Dertlenince sigara hiç aklıma gelmez.

Dertlenince sigara hiç aklıma gelmez. Çünkü sigaranın efkâr giderdiği iddiası aslı, astarı olmayan bir iddiadır.

Sigara içenlerin, neden içtiklerine dair buldukları hoş bir mazerettir, “Efkâr dağıtıyorum” demek.

Gerçi aynı şeyi alkol müptelası olanlar da söyler “Gel iki kadeh atıp, efkâr dağıtalım derler”. Ama kafayı bulunca da tahammül edilmez biri haline gelirler. Ruh hastası gibi saplantılı olurlar. Kapanmış ve geçmişte kalmış küçücük bir yarayı tekrar açarlar ama ne açmak… Eskisinden daha büyük sorun haline de getirirler.

Hatta bu aşamada yeniden açılan yara saplantı sebebiyle cinayetlere bile sebep olabilir.
Çünkü boşuna dememişler “İçki şişede durduğu gibi durmaz” diye… Ya da “İçki tüm kötülüklerin anasıdır” diye…

Hiç sarhoş avutmaya kalktınız mı bilmiyorum? Gerçekten de deveye hendek atlatmaktan daha zor bir iş. Keşke bununla uğraşacağıma bir deveye hendek atlattırsalar, çoktan halletmiştim, diye düşünürsünüz.

Çayın yanında sigaraya gelince; bu da sigara tiryakilerinin kendini kandırmasıdır. Yıllar boyu bir elde çay, diğer elin parmakları arasında sigara görmeye alışkın oldukları için, insanların analarından bu şekilde doğduğunu zannederler. Çünkü öyle vazgeçilmez üçlü olmuştur ki; tiryaki, sigara ve bir bardak çay… Sigara içmeyenlerin elindeki bir bardak çay onlarda şaşkınlık yaratır.

Yemekten sonra tok karna içmek de, kendi kendini kandırmadan ibarettir.

Gerçi tiryaki buna da çözüm bulmuştur. Sabah sigara içmek ister ama açtır, kahvaltı da hazır değildir. Hemen iki bisküvi yer. Hah; artık sigara içebilecek hale gelmiştir. Artık keyifle tüttürür. Birini beklerken de asla sigara aramam ya da manzara seyrederken. Ama müzik olursa da, hayır demem.

Sigara içmediğim için cevaplar da kolay oldu. Tabii ki biz sigara içmediğimiz için tiryakileri anlayamayız, tiryakiler de elbette bizi anlamaz.

Neden sigara içmediğimi de yazayım: Çocukluğumda evimize bir akrabamız gelirdi. Tütün tabakası ve içinde sigara sarılacak kâğıtçıklar olan küçücük bir defter bulunurdu. İlk gördüğümde şaşırmıştım, defterin küçüklüğüne. Ama sonra öğrendim ki defter değil sigara kâğıdıymış.

Akrabamız mindere bağdaş kurar bizim meraklı bakışlarımıza aldırmadan tabakası açar sigara kâğıtlarından birini kopararak başparmak ve işaret parmağı arasına özenle koyardı. Kâğıdı ortalar, parmağıyla bastırarak tütün koyacağı bir kanal oluştururdu. Tabakasından aldığı tütünü özenle kâğıda koyar, kâğıdın boyunca yayardı. Sonra kâğıdı yarım sarar, kalan kenarı da diliyle ıslatarak doladığı kısma yapıştırırdı.

Ortaya çıkan sigaranın iki uçlarını tütünün dökülmemesi için içe bükerdi. Sonra keyifle ince olarak dolanmış kısmı dudakları arasına alır, gazla çalışan çakmağını ateşleyerek yakardı.

İşte biz ondan sonra hayretle adama bakardık. Çünkü yaktığı sigarayı öyle bir içine çekerdi ki, ben de o esnada nefesimi tutardım. Ben dayanamayıp tekrar nefes aldığım halde o çekmeye devam ederdi. Sanırım sigarayı en fazla 5 çekişte bitirirdi.

Uzun bir süre sonra adam tekrar geldi ama ayakları diz altından itibaren yoktu. Kamyon lastiğinden kesilmiş iki parçayı dizlerinin altına koyarak, iki eline de aldığı sopalarla sürünür gibi yürüyerek gelmişti.

Babama sebebini sorduğumda “Oğlum içtiği sigara ayak damarlarını tıkamış, kangren olmuş, kesilmiş” diye cevap vermişti. Çocuk aklımla “O zaman bu adam sigarayı neden keyifle içiyor ki?” diye düşünmüş, bir anlam verememiştim.

Bir süre sonra adam misafir olarak bize gelmez oldu. Babama sordum “O ayakları kesilmiş adam, neden bize gelmiyor?” diye. Babam: “Doktorlar ne kadar sigarayı bırakması gerektiğini söylese de, dinlememiş, içmeye devam devam etmiş. Vücudunun yukarısında da damarlar tıkanmış, kangren oluşmuş. Sigara yüzünden öldü” demişti.

İşte o andan sonra sigara benim gözümde bir katil, ısrarla sigara içmeye devam eden o adam da intihar eden biriydi.

Şimdi tiryakilere sormak isterim; sizin de benim gibi acı bir hatıranız olsa o sigarayı içer miydiniz? Ben içmedim, sizlerin de böyle bir anısı olsa kesinlikle içmezdiniz.
Sigara içmek için mazeretler arayıp, kendinizi kandırmak yerine; haklı gerekçeleri bırakmak için vesile yapardınız.

Biliyorum, bu yazı tiryakilerin hoşuna gitmeyecek ama olur ya; okuyan bir başkası zıkkım mereti elinden atar, bir daha da geri almaz; kim bilir? Biz de o kişiye bozulmaya başlayan sağlığını tekrar kazandıracak hayırlı bir işe imza atmış oluruz.

Bu yazı vesilesiyle sigara bırakanlar olmuşsa, lütfen yorum yazsınlar. Böylece yorum yazanlar da başka tiryakilerin bırakmasına vesile olmuş olurlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir