TÜRK ARABIN, ARAP TÜRKÜN DÜŞMANI DEĞİLDİR

Bizi Araplara, Arapları bize düşman eden İngiliz istihbaratını es geçerek yorum yaparsan, analizin de yanlış olur.
İngilizlerin neyi amaçladığını çok iyi analiz etmek gerekir, gerçeklere ulaşabilmek için.

Elbette biliyoruz, Suriye’de yaşananlar bizim başımıza gelse, sığınacak yerimiz olmadığını…

Sen hiç iflas eden patronun, yanında çalıştırdığı yamağa sığındığını gördün mü?

Biz sadece sığınılacak bir ülkeyiz.

Başı daraldığında bir yerlere sığınmak bizim kitabımızda yazmaz.

Bahsettiğin ülkeler bizim sığınabileceğimiz nitelikte ülkeler olsalardı, bizim gibi imparatorluk tecrübesine sahip olmaları gerekirdi.

Onları bizimle nasıl kıyaslarsın?

Onlar da bu tavırlarında masumdur. Çünkü 600 yıl boyunca Osmanlı tebaası olarak yaşamışlardır.

Osmanlı, onların da tarihidir.

Osmanlıyı parçalamak için Osmanlı tebaası milletlere yapılan ırkçı kışkırtmalara rağmen Osmanlı onların hafızasında hala müspet anlamda yerini korumaktadır.

Elbette başları sıkıştığı an bize koşacaklardı. Bu durum, ortak tarih mirasına sahip olmamızın bir sonucudur.

İngiliz istihbaratı cetvelle sınırlar çizip oluşturduğu devletlerde yeterince Türk düşmanlığı oluşturamamıştır.

Osmanlı onların hayalinde bir ukde olarak kalmış, huzur içinde yaşanan bir mazi olarak hafızalarda yerini almıştır.

İşte bu sebeple de halk nezdinde asla Türk düşmanlığı yoktur.

Bunu daha müşahhas hale getirmek için bir örnek verelim.

Bir Arap karikatürist karikatürde, tozlu raflardan alınıp, tekrar duvara asılmış bir Abdülhamid Han portresinin tozunu alırken resmeder ve altına da şu sözleri yazar “Nerede kalmıştık?”.

İşte bu karikatür bile Araplardaki Osmanlı özlemini anlatır.

Yani iddia edildiği gibi Türk düşmanlığı yoktur.

Yunanistan’ı düşünün! Şimdi ekonomik krizle boğuşuyor. Kendilerini kışkırtıp, Osmanlı İmparatorluğunu parçalayanlar ne kadar destek veriyor Yunanistan’a? Bize ırkçı saikle yaklaşıp, düşman olmak yerine dost olsalar Türkiye’deki sinerji Yunanistan’a da taşınamaz mıydı?

Osmanlı onların içinde bir ukde olarak yaşamaya devam ederken, sen nasıl ırkçı saiklerle Arap düşmanlığı yaparsın?

Üstelik Lawrens gibi ajanların yıllarca süren faaliyetlerini de bilmene rağmen bu tavrını neden sorgulamıyorsun?
Artık oyunu bozma vakti geldi ve geçmiyor mu?

Elbette yöneticiler nezdinde bir soğuk tavır var ama onların endişeleri giderildiği takdirde o soğukluk, sorun
olmaktan çıkabilecek bir sorundur.

Türkiye’nin çabaları ile bu sorun nispeten kırılmıştır.

Araplar Türkiye’yi de Dubai gibi dev yatırımlarla donatmaya çalışırken Arap düşmanları yapılacak bir gökdeleni diline dolamış “İstanbul’un cinsel organı dikilecek” diyebilmiştir.

Tabii ki hassas olan sermaye de bu yatırımdan vazgeçmiştir.

İşte bu ırkçı yaklaşım “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” sözünün getirdiği doğal bir sonuçtur.

Bizi kısıtlayan, kabuğumuza çekilmemizi sağlayan, etkisiz bir “ulus devlet haline” getiren bir sözdür.

Yani amacı, bizi kibre sokarak küçültmektir.

Biz genlerimizde mevcut olan İmparatorluk tecrübesi ile büyük düşünüp, önce bölgemizin, sonra da dünyanın “Süper Gücü” olmalıyız.

Gerçi biz istemesek de şartlar bizi o noktaya doğru zorla götürmektedir.

İçimizdeki küçük düşünenlere rağmen misyonumuz büyük.

Vizyonumuz da, misyonumuza uygun olmalıdır.

Faşist ırkçılığı kim yaparsa yapsın, marjinal kalmaya mahkumdur.

Bölgemizdeki sorunların çözümü de bu ilişkilerin ortaya koyacağı iş birliği ile mümkün olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir