Cumhurbaşkanı Erdoğan, Handke’nin Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmesine ilişkin, “Nobel Edebiyat Ödülü’nün ırkçı bir şahsa verilmesi, insan hakları ihlallerinin ödüllendirilmesinden başka hiçbir anlam taşımayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 71’inci yıl dönümü vesilesiyle İnsan Hakları Günü’nü kutlayan Erdoğan, “Ne yazık ki bu günü Beyanname ile güvence altına alınan hakların ihlal edildiği, adaletsizliğin arttığı, masumların inançları yüzünden katledildiği, merhametle insanlık arasında yeni duvarların örüldüğü bir yılın sonunda karşılıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu sene içerisinde Christchurch’de bir camiyi, Sri Lanka’da bir kiliseyi, Kaliforniya’da bir sinagogu hedef alan terör eylemlerinin kültürel ırkçılığın, tahammülsüzlüğün ve İslam düşmanlığının ulaştığı vahim boyutları bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Küresel barış ve istikrarı tehdit eden bu meselenin en büyük sorumluları, İslam nefretini bir oy aracı olarak kullanan siyasetçiler, nefret söylemini ifade özgürlüğü adı altında normalleştiren medya ve mevcut yapılarıyla günümüz sorunlarına çözüm getiremeyen uluslararası örgütlerdir. Komşumuz Suriye’deki milyonlarca insanın feryadını 9 yıldır duymazdan gelen uluslararası toplum, bu suskunluğuyla en büyük darbeyi İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan değerlere vurmuştur. 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde, Nobel Edebiyat Ödülü’nün Bosna Hersek’te yaşanan soykırımı inkar eden ve savaş suçlularını savunan ırkçı bir şahsa verilmesi, insan hakları ihlallerinin ödüllendirilmesinden başka hiçbir anlam taşıyamayacaktır.”

İnsan haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir dönemde Türkiye’nin, gerek milyonlarca ihtiyaç sahibine sağladığı insani yardımlarla, gerekse birden fazla terör örgütüyle eş zamanlı yürüttüğü mücadelesiyle dünyada adaletin tecellisi için sorumluluk üstlendiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Küresel ölçekteki çabalarımızın yanında ülkemizde de insan haklarının en üst düzeyde korunması, Türkiye’de yaşayan herkesin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer bulan temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması için mücadelemiz sürmektedir. 2019 yılı içinde yeni Yargı Reformu Stratejimiz açıklanmış, bu strateji çerçevesinde hazırlanan ilk yasama paketi kanunlaşmış, İnsan Hakları Eylem Planı’nın tamamlanması için çalışmalara hız verilmiştir. Ülkemiz, insan odaklı devlet geleneğinden aldığı ilhamla demokrasi ve temel özgürlükler alanındaki reform iradesini önümüzdeki dönemde de sürdürecektir. Bu düşüncelerle, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü bir kez daha kutluyor, bu günün milletime ve tüm insanlığa barış, huzur ve adalet getirmesini temenni ediyorum.”

Soykırım inkarcısına verilen Nobel Ödülü önceki tartışmalı kararları hatırlattı

Bosna’daki soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Handke’nin Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmesi, İsveç Kraliyet Akademisinin daha önce verdiği ve tartışmalara neden olan ödülleri akıllara getirdi.

Bosna Hersek’te 1995 yılında yaşanan Srebrenitsa Soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke’nin bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmesi, geçmişte verilen tartışmalı ödülleri hatırlattı.

Soykırım ve savaş suçlarından yargılanması sürerken cezaevinde ölen eski Sırp lider Slobodan Milosevic’e duyduğu hayranlığı her fırsatta dile getiren Handke’nin, İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesince ödüle layık görülmesi, özellikle Bosna Hersek ve Kosova’da büyük tartışmalara neden oldu.

Boşnak ve Arnavut kurban yakınları, Bosna Hersek ve Kosova’da protestolar düzenlerken, söz konusu hatadan dönülmesi ve ödülün Handke’ye verilmesinden vazgeçilmesini talep etti.

Kosova’da savaş sürerken yayımlanan bir makalesinde “Sırpları destekliyorsanız, ayağa kalkın.” ifadelerini dahi kullanan Handke’ye “Nobel” gibi önemli bir ödülün verilmesi, sadece Boşnak ve Arnavutların değil, uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekti.

Tanınmış birçok gazeteci, aktivist, akademisyenin de katılımıyla yarın akşam Stockholm’de yapılacak tören öncesinde ve sırasında Handke’ye ödül verilmesi protesto edilecek.

Avusturyalı yazara Nobel Ödülü verilmesi, geçen yıl taciz skandallarıyla gündeme gelen komitenin daha önce verdiği tartışmalı kararları da hatırlattı.

Nobel Komitesi Üyesi Gun-Britt Sundström, bu yıl edebiyat ödülünün Handke’ye verilmesinin hemen akabinde, geçen yılki cinsel taciz skandalının ardından komitede gerekli değişikliklerin yapılmadığını ve bu yılki Handke kararını da sebep göstererek üyelikten istifa etti.

AB ve Obama’ya verilen ödüller de tartışıldı

Tarihe dönüp bakıldığında Nobel Ödülü almasına ilk tepki gösterilen isim Handke değil. İnsanların hafızalarında yer eden tartışmalı kararlar arasında 2012’de Avrupa Birliğine (AB) Nobel Barış Ödülü verilmesi de yer alıyor. Avrupa’da 60 yıldır insan hakları, demokrasi, barış ve uzlaşma anlayışıyla kararlı bir şekilde mücadele verdiği gerekçesiyle AB’ye ödül verilmesi, AB’nin ekonomik sorunlarla boğuşması ve silah sattığı iddialarıyla tepki toplamıştı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın da 2009’da Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmesi dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Göreve başlamasının henüz dokuzuncu ayında, böylesine önemli bir ödüle layık görülmesi Obama’nın kendisini de şaşırtmış, “Akademiden böyle bir karar beklemiyordum.” ifadeleri uzun süre gündemde kalmıştı. Komite Obama’nın yaptıklarıyla bu ödülü hak ettiğini savunsa da Obama’nın özellikle Irak ve Afganistan’daki politikaları tepki çekmişti.

Maathai ve Kissinger da listede

Nobel Barış Ödülü’ne 2004’te layık görülen Afrikalı çevre eylemcisi Wangari Maathai, bu ödülü alan ilk Afrikalı olarak tarihe geçse de bazı çevreler Kenya’da ormanlık alanların yok olmasına ve yolsuzluğa karşı mücadelesiyle ödüle layık görülen Maathai’nin bu ödülü hak etmediğini savunmuştu. Maathai’nin daha sonra yaptığı bir açıklamada, AIDS virüsünün siyahileri yok etmek için Batılılar tarafından hazırlandığını savunması üzerine ise ödülün kendisine alınması istenmişti.

Nobel Barış Ödülü sahipleri arasında en çok tartışılan isimlerden biri de eski ABD’li siyasetçi Henry Kissinger. Eski ABD başkanlarından Richard Nixon’un danışmanlığını yaptığı 1973’te ödüle layık görülen Kissinger, Vietnam Savaşı’nın sona ermesindeki katkısı nedeniyle bu ödülü almıştı. Ancak Kissinger, savaşın sürdüğü ve barışın sağlanmadığı tepkileriyle karşılaşmış, kendisiyle birlikte aynı ödüle layık görülen Kuzey Vietnamlı siyasetçi Le Duc Tho ödülü almayı reddetmişti.

Myanmarlı lider de tepkilerin hedefinde

Nobel Barış Ödülü’ne 1991’de layık görülen Myanmar lideri Aung San Suu Çii, özellikle Arakanlı Müslümanlara yönelik zulme sessiz kalmasının ardından tepkilere maruz kaldı. Uluslararası toplumun çağrılara rağmen Arakanlı Müslümanlara yönelik zulmun durdurulması için bir şey yapmayan Suu Çii’nin, on binlerce insanın vatanından edilmesine, binlercesinin hayatını kaybetmesine karşı sessizliğinin, barış ödülüyle ters düştüğü savunuluyor. Suu Çii’nin, Arakanlı Müslümanların öldürülmesinde gösterdiği tutum nedeniyle birçok ödülü elinden alınırken, Nobel Komitesi ödülün geri alınmayacağını açıklamıştı.

Akademisyen ve gazeteciler Nobel Edebiyat Ödülü’nün Handke’den geri alınmasını istedi

İsveç’in başkenti Stockholm’de farklı ülkelerinden bir araya gelen gazeteci ve akademisyenler, Srebrenitsa’da yaşanan soykırımı inkar eden Handke’den Nobel Edebiyat Ödülü’nün geri alınmasını istedi.

İsveç‘in başkenti Stockholm‘de dünyanın farklı ülkelerinden bir araya gelen gazeteci ve akademisyenler, Srebrenitsa’da yaşanan soykırımı inkar ettiği ve Sırp savaş suçlularını savunduğu için Avusturyalı yazar Peter Handke‘den Nobel Edebiyat Ödülü‘nün geri alınmasını istedi.

Stockholm’de bulunan ABF binasında bir araya gelen gazeteci ve akademisyenler, Handke’ye Nobel Edebiyatı veren İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ne çağrıda bulundu.

Çağrıda bulunanlar arasında Hırvat asıllı Alman yazar Alida Bremer, Alman gazeteci Elke Schmitter, Fransız gazeteci Florence Hartmann, Amerikalı gazeteci Roy Gutman, Bosnalı Akademisyen Emir Suljagic, İsveçli gazeteci Christina Doctare, Sayaybosna Üniversitesi Öğretim Üyesi Pr. Doktor Vahidin Preljevic, Norveç Helsinki Komite Üyesi Enver Djuliman, Toplama Kampı Mahkumları Derneği Başkanı Mirsad Duratovic, Soykırım Araştırmacısı gazeteci Jasna Causevic yer aldı.

Grup adına AA muhabirine açıklama yapan İsveç’te yaşayan Bosnalı siyasetçi Alen Musaefendic, Sırp savaş suçlularını savunduğu için Avusturyalı yazar Peter Handke’den Nobel Edebiyat Ödülü’nün alınmasını istediklerini belirtti.

Dünyanın kabul ettiği Bosna katliamını inkar eden bir yazarın İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından ödüllendirilmesinin kabul edilemez bir durum olduğuna işaret eden Musaefendic, ”Burada dünyanın önemli yazar ve akademisyenleri toplanarak bu duruma tepki gösterdi. Ödülün geri alınması istendi” dedi.

Öte yandan Nobel ödüllerini dağıtan İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi eski Sekreteri Peter Englund, edebiyat ödülünün Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilecek olması nedeniyle bu yılki Nobel ödüllerini boykot edeceğini açıkladı ve gerekçe olarak da Handke’nin Sırbistan’ın savaş suçları işlemiş olan eski lideri Slobodan Miloseviç’e açık şekilde verdiği desteği gösterdi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir