Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sağlık Bakanlığına 40 bin yeni personel alınacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sağlık Bakanlığına 40 bin yeni personel alınacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sağlık Bakanlığına 40 bin yeni personel alınacak

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “SaÄŸlık Bakanlığımıza 40 bin yeni saÄŸlık personeli alınacağının müjdesini de milletimizle paylaÅŸmak istiyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, elektrik faturalarındaki TRT payı ile Enerji Fonu kesintilerini kaldırma kararı aldıklarını bildirdi.

CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslenen ErdoÄŸan, toplantıda saÄŸlıktan dışiÅŸlerine, enerjiden adalete kadar ülkenin ve milletin pek çok meselesini enine boyuna görüştüklerini, konuÅŸtuklarını söyledi.

Türkiye’nin salgınla mücadelesini dünyadaki geliÅŸmeleri yakından takip ederek, ön alıcı bir anlayışla baÅŸarıyla devam ettirdiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, ikinci yılının sonuna doÄŸru yaklaşılan salgının yeni dalgalar ve yeni varyantlar halinde ilk dönemdeki öngörüleri aÅŸarak insanlığı tehdit etmeyi sürdürdüğünü belirtti.

Erdoğan, salgının uzun soluklu mücadeleyi gerektiren sağlık krizi olduğu gerçeğinin artık inkarı mümkün olmayan bir vaka olarak karşılarında durduğunu ifade etti.

Bu durumun gelişmiş ülkeler dahil tüm devletlerin sağlık başta olmak üzere temel hizmet ve ürün altyapılarını giderek daha da zorladığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kendi ülkelerini karalamak dışında bir iÅŸ bilmeyenler kafalarını kaldırıp dünyaya baksalar, bu gerçeÄŸi görecekler. Türkiye olarak en büyük avantajımız saÄŸlıktan üretime, kritik her alanda son 19 yılda gerçekten çok güçlü ve kapsayıcı bir altyapıyı kurmamızdır. Bu sayede, ülkeler maske ve koruyucu malzeme kavgası verirken biz rahatça ihtiyaçlarımızı karşılayabildik. Bu sayede üretim ve dağıtım zincirleri çöküp, insanlar temel ihtiyaç maddelerine bile eriÅŸmekte güçlük çekerken biz hiçbir sıkıntı yaÅŸamadık. Bu sayede, dünyadaki pek çok yerde devletlerle vatandaÅŸları arasında güven bunalımları yaÅŸanırken biz hedeflerimize doÄŸru yürümeyi baÅŸardık. Sadece finans gücüyle böylesine büyük ve derin krizlerin aşılamayacağını büyük ekonomilere sahip ülkelerin durumu açıkça ortaya koyuyor. Sonuçta ortaya çıkan tablo, ülke ve millet olarak sahip bulunduÄŸumuz potansiyeli siyasi ve ekonomik her alanda harekete geçirebilmemize imkan verecek bir zeminin varlığına iÅŸaret ediyor. Bir yandan salgınla mücadeleyi kesintisiz ÅŸekilde devam ettirirken daha büyük bir azim ve kararlılıkla da iÅŸte bu fırsatları deÄŸerlendirmenin gayreti içindeyiz.”

Erdoğan, sağlık hizmetlerinde herhangi bir krize asla izin vermediklerini, vermeyeceklerini dile getirdi.

Vaka, hastaneye yatış, yoÄŸun bakım ve vefat sayılarının kontrol edilebilecek bir seviyede olduÄŸunu anlatan ErdoÄŸan, “İnÅŸallah bunları daha da aÅŸağı çekeceÄŸiz. Bu dönemde özellikle hastanelerde sunulan hizmetlerde elbette bazı aksaklıklar, gecikmeler yaÅŸanabilmektedir. Bunların önüne geçecek tedbirleri de en kısa sürede alacağız.” diye konuÅŸtu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi üretiminde kesintiye meydan vermeyecek bir sistemi salgının ilk günlerinden itibaren kurduklarını, böylece ihracat ve istihdamı korumakla kalmadıklarını, çok daha ileriye taşıdıklarını aktardı.

“Okullardaki yüz yüze eÄŸitim-öğretim kesinlikle devam edecektir”

Salgın tedbirlerinin turizm ve ticarette yol açtığı sıkıntıları da normalleşme adımlarıyla büyük ölçüde geride bıraktıklarının altını çizen Erdoğan, belirlenen yaş grubunun üzerindeki herkesin, özellikle de ileri yaş grubundaki vatandaşların aşılarını olmalarının veya tamamlamalarının salgının ağır sonuçlarının azaltılmasına katkıda bulunacağını hatırlattı.

“Okullar açık mı kalacak, kapanacak mı tartışması da artık sona ermelidir. Okullardaki yüz yüze eÄŸitim-öğretim kesinlikle devam edecektir. SaÄŸlık Bakanlığımıza 40 bin yeni saÄŸlık personeli alınacağının müjdesini de milletimizle paylaÅŸmak istiyorum.” diyen ErdoÄŸan, salgını ülke gündeminden tamamen çıkartana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

Enerji fiyatları

Kapanma dönemlerinde verdikleri kapsamlı ve yerinde desteklerle ekonomik faaliyet yürüten aktörlerin ve dar gelirli vatandaşların telafi edilemez sorunlar yaşamalarının önüne geçtiklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Genç iÅŸsizliÄŸi önlemek için 251 organize sanayi bölgesinde açmayı taahhüt ettiÄŸimiz mesleki eÄŸitim merkezlerinden 87’sini faaliyete geçirdik. Halen hazırlıkları süren 164 mesleki eÄŸitim merkezini de inÅŸallah ocak ayında açıyoruz. Böylece, milletimize istihdamı artırma konusunda verdiÄŸimiz bir taahhüdü daha yerine getirmiÅŸ oluyoruz. Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı ekonomi politikamızda bütçe disiplininden taviz vermeden ülkemizi büyütecek her adımı desteklemeye devam ediyoruz. Ülkemizin bu yıl yaklaşık yüzde 8 artış gösteren elektrik talebini yaptığımız yatırımlar ve aldığımız tedbirlerle herhangi bir sıkıntıya meydan vermeden karşıladık. Avrupa’da ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum. Avrupa’da doÄŸal gaz fiyatları 2020 yılı başındaki 115 dolar seviyesinden geçtiÄŸimiz ay itibarıyla 1100 dolar, hatta günlük piyasada 1500 dolar seviyesine kadar çıktı. Buna karşılık biz ülkemizdeki vatandaÅŸlarımızın konutlarda tükettiÄŸi doÄŸal gazı halen yaklaşık 150 dolardan veriyoruz. Rakamlar çok açık, net ortada. Alış fiyatımıza göre baktığımızda ise doÄŸal gazı hane halkına yüzde 76 indirimle vererek 50 milyar liralık bir sübvansiyon yaptığımızı söyleyebiliriz.”

“Küresel enerji krizini yönetmeyi sürdüreceÄŸiz”

Erdoğan, aynı şekilde petrol fiyatlarının 2020 yılı başındaki 42 dolar seviyesinden 80 dolar seviyesine, kömür fiyatlarının 50 dolardan 270 dolar seviyesine kadar yükseldiğini anımsattı.

Eşel mobil sistemi ile alacakları vergiden 60 milyar lirayı bulan bir fedakarlık yaparak akaryakıt fiyatlarını dengede tutmanın gayreti içinde olduklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Küresel düzeydeki tüm bu yükseliÅŸe raÄŸmen, bu yıl elektriÄŸi maliyetinin neredeyse yarısı düzeyinde bir faturayla vatandaÅŸlarımıza vererek 17 milyar liralık bir sübvansiyon yaptık. Böylece sadece 2021 yılı için vatandaÅŸlarımızın cebinden toplamda 127 milyar liralık ilave bir meblağın çıkmasını önledik. Bir baÅŸka ifadeyle her vatandaşımıza yıllık 1500 liranın üzerinde bir enerji desteÄŸi vermiÅŸ olduk. Önümüzdeki dönemde elektrik faturalarındaki, burası da çok önemli, altını özellikle çiziyorum, TRT payı ile Enerji Fonu kesintilerini de kaldırma kararı aldık. Hem enerji sektöründeki kurumların dengelerini bozmayacak hem vatandaÅŸlarımızı maÄŸdur etmeyecek bir yaklaşımla bu küresel enerji krizini yönetmeyi sürdüreceÄŸiz. Finans tarafındaki dalgalanmaların da üretimi ve ihracatı artırarak cari açığımızı düşürdükçe durulacağına inanıyoruz. Bu bakımdan 2022 inÅŸallah verdiÄŸimiz emeklerin, yaptığımız fedakarlıkların, yürüttüğümüz mücadelelerin semeresini görmeye baÅŸlayacağımız bir yıl olacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inÅŸası yolundaki son önemli imtihanımız olan 2023’ü de baÅŸarıyla geride bıraktığımızda ülkemizin dünyanın siyasi ve ekonomik liginin en üstündeki yerini alışına hep birlikte ÅŸahitlik edeceÄŸiz.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türkiye’nin en büyük gücünün milletin birliÄŸi, beraberliÄŸi, kardeÅŸliÄŸi, azmi ve kararlılığı olduÄŸunu söyledi.

Bu gerçeÄŸi sadece kendilerinin görmediÄŸini, muarızlarının da durumun farkında olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, “Son dönemde yalana, iftiraya, tehdide, çifte standarda dayalı senaryoların ürünü söz ve davranışların dışarıda ve içeride giderek artış göstermesinin sebebi iÅŸte bu fotoÄŸraftır.” diye konuÅŸtu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar terörden darbeye kadar nasıl hiçbir sinsi saldırının, alçak oyunun, kirli tuzağın bu gücü kırmasına müsaade etmediysek Allah’ın izniyle önümüzdeki süreçte de aynı baÅŸarıyı göstereceÄŸiz. Türkiye’yi diledikleri gibi yönlendirebilecekleri, itip kakabilecekleri, vaktini ve enerjisini çalabilecekleri müstemlekelerinden biri sananlar ile kendi ihtirasları uÄŸruna onların deÄŸirmenine su taşıyanların heveslerini kursaklarında bırakmak bizim boynumuzun borcudur. Yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle siyasi istikrarsızlıklar, altyapı, üretim ve istihdam odaklı atılımlarıyla ekonomik bağımlılık, 15 Temmuz destanıyla darbeler devrini kapatan Türkiye’nin önünü kesmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Ülkemizi eser ve hizmet siyasetiyle 19 yılda bugünkü seviyesine nasıl biz getirmiÅŸsek inÅŸallah 2023 hedeflerine ulaÅŸtırmayı da gençlerimize 2053 vizyonunu emanet etmeyi de Rabb’im bize nasip edecektir.”

Bunun için Cumhur İttifakı olarak Meclis’te, CumhurbaÅŸkanlığı Kabinesi ile hükümette gece gündüz çalıştıklarını ve mücadele verdiklerini dile getiren ErdoÄŸan, “Ancak son dönemde bu ülkenin ikinci büyük partisi unvanını taşıyan bir siyasi teÅŸekkülün milli güvenliÄŸimize ve milli çıkarlarımıza yönelik ciddi bir tehdit haline dönüşen tutarsızlıklarından derin endiÅŸe duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Geçen hafta Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ve Irak’taki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekatlarına imkan veren CumhurbaÅŸkanlığı tezkeresi konusunda yaÅŸanan tartışmaların bu endiÅŸelerini daha da artırdığına dikkati çeken ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:

“Türkiye’nin sınır ötesi harekatları siyaset üstü bir konudur. GeçmiÅŸte defalarca ‘evet’ dedikleri bir tezkere metnine bu defa yabancı asker gibi cehaletin ötesinde ve vatana ihanet ithamı gibi zırvalık derecesine varan gerekçelerle saldıranların bir yerlerden iÅŸaret aldıkları anlaşılmaktadır. Åžayet böyle deÄŸilse hiçbir partinin, hiçbir siyasetçinin kendisiyle bu derece çeliÅŸmeyi, bir milli güvenlik konusunu bu derece zelil üslupla tartışmayı göze alabileceÄŸini sanmıyoruz. Halbuki bu tezkereye karşı çıkmak Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesindeki unsurlarına can simidi atmak demektir. Yine bu tezkereye karşı çıkmak Türkiye’nin güney sınırlarından kuÅŸatılması projesinin yanında yer almak demektir. Daha önemlisi bu tezkereye karşı çıkmak bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının emrine girmek demektir. Çünkü ilk günden beri Meclis’te tezkerelere en ÅŸiddetli karşı çıkan, terör örgütünün ÅŸamar oÄŸlanlığından öte bir deÄŸer taşımayan bu kesimdir. Türkiye’nin en eski ve halihazırda ikinci büyük partisinin iÅŸte bu örgüt kuklası yapı tarafından yönetildiÄŸini, yönlendirildiÄŸini görmekten Türk siyaseti adına gerçekten üzüntü duyuyoruz.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Son mahalli seçimlerde yapılan gizli-açık ortaklıklar ve pazarlıklarla kimi belediyelerdeki bazı birimlerin bu partinin yönetimine verildiÄŸini zaten cümle alem biliyor. Åžimdi bu ortaklığın ülkenin milli güvenlik meselelerine kadar uzanmış olması artık konunun siyasi ittifakla izah edilemeyecek bir boyuta taşındığının iÅŸaretidir. Meclis’te Irak ve Suriye tezkerelerine ‘hayır’ demelerini yalan ve iftiralarla bezeli nutuklarla savunanların Yozgat’a gidince Kandil’i yakıp yıkmaktan söz etmeleri de bir baÅŸka omurgasızlık örneÄŸidir.” diye konuÅŸtu.

“Nerede, neyi konuÅŸacaklarını da iyi biliyorlar.” ifadesini kullanan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Kamu görevlilerini tehdit etmeyi alışkanlık haline getiren ancak kendi partisindeki hırsızlık, taciz, tecavüz hadiselerinin hepsinin de üstünü örten zehirli siyaset dilini en baÅŸta bu üslubu benimseyenler için tehlikeli buluyoruz. Meclis’te tezkereye ‘hayır’ demekle kalmayıp egemenlik haklarımıza saygı göstermeyen büyükelçilere verilen tepkiye destek olmayan, daha vahimi Kanal İstanbul Projesi’ni yabancı büyükelçilere ÅŸikayet edecek kadar ÅŸuur kaybı yaÅŸayan bu zihniyete milletimiz ülkenin kaderini asla emanet etmez.” dedi.

Bu tablonun akıllara Ziya PaÅŸa’nın, “En ummadığın keÅŸfeder esrar-ı derunun, sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?” ÅŸeklindeki terkibibendini getirdiÄŸini söyleyen ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:

“Milletimiz deÄŸerlerimize hakaret etmekten baÅŸka vasıfları olmayan, ağızlarından çıkan yalanların artık çetelesi dahi tutulamayan, her kritik durumda ülkesinin hasımlarının yanında saf tutan bu siyaset bezirganlarının gerçek yüzünü gayet iyi biliyor. Türkiye geçmiÅŸte nasıl tek parti faÅŸizmini yendi iç ve dış vesayetin üstesinden geldiyse inÅŸallah bu çarpık zihniyeti de tarihin tozlu raflarına kaldıracaktır. Bir siyasi partinin en üst düzey yöneticisi tarafından Bingöl’de ÅŸehit yakınına yapılan edepsizliÄŸi de aynı alçak zihniyetin farklı bir tezahürü olarak kabul ediyorum.”

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, İYİ Parti’li Lütfü Türkkan’ın Bingöl’de ÅŸehit yakınına yönelik sözlerine iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu ve “Bingöl’de yaÅŸanan hadiseyi, failinin geçmiÅŸteki yanlışlarından itibaren kim olduÄŸundan baÅŸlayarak şöyle kısaca bir hatırlayalım.” ifadelerini kullanarak Türkkan ile ilgili bir video izlettirdi.

Erdoğan videonun gösterilmesinin ardından şu ifadeleri kullandı:

“Gördüğünüz gibi neresinden tutsanız rezillik, neresinden tutsanız terbiyesizlik, neresinden tutsanız saygısızlık, neresinden tutsanız alçaklık olan bir skandalla karşı karşıyayız. KardeÅŸinin gencecik bedeni, PKK terör örgütü tarafından paramparça edilen bir ÅŸehit yakınının feryadını, onun namusuna, ÅŸimdi açıyorum bacısına en ağır hakaretleri, küfürleri yaparak bastırmaya çalışmak her ÅŸeyi bir kenara bıraktık, insanlığa sığmaz. Üstelik bu kiÅŸi ve avanesi, önce yapılan rezilliÄŸi inkar etmeye, hatta ÅŸehit yakınını suçlamaya çalıştılar, sonra her ÅŸey belgesiyle ortaya konunca kabul etmek zorunda kaldılar. Åžehitlik makamının deÄŸerini kavrayamamış olmanın ötesinde, insanlıktan da nasibini almamış bu siyasetçi müsveddesinin ‘milletvekili’ sıfatına da o kutlu çatının altında bir dakika bile durmaya hakkı yoktur. Partinin grup baÅŸkanvekilliÄŸinden veya genel baÅŸkan yardımcılığından ayrılması, bu iÅŸ için bir çıkış yolu deÄŸildir. Artık sözde milletvekili olan bu kiÅŸinin parlamento çatısı altında yerinin olmaması lazım. Kaldı ki başında bir bayan genel baÅŸkanın olduÄŸu bu partide, bir ÅŸehidimizin bacısına küfür edilmesi karşısında genel baÅŸkan bayanın buna tahammül etmemesi ve kesinlikle bu zatı partisinden ihraç etmesi gerekir. DuruÅŸ bu olması gerekir. Ama ne yazık ki neymiÅŸ? İşte baÅŸkan yardımcılığından ihraç etmiÅŸler. Kimi aldatıyorsunuz ya? Kimi kandırıyorsunuz? Al birini vur öbürüne. GeçmiÅŸi benzer pek çok edepsizliklerle dolu bu siyasetçi müsveddesini ısrarla el üstünde tutanların sorumluluÄŸu buradaki görüntünün failinden daha az deÄŸildir. Sadece bir kamu bankası olan Ziraat Bankasına 36 milyon dolar ÅŸu anda borcu olan ve henüz bu borcu temizleyememiÅŸ olan bu kiÅŸi, aynı zamanda Kocaeli’nde biliyorsunuz yine devlete ait arazileri iÅŸgal etmiÅŸ ve bu iÅŸgal sebebiyle de çok ciddi orada sıkıntılar yaÅŸanmıştı.”

“Kadın STK’lar siz ne iÅŸ yapıyorsunuz?”

ErdoÄŸan, “Bizim inancımızda ve kültürümüzde her birimizin annesi, bacısı, eÅŸi, kız evladı herhangi bir birey olmanın ötesinde deÄŸere ve dokunulmazlığa sahiptir. İYİ Parti’nin başındaki hanımefendi ÅŸehitlik makamına, ÅŸehit yakınına, milli ve manevi deÄŸerlerimize kıymet vermiyorsa, hiç deÄŸilse kendi cinsiyetinden birisine yönelik bu ağır hakarete tepki göstermelidir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, konuÅŸmasında, kadın STK’lara da ÅŸu sözlerle seslendi:

“Peki kadın STK’lar siz ne iÅŸ yapıyorsunuz? İlla, sizin örgütünüze ait bir bayana, bir kadına küfür edilirse, hakaret edilirse o zaman mı ayaÄŸa kalkacaksınız? Bir ÅŸehidimizin bacısına küfür edildiÄŸi zaman, hakaret edildiÄŸi zaman niçin sokaklara dökülmüyorsunuz? Neden bunun hesabını sormak için yollara çıkmıyorsunuz? İlgili ilgisiz her konuda kadın hakları diyerek ortalığı birbirine katanların, ÅŸehidimizin kız kardeÅŸine yönelik bu iÄŸrenç saldırı karşısında derin bir sessizliÄŸe gömülmelerini de hafıza kayıtlarımıza nakÅŸediyoruz.”

“Hani sen kadın haklarını savunuyordun?”

“Ana muhalefetin başı, daha 2 gün önce yaptığı açıklamalarda kadın haklarından, kadına ÅŸiddetten, kadınlarımıza yönelik hakaretlerden bahsediyordu.” diyen ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ana muhalefetin başı? Bu nedir bu? Åžehidimizin bacısına yapılan bu saldırıyı acaba siz nereye kadar görmezlikten geleceksiniz? Hani sen kadın haklarını savunuyordun? Mecliste aynı renk ve aynı sloganlarla bezeli maskeler takan sözde genel baÅŸkanlar, sözde siyasetçiler, sözde sivil toplum kuruluÅŸu temsilcileri vardı. Bunların hiçbiri de ÅŸehit yakınına hakaret eden bu rezil ÅŸahsın terbiyesizliÄŸine karşı derhal harekete geçmemekle aslında amaçlarının baÅŸka olduÄŸunu göstermiÅŸlerdir. Her kim bu ülkede bir daha ‘İstanbul SözleÅŸmesi’ diye baÅŸlayan bir cümle kurarsa ona en baÅŸta ve en çok kendi adlarını sapkın ideolojik ajandaları uÄŸruna istismar ettiÄŸi için kadınlarımız tepki göstermelidir. Yine bu konuda, sürekli kadınların, ÅŸehit yakınlarının, gazilerin hakları ile ilgili esip gürleyen CHP tarafında bıraktık Genel BaÅŸkanı, herhangi bir seviyede tepki gösterilmemesi, arka plandaki kirli pazarlıkların ispatıdır. Buldukları her fırsatta ÅŸehit yakınlarını ve gazileri tahrik eden, adını istismar etmekten baÅŸka kadına faydası dokunmayan zihniyetin asıl yüzü, Bingöl’deki hadiseyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hayatları boyunca, milletin hayrına tek bir iÅŸ yaptıkları, ülkeye herhangi bir eser ve hizmet kazandırdıkları görülmemiÅŸ olanların, kendi akıllarınca iktidar hevesine kapılmakla bile ne derece nobran, ne derece küstah, ne derece terbiyesiz hale gelebildiklerini hep birlikte takip ediyoruz. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu çirkin ve alçak zihniyetin ÅŸerrinden muhafaza eylesin diyorum. Bingöl’deki edepsizliÄŸin sonuna kadar takipçisi olacak, bu ÅŸahsın milletvekilliÄŸinin sonlandırılması dahil en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkanları kullanacağız. Lafa gelince milliyetçiliÄŸi kimseye bırakmayanların, hatta kurdukları ittifaka ‘millet’ adını verenlerin aslında millete nasıl baktıkları bu tür örneklerle açıkça ortaya çıkmaktadır.”

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir