ErdoÄŸan: Libya’da Türkiye’nin mevcudiyeti barış umutlarını artırmıştır
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Libya’da Türkiye’nin mevcudiyeti barış umutlarını artırmıştır. Terörle mücadele kisvesi altında ne tür oyunların oynandığını da görüyoruz.” dedi.
Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Almanya’nın baÅŸkenti Berlin’de düzenlenen “Libya Zirvesi”nden dönüşünde uçakta gazetecilere gündeme iliÅŸkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Libya’da siyasi çözüm çabalarının bir parçası olarak Berlin’de düzenlenen Libya Zirvesine katıldıklarını hatırlatan ErdoÄŸan, 55 maddelik zirve bildirgesinin kabul edildiÄŸini kaydetti.
Burada BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in çatısı altında bir yol haritasının bulunduÄŸuna iÅŸaret eden ErdoÄŸan, “Bizim Sayın Putin ile birlikte çaÄŸrısını yaptığımız ateÅŸkese uyulması halinde siyasi sürecin de önü açılacaktır.” diye konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, zirvede alınan kararlar çerçevesinde Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti BaÅŸbakanı Fayiz es-Serrac ve Libya’nın doÄŸusundaki gayrimeÅŸru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter tarafından 5’er kiÅŸinin katılacağı askeri komitenin gelecek birkaç gün içinde toplanacağını belirterek, ÅŸunları ifade etti:
“Buradaki kilit nokta Hafter’in saldırgan tutumunu sonlandırmasıdır. Nisan’dan bu yana tüm anlaÅŸmaları ihlal eden ve meÅŸru hükümete saldıran özellikle Hafter taraftarlarıdır. Toplantıda bu konuyu açıkça dile getirdim. Tabii kimse itiraz edemedi. Gerçek ÅŸu ki bizim Libya konusunda attığımız adımlar sürece bir denge getirdi ve ateÅŸkes zemini oluÅŸtu. Hem sahada hem de masada pozisyonumuzu güçlü tutarak siyasi sürece destek olmaya devam edeceÄŸiz. Libya’da Türkiye’nin mevcudiyeti barış umutlarını arttırmıştır. Biz, Libya’da terörle mücadele kisvesi altında ne tür oyunların oynandığını da görüyoruz. Buna karşı meÅŸru hükümetin yanında durmaya devam edeceÄŸiz. Özellikle bugün alınan kararları takip edecek bir mekanizma kurulacak ve aylık toplantılar yapılacak. BM çatısı altında yapılacak olan bu toplantılarda Libya’nın siyasi, askeri ve ekonomik konuları ele alınacak. Bu toplantılara bizim arkadaÅŸlarımız da katılacaktır.”
“Atalarımızın sözü ile hatırlatmada bulundum”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde ve zirvede İdlib konusunu da gündeme getirdiklerini aktaran Erdoğan, bu arada Serrac ile bir görüşmesinin olduğunu söyledi.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile de bir araya geldiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sayın Putin ile yaptığımız görüşmede de gerekli mesajları kendisiyle paylaÅŸtım. Sayın Putin ile gerek Moskova’daki gerekse ondan sonraki süreçte bunları çok açık net deÄŸerlendirme fırsatını bulduk. Bu sürece olan yaklaşımı bazı gerçekleri görmesi bakımından lehte oldu. Ancak tabii Hafter’in ÅŸu ana kadar, ayrıldığımız zamana kadar metinlere imza atmaması manidardır. Hepsi sözdedir ve ben de kendilerine atalarımızın o sözü ile bir hatırlatmada bulundum, ‘söz uçar yazı kalır’ dedim. ‘Bunun imza ile teyit edilmesi gerekir’ dedik. Fakat tüm bunlara raÄŸmen imza altına alınamadı. Olay tamamen sözlü olarak bütün katılımcıların ÅŸahit olması ile o ÅŸekilde kalmış oldu. Ä°nÅŸallah neticesi hayırlı olur.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “ABD BaÅŸkan Yardımcısı geldi, uzun bir müzakere yaptınız. Rusya’ya gittiniz uzun bir müzakere yaptınız. Beyaz Saray’da da ciddi müzakereler oldu, sonuçları müspet oldu. Bu birden çok tarafı olan toplantı ve diÄŸer müzakerelerden çok daha kısa sürdü. Dolayısıyla baÅŸarısız olma ihtimali olduÄŸunu düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Biz bu süreçte üzerimize düşenleri yapmış olduk. Åžu an itibarıyla geldiÄŸimiz noktayı deÄŸerlendirme fırsatını bulduk ve söylenmesi gereken neyse bunları da kendilerine söyledik. Ama özellikle yol boyunca ne kadar uyarlar uymazlar bunu göreceÄŸiz. Uymadıkları anda da gereÄŸini yapacağız.” yanıtını verdi.
“EÄŸitici olarak bir kadro gönderdik”
ErdoÄŸan, ÅŸu an itibarıyla Türkiye’ye “Niçin ÅŸunu yaptınız?” sorusunun pek yöneltilemediÄŸini belirterek, ÅŸunları kaydetti:
“En çok ve en ileri sordukları soru ‘Bundan sonra buraya siz askeri güç gönderecek misiniz?’. Bizim de onlara verdiÄŸimiz cevap ÅŸu oldu, ‘Biz buraya ÅŸu anda askeri güç göndermiyoruz. Biz sadece eÄŸitmen olarak, eÄŸitici olarak buraya bir kadro gönderdik o kadar. Bunlar da orada eÄŸitim yaptılar. Ama öbür tarafta Wagner burada 2 bin 500 güvenlik gücü ile var. Onları niçin masaya yatırmıyorsunuz?’. Böyle söyleyince ona da bir ÅŸey diyemiyorlar. Kaldı ki sadece Wagner deÄŸil, mesela orada Sudan’dan 5 bin civarında asker var. Bunun yanında Çad’dan var, Nijer’den var. Malum Abu Dabi yönetimi nereden bulursa alıyor. Hakeza Mısır’da bu tür askeri güçler az deÄŸildir. Ama tüm bunların dışında üzerinde durulması gereken baÅŸka bir konu var. Savunma sistemleri noktasında, hava kuvvetleri vesaire, buralarda özellikle Rusların, Abu Dabi yönetiminin vermiÅŸ olduÄŸu desteklerdir. Biz buradan kendilerine yüklenmek suretiyle ‘Bu konularda biz sizden hassasiyet bekliyoruz’ dedik. Onlar da bu konularda bize ‘hayır’ diyemediler ve baÅŸta Merkel olmak üzere bunu kabullendiler.”
“Gerçekten bir ateÅŸkes hayata geçirilebilirse Türkiye’nin bundan sonrası için beklentisi nedir? Hafter’in masadan kalktığını, kaçtığını görüyoruz, takip ediyoruz. EÄŸer ateÅŸkes gerçekleÅŸemezse Türkiye’nin politikasında bundan sonra herhangi bir revizyon olabilir mi? Batı basını için kaleme aldığınız makalede bir ifadeniz vardı Avrupa liderleriyle ilgili, ‘Daha az konuÅŸup daha çok somut adım atmaları gerekli artık’ demiÅŸtiniz. Bugün buna dair bir ışık gördük mü?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, Serrac’ın BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiÄŸi bir lider olduÄŸunu, Hafter’in böyle bir özelliÄŸinin bulunmadığını, bununla ilgili de özellikle Almanya BaÅŸbakanı Merkel’in hiçbir aksi ifade kullanmadığını dile getirdi.
“Atılması gereken adımlar atılır”
“Tablo böyle olunca, bizi oraya davet eden meÅŸru bir hükümetin başı, diÄŸeri ise gayrimeÅŸru. GayrimeÅŸru bir kiÅŸinin davetine icabet edenler mi bizim için önem arz eder, yoksa meÅŸru bir yönetimin davetine icabet eden mi?” diyen ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Biz meÅŸru olanı yaptığımıza göre atılması gereken adımlar da yeri geldiÄŸi zaman rahatlıkla atılabilir ve bu konuda bizim önümüz açık. Kaldı ki biz burada önemli bir adım daha attık. Nedir o? TBMM’den bununla ilgili yasal düzenleme yaparak bunu da geçirdik. Sayın Putin’e soruyorum, onlarda böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Biz, iÅŸin yasal sürecini de en ideal ÅŸekilde yapmışız ve adımlarımızı da buna göre atmışız. Dolayısıyla bu adımların neticesini de biz Libya’da göreceÄŸiz. Libya halkının huzuru bizim için çok çok önemli. Mesela bugün gerek Salame gerek Pompeo, petrol limanları ile ilgili aynen bizim düşüncemizi ortaya koydu. Petrol limanları ile ilgili konuyu onlar da gündeme getirdiler. Bu bizim ne kadar önemli bir yerde durduÄŸumuzun bir defa ispatı. Hele hele Salame’nin bunu savunuyor olması bizim iÅŸimizi daha da kolaylaÅŸtırıyor.”
ErdoÄŸan, konuÅŸmasında petrol limanları konusu üzerinde de durduÄŸunu belirterek, son dönemde oradaki en önemli sıkıntısının petrol limanları olduÄŸunu dile getirdi. ErdoÄŸan, “Yani Hafter oralarda bariyer oluÅŸturmaya, baraj oluÅŸturmaya, buradan böyle bir ÅŸeyin üzerine gidiyor. Bir defa Libya’nın içindeki göçler noktasında da bunlar her tarafı ciddi manada yakıp yıkıyorlar. Åžu anda mesela Salame’nin bile gündemine girmiÅŸ vaziyette. Onlar da bu konuyu gündeme getirdiler. Åžimdi bizim bütün bunları bir defa dünya kamuoyuna sürekli açıklamamız lazım, bunların üzerinde ısrarla durmamız lazım.” dedi.
“Mazlumlara yardımcı olacağız”
“(Türkiye barışın anahtarıdır) dediniz. Sosyal medyada bir kampanyaya dönüştü ‘Turkey for Peace’ diye… Aslında Türkiye uluslararası krizlerde bu rolü üstleniyor. Çok önemli bir görev. Masada bir ağırlığı oluyor Türkiye’nin uluslararası krizlerde. Bu diplomasi hamleleri de aslında ülkemizin belirleyici rolünü göstermiÅŸ oluyor. ‘Türkiye dış politikasında yalnızlaÅŸtı’ eleÅŸtirisi yapılırken bunun önemli olduÄŸunu düşünüyorum. Bu tür küresel sorunlara iliÅŸkin diplomasi hamleleriniz devam edecek mi?” sorusunu ErdoÄŸan, “Åžu anda eÄŸer biz bir güçlü devletsek, bir güçlü devlet olarak bizden birçok beklentiler var. Bu beklentiler karşısında eli kolu baÄŸlı durmak mümkün deÄŸil ama bunları da uluslararası hukuk çerçevesinde her zaman hayata geçirmemiz lazım. Bu tür ÅŸeylerde de bu tür talepler karşısında geri durmamız mümkün deÄŸil.” diye yanıtladı.
“Wagner diyoruz. Sudan’dan gelenler var. Ve bunlar da paralı tipler. Bu paranın kaynağı neresi? Abu Dabi. Para da bol ama lafa gelince de ‘Ben yokum bu iÅŸlerin içerisinde’ diyor. Biz bu gerçekleri de görüyoruz.” ifadelerini kullanan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“Dolayısıyla bir yerde mazlum varsa, bir yerde maÄŸdur varsa biz burada onlara yardımcı olmanın gayreti içerisinde olacağız. Mesela biz bugün sadece Libya’yı iÅŸlemedik, Ä°dlib’i de iÅŸledik. Ä°dlib konusunu hem Libya ile ilgili yaptığım konuÅŸmada iÅŸledim hem de Sayın Putin ile etraflıca uzun uzadıya Ä°dlib konuÅŸtuk. Kendisine durumu anlattık. Kendisi de ‘Ä°lgili arkadaÅŸlarımız dışiÅŸleri, savunma, istihbarat bu iliÅŸkilerini süratle devam ettirsinler’ dedi. Onlar ÅŸimdi ‘kendilerinin canını yaktığını söyledikleri’ bizim ise ‘ılımlı muhalif’ olarak baktığımız kiÅŸilere terörist olarak bakıyorlar. Ben kendisine ÅŸunu söyledim ‘Bunlara terörist diyorsunuz da Esed devlet terörü estiriyor. Bu adam yüz binlerce insan öldürdü ve hala ÅŸu anda Ä°dlib’de bombalar yaÄŸdırılıyor’. Tabii bunu kabul edemiyor. Ben geçen gün televizyonda babaları 2 ay önce öldürülmüş olan 6 çocuÄŸu anneleriyle beraber gördüm. 2 yaşında, 4 yaşında, 5 yaşında çocuklarla beraber anneleri yaÄŸmur çamur içerisinde duruyor ve bunlar çadırda.”
