruz.”

“Milletimiz kesinlikle itibar etmemelidir”

“Burada üzerinde asıl durmamız gereken son dönemde sosyal medya baÅŸta olmak üzere, kimi mecralarda peyda olan ÅŸahıslardır. ” diyen ErdoÄŸan, şöyle devam etti:

“Bu kiÅŸilerin güya İslam’ı anlatırken nebevi irÅŸat metodu yerine öfkenin, gazabın, korkunun ve bidatın diline baÅŸvurduklarına hatta dolandırıcılıklara kılıf yapıldıklarına ÅŸahit oluyoruz. İnsanların kalplerini Allah’ın dinine ısındırmak yerine ondan uzaklaÅŸtıran yöntemlerin giderek daha fazla melce bulduÄŸunu görüyoruz. DoÄŸrusunu Allah bilir belki aralarında iyi niyetle hareket edenler de vardır. Ama böyle bile olsa kaÅŸ yapayım derken adeta göz çıkartmanın ne İslam’da ne de Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam hayatında yeri olmadığı açıktır. Hangi mecrada olursa olsun İslam’ı anlatan, insanları İslam’a davet eden kiÅŸilerin özenli bir dil kullanması ÅŸarttır. Eline geçirdiÄŸi mühürle insanları kafir, fasık ve münafık diye yaftalayan, nerede ilim tahsil ettiÄŸi belli olmayan yetkinliÄŸi tartışmalı icazet kaynağı belirsiz bu bezirganlara milletimiz kesinlikle itibar etmemelidir. Gerekirse bu konuda, tıpkı daha önceki çaÄŸlarda olduÄŸu gibi yapılar üstü bir denetim mekanizmasının kurulması da deÄŸerlendirilmelidir. Elbette bu hususta en büyük sorumlulukta milletime düşüyor.”

“Çok ağır bedeller ödemek durumunda kalabiliriz”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, görevi ilim ve irÅŸat olan Diyanet camiasının her kesimden insanının, bilhassa gençlerin karşılaÅŸtığı sıkıntılara ve zihinlerini kurcalayan sorulara Kur’an, sünnet ve siret ışığında güncel cevaplar üretmek zorunda olduklarını belirterek, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:

“DiÄŸer türlü FETÖ’den DEAÅž’a kadar asıl vazifesi Müslümanlara yönelik düşmanlıklara malzeme üretmek olan karanlık örgütlerin kol gezdiÄŸi bir ortamda çok ağır bedeller ödemek durumunda kalabiliriz. KardeÅŸlerim, iÅŸte son zamanlarda görüyorsunuz Müslüman bir sokulduÄŸu yerden bir daha sokulmaz. İşte ÅŸimdi birileri de tutturmuÅŸlar yeni yeni bazı ÅŸeyler üretmek suretiyle Müslümanları tekrar aynı yerlerden sokmaya çalışıyorlar. Evlatlarımızın zihinlerinin iÄŸdiÅŸ ve ifsat edilmesinin vebalinden kendimizi kurtaramayız. DiÄŸer türlü yarın mahÅŸer günün de ‘Emri Bil Maruf ve Nehyi Anil Münker’ görevini yerine getirenlerden olamayız. ‘Rabbim bizleri hayatın her alanında olduÄŸu gibi davet ve irÅŸat vazifesinde de Resulünü örnek alanlardan eylesin’ diyorum. Kimi zaman çeÅŸitli edepsizliklerin, insafsız eleÅŸtirilerin hedefi olsalar da bu uÄŸurda yılmadan, yorulmadan, samimiyetle, azimle ve sebatla çalışan tüm hocalarımıza Allah’tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Mihrapları imamsız, minberleri hatipsiz ve minareleri ezansız bırakmamak için mücadele veren tüm kardeÅŸlerime ÅŸahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

Notlar

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, konuÅŸmasının ardından Uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nda dereceye girenlere ödüllerini verdi.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle baÅŸlayan programda, UludaÄŸ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Emin Ay ile Itri Kültür Sanat Korosu ilahi ve tasavvuf musikisi dinletisi sundu.

Ayrıca, programda Diyanet İşleri Başkanlığınca 2022 Mevlid-i Nebi Haftası/Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla hazırlanan sinevizyon gösterimi de yer aldı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nın jüri üyeleri ve programdaki protokol üyeleriyle de hatıra fotoÄŸrafı çektirdi.

Diyanet İşleri BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ, programın anısına CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a hediye takdim etti.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir