Tohumda ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 89’a yükseldi
Türkiye Tohumcular BirliÄŸi BaÅŸkanı SavaÅŸ Akcan, “2021 yılında 2020’ye göre ithalat ile ihracat arasındaki açığı yaklaşık 10 puan daha kapatmışız. Bu, sektörün ilerlediÄŸinin göstergesidir.” dedi.
Türkiye tohumda kendine yeter ülke konuma gelmek için adımlar atarken 2017 yılında yüzde 73 olan tohumda ihracatın ithalatı karşılama oranı geçen yıl yüzde 89’a yükseldi.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Savaş Akcan, AA muhabirine, Birlik bünyesinde tohumculuk, fidancılık, fidecilik ve süs bitkileri sektörlerinin yer aldığını söyledi.
2020’de 1 milyon 250 bin ton sertifikalı tohum üretildiÄŸini belirten Akcan, geçen yıl bu rakamın 1 milyon 325 bin tona çıktığını bildirdi.
Akcan, tohumculuk sektörünün her geçen gün ilerlediÄŸine iÅŸaret ederek, “2020’de tohum özeline baktığımız zaman 199 milyon dolarlık ithalat, 162 milyon dolarlık ihracatımız vardı, yüzde 80 civarında bir yeterlilik söz konusuydu. Tohumculuk sektörü sadece ithalatla veya sadece ihracatla yürüyemez. 2021’de yaklaşık 210 milyon dolar ithalat ve 185 milyon dolar ihracat seviyesine geldik. Tohumda yeterlilik oranında yüzde 90’lar noktasına gelmiÅŸ olduk. 2021 yılında 2020’ye göre ithalat ile ihracat arasındaki açığı yaklaşık 10 puan daha kapatmışız. Bu, sektörün ilerlediÄŸinin göstergesidir.” dedi.
Kamuoyunda “Tohumda Ä°srail’e bağımlılık” konusunun sürekli gündeme geldiÄŸini anımsatan Akcan, şöyle konuÅŸtu:
“Bağımlılık baÅŸka, Ä°srail ile çalışmak baÅŸka bir ÅŸey. Ben Ä°srail’den domates tohumu alıyorum domates tohumu satıyorum, alışveriÅŸ yapıyorum. Her tohumun kendine has özellikleri var. Herkes kendine uygun tohumdan bitki üretmeye çalışıyor.”
Rusya-Ukrayna Savaşı tohumculuk sektörünü olumsuz etkilemeyecek
Akcan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tohumculuk sektörüne etkisinin 4-5 yıl içinde görülebileceÄŸine dikkati çekerek, bu ülkelerden özellikle buÄŸday tohumu alımı yapıldığı bilgisini verdi.
Türk tohumculuk sektörünün söz konusu savaÅŸtan olumsuz etkilenmeyeceÄŸini vurgulayan Akcan, Türkiye’nin sertifikalı tohum üreticilerinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olduÄŸunu ve sektörün bu durumu fırsata çevirebileceÄŸini anlattı.
Akcan, TÜRKTOB altındaki sektörlere de değinerek, şunları kaydetti:
“Fidenin tırlara yüklenip ihracatı çok zor, bu yüzden ihracatı olmuyor ancak iç pazar ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Süs bitkileri tarafında pandemiden sonra ciddi bir ivmelenme yakalandı. Dünyada süs bitkileri sektöründe lider olduÄŸunu iddia eden Avrupa ülkelerinin pandemide üretimi azaldı. Bu da bizim avantajımıza oldu. Daha genç ve dinamik sektör olan süs bitkileri sektörü üretiminde muazzam bir ivmelenme yakalandı ve 2019’dan bugüne iki katından fazla üretim ve ihracat geliÅŸti. Süs bitkileri tohumculuk ve fidancılık sektörlerine baktığımızda, 2018’de 19 milyon dolar artıya geçmiÅŸiz. Bugün ithalata kıyasla 78 milyon dolarlık artı ihracat rakamımız var.”
Türk tarımında girdi maliyetlerinin tahmin edilememesinin son zamanlarda büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Akcan, üreticinin öngörülebilir maliyetlerle daha fazla üretim yapacağını ve burada da yükün büyüğünün devlette olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye’nin sertifikalı tohum üretimine Konya Ovası’ndan büyük katkı
Hububat, bakliyat, patates ve yem bitkileri baÅŸta olmak üzere Türkiye’nin 1 milyon 324 bin 222 ton sertifikalı tohum üretiminin 372 bin 620 tonu Konya Ovası’nda gerçekleÅŸtirildi.
Birçok ürün için uygun iklim koÅŸulları sunan Konya’nın sahip olduÄŸu geniÅŸ tarım arazilerinde baÅŸta buÄŸday, arpa, ayçiçeÄŸi, patates olmak üzere çeÅŸitli ürünler yetiÅŸtiriliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığının 2021 yılı verilerine göre, hububat, bakliyat, patates ve yem bitkileri baÅŸta olmak üzere Türkiye’deki 1 milyon 324 bin 222 ton sertifikalı tohum üretiminin 372 bin 620 tonu Konya’da gerçekleÅŸtirildi.
Sertifikalı tohum üretiminde Konya’yı 145 bin 154 tonla Åžanlıurfa, 85 bin 686 tonla Diyarbakır takip etti.
“Türkiye’nin ana stratejisinin kalbinin Konya’da attığını söyleyebiliriz”
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülke tarımı adına tohumculuk açısından çok önemli mesafeler katedildiğini söyledi.
Bitkisel üretim ve gıda güvenliÄŸi açısından tohumun çok önemli olduÄŸuna dikkati çeken Soylu, “Türkiye’deki tohumluk üretiminin yaklaşık yüzde 30’u Konya Ovası’nda gerçekleÅŸiyor. Dünyada gıda krizinin ciddi boyutlarda dillendirildiÄŸi bu dönemde, bitkisel üretimin anahtarı olan tohum konusunda Türkiye’nin ana stratejisinin kalbinin Konya’da attığını söyleyebiliriz çünkü bitkisel üretimde, onu üretecek tohumluÄŸunuz olmadığında yapacağınız bir ÅŸey yok.” diye konuÅŸtu.
Bölgede, tarım teknolojilerindeki geliÅŸmelerin çiftçi becerilerini artırdığına deÄŸinen Soylu, tohumluk üreten firmaların sayısının 200’ü bulduÄŸunu dile getirdi.
Soylu, Konya’nın bugün Türkiye’de hatta dünyada tohumculuk sektöründe adından söz ettiren duruma geldiÄŸini belirterek, “Yıllık yaklaşık 13 bin beyanname veriliyor. Bu, 13 bin tarlada ayrı ayrı tohumculuk yapılıyor demektir. Tohumluk üretim alanı 1 milyon dekarı buluyor. Yani birçok ilin tarım arazisinden daha fazla alanda tohumculuk yapılıyor. Hububat baÅŸta olmak üzere patates, yaÄŸlı tohumlar ve yem bitkileri tohumculuÄŸunda ülkeye en büyük katkısı sunan il konumunda. Bu üretim de her yıl katlanarak artıyor.” ifadelerini kullandı.
“Tohumculuk sektörü kabuÄŸunu kırdı”
Tohum olmadan tarımı daha ileri götürmenin mümkün olmadığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
“Bitkisel üretimde verimlilik ve kalitenin yolu, kaliteli tohumluk ve bunun çiftçiye ulaÅŸtırılmasından geçiyor. 2022 yılında üretimin daha da artmasını bekliyoruz. Tohumculuk sektörü kabuÄŸunu kırdı. Dünyada da çok daha fazla söz sahibi olabilecek bir potansiyele sahibiz. Artışta yerli hububat çeÅŸitlerimizin rolü çok büyük. Yabancı çeÅŸitlerden çok daha kaliteli yerli çeÅŸitlerimiz var. Ekim alanlarını büyük kısmını yerli çeÅŸitlerimiz kaplıyor. AyçiçeÄŸi, mısır ve ÅŸeker pancarı tohumunda da aynı baÅŸarılara ulaÅŸmalıyız.”
Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri BirliÄŸi Konya Åžubesi BaÅŸkanı Alptekin Ä°lgün ise “Türkiye’de yılda 2 milyon 900 bin ton civarında sertifikalı tohuma ihtiyacımız var. Bunun büyük bölümü ülkemizde üretiliyor ama özellikle pancar, mısır ve ayçiçeÄŸi tohumu yabancı ÅŸirketlerin çeÅŸitleri ve markalarıyla üretiliyor. Yerli ve milli çeÅŸitlerimizin verimliliÄŸini, dayanıklılığını ve kalitesini daha da artırıp yabancı markaların ülkemizde üretilmesi yerine, yerli markalarımızın yurt dışında üretilmesini ve ekilmesini hedefliyoruz.” diye konuÅŸtu.
Kaynak: AA