“Yeni bir kampanya baÅŸlatıyoruz”
Türkiye’nin ÅŸimdi yeni bir kampanya baÅŸlattığını dile getiren ErdoÄŸan, “Bize 30 kilometre falan yaklaÅŸtılar. Åžimdi diyoruz ki briketten 20-25 metrekarelik baraka yapalım, üzerini brandalarla kapatalım. Hiç olmazsa yaÅŸam koÅŸulları biraz daha konforlu hale gelsin. Buralara yerleÅŸtirelim dedik.” dedi.
Kızılay’ı, AFAD’ı bu konuda süratle seferber edip, bölgede bunları yapmaya baÅŸlayacaklarını ifade eden ErdoÄŸan, “Elimizden geldiÄŸi kadarıyla bunları yapıp ona göre alt yapısını da yapacağız ve oralara bunları inÅŸallah yerleÅŸtirelim diyoruz. Bir kere daha söylüyorum, Türkiye barışın anahtarıdır.” diye konuÅŸtu.
“Rusya ile Türkiye’yi birbirine baÄŸlayan baÄŸlar “stratejik”
Bir gazetecinin, Ä°dlib’de yaÅŸanan insani krizin Türkiye ile Rusya arasında bir kırgınlığa yol açıp açmayacağı sorusu üzerine ErdoÄŸan, Rusya ile Türkiye’yi birbirine baÄŸlayan ÅŸu andaki baÄŸların “stratejik” olduÄŸunu dile getirdi.
Bu stratejik baÄŸların iki ülkeyi klasik deÄŸil, biraz farklı ÅŸekilde birbirine baÄŸladığını anlatan ErdoÄŸan, “Åžimdi bu stratejik baÄŸlar aramızdaki iliÅŸkileri de çok daha güçlü bir seviyeye doÄŸru taşıyor. Burada herhangi bir sıkıntı yaÅŸayacağımıza da zaten benim ihtimal vermem söz konusu deÄŸil.” diye konuÅŸtu.
MÄ°T BaÅŸkanı Hakan Fidan’ın Suriyeli mevkidaşı ile temasının diÄŸer alanlara da yayılıp yayılmayacağına iliÅŸkin soruya ise ErdoÄŸan, ÅŸu yanıtı verdi:
“Ä°stihbarat noktasında Hakan Bey’in gerek Rusya tarafıyla gerek Suriye tarafıyla gerek Ä°ran tarafıyla, oralardaki muhatapları ile iliÅŸkileri de ÅŸu ana kadar baÅŸarılı bir ÅŸekilde devam etmiÅŸtir. Åžimdi Ä°ran’da yeni bir istihbaratçı göreve geldi. Onunla da henüz daha görüşmeye baÅŸladığını zannetmiyorum Hakan Bey’in ama bugünlerde onunla da iliÅŸkilerini geliÅŸtirecektir. Böylece gerek bizim etrafımızdaki ülkelerle olan bu tür baÄŸlarda Hakan Bey bu süreci zaten baÅŸarılı ÅŸekilde devam ettirmektedir gerekse uzak ülkelerle, Amerika’sına varıncaya kadar, bütün bunlarla olan baÄŸlar da sürmektedir. Malum bir ülkenin istihbaratı zaten onun en önemli köşe taşıdır. Bunu da ne kadar baÅŸarılı sürdürürse ülke o kadar güçlü olarak yoluna devam eder.”
“Üçüncü, dördüncü ülkeleri de yanımıza ortak olarak alabiliriz”
Ä°talya’nın EastMed projesini seçenek dışı ilan etmesi ve CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu ile eski CHP Genel BaÅŸkan Deniz Baykal’ın Libya konusundaki farklı açıklamalarını nasıl deÄŸerlendirdiÄŸinin sorulması üzerine ErdoÄŸan, Ä°talya’nın özellikle doÄŸal gaz konusundaki beklentilerinin, TürkAkım projesinin stratejik bir yatırım olduÄŸunu göstermesi bakımından çok önemli olduÄŸuna iÅŸaret etti.
ErdoÄŸan, “Türkiye ve Libya müşterek çalışacağız ama biz buraya üçüncü, dördüncü ülkeleri de yanımıza ortak olarak alabiliriz. Biz belki beÅŸinci ülkeyi buraya ortak olarak alabiliriz. Bu konuda da Serrac ile aslında düşünce birliÄŸimiz var. Onları da aldığımız zaman tabii çok daha farklı ÅŸekilde bir geliÅŸme kaydedecektir. Åžu anda gerek Barbaros gerek Yavuz… Üçüncü bir sondaj gemisini daha ÅŸu anda almanın çalışmalarını yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türkiye’nin iki sismik araÅŸtırma gemisi olduÄŸuna dikkati çekerek, Somali’den “Bizim denizlerimizde petrol var. Libya’da bu çalışmayı yapıyorsunuz ama bizim buralarda da bu çalışmayı yapabilirsiniz.” ÅŸeklinde teklif aldıklarını söyledi.
Bunların kendileri için çok önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla burada yapacağımız çalışmalarda bizim oralarda da atacağımız adımlar olacaktır. Bunun bize saÄŸladığı bir ÅŸey var. Biz eskiden para vermiyorduk. ExxonMobile ile diyelim ki bir anlaÅŸma yapıyorduk, gelip Karadeniz’de 1 ay-2 ay arama yapıyorlardı. Arama maliyetleri de 200 milyon dolar. Bir ÅŸey bulamıyor, bir ÅŸey bulamadıktan sonra da çekip gidiyor. Ama biz anlaÅŸmamızı öyle yapmışız ki bir kuruÅŸ da para vermiyoruz. Hep yaÅŸadık ama o zaman bizim zaten ne sondaj gemimiz vardı ne sismik araÅŸtırma gemimiz vardı. Adamlar da ‘Karadeniz’de petrol var’ diye böyle bir teklifle bize geliyorlardı, yüzde 50, yüzde 50… Bulursak yüzde 50 onlar alacaklar, yüzde 50 de bize verecekler, fakat bulamadılar. KeÅŸke bulsalardı da oradan bu iÅŸe baÅŸlasaydık ama ne oldu, ÅŸimdi bizi de ev sahibi yaptılar. Bizim ÅŸimdi iki tane sondaj gemimiz oldu. Ä°ki de sismik araÅŸtırma gemimiz oldu.”
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ä°talya’nın da kendileriyle görüşmeler yaptığını ifade ederek, “Libya ile yaptığımız mutabakat çerçevesinde biz sondaj çalışmalarını yapabileceÄŸiz. Fakat bütün bunlara raÄŸmen tüm Kıbrıs’ın etrafından çıkacak olan ürünlerin hepsi kuzey ve güneyindir. Hepsi eÅŸit oranda buralarda bu hakkı paylaÅŸma imkanına sahiptir. Ama bugüne kadar Güney Kıbrıs buna uymamıştır. Hiçbir zaman da ‘Kuzey’le bunu oturup konuÅŸalım, anlaÅŸalım’ dememiÅŸlerdir. Åžu anda bizim sahilimiz ile Libya sahili birbirini gördüğü için burada böyle bir imkan bize doÄŸuyor ve Yunanistan’ı çıldırtan da zaten bu.” diye konuÅŸtu.
Türkiye’nin DoÄŸu Akdeniz’de en uzun kıyı ÅŸeridine sahip ülke olduÄŸuna iÅŸaret eden ErdoÄŸan, “Bu da bize ayrı bir imkan saÄŸlıyor. Girit adasının etrafında kıta sahanlığından bahsediyorlar. Adaların etrafında kıta sahanlığı gibi bir olay söz konusu deÄŸil. Bu, sadece karasuları ile alakalı. Maalesef bizimkilerden bazıları da buna uyuyorlar.” dedi.
“Kaddafi’nin ömrü buna yetmedi”
“Biz bu iÅŸi Kaddafi döneminde bitirmiÅŸtik. Tabii Kaddafi’nin ömrü buna yetmedi.” diyen ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“Åžimdi Sayın Baykal’ı buraya getiren de Kıbrıs Barış Harekatı. Kaddafi ile bu konuyu görüşmüş, konuÅŸmuÅŸtuk ve Türkiye-Libya arasında daha geniÅŸ kapsamlı deniz araÅŸtırmaları üzerinde bir anlaÅŸmayı imzalıyorduk ama ömrü vefa etmedi. EÄŸer o dönemde bu imzaları atabilseydik, ÅŸimdi bu kavgaları belki de yapmayacaktık. Öyle veya böyle, ÅŸu anda Serrac ile geç de olsa bu adımı atmış olduk. Niye Miçotakis, Hafter’i Yunanistan’a çağırdı? Sadece bizi tahrik etmek için çağırdı. (Berlin’de) Ä°smini vermeyeceÄŸim bir lider, “Miçotakis sizinle tekrar arayı düzeltmek istiyor” dedi. “Nasıl bir iÅŸ bu, hem benimle arayı düzeltmek istiyor öbür taraftan da gidiyor Hafter’i Yunanistan’a çağırıyor, böyle saçmalık olur mu?’ dedim. ‘Sen ona söyle, öncelikle bir defa bu yanlıştır, düzeltsin, ondan sonra bizim görüşmemiz kolaydır’ dedim. Maalesef bu tür sorunları yaşıyoruz.”
ErdoÄŸan, CHP’nin tarihinde ülkesinin deÄŸerleri hususunda tek ses olma anlayışının hiçbir zaman bulunmadığını veya çok istisna olduÄŸunu belirterek, “Kıbrıs Barış Harekatı’nda öyle bir tek ses olma gibi bir duruma gelindi ki koalisyon meselesi gündemdeydi. Ama bunun dışında bu kadar güzel ÅŸeyler, hoÅŸ ÅŸeyler oluyor, bakıyorsunuz CHP, ‘hayır’ diyor. Bunu son zamanlardaki Kanal Ä°stanbul, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü meselelerinde gördük.” ifadelerini kullandı.
Seçim kampanyası sırasında ziyaret ettiÄŸi CHP çadırında bulunan bir kadının, Yavuz Sultan Selim köprüsünün isminden dolayı kendisini eleÅŸtirdiÄŸini hatırlatan ErdoÄŸan, “Sanki biz ismi oraya inadına verdik. Bir tarafta BoÄŸaziçi Köprüsü, o zaman tabii 15 Temmuz Åžehitler Köprüsü deÄŸil, bir tarafta Fatih Sultan Mehmet Köprüsü. Oraya da Yavuz Sultan Selim ismini verdik. Buraya takılacak kadar ne yazık ki bakış farklı.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Muhalefetten gelen “DoÄŸu Akdeniz’de ÅŸu ülke var, ÅŸu ülke var, Türkiye niye yok? Bir ülke yok, o da Türkiye” yorumlarını deÄŸerlendiren ErdoÄŸan, “Bizim orada olup olmadığımızın hala farkında deÄŸil. Gemilerimiz orada, sondaj, sismik araÅŸtırma, hepsi orada ama görmüyor. Sıkıntı burada. Bu kadar yollar yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinde 79 senede yapılmış bölünmüş yol 6 bin 100 kilometre. Biz bunun üzerine 22-23 bin kilometre daha yol ilave ettik iktidarımız döneminde. Buralardan geliyorlar gidiyorlar ama bunları görmüyorlar ne yazık ki.” dedi.
ErdoÄŸan, Berlin’e gitmeden önce Marmaray’a iliÅŸkin bilgi aldığını belirterek, Marmaray’dan bugüne kadar 500 milyon yolcunun geçtiÄŸini kaydetti. Bir gazetecinin “Onlara göre Ecevit yapmış orayı” sözleri üzerine ErdoÄŸan, “O da enteresan. Biz de çok cahil kalmışız, Ecevit’in oraya yaptığını bilmiyormuÅŸuz.” ifadelerini kullandı.
“Siyaset anlayışımda bir teröristle asla masaya oturmam”
Türkiye’nin, Moskova ve Berlin’deki giriÅŸimlerinin arabuluculuk olup olmadığına iliÅŸkin soruya ErdoÄŸan, “Burada arabulucu sıfatıyla bulunmayı kabul edemeyeceÄŸimizi zaten Sayın Putin’e baÅŸta da söyledim.” karşılığını verdi.
ErdoÄŸan, Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’in “Ben Hafter tarafını halledeceÄŸim. Siz de Serrac’ı hallederseniz bu iÅŸi çözüme kavuÅŸturalım” ÅŸeklinde bir yaklaşım tarzında olduÄŸunu belirterek, “Bizim ikimizin arasındaki böyle bir yaklaşım tarzıdır. Yoksa ben bu noktada siyaset anlayışımda bir teröristle asla masaya oturmam, masaya oturulmasına da müsaade etmem. Mesela Sayın Trump’ın YPG ve malum terörist Abdi Åžahin’le ilgili adeta ‘bunu kabul et’ diyecek kadar maalesef ileriye gitme durumu olmuÅŸtu. Ben de ‘Sayın BaÅŸkan, ben bir teröristle asla masaya oturmam’ demiÅŸtim. ‘Hem terörle mücadele diyeceÄŸiz, uluslararası terörle mücadelede çok ciddi kayıplar vereceÄŸiz, ondan sonra da teröristi kabul edeceÄŸiz. Ben bunu yapmam’ dedim. Aynı ÅŸeyi Putin de yapıyor. Tabii bu biraz insanın, siyasetçinin bakışıyla veyahut da kendi karakteriyle alakalı bir olay.” deÄŸerlendirmesini yaptı.
“Bay Kemal’in ilk yanlışı deÄŸil”
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesine iliÅŸkin, “Fizan çöllerinde askerimizin ne iÅŸi var” açıklamasının hatırlatılması üzerine ErdoÄŸan, “Fizan’ın yerini de bilmez. Biz Fizan’a göndermiyoruz ki Trablus’a gönderiyoruz.” ifadesini kullandı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, KılıçdaroÄŸlu’nun Ä°dlib’den gelen siviller için “terörist” ifadesini kullandığının anımsatılmasına üzerine de ÅŸunları kaydetti:
“Bu insanlar ÅŸu anda ölümden kaçıyor. O anne ile 6 çocuÄŸunu ekranda görünce bizim hanımla beraber adeta kanımız dondu. O yavrulara biz nasıl terörist deriz? 2, 3, 4, 5, 6… O yaÅŸlardaki çocuklar… 3 tanesi okulda, 3 tanesi orada, ayaklar çıplak, çocuklar donuyor. Onlara ‘terörist’ demek akıl tutulmasıdır. Bu Bay Kemal’in ilk yanlışı deÄŸil. Bir defa ‘Suriye’den gelenleri tekrar Suriye’ye göndereceÄŸim’ diyen bu deÄŸil mi? Bu insanlar keyfinden, zevkinden mi geldiler bizim topraklarımıza?”
Suriye’den gelenlere maaÅŸ verildiÄŸi eleÅŸtirilerine de deÄŸinen ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:
“MaaÅŸ falan verdiÄŸimiz yok. Biz maaşı kendi vatandaÅŸlarımızın yoksullarına veriyoruz. Bunların hepsi belgeli ve bu insanların birçoÄŸu biliyorsunuz kamplarda, konteyner kentlerde, çadır kentlerde aylarca, yıllarca yaÅŸadılar. Daha sonra çadır kentleri kaldırdık, imkan bulanlar evlere kiralık taşınmaya baÅŸladılar. Bunların hepsi sersefil deÄŸildi. Bunlar içerisinde mühendisi var, ebesi var. Åžu anda daha uygun zemine oturttuk. Artık çadır kent kalmadı. Åžimdi sadece konteyner kentler kısmen var. DiÄŸerleri de yerleÅŸiyor bunların içerisinde. Onu da çok rahat söyleyeyim. Meslek sahibi olanlar zaten kendileri de iÅŸ sahibi olmaya baÅŸladılar.”
“(Suriye’de daha da ilerleyeceÄŸiz) dediniz. Bunu Ä°dlib üzerinde mi düşünmemiz lazım yoksa bizim sınırlarımızın tamamı konusunda mı?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, ÅŸu deÄŸerlendirmeleri yaptı:
“Birinci derecede ÅŸu anda Ä°dlib. Ä°dlib’de biliyorsunuz gözlem noktalarımız var. Gözlem noktalarında son zamanlarda Halep’ten oralara bazı saldırı atışları oldu. Gereken cevaplar gerektiÄŸi anda gerektiÄŸi ÅŸekilde de veriliyor. Ayrıca malum Tel Abyad ve Rasulayn arası bizim kontrolümüz altında. Orada da bizim iÅŸi bırakmamız mümkün deÄŸil. Biz bu Rasulayn ile Tel Abyad arasındaki yeri öyle bir hale getirmek istiyoruz ki burada dünyadan bize destek gelmezse, gerekirse biz yardım da toplayarak, buralarda kendi plan projemizi hayata geçirelim. Bunu yaparsak, gerçekleÅŸtirirsek burası çok daha farklı bir hale gelmiÅŸ olur. Buralar ‘barış ÅŸehirleri’ halini alır.”
“Parlamentonun üzerine bunu yıkmak istiyor”
CHP’nin FETÖ’nün siyasi ayağının araÅŸtırılması yönünde komisyon önergesi vermesinin ardından yaÅŸanan geliÅŸmeleri nasıl deÄŸerlendirdiÄŸi sorulan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ÅŸunları ifade etti:
“Sayın Bahçeli’nin bu yaklaşımı iÅŸin bir boyutu. Ä°ÅŸin bir baÅŸka boyutu da bana göre ÅŸudur: Ä°ddia sahibi kim? CHP. Sen iddia sahibi olduÄŸuna göre bir defa bu iddianı ispatlamakla mükellefsin. Ä°spatla bunu. Parlamentonun içinde veya herhangi siyasi partide, AK Parti’de, MHP’de bu tür adamlar mı var, hadi ispatla. EÄŸer ispatlayamıyorsan demek ki bunlar sende. Ya CHP içinde var ya Ä°P’te var ya HDP’de var. Çıkar o zaman sen bunları, ispat et. Bunu ispatlayamayan bu parti parlamentonun tamamını zan altına almak için böyle bir yola baÅŸvurdu. Daha geçenlerde Urla Belediye BaÅŸkanı’nın FETÖ’cü olduÄŸu ortaya çıktı. Åžu anda ne oldu? Tutuklu, içeride. Mahkemesi devam ediyor.”
“Seçimden önce de babası uyarmış. Seçimden önce babası KılıçdaroÄŸlu’na gidiyor ‘Benim oÄŸlumu aday yapmayın, FETÖ’cüdür, sizin başınıza iÅŸ açar’ diyor.” diyen ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha bunların neleri neleri çıkacak. Var. Bu süreç bu ÅŸekilde devam eder. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez. Åžimdi bu pisliklerden kurtulmak için parlamentonun üzerine bunu yıkmak istiyor. Bunun bedelini bir defa ödeyecekler. Önce sen iddia sahibisin, bu iddianı ispatla. Meclisi buna karıştıramazsın.”
“BM varken AB’nin sürece koordinatör olarak girmesi doÄŸru olmaz”
“Macron hem DoÄŸu Akdeniz’e savaÅŸ gemisi gönderme hem Türkiye’ye karşı ileri geri konuÅŸma hali içinde. FotoÄŸraf çekiminde bile tavırlarıyla rahatsızlığını ortaya koyuyor. Genel olarak bu tavrını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Fransa tek ses midir? Bölünmüşlük var mı içinde size göre?” sorusu üzerine ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
“Åžu anda Fransa’ya karşı gerek Hafter tarafının gerekse Serrac tarafının çok da sıcak bakar yanları yok. Zaten böyle olsaydı bu anlaÅŸma Fransa ile yapılırdı. Åžu an itibarıyla Fransa’nın bölgeye özellikle Kuzey Afrika ülkelerine bir ilgisi, alakası var ama bu uçak gemisini bölgeye göndermesinin ne anlama geldiÄŸini zaman içerisinde görme fırsatımız olacak. Bu akÅŸam kendisiyle de fazla muhabbet etme imkanımız olmadı. Libya konusunda içerideki müzakerelerde de çok ciddi bir ÅŸey söylemedi diyebilirim.
Dolayısıyla atılacak adımlarda da bundan sonraki sürece yönelik tek önemli avantajı BM Güvenlik Konseyi üyesi olması. Ve üyeliÄŸin ona saÄŸlamış olduÄŸu avantajları kullanıyor olabilir. Bu en önemli yönü. Bu akÅŸam bir ÅŸeyi söyledim o da ÅŸu ‘Bu metin BM Güvenlik Konseyi’ne gidecek ve Konsey metni onarsa uygulamaya geçecek ama onamazlarsa metin uygulamaya da geçemeyecek’. Böyle bir durum söz konusu. Onun için tabii Fransa’nın burada önemli bir konumu var. AB bu sürece adeta koordinatör sıfatı ile girsin yaklaşımına da bizler ‘BM varken AB’nin sürece koordinatör olarak girmesi doÄŸru olmaz’ demek suretiyle ikili görüşmelerde ona karşı durduk.”
Kaynak: AA