Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirildi

Irak ve Suriye'nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanı YaÅŸar Güler, Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristin etkisiz hale getirildiÄŸini bildirdi.
Bakan Güler, Milli Savunma Bakanlığında medya temsilcilerine yönelik Yıllık Değerlendirme Toplantısında, güvenlik, huzur ve barışı önde tutan çok yönlü, etkin bir savunma ve güvenlik politikasının takip edildiğini belirtti.
Çok boyutlu ve karmaşık hale gelen mevcut güvenlik ortamı ve bölgedeki kaotik geliÅŸmelerin, Türk Silahlı Kuvvetlerini her an harekata hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasını ve bu gücünü pekiÅŸtirmesini zorunlu kıldığını vurgulayan Güler, İstiklal Harbinden bu yana “en yoÄŸun, en kapsamlı ve en etkili” faaliyetlerin icra edildiÄŸini ifade etti.
GeçmiÅŸte yürütülen “sınırlı hedefli ve süreli” askeri harekatların yerine bugün, “sürekli ve kapsamlı” operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vurulduÄŸunu belirten Güler, ÅŸu bilgileri verdi:
“Sahanın gerekliliÄŸine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz operasyonlarla, Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuÅŸtur.”
Nihai hedefin Irak ve Suriye sınırları boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri kaynağında yok etmek ve terör belasını milletin gündeminden tamamen çıkarmak olduÄŸuna vurgulayan Güler, Pençe-Kilit Harekatı kapsamında terör örgütü tarafından önemsenen ve Suriye ile Kandil arasında kilit konumda olan bölgede 1136 teröristin etkisiz hale getirildiÄŸini bildirdi.
Güler, operasyona ilişkin şu bilgileri de paylaştı:
“Pençe-Kilit Harekatında bugüne kadar toplam 3 bin 158 mayın ve el yapımı patlayıcı imha edilmiÅŸ, 1327 maÄŸara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiÅŸ, 957’si ağır silah olmak üzere 2 bin 421 muhtelif silah ve bu silahlara ait 910 binden fazla mühimmat ele geçirilmiÅŸtir.”
“Suriye’de kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına inanıyoruz”
Suriye’de yaÅŸanan olayların maddi, manevi, sosyal ve toplumsal yükünü en fazla çeken ülkenin Türkiye olduÄŸuna dikkati çeken Güler, terör örgütleri DEAÅž, PKK/KCK-PYD/YPG-SDG’nin Suriye’deki güç boÅŸluÄŸundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştığını kaydetti.
Suriye’deki son geliÅŸmeleri en başından itibaren bölgedeki muhataplarıyla iÅŸ birliÄŸi ve koordinasyon içerisinde yakından takip ettiklerini belirten Güler, Suriye’de son geliÅŸmeler ve ortaya çıkan duruma iliÅŸkin ise “Muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Güler, şöyle devam etti:
“Yerel unsurların bu faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aÅŸamasında ülkemizin bir dahli olmamıştır. Ayrıca, Suriye Milli Ordusunun Suriyeli muhaliflerden meydana geldiÄŸini, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümetinin bir parçası olduÄŸunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığının emri altında çalıştığını da vurgulamakta yarar var.
Bu kapsamda, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliÄŸine ve bölgemizin güvenliÄŸine yönelik ağır tehdit oluÅŸturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceÄŸimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduÄŸunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
Suriye’nin istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleÅŸmiÅŸ müreffeh bir ülke olma vaktinin geldiÄŸini ifade eden Güler, “Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleÅŸme ve güvenlik ortamının saÄŸlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteÄŸi vereceÄŸiz. Bu çerçevede Suriye’de 2254 sayılı BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz.” diye konuÅŸtu.
Hudutlarda 60 bin personel görev yapıyor
Hudut hattında dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu sistemlerin etkin şekilde kullanıldığı bilgisini veren Güler, hudutlarda 8 Hudut Tugayı ve 6 Hudut Alayında 60 bin personelin görev yaptığını söyledi.
Bakan Güler, “1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kiÅŸinin geçiÅŸi engellenmiÅŸ, yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801 kilogram uyuÅŸturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiÅŸtir.” dedi.
Somali’nin isteÄŸi üzerine terörle mücadele konusunda kendilerine verdikleri desteÄŸi deniz güvenliÄŸi alanında da vermeye baÅŸlayacaklarını bildiren Güler, bu amaçla Oruç Reis Sismik AraÅŸtırma Gemisinin, Türk donanma gemileri refakat ve korumasında Somali’de görevlerine devam ettiÄŸini anımsattı.
Çok sayıda kardeş, dost ve müttefik ülkeyle askeri çerçeve, eğitim, işbirliği ve yardım anlaşmaları imzaladıklarına vurgulayan Güler, şunları kaydetti:
“Bu baÄŸlamda, bugüne kadar 89 ülke ile Askeri Çerçeve AnlaÅŸması, 65 ülke ile Askeri EÄŸitim İş BirliÄŸi AnlaÅŸması, 33 ülke ile Askeri Mali İş BirliÄŸi AnlaÅŸması ve Nakdi Yardım Uygulama Protokolü imzalanmıştır. Ayrıca, 42 ülke ile Askeri Çerçeve AnlaÅŸması ve 13 ülke ile Askeri EÄŸitim İş BirliÄŸi AnlaÅŸması ve 14 ülke ile de Askeri Mali İş BirliÄŸi AnlaÅŸması ve Nakdi Yardım Uygulama Protokolünün imzalanmasına yönelik müzakere süreci devam etmektedir.”
Güler, 74 ülkeyle 216 ikili ve çoklu, yüz yüze ve telefon görüşmeleri gerçekleÅŸtirdiklerini, 28 yurt dışı ziyaretinde 24’ü savunma bakanı 55 görüşme yaptıklarını bildirdi.
“Rum Yönetiminin silahlanma faaliyetleri hassas dengeye zarar vermekte”
Yunanistan’la iliÅŸkilere deÄŸinen Güler, “Akdeniz ve Ege Denizi’ni ilgili tüm tarafların meÅŸru menfaatlerine saygı duyulan, iÅŸbirliÄŸi içerisinde bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz.” dedi.
Kıbrıs konusunda ise bugüne kadar ortaya konulan çözüm yöntemlerinden bir sonuç elde edilemediÄŸine iÅŸaret eden Güler, “Kıbrıs adasında dengeleri bozabilecek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin güvenliÄŸine tehdit oluÅŸturabilecek her türlü geliÅŸmeyi yakından takip ediyoruz. Orta DoÄŸu’da yaÅŸananlar sonrası Kıbrıs adasında son dönemde artan hareketlilik ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin silahlanma faaliyetleri, Ada’daki hassas dengeye zarar vermektedir.” açıklamasında bulundu.
ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında “Savunma İş BirliÄŸine İliÅŸkin Yol Haritası” anlaÅŸması yapıldığını anımsatan Güler, bu tutumun ABD’nin Kıbrıs Adasına yönelik tarafsızlığına zarar verdiÄŸini dile getirdi.
Bakan Güler, “ABD’nin 2020 yılında aldığı, 2022’de kapsamını geniÅŸlettiÄŸi ve 2023’te uzattığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını, 1 Ekim 2024 itibarıyla bir yıllığına yeniden uzatacağını açıklaması da kabul edilemez bir durumdur. Ada’da tek ve kesin çözüm, Kıbrıs Türk halkının egemen eÅŸitliÄŸi ve eÅŸit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir.” diye konuÅŸtu.
İsrail’in saldırıları
İsrail’in, bugüne kadar alınmış kararlara raÄŸmen, bölgede haksız ve hukuksuz uygulamalarına, masum sivilleri, özellikle çocukları hedef alan katliamlarına devam ettiÄŸini, Filistinlilere “devlet terörü” uyguladığını ifade eden Güler, ÅŸunları kaydetti:
“İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırıları ve İran ile yaÅŸadığı gerginlik tüm bölgenin kaosa sürüklenme tehlikesini artırmış, İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı endiÅŸemizin ne kadar haklı olduÄŸunu da göstermiÅŸtir. Zira İsrail, iÅŸgalci zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk tanımazlıkla ortaya koymaktadır. Öyle ki, Suriye’de meydana gelen son geliÅŸmeler sonrası İsrail’in Golan tepeleri bölgesindeki yeÅŸil hattı iÅŸgali ve Åžam’a yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir. Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması gerekmektedir.”
Öte yandan, İsrail’in saldırganlığı altında zor durumda kalan Gazze’ye ve Lübnan’a yapılan insani yardımlar kapsamında, 19 uçak ve 11 gemi ile 275 bin 160 ton yardım malzemesinin bölgeye gönderildiÄŸini söyledi.
140 tatbikat icra edildi
Karadeniz’e en uzun kıyı ÅŸeridine sahip ülke olarak Türkiye’nin “bölgesel sahiplik yaklaşımı” çerçevesinde faaliyetlerin yürütüldüğünü kaydeden Güler, NATO kuvvet yapısına, misyon, operasyon ve karargahlarına da katkı saÄŸlamaya devam ettiklerini anlattı.
Bakan Güler, şöyle devam etti.
“1 Ocak’tan itibaren 39’u NATO, 32’si milli, 48’i davet ve 21’i özel olmak üzere 140 tatbikat baÅŸarıyla icra edilmiÅŸtir. 2024 yılında Kara Kuvvetlerimiz 10 bölgede aynı anda harekat icra etmiÅŸ ve etmekte, Deniz Kuvvetlerimiz 125 bin 766 saat seyir gerçekleÅŸtirmiÅŸ, Hava Kuvvetlerimiz 72 bin 965 sorti, 143 bin 726 saat uçuÅŸ yapmış, farklı coÄŸrafyalarda 70 bin personel ile 20 görev icra edilmektedir.
1 Mayıs-30 Kasım 2024 arasında Orman Genel Müdürlüğünün talebine istinaden 35 büyük orman yangınına 114 helikopter ile 3 bin 558 sorti ve 7 bin tondan fazla su atımı yapılarak destek saÄŸlanmıştır.”
Savunma sanayisinde Türkiye’nin geldiÄŸi noktayı anlatan ve örnekler paylaÅŸan Güler, TF-2000 hava savunma harbi muhribi ile milli uçak gemisinin tasarım faaliyetlerinin devam ettiÄŸini, gelecek yılın ilk aylarında, bu iki proje kapsamında sac kesme faaliyetlerinin yapılmasını planladıklarını belirtti.
“Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle”
Milli Savunma Bakanı YaÅŸar Güler, “Bizim Irak’ta ve Suriye’de yaÅŸayan Kürt kardeÅŸlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle.” dedi.
Güler, Milli Savunma Bakanlığında medya temsilcilerine yönelik Yıllık Değerlendirme Toplantısında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Suriye’de Esad’ı deviren yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve “onlara bir ÅŸans vermek gerektiÄŸini” düşündüklerini belirten Güler, “Halihazırda birçok ülke ile Askeri EÄŸitim ve İş BirliÄŸi AnlaÅŸmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteÄŸi saÄŸlamaya hazırız.” diye konuÅŸtu.
ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu olduÄŸunu ancak ortamın deÄŸiÅŸtiÄŸine dikkati çeken Güler, “Artık herkes, istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliÄŸi kabullenmek zorunda.” ifadesini kullandı.
Terör örgütü PKK/YPG’nin temel gelir kaynaklarından petrolün ana bölgesi Deyrizor’un muhaliflerin kontrolüne geçtiÄŸine, ÅŸu anda örgütün bu gelir kaynağından mahrum kaldığına iÅŸaret eden Güler, TUSAÅž saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak saÄŸlayan tesislerin vurulduÄŸunu anımsattı.
Güler, örgütün ÅŸu anda parasal konuda “çok ciddi” sıkıntıya girdiÄŸini belirterek, Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Åžahin’in “Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de bulunduÄŸumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından baÅŸka bayrak dalgalandırılmayacak.” mesajını hatırlattı. Bakan Güler, bu mesajın terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduÄŸunu gösterdiÄŸini söyledi.
Terör örgütü PKK/YPG’nin artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına Suriye halkının, yeni yönetimin ve Türkiye’nin müsaade etmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Güler, şöyle devam etti:
“Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net ÅŸekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar deÄŸerlendirmelerini bekliyoruz. Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek. Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriyeli olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaÅŸayan Kürt kardeÅŸlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle.”
Suriye’de yaÅŸayan Kürtlerin de terör örgütü PKK/YPG’nin baskı ve zulmüne maruz kaldığını, PKK/YPG mensubu teröristlerin oradaki Kürtlerin çocuklarını zorla kaçırdığını ve silah altına aldığını belirten Güler, ailelerin de çocuklarını örgütün elinden kurtarmak için baÅŸka ülkelere göndermeye çalıştıklarını anlattı.
“Terör örgütü, Suriye’den örgüt elemanı ve malzeme aktarmaya çalışıyor”
Bakan Güler, “ABD tarafından verilen bu silahların birçoÄŸu çatışmalarda kullanıldı veya farklı grupların eline geçti, bir kısmı da terör örgütü tarafından Irak’ın kuzeyine aktarıldı. Irak’ın kuzeyine eleman temininde zorlanan terör örgütü, Suriye’den örgüt elemanı ve malzeme aktarmaya çalışıyor. Ancak Irak’ın kuzeyine gönderilenler bölgeyi bilmedikleri ve zorlandıkları için ya teslim oluyor ya da çok kısa zamanda örgütten kaçıyorlar.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Yeni dönemde DEAÅž ile mücadeleye iliÅŸkin soruya verdiÄŸi yanıtta ise Güler, ABD’ye “Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın. GörevlendireceÄŸimiz 3 komando tugayı ile DEAÅž’a karşı birlikte mücadele edelim.” dediklerini hatırlattı.
“Onlara binlerce DEAÅž’lı teröristin ve ailelerinin tutulduÄŸu El-Hol kampının kontrolünü saÄŸlayabileceÄŸimizi ilettik.” diyen Güler, buna raÄŸmen “ABD’lilerin buna sessiz kaldığını ve DEAÅž ile mücadele adı altında PKK/YPG terör örgütüyle iÅŸbirliÄŸi yaptıklarını kaydetti.
Bir terör örgütü kullanılarak baÅŸka bir terör örgütüyle mücadele edilmeyeceÄŸini vurgulayan Güler, “Yani, terörle mücadele teröristlerle yapılamaz. Ayrıca, son 3 yıldır Suriye’de DEAÅž’lı teröristlerin saldırı yaptığını duyan var mı? Åžu an DEAÅž ile ilgili bir ÅŸey duymuyoruz, görmüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Rusya’nın birliklerini çektiÄŸine yönelik kesin bir emare yok”
Rusya’nın Suriye’deki durumu sorulan Güler, şöyle konuÅŸtu:
“Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiÄŸine yönelik kesin bir emare yok. Bazı gemileri bakım ve deÄŸiÅŸim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Åžu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her ÅŸeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan deÄŸiÅŸik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteÄŸi saÄŸlayabileceÄŸimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı.”
Bölgedeki son geliÅŸmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı bulunduÄŸunu, Türkiye’nin de savunma ve güvenlikle ilgili tüm geliÅŸmeleri yakından takip ederek gerekli tedbirleri aldığını belirten Güler, “Ayrıca, Suriye’den kaçan BeÅŸÅŸar Esed’in hava sahamızı kullandığı iddiaları da doÄŸru deÄŸildir.” açıklamasında bulundu.
Son geliÅŸmeler kapsamında yabancı savunma bakanlarıyla yaptıkları görüşmeler hatırlatılan Güler, bu görüşmelerde Suriye’nin birliÄŸi ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini, terörle mücadeledeki net tutumlarını bir kez daha ifade ettiklerini belirtti.
Bakan Güler, Suriye’deki siyasi geçiÅŸin güvenli, sorunsuz ve mevcut problemleri çözecek ÅŸekilde olması için aktif çaba ve giriÅŸimlerini sürdüreceklerini aktardı.
Türkiye’nin Suriye’deki mevcut durumu
Türkiye’nin Suriye’deki birlikleri ve Süleyman Åžah Türbesine iliÅŸkin soruyu ise Güler, şöyle yanıtladı:
“Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti, Suriye topraklarının bölünmesine ve orada bir terör koridorunun oluÅŸturulmasına engel olmaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliÄŸinin korunması, siyasi sürecin barışçıl ÅŸekilde tamamlanması ve sınırımızın terör unsurlarından arındırılması temel amacımızdır. Gerekli ÅŸartlar oluÅŸtuÄŸunda Suriye’nin yeni yönetimiyle bu konular görüşülüp tekrar deÄŸerlendirilebilir.
Süleyman Åžah Türbesi’nin Karakozak köyündeki yerinden ÅŸu anda bulunduÄŸu Suriye EÅŸmesi köyüne geçici olarak taşıdığımızı daha önce ifade etmiÅŸtik. Türbenin Karakozak köyündeki eski yerine taşınıp taşınmaması konusu sahadaki duruma göre daha sonra deÄŸerlendirilir.”
“S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir deÄŸiÅŸiklik yoktur”
F-16, Eurofighter ve F-35 savaÅŸ uçaklarıyla S-400’ler konusundaki son duruma yönelik soruyu da yanıtlayan Güler, 40 F-16 alımıyla ilgili süreç ve teknik görüşmelerin devam ettiÄŸini bildirdi.
Eurofighter konusunda da görüşmelerin olumlu ÅŸekilde sürdüğünü ifade eden Güler, Katar’da tatbikata katılan BirleÅŸik Krallığa ait 2 Eurofighter’ın 18 Aralık’ta Ankara’ya geleceÄŸini ve uçakları görme fırsatı bulacaklarını söyledi.
Güler, “F-35 konusunda da almak istediÄŸimizi daha önce söylemiÅŸtik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuÅŸacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir deÄŸiÅŸiklik yoktur.” dedi.
“Konu, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır”
Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında disipline sevk edilen teÄŸmenlerle ilgili sürece iliÅŸkin de bilgi veren Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesinin “olmazsa olmaz” olduÄŸunu vurguladı.
Olaya en başından itibaren disiplin açısından baktıklarını dile getiren Güler, şöyle devam etti:
“Konu, yürürlükten kaldırılan andı okumak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz.’ demek deÄŸil, amirlerin ikazlarına raÄŸmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya iliÅŸkin yapılan inceleme ve soruÅŸturmanın okunan metinle veya içeriÄŸiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruÅŸturmasında hiçbir teÄŸmene okunan metnin içeriÄŸi veya neden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz.’ dedin?’ diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı ÅŸekilde iÅŸletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aÅŸamada kesin kanaat belirtmek uygun deÄŸil. Hep birlikte sonucu bekleyelim.
Kaynak: AA